iltasyazilim
FD Üye
Atatürk ve tarih
atatürkün tarih sevgisi
atatürkün tarih hakkındaki düşünceleri
Tarihe baktığımız zaman, tarih şuuru, dolayısıyla da millî şuurun güçsüz olduğu dönemlerde ayrıca siyasî ayrıca de sosyal alanda meselelerin hat safhaya çıktığını görüyoruz Tarih şuuru olmayan aydın ve devlet ricali varlık sebebi olan milletine yabancılaşmış, başka kültürlerin, dolayısıyla milletlerin etkisine girmiş, kendine güven duygusunu kaybetmiştir Kendine güven duygusunu kaybeden aydının milletine hizmet etmesi, yol göstermesi olası değildir
Tarih, milletlerin hafızasıdır Milletler, tarih içerisinde teşekkül ederler ve tarih şuuru baştan sona varlıklarını devam ettirirler Tarih şuuru, tarihin akışı hakkında emin bir gösterme sahibi edinmek demektir İnsan tarih olaylarını mânâlı bir tüm içindeki parçalar halinde gördüğü anda tarih şuuru kazanmış olur Bu şuurdan yoksun olan milletler, millî birlik ve beraberliğini de koruyamazlar Millî birliğini tesis edememiş milletlerin yaşaması mümkün değildir
Türk tarihi insanlık tarihi dek eskidir Fakat, Mustafa Kemal Atatürk ’e değin bu geniş ve köklü tarihimiz gerektiği gibi araştırılıp ortaya konulamamıştır Osmanlı döneminde, diğer sosyal ilimlerde olduğu gibi tarih konusunda da tatmin edici gelişme sağlanamamıştır Dolayısıyla, ilk önce aydınlar almak üzere insanımıza tarih şuuru verilememiştir Bu ise hızla ilerleyen ve bu gelişmeyi geri kalmış toplumları ezmek için kullanan Batılı devletler karşı bir eziklik, kendine güvensizlik yaratmıştır
Batı dünyası, Türklerin Anadolu coğrafyasına girip burayı Türkiye haline getirmeye başladıkları tarihlerden itibaren, kendilerinin 1815 Viyana Kongresi ’nde adını koydukları ve siyasî literatüre soktukları Şark Meselesi ’ni tatbik alanına koymuştur Burada amaç yalnızca devlet olmamıştır, tüm Türk varlığı olmuştur Türk milleti ve vatanını kasıt bölge iftiralar yöneltilmiştir Bu iddiaları şöyle düzenlemek mümkündür :
1 Türklerin sarı ırktan oldukları, dolayısıyla Avrupalılara kadar ikinci sınıf insan sayılmaları gerektiği,
2Türklerin medenî kabiliyetten mahrum oldukları, dolayısıyla uygarlık düşmanı oldukları,
3Türklerin yaşadıkları toprakların kendilerine ait olmadığı iddialarıdır
Bu iftiraların sahibi olan Batı dünyası, Türklerin önce Avrupa ve Balkanlar ’dan, daha sonra da Türkiye ’den en ince ayrıntısına kadar atılmaları, yok edilmeleri gerektiğini düşünüyordu İngiliz devlet adamlarından Gladston, Batının reel niyetini , Türkler ’in kötülüklerini kaldırmanın tek bir çaresi vardır, o da yeryüzünden vücutlarının kaldırılmasıdır sözleriyle ortaya koymuştur
Mustafa Kemal Atatürk, Millî Uğraş ile yalnızca askerî zaferleri hedeflememiştir Türk milletinin muasır medeniyet seviyesine çıkmasına engel olan ne değin olumsuzluk, eksiklik varsa hepsiyle uğraş etmeyi amaçlamıştır Eksikliklerimizden bir tanesine de köklü tarihimizi tam anlamıyla araştırıp, ortaya koyamamamızdır Bugün, benzer inan ve katiyetle söylüyorum ama, milli ülküye, bütün bir bütünlükle yürümekte olan Türk milletinin büyük ırk olduğunu tüm uygar âlem, eksik zamanda, bir kere daha tanıyacaktır
Katiyen şüphem yoktur oysa, Türklüğün unutulmuş büyük uygar vasfı ve büyük uygar kabiliyeti, bundan sonraki inkişafı ile, âtinin yüksek uygarlık ufkunda yeni bir güneş gibi doğacaktır diyen Atatürk, Türk tarihinin ilmî esaslara kadar araştırılması, tarih şuurunun uyandırılması için çalışmaları kişisel olarak başlatmıştır Atatürk ’ün bu çalışmaları üç noktaya yönelmiştir Birincisi, Türk ve Dünya tarihini eski, hatalı, ideolojik yaklaşımlardan kurtarmak İkincisi, dünya medeniyetine Türk medeniyetinin yapmış olduğu katkıları ortaya dahil etmemek Üçüncüsü ise, Türk tarihini ilmî metotlarla çağdaş, orijinal bir tarih haline getirmektirBu üç hususu ise Atatürk “tarih, hakikatleri tahrif eden bir sanat değil, belirten bir ilim olmalıdır şeklinde açıklama etmiştir
Atatürk ’ün, Türk Tarih Tezinde belirttiği hususları şöyle sıralayabiliriz :
1 Türkler, brakisefal ve beyaz ırktandırBeyaz ırkın anayurdu Orta Asya ’dır
2 Medeniyetin beşiği Türklerin anayurdu olan Orta Asya ’dır
3 Anayurtları olan Orta Asya ’dan öbür sebeplerle göç eden Türkler bu nedenle dünyaya medeniyeti yaymışlardır
4 Anadolu ’nun ilk yerli halkları da Türklerdir, dolayısıyla buranın birincil sahipleri Türklerdir
5 Türklerin İslâm Medeniyetine katkıları araştırılmalıdır
6 Osmanlı Devleti ’nin kuruluşu ile ilgili iddialar araştırılmalı, reel ortaya çıkarılmalıdır
Bütün bu konularda araştırma yapılması için talimat vermiş, yapılan çalışmaları peşine düşüp takip etmiş ve ortaya meydana çıkan eserleri kanımca okuyarak incelemiştir
Türk Tarih Kurumu da bu çalışmaları yürütmek üzere 15 Nisan 1931 tarihinde kurulmuştur Türk Tarih Tezi ’nin tartışıldığı ITürk Tarih Kongresi, 211 1932 tarihinde Ankara ’da yapılmıştır 1935 yılında, tarihçi ve hoca geliştirmek üzere Dil ve TarihCoğrafya Fakültesi kurulmuştur
Atatürk, Türk Tarihinin bir bütün olarak, ilmî usullerle araştırılmasını istiyordu Tarih yazmak, tarih gerçekleştirmek dek mühimdir Yazan yapana vefalı kalmazsa değişmeyen gerçek, insanlığı şaşırtacak bir özellik alır
Atatürk, Türk Tarihinin, dolayısıyla Türk medeniyetinin en ince ayrıntılarına kadar ortaya çıkarılması üstünde durmuştur Çünkü, Türk yetenek ve kudretinin tarihteki başarıları meydana çıktıkça, bütün Türk çocukları kendileri için lâzım olan atılım kaynağını tarihte bulabileceklerdir Türk çocukları bu tarihten bağımsızlık fikrini kazanacaklar, o büyük başarıları düşünecekler, harikalar yaratan adamları öğrenecekler, kendilerinin aynı kandan olduklarını düşünecekler ve bu kabiliyetle kimseye boyun eğmeyeceklerdir
neticede, Atatürk, Türk milletine millî bir coşku verip onu haysiyet ve vakarına kavuştururken, uyguladığı, inkılâpların yanında, bir millî tarih şuuru da vermeyi bilmiştir Bugün de hepimize düşen atama, her Türk gencinin tarih şuuru ile yetişip, mensup olduğu milletine ve kendisine güven duymasını sağlamaktır
Seçme Parça *
atatürkün tarih sevgisi
atatürkün tarih hakkındaki düşünceleri
Tarihe baktığımız zaman, tarih şuuru, dolayısıyla da millî şuurun güçsüz olduğu dönemlerde ayrıca siyasî ayrıca de sosyal alanda meselelerin hat safhaya çıktığını görüyoruz Tarih şuuru olmayan aydın ve devlet ricali varlık sebebi olan milletine yabancılaşmış, başka kültürlerin, dolayısıyla milletlerin etkisine girmiş, kendine güven duygusunu kaybetmiştir Kendine güven duygusunu kaybeden aydının milletine hizmet etmesi, yol göstermesi olası değildir
Tarih, milletlerin hafızasıdır Milletler, tarih içerisinde teşekkül ederler ve tarih şuuru baştan sona varlıklarını devam ettirirler Tarih şuuru, tarihin akışı hakkında emin bir gösterme sahibi edinmek demektir İnsan tarih olaylarını mânâlı bir tüm içindeki parçalar halinde gördüğü anda tarih şuuru kazanmış olur Bu şuurdan yoksun olan milletler, millî birlik ve beraberliğini de koruyamazlar Millî birliğini tesis edememiş milletlerin yaşaması mümkün değildir
Türk tarihi insanlık tarihi dek eskidir Fakat, Mustafa Kemal Atatürk ’e değin bu geniş ve köklü tarihimiz gerektiği gibi araştırılıp ortaya konulamamıştır Osmanlı döneminde, diğer sosyal ilimlerde olduğu gibi tarih konusunda da tatmin edici gelişme sağlanamamıştır Dolayısıyla, ilk önce aydınlar almak üzere insanımıza tarih şuuru verilememiştir Bu ise hızla ilerleyen ve bu gelişmeyi geri kalmış toplumları ezmek için kullanan Batılı devletler karşı bir eziklik, kendine güvensizlik yaratmıştır
Batı dünyası, Türklerin Anadolu coğrafyasına girip burayı Türkiye haline getirmeye başladıkları tarihlerden itibaren, kendilerinin 1815 Viyana Kongresi ’nde adını koydukları ve siyasî literatüre soktukları Şark Meselesi ’ni tatbik alanına koymuştur Burada amaç yalnızca devlet olmamıştır, tüm Türk varlığı olmuştur Türk milleti ve vatanını kasıt bölge iftiralar yöneltilmiştir Bu iddiaları şöyle düzenlemek mümkündür :
1 Türklerin sarı ırktan oldukları, dolayısıyla Avrupalılara kadar ikinci sınıf insan sayılmaları gerektiği,
2Türklerin medenî kabiliyetten mahrum oldukları, dolayısıyla uygarlık düşmanı oldukları,
3Türklerin yaşadıkları toprakların kendilerine ait olmadığı iddialarıdır
Bu iftiraların sahibi olan Batı dünyası, Türklerin önce Avrupa ve Balkanlar ’dan, daha sonra da Türkiye ’den en ince ayrıntısına kadar atılmaları, yok edilmeleri gerektiğini düşünüyordu İngiliz devlet adamlarından Gladston, Batının reel niyetini , Türkler ’in kötülüklerini kaldırmanın tek bir çaresi vardır, o da yeryüzünden vücutlarının kaldırılmasıdır sözleriyle ortaya koymuştur
Mustafa Kemal Atatürk, Millî Uğraş ile yalnızca askerî zaferleri hedeflememiştir Türk milletinin muasır medeniyet seviyesine çıkmasına engel olan ne değin olumsuzluk, eksiklik varsa hepsiyle uğraş etmeyi amaçlamıştır Eksikliklerimizden bir tanesine de köklü tarihimizi tam anlamıyla araştırıp, ortaya koyamamamızdır Bugün, benzer inan ve katiyetle söylüyorum ama, milli ülküye, bütün bir bütünlükle yürümekte olan Türk milletinin büyük ırk olduğunu tüm uygar âlem, eksik zamanda, bir kere daha tanıyacaktır
Katiyen şüphem yoktur oysa, Türklüğün unutulmuş büyük uygar vasfı ve büyük uygar kabiliyeti, bundan sonraki inkişafı ile, âtinin yüksek uygarlık ufkunda yeni bir güneş gibi doğacaktır diyen Atatürk, Türk tarihinin ilmî esaslara kadar araştırılması, tarih şuurunun uyandırılması için çalışmaları kişisel olarak başlatmıştır Atatürk ’ün bu çalışmaları üç noktaya yönelmiştir Birincisi, Türk ve Dünya tarihini eski, hatalı, ideolojik yaklaşımlardan kurtarmak İkincisi, dünya medeniyetine Türk medeniyetinin yapmış olduğu katkıları ortaya dahil etmemek Üçüncüsü ise, Türk tarihini ilmî metotlarla çağdaş, orijinal bir tarih haline getirmektirBu üç hususu ise Atatürk “tarih, hakikatleri tahrif eden bir sanat değil, belirten bir ilim olmalıdır şeklinde açıklama etmiştir
Atatürk ’ün, Türk Tarih Tezinde belirttiği hususları şöyle sıralayabiliriz :
1 Türkler, brakisefal ve beyaz ırktandırBeyaz ırkın anayurdu Orta Asya ’dır
2 Medeniyetin beşiği Türklerin anayurdu olan Orta Asya ’dır
3 Anayurtları olan Orta Asya ’dan öbür sebeplerle göç eden Türkler bu nedenle dünyaya medeniyeti yaymışlardır
4 Anadolu ’nun ilk yerli halkları da Türklerdir, dolayısıyla buranın birincil sahipleri Türklerdir
5 Türklerin İslâm Medeniyetine katkıları araştırılmalıdır
6 Osmanlı Devleti ’nin kuruluşu ile ilgili iddialar araştırılmalı, reel ortaya çıkarılmalıdır
Bütün bu konularda araştırma yapılması için talimat vermiş, yapılan çalışmaları peşine düşüp takip etmiş ve ortaya meydana çıkan eserleri kanımca okuyarak incelemiştir
Türk Tarih Kurumu da bu çalışmaları yürütmek üzere 15 Nisan 1931 tarihinde kurulmuştur Türk Tarih Tezi ’nin tartışıldığı ITürk Tarih Kongresi, 211 1932 tarihinde Ankara ’da yapılmıştır 1935 yılında, tarihçi ve hoca geliştirmek üzere Dil ve TarihCoğrafya Fakültesi kurulmuştur
Atatürk, Türk Tarihinin bir bütün olarak, ilmî usullerle araştırılmasını istiyordu Tarih yazmak, tarih gerçekleştirmek dek mühimdir Yazan yapana vefalı kalmazsa değişmeyen gerçek, insanlığı şaşırtacak bir özellik alır
Atatürk, Türk Tarihinin, dolayısıyla Türk medeniyetinin en ince ayrıntılarına kadar ortaya çıkarılması üstünde durmuştur Çünkü, Türk yetenek ve kudretinin tarihteki başarıları meydana çıktıkça, bütün Türk çocukları kendileri için lâzım olan atılım kaynağını tarihte bulabileceklerdir Türk çocukları bu tarihten bağımsızlık fikrini kazanacaklar, o büyük başarıları düşünecekler, harikalar yaratan adamları öğrenecekler, kendilerinin aynı kandan olduklarını düşünecekler ve bu kabiliyetle kimseye boyun eğmeyeceklerdir
neticede, Atatürk, Türk milletine millî bir coşku verip onu haysiyet ve vakarına kavuştururken, uyguladığı, inkılâpların yanında, bir millî tarih şuuru da vermeyi bilmiştir Bugün de hepimize düşen atama, her Türk gencinin tarih şuuru ile yetişip, mensup olduğu milletine ve kendisine güven duymasını sağlamaktır
Seçme Parça *