iltasyazilim
FD Üye
Peyami, dışişleri mesleğini seçen bir gençtir Bacaklarını kaybetmiştir Hatıralarını yazdığı sıralarda, kafası da açılacak, içeride kaldığı sayılan bir kurşun aranacaktır
Peyami'nin uzak akrabası olan Ayşe, İzmir'den, onunla evlendirmek üzere İstanbul'a eğlence edilmiş, fakat Peyami istememiştir Bunu üzerine, onuruna çok düşkün olan Ayşe, bir daha hiç bir vakit Peyami'yle evlenmemeyi aklına koymuştur Dolayısıyla bir başkasıyla evlenir Ayşe'nin kardeşi Cemal de subay olan akrabadır Harbiye Nezaretindeki Binbaşı İhsan ile Mütareke'nin birincil zamanlarından beri anlaşmaktadırlar O sırada hepsi İstanbul'da bulunmaktadırlar Peyami'nin annesi, Şişli'deki salonuyla o günlerin nazik kadını, meşhur kadını, söz geçiren bir kadınıdır Kadınlar arasındaki propagandayı o yöneticilik eder İstanbul'da, çeşitli inanç, türlü türlü çalışma vardır Özellikle manda taraftarları, ülkeyi bir diğer yabancı devletin boyunduruğu altına belirlemek isteyenler çok çalışmaktadırlar Bir gün, İzmir'e Yunanlıların çıktığı haberi gelir Ayşe'nin kocasını, minik oğlunu, birçok masum insanla birlikte süngülemişler, delik deşik etmişlerdir Ayşe, İstanbul'a Peyamilere kazanç
Günün birinde, Sultanahmet meydanında büyük bir miting yapılır Mitinge kadın erkek, çoluk çocuk katılmıştır Asıl gelenler İstanbul'un arkadaki semt insanlarıdır Minarelerin arasında çok büyük, siyah bayraklar asılmıştır Orada ahali, ülke kurtuluncaya değin dövüşmeye, benzeri and içmeye gelmiştir
İşte bu büyük toplantıdan sonra İhsan ile Cemal, Anadolu'ya geçerler Şiddetli bir tifo geçirdikten daha sonra Peyami ile Ayşe de, bir kağnıya atlayıp Kandıra köylerinde İhsan'a kavuşurlar Bir çete kurmuşlardır Ulusal harekete karşı koymak isteyen köylüleri yola getirirler Peyami'yi, dilbilgisinden davranmak üzere, mütercim olarak Milli Müdafaa'ya verirler Ankara'ya kazanç
Ayşe hemşire olmuş, Eskişehir'e gitmiştir İhsan, gürültüsüz ve çelikten bir insan gibi, yorgun düşürmek bilmeden didinir, çalışır Tümü Ayşe'nin, İzmir kızının arkasından, İzmir yolunda ölmeye laf vermişlerdir Bu sıtmayla, sanki sırtlarına ateşten bir gömlek giymişlerdir Peyami, büyük bir uğraştan daha sonra kendini İhsan'ın komutası altındaki birliğe verdirir İhsan, bir akşam Peyami'ye, Ayşe'yi ne değin çok sevdiğini anlatır İkinci İnönü Savaşı'nda, alayının başında, başını kurşunlara uzatarak ölümü beklemiştir Metristepe'de göğsünden bir kurşun yiyerek bayıldığı lahza her şeyin bittiğini düşünmüştür Fazla kan kaybetmiştir Hastanede yer olmadığı için İhsan'ı bir otelde, küçük bir odaya yatırırlar Ayşe sabahları gelir, yarasını gözden geçirir, çarşaflarını değiştirir, derecesini alır İhsan, öğleye dek daima bununla vakit geçirir Bir akşam, Ayşe ile, İzmir'e inecekleri günü konuşurlar İzmir'e birincil giren kendisi edinmek şartıyla Ayşe'den kendisiyle evlenmesini ister Ayşe bu sözü vermeden, mantosunu kapar, kaçmaya çalışır İhsan, yarasını açarak intihara girişim eder Ayşe de ister istemez geri dönmek zorunda kalır
Rastlantılar İhsan'a fena bir oyun oynar Hava değişimi için Ankara'ya gönderilir Orada, İhsan'ın isteğine tutarsız olarak, bir amca kızını onunla evlendirmeye kalkarlar İhsan bunu kabul etmez, ama dönüşte, trene binerken amcasının kızına, onu öperek veda eder İşte fena rastlantı burada olur; Ayşe, bu olayı görmüştür İzmir'in kızı, o günden sonra İzmir'den başka hiçbir şey düşünmez olur İhsan'da yırtıcı bir savaş başlamıştır; dışından düşmanlarla içinden kendi kendisiyle savaşmaktadır İhsan, bir saldırı sırasında, tırmandığı tepenin en yüksek noktasında bir makineli ateşiyle vurulur, Peyami'nin kolları arasında hayatını kaybeder Hemşire Ayşe de bu saldırıda vurulanlar arasındadır Peyami, bir sedye içinde, bir asker kaputu altında onu bulur Hemşire gömleği kana bulanmıştır Sol kaşın üstünden iri bir bere almıştır Ayşe'nin şehit oluşu üzücüdür: Sıhhiye Bölüğünde çalışırken komutanın şehit düştüğü haberi kazanç Bunu duyar duymaz fırlar, en ileri hatta dek koşar, yakalayamazlar Bir top mermisi parçasının isabetiyle, işte bu sırada vurulur
Peyami, Ayşe'yi de, İhsan'ı da Gökçepınar'da tabi yana gömdürür Niyeti İzmir'e en önce girip, bunu Gökçepınar'da yatan Ayşe'ye anlatmaktır Çünkü, Peyami'ye kadar Ayşe hiç kimseyi sevmemiştir Onun seveceği insan, İzmir'e birincil gelecek olan insandır
Peyami'nin anı defteri böyle biter Ameliyattan sonra, Cebeci hastanesinin iki doktoru bu konuda konuşurlar Yedek asteğmen Peyami Efendi'nin kağıtları incelenmiştir Ne İhsan isminde bir alay komutanı bulunmuştur, ne de Ayşe adında bir hemşire Peyami'nin akrabası da bulunmamıştır Bunun üstüne iki doktor, anı defterindeki olayların, kafasına kurşun girmesinden ileri gelme hayaller olduğuna karar verirler *
Peyami'nin uzak akrabası olan Ayşe, İzmir'den, onunla evlendirmek üzere İstanbul'a eğlence edilmiş, fakat Peyami istememiştir Bunu üzerine, onuruna çok düşkün olan Ayşe, bir daha hiç bir vakit Peyami'yle evlenmemeyi aklına koymuştur Dolayısıyla bir başkasıyla evlenir Ayşe'nin kardeşi Cemal de subay olan akrabadır Harbiye Nezaretindeki Binbaşı İhsan ile Mütareke'nin birincil zamanlarından beri anlaşmaktadırlar O sırada hepsi İstanbul'da bulunmaktadırlar Peyami'nin annesi, Şişli'deki salonuyla o günlerin nazik kadını, meşhur kadını, söz geçiren bir kadınıdır Kadınlar arasındaki propagandayı o yöneticilik eder İstanbul'da, çeşitli inanç, türlü türlü çalışma vardır Özellikle manda taraftarları, ülkeyi bir diğer yabancı devletin boyunduruğu altına belirlemek isteyenler çok çalışmaktadırlar Bir gün, İzmir'e Yunanlıların çıktığı haberi gelir Ayşe'nin kocasını, minik oğlunu, birçok masum insanla birlikte süngülemişler, delik deşik etmişlerdir Ayşe, İstanbul'a Peyamilere kazanç
Günün birinde, Sultanahmet meydanında büyük bir miting yapılır Mitinge kadın erkek, çoluk çocuk katılmıştır Asıl gelenler İstanbul'un arkadaki semt insanlarıdır Minarelerin arasında çok büyük, siyah bayraklar asılmıştır Orada ahali, ülke kurtuluncaya değin dövüşmeye, benzeri and içmeye gelmiştir
İşte bu büyük toplantıdan sonra İhsan ile Cemal, Anadolu'ya geçerler Şiddetli bir tifo geçirdikten daha sonra Peyami ile Ayşe de, bir kağnıya atlayıp Kandıra köylerinde İhsan'a kavuşurlar Bir çete kurmuşlardır Ulusal harekete karşı koymak isteyen köylüleri yola getirirler Peyami'yi, dilbilgisinden davranmak üzere, mütercim olarak Milli Müdafaa'ya verirler Ankara'ya kazanç
Ayşe hemşire olmuş, Eskişehir'e gitmiştir İhsan, gürültüsüz ve çelikten bir insan gibi, yorgun düşürmek bilmeden didinir, çalışır Tümü Ayşe'nin, İzmir kızının arkasından, İzmir yolunda ölmeye laf vermişlerdir Bu sıtmayla, sanki sırtlarına ateşten bir gömlek giymişlerdir Peyami, büyük bir uğraştan daha sonra kendini İhsan'ın komutası altındaki birliğe verdirir İhsan, bir akşam Peyami'ye, Ayşe'yi ne değin çok sevdiğini anlatır İkinci İnönü Savaşı'nda, alayının başında, başını kurşunlara uzatarak ölümü beklemiştir Metristepe'de göğsünden bir kurşun yiyerek bayıldığı lahza her şeyin bittiğini düşünmüştür Fazla kan kaybetmiştir Hastanede yer olmadığı için İhsan'ı bir otelde, küçük bir odaya yatırırlar Ayşe sabahları gelir, yarasını gözden geçirir, çarşaflarını değiştirir, derecesini alır İhsan, öğleye dek daima bununla vakit geçirir Bir akşam, Ayşe ile, İzmir'e inecekleri günü konuşurlar İzmir'e birincil giren kendisi edinmek şartıyla Ayşe'den kendisiyle evlenmesini ister Ayşe bu sözü vermeden, mantosunu kapar, kaçmaya çalışır İhsan, yarasını açarak intihara girişim eder Ayşe de ister istemez geri dönmek zorunda kalır
Rastlantılar İhsan'a fena bir oyun oynar Hava değişimi için Ankara'ya gönderilir Orada, İhsan'ın isteğine tutarsız olarak, bir amca kızını onunla evlendirmeye kalkarlar İhsan bunu kabul etmez, ama dönüşte, trene binerken amcasının kızına, onu öperek veda eder İşte fena rastlantı burada olur; Ayşe, bu olayı görmüştür İzmir'in kızı, o günden sonra İzmir'den başka hiçbir şey düşünmez olur İhsan'da yırtıcı bir savaş başlamıştır; dışından düşmanlarla içinden kendi kendisiyle savaşmaktadır İhsan, bir saldırı sırasında, tırmandığı tepenin en yüksek noktasında bir makineli ateşiyle vurulur, Peyami'nin kolları arasında hayatını kaybeder Hemşire Ayşe de bu saldırıda vurulanlar arasındadır Peyami, bir sedye içinde, bir asker kaputu altında onu bulur Hemşire gömleği kana bulanmıştır Sol kaşın üstünden iri bir bere almıştır Ayşe'nin şehit oluşu üzücüdür: Sıhhiye Bölüğünde çalışırken komutanın şehit düştüğü haberi kazanç Bunu duyar duymaz fırlar, en ileri hatta dek koşar, yakalayamazlar Bir top mermisi parçasının isabetiyle, işte bu sırada vurulur
Peyami, Ayşe'yi de, İhsan'ı da Gökçepınar'da tabi yana gömdürür Niyeti İzmir'e en önce girip, bunu Gökçepınar'da yatan Ayşe'ye anlatmaktır Çünkü, Peyami'ye kadar Ayşe hiç kimseyi sevmemiştir Onun seveceği insan, İzmir'e birincil gelecek olan insandır
Peyami'nin anı defteri böyle biter Ameliyattan sonra, Cebeci hastanesinin iki doktoru bu konuda konuşurlar Yedek asteğmen Peyami Efendi'nin kağıtları incelenmiştir Ne İhsan isminde bir alay komutanı bulunmuştur, ne de Ayşe adında bir hemşire Peyami'nin akrabası da bulunmamıştır Bunun üstüne iki doktor, anı defterindeki olayların, kafasına kurşun girmesinden ileri gelme hayaller olduğuna karar verirler *