iltasyazilim
FD Üye
Amme'nin çoğulu, halk, topluluk
1 Müctehid (âyet ve hadîslerden şer'î yâni dînî hükümler çıkaran İslâm âlimi) olmayan, mukallid (yâni mezhebinin usûl ve kâidelerini anlayıp taklîd eden)
Müctehid olmayan âlime nâkil, yâni haber iletici denir Müctehid olmayan müftîler mukalliddir Avâm, hadîsi şerîflerden doğru mânâ çıkaramaz Bunun için müctehidlerin anladıklarına uymaları, yâni onları taklîd etmeleri lâzımdır (Fethulkadîr)
Dînî mes'elelerde, şöyle veya böyle yapılabilir şeklinde ruhsat (izin vermek) avâmın sözü ile olamaz Burada ancak müctehidler yetkilidir (ReddülMuhtâr)
2 Dînî ilimlerden haberi olmayan câhiller
Avâm, fetvâ kitablarını anlıyamaz Bunların, îmân ve ibâdet bilgilerini arayıp, sorup, öğrenmeleri farzdır Müctehid âlimlerin de, sözleri, vâzları ve yazıları ile önce îmân, sonra dînin temeli olan beş ibâdeti öğretmeleri farzdır (Muhammed Es'ad)
Sultanlar, milletin malını, zâlimler ve haydutlardan korudukları gibi; havâss yâni müctehid âlimler de, avâmın îtikâdını (inancını) bid'atçilerin (sapıkların) şerrinden korurlar (İmâmı Gazâlî)
3 Olgunlaşmamış, irşâda (öğrenip, aydınlanmaya) muhtaç Kulluk zevkini tatmamış; nefsi emmâresinin te'sirinden kurtulamamış olan Tasavvufta; takvâ, ihlâs derecelerinin en aşağısında bulunan kimseler
Avâmın orucu, yemek içmek gibi şeylerden sakınmaktır (İmâmı Gazâlî)
1 Müctehid (âyet ve hadîslerden şer'î yâni dînî hükümler çıkaran İslâm âlimi) olmayan, mukallid (yâni mezhebinin usûl ve kâidelerini anlayıp taklîd eden)
Müctehid olmayan âlime nâkil, yâni haber iletici denir Müctehid olmayan müftîler mukalliddir Avâm, hadîsi şerîflerden doğru mânâ çıkaramaz Bunun için müctehidlerin anladıklarına uymaları, yâni onları taklîd etmeleri lâzımdır (Fethulkadîr)
Dînî mes'elelerde, şöyle veya böyle yapılabilir şeklinde ruhsat (izin vermek) avâmın sözü ile olamaz Burada ancak müctehidler yetkilidir (ReddülMuhtâr)
2 Dînî ilimlerden haberi olmayan câhiller
Avâm, fetvâ kitablarını anlıyamaz Bunların, îmân ve ibâdet bilgilerini arayıp, sorup, öğrenmeleri farzdır Müctehid âlimlerin de, sözleri, vâzları ve yazıları ile önce îmân, sonra dînin temeli olan beş ibâdeti öğretmeleri farzdır (Muhammed Es'ad)
Sultanlar, milletin malını, zâlimler ve haydutlardan korudukları gibi; havâss yâni müctehid âlimler de, avâmın îtikâdını (inancını) bid'atçilerin (sapıkların) şerrinden korurlar (İmâmı Gazâlî)
3 Olgunlaşmamış, irşâda (öğrenip, aydınlanmaya) muhtaç Kulluk zevkini tatmamış; nefsi emmâresinin te'sirinden kurtulamamış olan Tasavvufta; takvâ, ihlâs derecelerinin en aşağısında bulunan kimseler
Avâmın orucu, yemek içmek gibi şeylerden sakınmaktır (İmâmı Gazâlî)