iltasyazilim
FD Üye
Avian İnfluenza
Tavuk Vebası
Kuş Gribi
1 Antre
Avian influenza, ırk arasında tavuk vebası veya kuş gribi olarak da bilinen, influenza A grubu virüslerin niçin olduğu, kanatlı hayvanlarda solunum ve asap sistemine ait belirtilerle birlikte yüksek morbidite ve mortalite hızı ile seyreden akut kontagiyöz bir hastalıktır Hastalık koskocoman idareli kayıplara yol açmaktadır
İnfluenza virüsünün A, B, C edinmek üzere antijenik tipleri mevcut olup, B ve C antijenik tipinin yalnızca insanlarda hastalık oluşturduğu, A tipinin ise kanatlılarda solunum ve asap sistemine ait belirtilerle karakterize avian influenza (Tavuk vebası) hastalığına sebep olduğu bilinmektedir
Avian influenza, Ortomyxoviridae ailesinden influenza grubuna ait RNA genetik materyali bulunan influenza A virüsüdür Patojenitelerine tarafından değişmekle birlikte, kanatlı hayvan türlerinden izole edilen bir fazla serotip bulunmaktadır; aşina 15 ayrı Hemaglutinin (HA) ve 9 öbür Neurominidase (NA) tipinin varlığı laf konusudur Bilinen bütün yüksek patojeniteli epidemilerin İnfluenza A virüsünün H5 ve H7 tiplerinden kaynaklandığı bildirilmektedir
2 Bulaşma ve Epidemiyolojik Bilgiler
Virüsün hava yolu ile taşınması bir kaç kilometre ile sınırlıdır Hem hastalık böcekler, kan emici sinekler ve kemiriciler vasıtasıyla enfekte hayvanlardan duyarlı olan hayvanlara mekanik olarak bulaştırabilmektedir Kuluçka süresi birkaç saat ile 23 gün aralarında değişebilmektedir
Avian influenza 100 yıl önce başlangıçta İtalya ’da tanımlanan ve dünyanın öbür yerlerinde de zaman zaman epidemiler şeklinde ortaya çıkan bir hastalıktır Hastalığın doğal saklayıcısının göçmen su kuşları özellikle yaban ördekleri olduğu belirtilmektedir Virüsün saklayıcıları enfeksiyona dirençlidir; oysa, öteki kuşlar duyarlıdır Evcil kanatlı hayvanlardan tavuklar ve hindiler hastalığa epeyce duyarlı olup, bu hayvanlarda süratli fatalite ile seyreden epidemiler biçiminde otaya çıkmaktadır
Hastalığın horizantal bulaşması (yatay bulaşma, hayvandan hayvana bulaşma) çok rastlanan bulaşma şeklidir Vertikal bulaşma (düşey bulaşma, tavuktan yumurta aracılığıyla civcive geçiş) ile ilgili belirlenmiş bir kanıt bulunmamaktadır
Enfekte hayvanlardan elde edilen yumurtaların kabuklarında etkenin varlığı belirlenmiştir
Hastalık kanatlılarda hafif bir hastalık tablosu şeklinde veya yüksek bulaşıcılık ve seri fatalite belirten ciddî epidemiler halinde karşımıza çıkmaktadır Rahatsızlık etkeni enfekte hayvanlarla aracısız olarak veya dolambaçlı olarak temasta yer alan evcil kümes hayvanlarına bulaşmakta ve bu hayvanlar da şiddetli salgınlara sebep olabilmektedir Hastalıkta morbidite ve mortalite hızları % 100 ’dür
Kuş ithalat ve ihracatlarının hastalığın epidemisinde kayda değer yeri bulunmaktadır Hayvan sirkülasyonlarıyla virüsler büyük bir alana yayılmaktadır
Son yapılan araştırmalar, virüsün aslında düşük patojeniteye sahip olduğu, oysa kanatlı popülâsyonu arasındaki kısa süreli dolaşımı ile mutasyona uğrayarak yüksek patojenite kazandığı merkezindedir
Amerika Birleşik Devletleri ’ndeki (ABD) 19831984 epidemisinde H5N2 virüsü ilk olarak düşük bir mortalite hızına sahipken, altı ayda yüksek bir patojenite kazanarak yaklaşık % 90 ’larda seyreden bir mortalite hızına ulaşmıştır Bu epidemide, kontrol için ABD ’de takriben 65 milyon dolar değerindeki 17 milyon kanatlı hayvan itlaf edilmiştir
İtalya ’daki 19992001 H7N1 influenza A alt alıcı epidemisinde de ilk olarak düşük patojenite gösteren virüs, 9 ay içinde mutasyona uğrayarak yüksek patojenite kazanmıştır Bu epidemide de yine 13 milyon kanatlı hayvanın bir kısmı ölmüş, bir kısmı da itlaf edilmiştir
Enfekte çiftliklerin karantinaya alınması ve etkene bir maruziyetin söz konusu olduğu sürülerin itlafı ile standart denetim metotlarının uygulanması hastalığın yayılmasını alıkoymak için gereklidir
İnfluenza A yüksek bulaşıcılığı yanında çiftlikler arasında araçgereç, yiyecek, kafes, elbise ya da diğer ekipmanlarla kolayca taşınabilmektedir Yüksek patojeniteli virüsler, bilhassa çevre ısısının düşük olduğu yerlerde, uzun vakit canlı kalabilirler böylece korunma yöntemlerinin ve iyi bir sürveyans sisteminin uygulanmaması durumunda epidemiler yıllardan beri sürebilir Mesela, Meksika ’da 1992 yılında görülen H5N2 epidemisi düşük bir patojenite ile başlamış ve mutasyonla fatal bir şahsiyet kazandığından 1995 yılına kadar teftiş altına alınamamıştır Tüm influenza A tipleri konağın bağışıklık sistemine iyi adapte olmaları ve kalıtımsal değişime uğramaları sebebiyle insanlarda ahenkli mevsimsel epidemilere yol açmaktadır
Avian influenza virüsünün normalde kuşlar ve domuzlar dışındaki türlerde rahatsızlık yapmadığı bildirilmekle beraber, 1997 yılında Hong Kong ’da kümes hayvanlarında meydana gelen ve virüsün H5N1 serotipinin sebep olduğu salgında 18 kişide şiddetli solunum yolu enfeksiyonu belirlendiği, bunlardan 6 kişinin öldüğü ve etkenin de kümes hayvanlarında salgına neden olan etkenle benzer olduğu ilk kez bildirilmiştir
Yapılan araştırmalarda da bu kişilerin enfekte kümes hayvanlarıyla çok sıkı temasta olduğu anlaşılmıştır Yapılan kalıtımsal mahiyetli incelemeler insanlarda görülen hastalığın kanatlı hayvanlarda görülenler ile bir benzerlik gösterdiğini ortaya koymuştur
Bu vakalar ile Hong Kong ’daki kanatlı hayvanlarda görülen influenza arasında bir koinsidanstan bahsedilmektedir Hong Kong ’daki bu epidemide bir buçuk milyon kanatlı hayvanın itlafı ile gerekli önlemlerin alınması hastalığın insanlara geçişini ve büyük bir pandeminin ortaya çıkmasını önlemiştir
Hong Kong ’da 2003 yılı Şubat ayında biri ölümle seyrede avian influenza H5N7 daha alçak tipli 2 olgu görülmüştür Bu vakaların Güney Çin ’e gezi ettiği hikâyesinin olduğu bildirilmiştir
Şubat 2003 ’te Hollanda ’da yüksek patojeniteye sahip H7N7 alt tipinin sebep olduğu epidemide, bir baytar hekimin ölümünün ve 83 hafif rahatsızlık tablosunun görüldüğü vakalar bildirilmiştir
Yeniden Hong Kong ’da 1999 yılında H9N2 daha aşağı tipine alt hafif seyirli iki olgu, 2003 yılı Aralık ayı ortalarında da hafif seyirli bir olgu bildirilmiştir H9N2 daha aşağı tipi kanatlı hayvanlarda yüksek patojeniteli bir seyir göstermemektedir
Vietnam ’ın kuzeyinde 2004 yılı Ocak ayında ciddi şiddetli solunum yolu enfeksiyonu ile seyreden bazı vakalar görülmüş ve yapılan laboratuvar incelemelerinde etkenin avian influenza A H5N1 olduğu belirlenmiştir
Avian influenza virüsünün, mutasyonla insanlara karşın olarak da patojenite kazanabileceği ve salgınlara yol açabileceği açıklama edilen bilgiler arasındadır Hastalığın insanlara bulaşması, enfekte hayvanlara ya da enfekte hayvanların dışkı, burun salgıları vb materyalleri ile kontamine olmuş yüzeylere temas sonucu veya kontamine materyallerden havaya karışan virüslerin solunması ile olabileceği belirtilmektedir İnsandan insana bulaşmanın olmadığı virüsün, mutasyonla bu karaktere de sahip olabileceği açıklama edilmektedir
İnsanlardaki influenza A H5N1 serotipinin niçin olduğu enfeksiyonlarda alev, boğaz ağrısı, öksürük, solunum güçlüğü ve viral pnömoni gibi solunum sistemine ait belirtiler görülmektedir
Avian influenzanın daha aşağı tiplerinden H5N1, seri bir şekilde mutasyona uğraması ve diğer türler için enfekte edici özellik kazanması sebebiyle daha ciddî görülmektedir
Hayatta kalan enfekte kuşlar dışkı ve ağız salgılarıyla minimum 10 gün süreyle virüsü çıkarırlar Bu durum, hayvan satışları ve göçmen kuşlar vasıtasıyla virüsün yayılmasına kaynak teşkil etmektedir
H5N1 yüksek patojeniteli epidemilerin kaynağıdır Aralık 2003 ortalarında Kore ’de ve öteki Asya ülkelerinde özellikle insanlar sağlığını tehdit eden etmen olmuştur H5N1 alt tipi 1997 yılında insanları direkt enfekte etmiş ve 2004 yılı Ocak Ayı ’nda yeniden ortaya çıkmıştır Bu yönüyle H5N1 daha alçak tipi millet için daha büyük bir tehdit unsuru olarak görülmektedir
Aralık 2003 ’ten bugüne dek belirtilmiş alt tipin sebep olduğu olgu ve ölüm sayıları, 10032004 itibariyle, Tayland ’da 11 olgu, 7 ölüm, Vietnam ’da ise 22 olgu 15 ölüm şeklindedir
Bu yılın başlarında ABD ’ de görülen salgının etkeni avian influenza A ’nın H5N2 serotipi olarak emin, ama, bunun Asya ’da görülen serotiple bir bağlantısının olmadığı bildirilmiştir
3 Teşhis
İnfluenza tanısı için süratli ve güvenilir deneme metotları mevcuttur Ülkemizde de gerek veteriner araştırma enstitüleri gerekse Refik Şeffaf Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı Laboratuvarlarının lüzumu halinde icap eden çalışmaları yapabilecek alt yapıları bulunmaktadır
4 Korunma ve Teftiş
Kanatlılarda hastalığın belirlenmesi halinde yetkili otoriteler gerekli önlemleri almalı ve ilgili mevzuatı gereği karantina, itlaf ve dezenfeksiyon uygulamalarını eksiksiz yerine getirmelidir Ülkemizde bu alandaki hizmetler Tarım ve Köyişleri Bakanlığı kadar yapılmaktadır
Elde edilen bilgiler, hastalığın insanlardaki şeklinin, bilhassa hastalığın görüldüğü çiftliklerle alakalı olduğunu gösterdiğinden, tavuk çiftliklerinde çalışanların korunma önlemlerini uygulamaları (elen, maske, bireysel hijyen vb) sağlanmalı, bu kişiler hastalıkla ilgili olarak bilgilendirilmeli ve bilinçlendirilmelidir
Ayrıca, etkene bir maruziyetin laf konusu olduğu takdirde, mevcutsa etkin antiviral ilâçlarla profilaksi yoluna gidilebileceği de ifade edilmektedir
Virüsün, 56 °C ’de 3 saate veya 60 °C ’de 30 dakikada öldüğü bildirilirken, formalin ve iyot bileşiklerine de aklıselim olduğu belirtilmektedir Keza virüs, kontamine gübrede düşük ısılarda en düşük 3 ay canlı kalabilirken, suda 22 °C ’de 4 gün, 0 °C ’de ise 30 gün canlılığını sürdürebilmektedir
Hastalığın görüldüğü ülkelere gezi edenler enfekte tavuk çitliklerinden uzakta durmalı ve iyi piştiğinden belirlenmiş oldukları kanatlı etleri ile yumurtaları tüketmelidirler Bireysel hijyene de zorunlu siklet verilmeli, eller sık sık sabun ve bol su ile adamakıllı yıkanmalıdır
Bunların yanı sıra, hastalığın görüldüğü ülkelere yolculuk edenler, dönüşlerinde 710 gün içinde alev ve solunum sistemine ait belirtilerin görülmesi halinde hekime başvurmalıdırlar *
Tavuk Vebası
Kuş Gribi
1 Antre
Avian influenza, ırk arasında tavuk vebası veya kuş gribi olarak da bilinen, influenza A grubu virüslerin niçin olduğu, kanatlı hayvanlarda solunum ve asap sistemine ait belirtilerle birlikte yüksek morbidite ve mortalite hızı ile seyreden akut kontagiyöz bir hastalıktır Hastalık koskocoman idareli kayıplara yol açmaktadır
İnfluenza virüsünün A, B, C edinmek üzere antijenik tipleri mevcut olup, B ve C antijenik tipinin yalnızca insanlarda hastalık oluşturduğu, A tipinin ise kanatlılarda solunum ve asap sistemine ait belirtilerle karakterize avian influenza (Tavuk vebası) hastalığına sebep olduğu bilinmektedir
Avian influenza, Ortomyxoviridae ailesinden influenza grubuna ait RNA genetik materyali bulunan influenza A virüsüdür Patojenitelerine tarafından değişmekle birlikte, kanatlı hayvan türlerinden izole edilen bir fazla serotip bulunmaktadır; aşina 15 ayrı Hemaglutinin (HA) ve 9 öbür Neurominidase (NA) tipinin varlığı laf konusudur Bilinen bütün yüksek patojeniteli epidemilerin İnfluenza A virüsünün H5 ve H7 tiplerinden kaynaklandığı bildirilmektedir
2 Bulaşma ve Epidemiyolojik Bilgiler
Virüsün hava yolu ile taşınması bir kaç kilometre ile sınırlıdır Hem hastalık böcekler, kan emici sinekler ve kemiriciler vasıtasıyla enfekte hayvanlardan duyarlı olan hayvanlara mekanik olarak bulaştırabilmektedir Kuluçka süresi birkaç saat ile 23 gün aralarında değişebilmektedir
Avian influenza 100 yıl önce başlangıçta İtalya ’da tanımlanan ve dünyanın öbür yerlerinde de zaman zaman epidemiler şeklinde ortaya çıkan bir hastalıktır Hastalığın doğal saklayıcısının göçmen su kuşları özellikle yaban ördekleri olduğu belirtilmektedir Virüsün saklayıcıları enfeksiyona dirençlidir; oysa, öteki kuşlar duyarlıdır Evcil kanatlı hayvanlardan tavuklar ve hindiler hastalığa epeyce duyarlı olup, bu hayvanlarda süratli fatalite ile seyreden epidemiler biçiminde otaya çıkmaktadır
Hastalığın horizantal bulaşması (yatay bulaşma, hayvandan hayvana bulaşma) çok rastlanan bulaşma şeklidir Vertikal bulaşma (düşey bulaşma, tavuktan yumurta aracılığıyla civcive geçiş) ile ilgili belirlenmiş bir kanıt bulunmamaktadır
Enfekte hayvanlardan elde edilen yumurtaların kabuklarında etkenin varlığı belirlenmiştir
Hastalık kanatlılarda hafif bir hastalık tablosu şeklinde veya yüksek bulaşıcılık ve seri fatalite belirten ciddî epidemiler halinde karşımıza çıkmaktadır Rahatsızlık etkeni enfekte hayvanlarla aracısız olarak veya dolambaçlı olarak temasta yer alan evcil kümes hayvanlarına bulaşmakta ve bu hayvanlar da şiddetli salgınlara sebep olabilmektedir Hastalıkta morbidite ve mortalite hızları % 100 ’dür
Kuş ithalat ve ihracatlarının hastalığın epidemisinde kayda değer yeri bulunmaktadır Hayvan sirkülasyonlarıyla virüsler büyük bir alana yayılmaktadır
Son yapılan araştırmalar, virüsün aslında düşük patojeniteye sahip olduğu, oysa kanatlı popülâsyonu arasındaki kısa süreli dolaşımı ile mutasyona uğrayarak yüksek patojenite kazandığı merkezindedir
Amerika Birleşik Devletleri ’ndeki (ABD) 19831984 epidemisinde H5N2 virüsü ilk olarak düşük bir mortalite hızına sahipken, altı ayda yüksek bir patojenite kazanarak yaklaşık % 90 ’larda seyreden bir mortalite hızına ulaşmıştır Bu epidemide, kontrol için ABD ’de takriben 65 milyon dolar değerindeki 17 milyon kanatlı hayvan itlaf edilmiştir
İtalya ’daki 19992001 H7N1 influenza A alt alıcı epidemisinde de ilk olarak düşük patojenite gösteren virüs, 9 ay içinde mutasyona uğrayarak yüksek patojenite kazanmıştır Bu epidemide de yine 13 milyon kanatlı hayvanın bir kısmı ölmüş, bir kısmı da itlaf edilmiştir
Enfekte çiftliklerin karantinaya alınması ve etkene bir maruziyetin söz konusu olduğu sürülerin itlafı ile standart denetim metotlarının uygulanması hastalığın yayılmasını alıkoymak için gereklidir
İnfluenza A yüksek bulaşıcılığı yanında çiftlikler arasında araçgereç, yiyecek, kafes, elbise ya da diğer ekipmanlarla kolayca taşınabilmektedir Yüksek patojeniteli virüsler, bilhassa çevre ısısının düşük olduğu yerlerde, uzun vakit canlı kalabilirler böylece korunma yöntemlerinin ve iyi bir sürveyans sisteminin uygulanmaması durumunda epidemiler yıllardan beri sürebilir Mesela, Meksika ’da 1992 yılında görülen H5N2 epidemisi düşük bir patojenite ile başlamış ve mutasyonla fatal bir şahsiyet kazandığından 1995 yılına kadar teftiş altına alınamamıştır Tüm influenza A tipleri konağın bağışıklık sistemine iyi adapte olmaları ve kalıtımsal değişime uğramaları sebebiyle insanlarda ahenkli mevsimsel epidemilere yol açmaktadır
Avian influenza virüsünün normalde kuşlar ve domuzlar dışındaki türlerde rahatsızlık yapmadığı bildirilmekle beraber, 1997 yılında Hong Kong ’da kümes hayvanlarında meydana gelen ve virüsün H5N1 serotipinin sebep olduğu salgında 18 kişide şiddetli solunum yolu enfeksiyonu belirlendiği, bunlardan 6 kişinin öldüğü ve etkenin de kümes hayvanlarında salgına neden olan etkenle benzer olduğu ilk kez bildirilmiştir
Yapılan araştırmalarda da bu kişilerin enfekte kümes hayvanlarıyla çok sıkı temasta olduğu anlaşılmıştır Yapılan kalıtımsal mahiyetli incelemeler insanlarda görülen hastalığın kanatlı hayvanlarda görülenler ile bir benzerlik gösterdiğini ortaya koymuştur
Bu vakalar ile Hong Kong ’daki kanatlı hayvanlarda görülen influenza arasında bir koinsidanstan bahsedilmektedir Hong Kong ’daki bu epidemide bir buçuk milyon kanatlı hayvanın itlafı ile gerekli önlemlerin alınması hastalığın insanlara geçişini ve büyük bir pandeminin ortaya çıkmasını önlemiştir
Hong Kong ’da 2003 yılı Şubat ayında biri ölümle seyrede avian influenza H5N7 daha alçak tipli 2 olgu görülmüştür Bu vakaların Güney Çin ’e gezi ettiği hikâyesinin olduğu bildirilmiştir
Şubat 2003 ’te Hollanda ’da yüksek patojeniteye sahip H7N7 alt tipinin sebep olduğu epidemide, bir baytar hekimin ölümünün ve 83 hafif rahatsızlık tablosunun görüldüğü vakalar bildirilmiştir
Yeniden Hong Kong ’da 1999 yılında H9N2 daha aşağı tipine alt hafif seyirli iki olgu, 2003 yılı Aralık ayı ortalarında da hafif seyirli bir olgu bildirilmiştir H9N2 daha aşağı tipi kanatlı hayvanlarda yüksek patojeniteli bir seyir göstermemektedir
Vietnam ’ın kuzeyinde 2004 yılı Ocak ayında ciddi şiddetli solunum yolu enfeksiyonu ile seyreden bazı vakalar görülmüş ve yapılan laboratuvar incelemelerinde etkenin avian influenza A H5N1 olduğu belirlenmiştir
Avian influenza virüsünün, mutasyonla insanlara karşın olarak da patojenite kazanabileceği ve salgınlara yol açabileceği açıklama edilen bilgiler arasındadır Hastalığın insanlara bulaşması, enfekte hayvanlara ya da enfekte hayvanların dışkı, burun salgıları vb materyalleri ile kontamine olmuş yüzeylere temas sonucu veya kontamine materyallerden havaya karışan virüslerin solunması ile olabileceği belirtilmektedir İnsandan insana bulaşmanın olmadığı virüsün, mutasyonla bu karaktere de sahip olabileceği açıklama edilmektedir
İnsanlardaki influenza A H5N1 serotipinin niçin olduğu enfeksiyonlarda alev, boğaz ağrısı, öksürük, solunum güçlüğü ve viral pnömoni gibi solunum sistemine ait belirtiler görülmektedir
Avian influenzanın daha aşağı tiplerinden H5N1, seri bir şekilde mutasyona uğraması ve diğer türler için enfekte edici özellik kazanması sebebiyle daha ciddî görülmektedir
Hayatta kalan enfekte kuşlar dışkı ve ağız salgılarıyla minimum 10 gün süreyle virüsü çıkarırlar Bu durum, hayvan satışları ve göçmen kuşlar vasıtasıyla virüsün yayılmasına kaynak teşkil etmektedir
H5N1 yüksek patojeniteli epidemilerin kaynağıdır Aralık 2003 ortalarında Kore ’de ve öteki Asya ülkelerinde özellikle insanlar sağlığını tehdit eden etmen olmuştur H5N1 alt tipi 1997 yılında insanları direkt enfekte etmiş ve 2004 yılı Ocak Ayı ’nda yeniden ortaya çıkmıştır Bu yönüyle H5N1 daha alçak tipi millet için daha büyük bir tehdit unsuru olarak görülmektedir
Aralık 2003 ’ten bugüne dek belirtilmiş alt tipin sebep olduğu olgu ve ölüm sayıları, 10032004 itibariyle, Tayland ’da 11 olgu, 7 ölüm, Vietnam ’da ise 22 olgu 15 ölüm şeklindedir
Bu yılın başlarında ABD ’ de görülen salgının etkeni avian influenza A ’nın H5N2 serotipi olarak emin, ama, bunun Asya ’da görülen serotiple bir bağlantısının olmadığı bildirilmiştir
3 Teşhis
İnfluenza tanısı için süratli ve güvenilir deneme metotları mevcuttur Ülkemizde de gerek veteriner araştırma enstitüleri gerekse Refik Şeffaf Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı Laboratuvarlarının lüzumu halinde icap eden çalışmaları yapabilecek alt yapıları bulunmaktadır
4 Korunma ve Teftiş
Kanatlılarda hastalığın belirlenmesi halinde yetkili otoriteler gerekli önlemleri almalı ve ilgili mevzuatı gereği karantina, itlaf ve dezenfeksiyon uygulamalarını eksiksiz yerine getirmelidir Ülkemizde bu alandaki hizmetler Tarım ve Köyişleri Bakanlığı kadar yapılmaktadır
Elde edilen bilgiler, hastalığın insanlardaki şeklinin, bilhassa hastalığın görüldüğü çiftliklerle alakalı olduğunu gösterdiğinden, tavuk çiftliklerinde çalışanların korunma önlemlerini uygulamaları (elen, maske, bireysel hijyen vb) sağlanmalı, bu kişiler hastalıkla ilgili olarak bilgilendirilmeli ve bilinçlendirilmelidir
Ayrıca, etkene bir maruziyetin laf konusu olduğu takdirde, mevcutsa etkin antiviral ilâçlarla profilaksi yoluna gidilebileceği de ifade edilmektedir
Virüsün, 56 °C ’de 3 saate veya 60 °C ’de 30 dakikada öldüğü bildirilirken, formalin ve iyot bileşiklerine de aklıselim olduğu belirtilmektedir Keza virüs, kontamine gübrede düşük ısılarda en düşük 3 ay canlı kalabilirken, suda 22 °C ’de 4 gün, 0 °C ’de ise 30 gün canlılığını sürdürebilmektedir
Hastalığın görüldüğü ülkelere gezi edenler enfekte tavuk çitliklerinden uzakta durmalı ve iyi piştiğinden belirlenmiş oldukları kanatlı etleri ile yumurtaları tüketmelidirler Bireysel hijyene de zorunlu siklet verilmeli, eller sık sık sabun ve bol su ile adamakıllı yıkanmalıdır
Bunların yanı sıra, hastalığın görüldüğü ülkelere yolculuk edenler, dönüşlerinde 710 gün içinde alev ve solunum sistemine ait belirtilerin görülmesi halinde hekime başvurmalıdırlar *