Avrupada Astronominin Baştan Doğuşu astronominin doğuşu avrupada gökbilim avrupa da astronominin tekrar doğuşu avrupada yeniden İslâm dünyasında gökbilim çalışmaları önemini yitirmeye başladığı sıralarda, Rönesansla beraber, Orta Avrupa bilim merkezi olma yolunda idi Latinceye çevrilen kitaplardan gökbilim öğrenilip, üniversitelerde okutuluyordu Kasıt denizcilerin istikamet ve konum tespit ihtiyaçları, dini günlerin belirlenmesi ve genelde takvimde düzenlemelerin yapılması ihtiyacıydı Bu dönemde belli başlı gelişme gözlemsel yok kuramsal çalışmalarda olmuştur N Copernicus, Yer ve diğer gezegenlerin Güneş etrafında akıcı dairesel hareket yaptıklarını, gök cisimlerinin günlük görünür hareketlerinin Yer'in dönmesinden kaynaklandığını düşünmüştür Dairesel hareketin gözlemleri tam sağlamaması sebebiyle Güneş'in bütün merkezde olmadığı yargısına varmıştır Ünlü gökbilimci Tycho Brahe içten bir Güneş sistemi modeli için çok sağduyu gözlemlere gereklilik olduğunu vurgulamıştır Kendi modeline kadar, Ay ve Güneş, Yer'in civarda, diğer gezegenler ise Güneş civarda düzgün yuvarlak yörüngelerde dolanıyorlardı TBracfte'nin öğrencisi JKepler, Brahe'nin gözlemlerini kullanarak Mars'ın yörüngesinin (odaklarından birinde Güneş olan) elips olduğunu bulmuştur Daha Sonra tüm gezegenlerin böyle davrandığını hesaplamıştır Kepler, halen yıldızların, Satürn yörüngesinin ötesinde gizli bir bölgede olduklarına inanıyordu 1610 yılında teleskop keşfedilmiştir Mekaniğin kurucularından Galile teleskopunu kullanarak; 1)Jüpiter'in 4 uydusunu keşfetti, 2)Ay'ın haritasını yaparak yüzey şekillerini isimlendirdi, 3)Venüs'ün evrelerini gözledi, 4)Samanyolu’nun yıldızlardan oluştuğunu gördü, 5)Satürn gezegeninin kenarında çıkıntılar olduğunu gözledi (halka olduğunu ayrım edemedi), 6)Güneş lekelerinin gözlemlerinden, Güneş'in 26 günde bir dönme hareketi yaptığını buldu Kepler ve Galile'den sonra astronomiye en büyük katkı Newton kadar olmuştur Kepler, gezegenleri yörüngelerinde tutan kuvvetin Güneş’cilt kaynaklanan manyetik zor olduğunu kabul etmişti Newton, Kepler kanunlarını kullanarak, bu kuvvetin gezegenGüneş uzaklığının karesiyle zıt orantılı olduğunu göstermiştir Bu zorlama evrensel kütle çekim kuvvetiydi Bu dönemde çağdaş teleskoplar geliştirilmiş ve Paris'te, Greenwich'te ve Berlin'de gözlemevleri kurulmuştur YerGüneş ve MarsGüneş uzaklıkları hesaplanmıştır 1706 yılında ilk kez bir kuyruklu yıldızın yörüngesi hesaplanarak kuyruklu yıldızların atmosferik olmadıkları onların bir gökcismi olduğu bulunmuştur 17 ve 18 yüzyıllarda gözlemsel ve dinamik astronomi alanındaki ve 19 yüzyılda ortaya çıkan gök fiziği alanındaki araştırmalar, 20 yüzyıl astronomisinin odak noktaları olmuştur Artık 21 yüzyıla girdiğimiz günümüzde astronomlar, evrenin yapısını ortaya koyma çabası yanında evrende yalnız olup olmadığımız sorusuna cevap aramaktadırlar