Avukat Epözdemir: 'Talep Gelirse Cem Garipoğlu’nun Mezarını Açtıracağız'

Münevver Karabulut'un babası Süreyya Karabulut, katil Cem Garipoğlu'nun intihar ettiğine inanmadığını söylemiş, 'mezarının açılmasını isteyeceğim' demişti. Ailenin avukatı Rezan Epözdemir'den bahisle ilgili açıklama geldi.




Dün Sabah gazetesine bir röportaj veren baba Karabulut; '8 yıldır kabusun içindeyim. O celladın cesedini görseydim tahminen ikna olurdum. Fakat cesedini göstermediler. İntihar ettiğine inanmıyorum. Ya öldürüldü ya kaçırıldı. Mezarının açılmasını talep edeceğim. Yoksa bu kabus bitmeyecek' demişti.

"Hukuki teşebbüsleri derhal yapacağız"



Karabulut ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, baba Karabulut'un sözleri ile ilgili Sabah'a konuştu:

'Süreyya Karabulut'un ölenin Cem Garipoğlu olup olmadığına dair başında önemli soru işaretlerinin olduğu, bu mevzuda vicdanen rahatsız olduğu ve bayramdan sonra mezarın açılmasını isteği ile ilgili kendisini aradım, bu istikamette bir talepleri olduğunda derhal gerekli hukuksal süreci başlatabileceğimizi söz ettim. Kendisi de telefonda biraz duygulandı ve bayramdan sonra bu bahisle ilgili dönüş yapacağını söz etti'

Avukat Epözdemir 'Şayet müvekkillerden bu tarafta bir talep gelirse, avukat olarak Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 87. Hususunun 4. fıkrası uyarınca, mezarın açılarak fethi kabir sürecinin yapılması, doku ve DNA örnekleri üzerinden yine incelemelerin yapılması istikametindeki talebimizi Başsavcılığa sunacağız. Bu bahisteki hukuksal teşebbüsleri derhal yapacağız. Müvekkillerden bayram sonrasında bu tarafta bir talep gelirse, maddi gerçeğin ortaya çıkması ve adaletin tecellisi için tarafımızca derhal gerekli tüzel yollara başvurulacaktır' dedi.

"Yargıya düşen misyon maddi gerçeği ortaya çıkarmak"



Yaklaşık 13 yıl evvel şimdi hayatının baharındayken katledilen Münevver Karabulut'un mevti, cinayetin işleniş formu, kullanılan vasıtalar gözetildiğinde insanın insan olma vasfına alışılmamış formda canice işlenmiş bir cinayet olduğunu belirten Epözdemir şöyle dedi:

'Olay yeri, İsimli tıp, kolluk ve mahkemede yaşanan ihmal ve soruşturmayı etkilemeye matuf teşebbüsler nedeniyle, tarafımızca ikame edilen hukuksal süreçler doğrultusunda, toplamda 11 dava açılmış ve bu süreçte bu cinayeti gizlemeye, kanıtları yok etmeye ve yargıyı etkilemeye çalışan bütün isimli tip, emniyet ve yargı mensupları ile başka bireyler hak ettikleri cezaları almıştır. Bütün engelleme uğraşlarına ve tehditlere karşın, mağdur aile vekili olarak başvurduğumuz tüm tüzel süreçler mahkûmiyet ile sonuçlanmış, emsal mahiyette kararlar verilmiştir.'

'Bu hunharca ve vahşice işlenmiş cinayet, Türkiye'de bayana şiddet ve bayan cinayetleri açısından farkındalık oluşması ve fikri takip sürecinin işletilmesi noktasında bir birinci olmuş ve son derece değerli bir yer edinmiştir' diyen Epözdemir şunları söyledi:

'Özellikle, olay yeri inceleme, olay yerindeki tutanaklara geçmeyen ve kayda alınmayan yüksek ölçüdeki paranın akıbeti, isimli tıpta yaşanan skandal, cinayetin en kıymetli kanıtı olan kamera kayıtlarının yok edilmesi, mahkemede yaşanan reddi hâkim süreci, savcılık şikâyetine bahis ettiğimiz avukat olarak aldığımız tehdit ve menfaat teklifleri ile çaba etmek zorunda kaldığımız bütün bu zorluklar ve yargılamayı etkileme eforları nedeniyle Türkiye'de bütün ceza muhakemesi kurumlarının iflas ettiği ve sistemin sorgulandığı bir süreç yaşanmıştır.'

Tüm bunlar çerçevesinde yıllar geçse de kızları katledilen müvekkillerin zihninde bu türlü soru işaretlerinin uyanmasının son derece olağan olduğunu söyleyen Epözdemir; 'Yargıya düşen en temel vazife ise elbet ki bu soru işaretlerini gidermek ve maddi gerçeği ortaya çıkarmaktır' dedi.

İntihar haberi geldiği gün neler yaşandı?



Epözdemir Garipoğlu'nun intihar bilgisi geldikten sonra da yaşanan süreci şöyle anlattı:

'Anne Nagihan Karabulut ve Süreyya Karabulut ile Silivri Cumhuriyet Başsavcılığına gittik, evvel periyodun Cumhuriyet Başsavcısı ile görüştük, sonra kendisinin yönlendirmesiyle soruşturma savcısı ile görüştük. Otopsi süreci yapılırken Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 87. Hususunun son fıkrasına nazaran cesedin imajları kayda alındığından, Nagihan Karabulut ile fotoğrafları ve DNA örnekleri üzerinden yapılan incelemeler sonucunda hazırlanan raporu inceledik. Hatta Savcı Hanım genç bir meslektaşımızdı, kendisi de öğrenciyken, bu olayı takip ettiğini, çok etkilendiğini ve üzüldüğünü tabir etti ve Nagihan hanıma sarılarak biraz da duygulandı. Nihayetinde Başsavcılık olarak yapılan otopsi süreci ve İsimli tıp raporları sonucunda, ölenin Cem Garipoğlu olduğuna ait kanaatlerinin kesin olduğunu, bu husustaki tüm incelemelerin yapıldığını söz etti. Belgedeki fotoğraf ve isimli tıp raporları ve DNA incelemeleri sonucunda, ölenin Cem Garipoğlu olduğuna inandıklarını müvekkiller de tabir ettiler.'

"Annenin de kuşkuları var"



Aradan geçen 7,5 yıllık süreçte sadece 9 ay kadar evvel, bu hunharca ve vahşice cinayetin işlendiği konuttaki kanepe üzerinde Garipoğlu ailesinin fotoğraflarının toplumsal medyada yayınlanması üzerine, anne Nagihan Karabulut ile görüştüklerini belirten Epözdemir 'Kendisi mezarın açılması üzere bir fikrinin olduğunu tabir etti. Benden türel süreç ile ilgili bilgi aldı. __Bu bahiste kendilerinden bir talep geldiği anda gerekli hukuksal süreçleri yapabileceğimizi ve müracaatları yapabileceğimizi tabir ettim. Sonrasında, kendisi bu talep nedeniyle kamuoyunda yanlış bir algı uyanmasını istemediğini, insanların yıllar sonra bu bahis üzerinden gündeme geliyormuş üzere düşünmesini istemediğini, bunun kendisini ve ailesini üzeceğini ve incitebileceğini, yine bu türlü bir süreç yaşamak istemediğini söz ederek, şimdilik mezarın açılmasını istemediğini tabir etti' dedi.