AyAtam Efsanesi,
AyAtam Efsanesi Nedir,
AyAtam Efsanesi Hakkında Bilgi
AyAtam Efsanesi, Memlukler doneminde Mısır'da yaşamış olan Turk tarihcisi Aybek ud Devadari tarafından kayda gecirilmiş bir Turk efsanesidir Aybek ud Devadari'nin verdiği bilgilere gore bu efsaneyi halk dilinden yazıya aktaran ilk kişi Ulug Han Ata Bitikci adlı eski bir Turk bilginidir
Ulug Han Ata Bitigci'nin icinde AyAtam Efsanesi'nin de yer aldığı bir kitabını ele geciren Cebrail bin Bahteşyu adlı İranlı bir tarihci, AyAtam efsanesi'ni Turkce'den Farca'ya tercume etmiştir Bu farca tercumeyi bulan Aybek ud Devadari efsaneyi olduğu gibi kendi kitabına aktarmıştır
AyAtam Efsanesi'nin konusu insanoğlunun yaratılışıdır İnsanın yaratılışını dort unsura (su, ateş, toprak, ruzgar) ve balcığa bağlayan bu efsanede On Asya mitolojisinin etkileri gorulur Kimi Turkologlar, Ulug Han Ata Bitikci'nin yeni musluman olmuş bir Turk duşunuru olduğunu duşunmektedirler
Efsanede gecen ve Kara Dağcı adlı bir dağın uzerinde bulunan Ata Mağarası motifi, Turk mitolojisinin temel motiflerinden biridir Bozkurt Destanı'nda kurtla yaşayan son Turk cocuğunun kacıp sığındıkları Turfan'ın kuzeybatısındaki buyuk dağ ve dağdaki mağara da boyle bir yerdir Ergenekon'da da durum boyledir Nitekim AyAtam Efsanesi'nde anlatılan mağara da Kara Dağcı adlı bir dağın uzerinde bulunmaktadır Buyuk Hun ve Kok Turk devletleri zamanında Turkler'in Tanrı'ya tapınmak icin bir tur tapınak olarak kullandıkları ata maaraları da kou ile ilgili ve onemlidirler
İnsanın yaratılışını dort unsur ve balcığa bağlama daha cok On Asya mitolojisinin geleneğidir Ancak, dort unsur inanışı Uygur Turkleri'nde de vardır Ayrıca efsanenin kişi ve yer adlarının oz Turkce olması, Ata Mağarası motifinin efsane de onemli bir yer tutması ve dolayısıyla Turkler'in unlu mağara kultunun efsanede yer alması, AyAtam Efsanesi'nin bir Turk efsanesi olduğunu ortaya koyar Ama efsanenin On Asya etkisi taşımasını ve Aybek ud Devadari'nin musluman olması dolayısıyla efsanenin bazı bolumlerini kırpmış ya da muslumanlaştırmış olması ihtimalini goz onunde tutarak efsaneyi incelemek gerekir
AyAtam Efsanesi ozetle şoyledir:
Cok cok eski cağlarda
Cok yağmurlar yağdı Gok delinmiş gibiydi Dunya sele boğuldu, her yanı camurlar kapladı Camurlar akan selle yuvarlanarak Kara Dağ'daki bir mağaraya doldular Mağaranın icindeki kayalar yarıldı Yarıkların kimileri insanı andırıyordu Suruklenen camurlar bu insan bicimli yarıkları doldurdular
Aradan cok zaman gecti
Yarıklardaki balcıklar sular ile benzeşti, hallodu Guneş Saratan burcuna gedi ve havalar cok ısındı Yarıklardaki balcık sular ile pişti Yarıkların bulunduğu bu mağara tıpkı bir kadın gibiydi İci de insanlara can veren bir kadın karnı gibiydi
Dokuz ay durmadan yel esti
Su, ateş, toprak ve yel, insana can vermak icin birleştiler Dokuz ay sonra bir insan cıktı ortaya Adına AyAtam dediler
AyAtam, gokten indi yere kondu Bu yerin suyu tatlı, havası da serindi
Sonra yine yağmurlar, seller başladı Mağara yeniden camurla doldu Guneş bu kez Sunbule burcunda durdu Sunbule burcundaki guneşin sıcaklığı ile balcıklar sular ile pişti Bu kez bir hatun kişi cıktı ortaya Adına AyVa dediler
AyAtam ile AyVa evlendiler Kırk cocukları oldu Bunların yarısı erkek, yarısı da kızdı Onlar da evlendiler; soyları coğaldı
Bir zaman geldi AyAtam ile AyVa Hatun'un omurleri doldu; olduler Cocukları, anababalarını turedikleri mağaraya gomduler Mağaranın kapısını altın kapılar ile kapattılar, dort bir yanını cicekle suslediler
AyAtam Efsanesi Nedir,
AyAtam Efsanesi Hakkında Bilgi
AyAtam Efsanesi, Memlukler doneminde Mısır'da yaşamış olan Turk tarihcisi Aybek ud Devadari tarafından kayda gecirilmiş bir Turk efsanesidir Aybek ud Devadari'nin verdiği bilgilere gore bu efsaneyi halk dilinden yazıya aktaran ilk kişi Ulug Han Ata Bitikci adlı eski bir Turk bilginidir
Ulug Han Ata Bitigci'nin icinde AyAtam Efsanesi'nin de yer aldığı bir kitabını ele geciren Cebrail bin Bahteşyu adlı İranlı bir tarihci, AyAtam efsanesi'ni Turkce'den Farca'ya tercume etmiştir Bu farca tercumeyi bulan Aybek ud Devadari efsaneyi olduğu gibi kendi kitabına aktarmıştır
AyAtam Efsanesi'nin konusu insanoğlunun yaratılışıdır İnsanın yaratılışını dort unsura (su, ateş, toprak, ruzgar) ve balcığa bağlayan bu efsanede On Asya mitolojisinin etkileri gorulur Kimi Turkologlar, Ulug Han Ata Bitikci'nin yeni musluman olmuş bir Turk duşunuru olduğunu duşunmektedirler
Efsanede gecen ve Kara Dağcı adlı bir dağın uzerinde bulunan Ata Mağarası motifi, Turk mitolojisinin temel motiflerinden biridir Bozkurt Destanı'nda kurtla yaşayan son Turk cocuğunun kacıp sığındıkları Turfan'ın kuzeybatısındaki buyuk dağ ve dağdaki mağara da boyle bir yerdir Ergenekon'da da durum boyledir Nitekim AyAtam Efsanesi'nde anlatılan mağara da Kara Dağcı adlı bir dağın uzerinde bulunmaktadır Buyuk Hun ve Kok Turk devletleri zamanında Turkler'in Tanrı'ya tapınmak icin bir tur tapınak olarak kullandıkları ata maaraları da kou ile ilgili ve onemlidirler
İnsanın yaratılışını dort unsur ve balcığa bağlama daha cok On Asya mitolojisinin geleneğidir Ancak, dort unsur inanışı Uygur Turkleri'nde de vardır Ayrıca efsanenin kişi ve yer adlarının oz Turkce olması, Ata Mağarası motifinin efsane de onemli bir yer tutması ve dolayısıyla Turkler'in unlu mağara kultunun efsanede yer alması, AyAtam Efsanesi'nin bir Turk efsanesi olduğunu ortaya koyar Ama efsanenin On Asya etkisi taşımasını ve Aybek ud Devadari'nin musluman olması dolayısıyla efsanenin bazı bolumlerini kırpmış ya da muslumanlaştırmış olması ihtimalini goz onunde tutarak efsaneyi incelemek gerekir
AyAtam Efsanesi ozetle şoyledir:
Cok cok eski cağlarda
Cok yağmurlar yağdı Gok delinmiş gibiydi Dunya sele boğuldu, her yanı camurlar kapladı Camurlar akan selle yuvarlanarak Kara Dağ'daki bir mağaraya doldular Mağaranın icindeki kayalar yarıldı Yarıkların kimileri insanı andırıyordu Suruklenen camurlar bu insan bicimli yarıkları doldurdular
Aradan cok zaman gecti
Yarıklardaki balcıklar sular ile benzeşti, hallodu Guneş Saratan burcuna gedi ve havalar cok ısındı Yarıklardaki balcık sular ile pişti Yarıkların bulunduğu bu mağara tıpkı bir kadın gibiydi İci de insanlara can veren bir kadın karnı gibiydi
Dokuz ay durmadan yel esti
Su, ateş, toprak ve yel, insana can vermak icin birleştiler Dokuz ay sonra bir insan cıktı ortaya Adına AyAtam dediler
AyAtam, gokten indi yere kondu Bu yerin suyu tatlı, havası da serindi
Sonra yine yağmurlar, seller başladı Mağara yeniden camurla doldu Guneş bu kez Sunbule burcunda durdu Sunbule burcundaki guneşin sıcaklığı ile balcıklar sular ile pişti Bu kez bir hatun kişi cıktı ortaya Adına AyVa dediler
AyAtam ile AyVa evlendiler Kırk cocukları oldu Bunların yarısı erkek, yarısı da kızdı Onlar da evlendiler; soyları coğaldı
Bir zaman geldi AyAtam ile AyVa Hatun'un omurleri doldu; olduler Cocukları, anababalarını turedikleri mağaraya gomduler Mağaranın kapısını altın kapılar ile kapattılar, dort bir yanını cicekle suslediler