Aydınlanma felsefesi AYDINLANMA Aydınlanma, insanın kendi suçu ile düşmüş olduğu bir ergin olmama durumundan kurtulmasıdır Bu ergin olmayış durumu ise insanın kendi aklını bir başkasının rehberliğine başvurmaksızın kulanamamasıdır İşte bu ergin olmayışa insan kendi suçu ile düşmüştür Bunun nedeni de aklın kendisinde değil, ama aklını başkasının kılavuzluğu ve yardımı olmaksızın uygulamak istikrar ve cesaretini göstermeyen insanda aranmalıdır Ancak Aydınlanma için özgürlükten diğer bir şey gerekmez Bunun için gerekli olan özgürlükde özgürlüklerin en zararsız olanıdır Aklı her yönüyle ve her bakımdan çekinmeden kitlelerin önünde anlaşılır biçimde kullanım özgürlüğüdür Felsefenin ortaya çıkması için işte bu özgür bilinci gereklidir Felsefenin içinden çıktığı halk müziği da ilke olarak özgürlüğe sahip olmalıdır Pratik açıdan ise bu, reel özgürlüğün gelişmesine bağlıdır AYDINLANMA FELSEFESİ 17 VE 18 yüzyıllarda tanrı, zihin, doğa ve insan kavramlarının yeni bir senteze ulaşmasıyla ortaya meydana çıkan ve Avrupa’da sanat, felsefe, ve siyaset alanlarında radikal gelişmeler yol açan zihin akımına aydınlanma felsefesi denir Aydınlanma felsefesinin temelini aklı işler kılma ve yüceltme oluşturur Aydınlanma felsefesi düşünürleri, evrenin zihin yoluyla kavranabileceğini, bu yolla insanoğlunun bilgiye, özgürlüğe ve mutluluğa ulaşabileceğini savunmuşlardır Aydınlanma felsefesinin amacı, önyargıları yıkmaktır Aydınlanma felsefesi, akla, doğaya, insanın mutluluğuna tutarsız bütün önyargılara, boş inançlara, taassuba karşıdır Bu önyargılara karşısında çıkışın kökleri Rönesans ve Reform hareketlerine dayanmaktadır Batı uygarlığının gelişiminde 18 asır fer bakımdan önemlidir 18 yüzyıl bir zihin çağıdır Felsefeden edebiyata zihin egemendir Bu dönemin merakı, doğaya etken olmaya ve bilime çevrilmiştir Aydınlanma düşüncesini 7 noktada şöyle özetleyebiliriz: 1Monarşik ve dini otoriteye karşısında çıkış, 2Akılcılık, 3Aydınlanma düşüncesi, 4Kültür iyimserliği, 5Doğaya dönüş, 6İnsancıllaştırılmış Hristiyanlık, 7İnsan hakları Ilk çağda Yunan Aydınlanmasının merkezi Atina idi 18yüzyıl aydınlanması ise tüm Avrupa’ya yayılmış olan bir hafıza akımıdır Aydınlanma felsefesi, önce İngiltere’de başlamış, oradan Fransa’ya geçmiş ve çok radikal bir nitelik kazanmıştır Almanya’ya da kısmen Fransa yoluyla, kısmen de İngiltere’den gelen bu akımdan etkilenmiştir Aydınlanma, Avrupanın bu üç ülkesinde, bu ülkelerin kendi sosyopolitik özelliklerine uygun şekiller almıştır Aydınlanma Felsefesi, İngiltere’de daha fazla deneyci, Fransa’da rasyonel, Almanya’da gizemliakılcıdır Özet Olarak Aydınlanma çağıyla toplumdan ziyade kişi ön plana çıktı ve artan bir şekilde insani değerler, bağımsızlık, eşitlik ve kardeşlik sloganı ile tüm öteki değerlerin üstünde tutulmaya başlandı sonuç olarak; Aydınlanma Felsefesi, İlkçağ Yunan aydınlanmasıyla başlayan, Rönesans ve Reformla aralıksız ve Aydınlanma Çağıyla asırlardır topluma ulaşamayan öğretilerin çağına baskın olmasıdır Bu öğretiler, insanı evrenin merkezi bölge, dünyanın insanın ruhunu için bir araç olduğunu kabul eden hümanist bir felsefedir Bu felsefe ile atıl fikir sistemi yıkıldı Yerine akılcılığı ön plana çıkaran pozitif düşünce geldi