iltasyazilim
FD Üye
Ayı Dağı Efsanesi nedir
Ayı Dağı masalı
Ayı Dağı hikayesi
Ayı Dağı Efsanesi
Fazla eski zamanlarda Kırım ’ın yalı boyunda, dünyada demin ahali yaratılmadığı bir dönemde cin taifesi denen bir gurup yaşıyormuş
Yabanî, dağlık memlekette onların hayatı çok güç, yemekleri sıkıntılı, kaldırılamayacak kadar güçmüş Onlar Allah ’ın emirlerine çok sadık, itaatli, kalplerini nurlandırmak için yollanan şeriata uyuyorlarmış Allah, peygamberlerimiz bizim zor şartlarımızı kolaylaştırır diye ümitle yaşıyorlarmış
Daima birlikte yorulmadan çalışmaları baştan sona cin taifesi, kesilmez dağları kırıp bahçeye çevirmiş, toprakları sulamak için kanallar kazmış, bereketli bono, bostanlar yetiştirmişler Onlar, bu şekilde çalışarak hayat şartlarını düzeltiyor ve her sene daha da zenginleşiyorlarmış
Onlar ne kadar çalışırlarsa pek yokluğu ve ihtiyaçlarını yenmişler Kuytu yaşam geçirmenin fakat kendi emeklen ve çalışmaları baştan sona olacağını adamakıllı anlamışlar Eğer çalışıp ekmek kazanmazlarsa, Allah ’ın da takviye etmeyeceğini anlamaya başlamışlar
Rivayete göre, bu cin taifesi insanlardan daha akıllı imişler Zaman geçtikçe onların yüreklerinde Allah ’ın birliğine ve şeriatin doğruluğuna aleyhinde değişkenlik uyanmış Gitgide onlar Allah ’ın binasına (camiye) daha az gitmeye, eksik ibadet etmeye başlamışlar Her yıl Allah yoluna verdikleri fitre ve kurbanları azaltmışlar
Allah ’a isyan ettiği için cennetten kovulan iblis iblis için bu bekleyip de bulamadığı bir şeymiş Allah ’a itaat etmekten vaz geçmeye başlayan cin taifesini daha artı yoldan dışlamak için fırsat bekliyormuş Iblis en sonunda kendini cin taifesine peygamber olarak kabul ettirmiş Onlar artık Allah ’tan ayrılıp O ’nun en büyük düşmanı olan iblise secde ediyor, ondan destek aramaya başlıyorlarmış
Iblis kendini cennetten kovan Allah ’ına şimdiden beri kin besleyip, her fırsatı değerlendirerek O ’na bir kötülük etmeye çaba sarfediyor ve O ’nun kullarını itaatten çıkarmanın yolunda dolanıyormuş Allah ’ın en içten kulları olan ve O ’na inanıp gelen cin taifesini yoldan çıkardığın için fazla seviniyormuş Iblis yeni halkı cesur olmaya, şenlik ve zevk içinde yaşamaya eğlence etmiş Onların üzümden şarap yapıp içmelerine, karılarını açık gezdirmelerine izin vermiş
Allahütaala iblise bakıp, dürüst yoldan çıkan taifesine, itaat etmelerini sağlamak için, bir peygamber göndermiş Peygamber onları hatalı yoldan çevirmek, Allah ’ın birliğine inandırmak için fazla vaiz verse, nasihat etse de hiç faydası olmamış O, itaat etmeyenlerin ahirette cehennem azabıyla yanacaklarını söyleyerek korkutsa da iblisin yolundan vaz geçmelerini sağlayamamış Cinler O ’nu peygamber olarak tanımıyor, O ’nun nasihatleri ile dalga geçiyor, O ’nu yersiz ihtiyar diye kızdınyorlarmış İblisin öğrettiği zevkli yoldan dışarı giden cin taifesi, peygamberi memleketlerinden kovuyor, O ’na yiyecek içecek vermiyor, dolaştığı yerlerde taşlıyorlarmış
Allah ’ın yolladığı peygamber, düşman iblis taifesinin elinden, saklanarak kuvvet kurtulmuş ve dağlara kaçmış
Zulümden canı yanan peygamber, yüksek bir dağın tepesine çıkıp, Allah ’a şikâyet etmeye başlamış Peygamber kırk gün kırk gece namazlığın üstünden kalkmadan, Allah ’tan kendini kovan, dinden meydana çıkan cin taifesine şiddetli bir cinayet vermesini, bin bir türlü belâ yollayarak onların yer yüzündeki köklerini silmesini dilemiş:
“Ya Rabbi, sen onlara öyle bir belâ ver ancak, dinden meydana çıkan kullarına bir ibret olsun, diye dua etmiş
Diğer taraftaki asî kulları ile uğraşan Allah, peygamberin bu dua ve yakarışlarını duymamış Nihayet kırk birinci gün peygamberin gür sesini işiterek, asî cin taifesine ne cins şiddetli cezalar vermesi gerektiğini düşünmeye başlamış
Allah ’ın doğru yoldan çıkan kullarını cezalandırmak için, sonsuza dek buzlarla buruşuk, zincirlerle tabi bir Büyük Ayısı varmış Allah, onu saran buzlardan kurtarıp zincirlerini çözerek, onun şeriatı unutan cin taifesinin üstüne yürümesini emretmiş
Buzdan ve zincirlerden kurtulan, Allah ’ın intikam alıcısı, bu Büyük Ayı, derya denizleri aşıp, cin taaifesinin yaşadığı Kırım ’ın yalı boyuna gelmiş Cin taifesinin batı tarafındaki birincil köyü olan Foros ’un yanındaki Sanç burnuna gelince bu Büyük Ayı denizden çıkıp karaya ayak basmış Onun dağ gibi büyük olan bedeni çok dehşet ve ağırmış Üstündeki tüyü ise sık bir çamlığa benziyormuş
Büyük Ayı denizden çıkınca koskocoman dalgalar, fırtınalar kopmuş, hatta kıyıdaki öyle çok köyü denizde yıkayıp alıp gitmiş Allah ’ın belâsı, intikamcısı olan Büyük Ayı karaya etap basıp kıyı baştan başa yürümeye başlamış O, kendi ağırlığı ile kıyıda karşılaştığını vuruyor, yıkıyor, dağları darmadağınık ediyor; keskin, sivri tırnakları ile toprağını koparıp attığı yerlerde büyük dereler meydana getiriyormuş Ayının azametli bedeni aşağıda yalı boyu toprakları denize dürüst kayıp gider, eti yenip yalnızca kaburgaları kalmış öküz gibi olur Taş ve kayalar da bu yükün altında dayanamayarak parça parça olup gürültüyle yıkılıyor, zavallı cin taifesinin köylerini dibine gömüp bırakıyormuş
Yalı boyu bu azametli gövdenin ağırlığı altında inliyor, titriyor; köyler, şehirler yıkılıyor, dağılıyor Dağlar yerlerini değiştiriyor, her yer bambaşka bir hâl alıyor Sağlam yerlerde uçurumlar, sarp kayalar meydana geliyor Topraklar ilginç katlar halinde kıvrılıyor, yayılıyormuş Bu kıyamet içinde cin taaifesinin büyüğü küçüğü kaybolmuş Allah ’ın şeriatını unutup iblise tapınan taifenin merkezi olan yerleri, Allah ’ın dehşetli belâsı Büyük Ayı tırnakları ile parçalamış
Yerin derinliklerindeki kayıkları kazıp çıkararak darmadağın edip, büyük taş yığınları meydana getirmiş Bu Nedenle Oreanda ’da, Alupka ’da, Simeiz ’âe, Minik Köy ’de Ayı ’nın demir tırnakları aşağıda büyük kaya yığınları meydana gelmiş
Ne anaların, ne babaların göz yaşlan, ne de tüm cin taifesinin baş eğip yalvarmaları, hiçbir şey intikamcı Büyük Ayı ’yı durduramamış O ne değin yıkarsa, öyle daha fazla yıkmak istiyor, intikam duygusu daha pozitif alevleniyormuş Acilen Yalta olan yerde, asî cin gurubunun en büyük ibadethaneleri varmış En büyük papazlar orada iblisin altın resmine ibadet ediyorlarmış
Buraya gelince Büyük Ayı ’nın hıncı daha artı ateşlenmeye başlamış İntikam duygusu arttıkça artmış Allah ’a inanmayanların yatağını ta temelinden yıkmaya karar vermiş Ayı, oranın taşını, toprağını silip süpürüp atmış Fakat oranın görünüşünü değiştireyim diye ortasına derin Bitki Örtüsü çukur açmış
Kudretli omuzlarını dağın iki yanında dayayarak pek bir iteklemiş fakat, koca koca dağlar kıyıdan beş vörst uzağa çekilmişler‘
bir zamanlar yüksek dağlar olan yerlerde derin yarlar, şelâleler meydana gelmiş Bütün dünyada nam kazanmış olan iblisin azametli ibadethanelerinden eser bile kalmamış
Bu Nedenle sonsuza dek buzlar aralarında donup duran, sulara alışan Büyük Ayı ’nın kocaman vücudu yer yüzünde büyük zorlukla ayaklarını sürükleyerek dolaşıyormuş Iblis halkının ibadethaneleri yıkılıp yerle yeksan olduktan sonra Büyük Ayı ’nın hıncı da biraz geçmiş Kıyıyı eşeleyerek, yıkıp gitmeye Ayı devam etmiş
Gide gide Büyük Ayı ’nın karşısına çiçeklerle donanmış Partenit düzlüğü çıkmış Bu düzlükteki güzel tepecikler, varlıklı ve güzel ormanlar, neşeyle şırüdayarak akan nehirler, kehribar gibi parlayan üzüm bağlan, zümrüt gibi yeşil çayırlar, Ayı ’nın bile misket gibi sert yüreğini yumuşatmış İntikamcı Ayı ’nın geldiğini görerek yaklaşan ölüm aleyhinde titrek Partenit halkı, onun aleyhinde eğilip, ağlaya sızlaya onu karşılamışlar Onu merhamete getirmek için önüne analar öz yavrularını uzatıyor, gençler ise korkudan titreşen nişanlılarını saklıyor, vefat cezalarını bekliyorlarmış İntikamcının kan içici yüreği bu görüş karşı yumuşamış, cin taifesini imha etmek için Allah yolunda epey uğraştığının farkına varan Ayı, durmuş Yalı baştan başa epey yol alarak yorulduğunu fark eden Büyük Ayı, yorgunluktan kuruyan boğazını ıslatmak istemiş Büyük Ayı yüzünü denize dürüst çevirip, ön ayakları ile soğuk deniz suyuna girmiş Eğilerek Allah ’a yedi kere secde etmiş Korkunç kafasını denize batırıp, uzun zaman su içmiş Deniz onun ağzının dibinde çalkalanıyor, köpürüyor, boğazından ise seller gibi sular içine akıyormuş Ayı böylece susamış oysa, yıllarca içse bile doyamamış Asî cin taifesine olan hıncı daha geçmeyen Allah, Büyük Ayı ’nın sudan çıkıp yoluna devam etmesini, Partenit düzlüğündeki köyleri yıkıp, halkını da değil etmesini emretmiş Büyük Ayı Allah ’ın bu emrine kulak asmadan su içmeye devam etmiş Mukaddes emri yapmak için telaş etmeyen Ayı ’yı Allah lanetlemiş:
“Sen benim büyük bir intikamcındın Acilen benim en büyük asî kulum ol! Gelecek nesillere bir ibret olması için, durduğun yerde kal, demiş
Allah ’ın laneti Büyük Ayı ’nın kocaman vücudunu taşa, kaslı omuzlarını ise uçurumlara çevirmiş Onun yüksek sırtı geniş bir tepe halini almış, denizin içindeki büyük başı derin uçurumlara dönmüş, sık tüyleri geçilmez emen ağaçlan haline gelmiş Büyük Ayı, Ayıdağ olmuş ve sonsuza dek katmış kalmış Ayı ’nın geniş ağzı aleyhinde ama Karadeniz şırıldar Şu Anda bile o kadar geliyor ki, yarı o hâlâ su içiyor Onun için denizciler onun ağzının yanından hâlâ bugün bile geçmeye korkarlar, oradan sakınarak dönüp geçerler
Büyük Ayı ’nın o fazla dehşet gelişinden yüz yıllar geçtikten sonradan, artık yalı boyu sakinleşmiş, gevşemiş Dağlar büyümüş, farklı alanlara yönlendirilmiş hayvanlar doğmuş, insanlar ortaya çıkmış Ayıdağ ’ın etrafında Gurzuf, Kızıl Taş, Kurkulet, Dermenköy, Partenit köyleri de sabit çok eskiden Ayıdağ ’ın üzerinde yaşamak isteyenler de olmuş Onlar onun üstüne büyük bir kilise ve dahası kale yapıp yerleşmek istemişler Lakin anlaşılıyor oysa, işleri yolunda gitmemiş Ayuvdağ ’ın üstünde kimse yaşayamamış Çünkü onu Allah lanetlemiş *
Ayı Dağı masalı
Ayı Dağı hikayesi
Ayı Dağı Efsanesi
Fazla eski zamanlarda Kırım ’ın yalı boyunda, dünyada demin ahali yaratılmadığı bir dönemde cin taifesi denen bir gurup yaşıyormuş
Yabanî, dağlık memlekette onların hayatı çok güç, yemekleri sıkıntılı, kaldırılamayacak kadar güçmüş Onlar Allah ’ın emirlerine çok sadık, itaatli, kalplerini nurlandırmak için yollanan şeriata uyuyorlarmış Allah, peygamberlerimiz bizim zor şartlarımızı kolaylaştırır diye ümitle yaşıyorlarmış
Daima birlikte yorulmadan çalışmaları baştan sona cin taifesi, kesilmez dağları kırıp bahçeye çevirmiş, toprakları sulamak için kanallar kazmış, bereketli bono, bostanlar yetiştirmişler Onlar, bu şekilde çalışarak hayat şartlarını düzeltiyor ve her sene daha da zenginleşiyorlarmış
Onlar ne kadar çalışırlarsa pek yokluğu ve ihtiyaçlarını yenmişler Kuytu yaşam geçirmenin fakat kendi emeklen ve çalışmaları baştan sona olacağını adamakıllı anlamışlar Eğer çalışıp ekmek kazanmazlarsa, Allah ’ın da takviye etmeyeceğini anlamaya başlamışlar
Rivayete göre, bu cin taifesi insanlardan daha akıllı imişler Zaman geçtikçe onların yüreklerinde Allah ’ın birliğine ve şeriatin doğruluğuna aleyhinde değişkenlik uyanmış Gitgide onlar Allah ’ın binasına (camiye) daha az gitmeye, eksik ibadet etmeye başlamışlar Her yıl Allah yoluna verdikleri fitre ve kurbanları azaltmışlar
Allah ’a isyan ettiği için cennetten kovulan iblis iblis için bu bekleyip de bulamadığı bir şeymiş Allah ’a itaat etmekten vaz geçmeye başlayan cin taifesini daha artı yoldan dışlamak için fırsat bekliyormuş Iblis en sonunda kendini cin taifesine peygamber olarak kabul ettirmiş Onlar artık Allah ’tan ayrılıp O ’nun en büyük düşmanı olan iblise secde ediyor, ondan destek aramaya başlıyorlarmış
Iblis kendini cennetten kovan Allah ’ına şimdiden beri kin besleyip, her fırsatı değerlendirerek O ’na bir kötülük etmeye çaba sarfediyor ve O ’nun kullarını itaatten çıkarmanın yolunda dolanıyormuş Allah ’ın en içten kulları olan ve O ’na inanıp gelen cin taifesini yoldan çıkardığın için fazla seviniyormuş Iblis yeni halkı cesur olmaya, şenlik ve zevk içinde yaşamaya eğlence etmiş Onların üzümden şarap yapıp içmelerine, karılarını açık gezdirmelerine izin vermiş
Allahütaala iblise bakıp, dürüst yoldan çıkan taifesine, itaat etmelerini sağlamak için, bir peygamber göndermiş Peygamber onları hatalı yoldan çevirmek, Allah ’ın birliğine inandırmak için fazla vaiz verse, nasihat etse de hiç faydası olmamış O, itaat etmeyenlerin ahirette cehennem azabıyla yanacaklarını söyleyerek korkutsa da iblisin yolundan vaz geçmelerini sağlayamamış Cinler O ’nu peygamber olarak tanımıyor, O ’nun nasihatleri ile dalga geçiyor, O ’nu yersiz ihtiyar diye kızdınyorlarmış İblisin öğrettiği zevkli yoldan dışarı giden cin taifesi, peygamberi memleketlerinden kovuyor, O ’na yiyecek içecek vermiyor, dolaştığı yerlerde taşlıyorlarmış
Allah ’ın yolladığı peygamber, düşman iblis taifesinin elinden, saklanarak kuvvet kurtulmuş ve dağlara kaçmış
Zulümden canı yanan peygamber, yüksek bir dağın tepesine çıkıp, Allah ’a şikâyet etmeye başlamış Peygamber kırk gün kırk gece namazlığın üstünden kalkmadan, Allah ’tan kendini kovan, dinden meydana çıkan cin taifesine şiddetli bir cinayet vermesini, bin bir türlü belâ yollayarak onların yer yüzündeki köklerini silmesini dilemiş:
“Ya Rabbi, sen onlara öyle bir belâ ver ancak, dinden meydana çıkan kullarına bir ibret olsun, diye dua etmiş
Diğer taraftaki asî kulları ile uğraşan Allah, peygamberin bu dua ve yakarışlarını duymamış Nihayet kırk birinci gün peygamberin gür sesini işiterek, asî cin taifesine ne cins şiddetli cezalar vermesi gerektiğini düşünmeye başlamış
Allah ’ın doğru yoldan çıkan kullarını cezalandırmak için, sonsuza dek buzlarla buruşuk, zincirlerle tabi bir Büyük Ayısı varmış Allah, onu saran buzlardan kurtarıp zincirlerini çözerek, onun şeriatı unutan cin taifesinin üstüne yürümesini emretmiş
Buzdan ve zincirlerden kurtulan, Allah ’ın intikam alıcısı, bu Büyük Ayı, derya denizleri aşıp, cin taaifesinin yaşadığı Kırım ’ın yalı boyuna gelmiş Cin taifesinin batı tarafındaki birincil köyü olan Foros ’un yanındaki Sanç burnuna gelince bu Büyük Ayı denizden çıkıp karaya ayak basmış Onun dağ gibi büyük olan bedeni çok dehşet ve ağırmış Üstündeki tüyü ise sık bir çamlığa benziyormuş
Büyük Ayı denizden çıkınca koskocoman dalgalar, fırtınalar kopmuş, hatta kıyıdaki öyle çok köyü denizde yıkayıp alıp gitmiş Allah ’ın belâsı, intikamcısı olan Büyük Ayı karaya etap basıp kıyı baştan başa yürümeye başlamış O, kendi ağırlığı ile kıyıda karşılaştığını vuruyor, yıkıyor, dağları darmadağınık ediyor; keskin, sivri tırnakları ile toprağını koparıp attığı yerlerde büyük dereler meydana getiriyormuş Ayının azametli bedeni aşağıda yalı boyu toprakları denize dürüst kayıp gider, eti yenip yalnızca kaburgaları kalmış öküz gibi olur Taş ve kayalar da bu yükün altında dayanamayarak parça parça olup gürültüyle yıkılıyor, zavallı cin taifesinin köylerini dibine gömüp bırakıyormuş
Yalı boyu bu azametli gövdenin ağırlığı altında inliyor, titriyor; köyler, şehirler yıkılıyor, dağılıyor Dağlar yerlerini değiştiriyor, her yer bambaşka bir hâl alıyor Sağlam yerlerde uçurumlar, sarp kayalar meydana geliyor Topraklar ilginç katlar halinde kıvrılıyor, yayılıyormuş Bu kıyamet içinde cin taaifesinin büyüğü küçüğü kaybolmuş Allah ’ın şeriatını unutup iblise tapınan taifenin merkezi olan yerleri, Allah ’ın dehşetli belâsı Büyük Ayı tırnakları ile parçalamış
Yerin derinliklerindeki kayıkları kazıp çıkararak darmadağın edip, büyük taş yığınları meydana getirmiş Bu Nedenle Oreanda ’da, Alupka ’da, Simeiz ’âe, Minik Köy ’de Ayı ’nın demir tırnakları aşağıda büyük kaya yığınları meydana gelmiş
Ne anaların, ne babaların göz yaşlan, ne de tüm cin taifesinin baş eğip yalvarmaları, hiçbir şey intikamcı Büyük Ayı ’yı durduramamış O ne değin yıkarsa, öyle daha fazla yıkmak istiyor, intikam duygusu daha pozitif alevleniyormuş Acilen Yalta olan yerde, asî cin gurubunun en büyük ibadethaneleri varmış En büyük papazlar orada iblisin altın resmine ibadet ediyorlarmış
Buraya gelince Büyük Ayı ’nın hıncı daha artı ateşlenmeye başlamış İntikam duygusu arttıkça artmış Allah ’a inanmayanların yatağını ta temelinden yıkmaya karar vermiş Ayı, oranın taşını, toprağını silip süpürüp atmış Fakat oranın görünüşünü değiştireyim diye ortasına derin Bitki Örtüsü çukur açmış
Kudretli omuzlarını dağın iki yanında dayayarak pek bir iteklemiş fakat, koca koca dağlar kıyıdan beş vörst uzağa çekilmişler‘
bir zamanlar yüksek dağlar olan yerlerde derin yarlar, şelâleler meydana gelmiş Bütün dünyada nam kazanmış olan iblisin azametli ibadethanelerinden eser bile kalmamış
Bu Nedenle sonsuza dek buzlar aralarında donup duran, sulara alışan Büyük Ayı ’nın kocaman vücudu yer yüzünde büyük zorlukla ayaklarını sürükleyerek dolaşıyormuş Iblis halkının ibadethaneleri yıkılıp yerle yeksan olduktan sonra Büyük Ayı ’nın hıncı da biraz geçmiş Kıyıyı eşeleyerek, yıkıp gitmeye Ayı devam etmiş
Gide gide Büyük Ayı ’nın karşısına çiçeklerle donanmış Partenit düzlüğü çıkmış Bu düzlükteki güzel tepecikler, varlıklı ve güzel ormanlar, neşeyle şırüdayarak akan nehirler, kehribar gibi parlayan üzüm bağlan, zümrüt gibi yeşil çayırlar, Ayı ’nın bile misket gibi sert yüreğini yumuşatmış İntikamcı Ayı ’nın geldiğini görerek yaklaşan ölüm aleyhinde titrek Partenit halkı, onun aleyhinde eğilip, ağlaya sızlaya onu karşılamışlar Onu merhamete getirmek için önüne analar öz yavrularını uzatıyor, gençler ise korkudan titreşen nişanlılarını saklıyor, vefat cezalarını bekliyorlarmış İntikamcının kan içici yüreği bu görüş karşı yumuşamış, cin taifesini imha etmek için Allah yolunda epey uğraştığının farkına varan Ayı, durmuş Yalı baştan başa epey yol alarak yorulduğunu fark eden Büyük Ayı, yorgunluktan kuruyan boğazını ıslatmak istemiş Büyük Ayı yüzünü denize dürüst çevirip, ön ayakları ile soğuk deniz suyuna girmiş Eğilerek Allah ’a yedi kere secde etmiş Korkunç kafasını denize batırıp, uzun zaman su içmiş Deniz onun ağzının dibinde çalkalanıyor, köpürüyor, boğazından ise seller gibi sular içine akıyormuş Ayı böylece susamış oysa, yıllarca içse bile doyamamış Asî cin taifesine olan hıncı daha geçmeyen Allah, Büyük Ayı ’nın sudan çıkıp yoluna devam etmesini, Partenit düzlüğündeki köyleri yıkıp, halkını da değil etmesini emretmiş Büyük Ayı Allah ’ın bu emrine kulak asmadan su içmeye devam etmiş Mukaddes emri yapmak için telaş etmeyen Ayı ’yı Allah lanetlemiş:
“Sen benim büyük bir intikamcındın Acilen benim en büyük asî kulum ol! Gelecek nesillere bir ibret olması için, durduğun yerde kal, demiş
Allah ’ın laneti Büyük Ayı ’nın kocaman vücudunu taşa, kaslı omuzlarını ise uçurumlara çevirmiş Onun yüksek sırtı geniş bir tepe halini almış, denizin içindeki büyük başı derin uçurumlara dönmüş, sık tüyleri geçilmez emen ağaçlan haline gelmiş Büyük Ayı, Ayıdağ olmuş ve sonsuza dek katmış kalmış Ayı ’nın geniş ağzı aleyhinde ama Karadeniz şırıldar Şu Anda bile o kadar geliyor ki, yarı o hâlâ su içiyor Onun için denizciler onun ağzının yanından hâlâ bugün bile geçmeye korkarlar, oradan sakınarak dönüp geçerler
Büyük Ayı ’nın o fazla dehşet gelişinden yüz yıllar geçtikten sonradan, artık yalı boyu sakinleşmiş, gevşemiş Dağlar büyümüş, farklı alanlara yönlendirilmiş hayvanlar doğmuş, insanlar ortaya çıkmış Ayıdağ ’ın etrafında Gurzuf, Kızıl Taş, Kurkulet, Dermenköy, Partenit köyleri de sabit çok eskiden Ayıdağ ’ın üzerinde yaşamak isteyenler de olmuş Onlar onun üstüne büyük bir kilise ve dahası kale yapıp yerleşmek istemişler Lakin anlaşılıyor oysa, işleri yolunda gitmemiş Ayuvdağ ’ın üstünde kimse yaşayamamış Çünkü onu Allah lanetlemiş *