Ayıcı Ali Efsanesinin hikayesi,
Ayıcı Ali Efsanesi Nedir
Ayıcı Ali Efsanesi
Nasır tutmuş elleri yaba misali, bir eli normal bir insanın iki elinin buyukluğunde, cussesi uzun boylu iri yapılı nefesi ruzgar misali, kara kaşlarının altındaki masmavi gozler bakmak icin değil gormek icin anlamak icin bakardı Bu adam adıyla sanıyla lakabıyla Ayıcı Ali'ydi
Lakabını ayıların inine girerek eline ve koluna doladığı kalın keceyi kendisine taciz edince saldırıya gecen ayının ağzına sokunca cenesi keceden dolayı kilitlenen ayıları boynuz saplı keskin ucgen kamasını cok iyi kulanarak oldurmesiyle almıştı Bazen yarım saate yakın buyuk mucadele sonunda ayıyı oldurduğu olurdu Mağaranın etrafındaki bekleyenler bu buyuk hesaplaşmanın sonucunu hep icleri urperti dolu bacakları titreyerek bekler bu adama akıl sır erdiremezlerdi
Mağaranın icindeki canhıraş mucadele de ortaya cıkan sesleri duyanlar Ayıcı Ali'nin mağaranın kapısından iki metreden yuksek ayıyı yerde suruyerek cıkışını gorunceye kadar korkuları coşkun akan ırmaklar gibi hızlı yaşarlardı
Namı butun koylere civarlara yayılmıştı Tek silahı yanından hic ayırmadığı otuz cm uzunluğundaki ucu adeta bir tığ kadar sivri ucgen bicimli ve uctan geriye doğru oluklu olan el yapımı kaması ve her zaman kullandığı kendi yapımı olan kecesiydi Kaması yıllar once savaşta şehit olan dedesinden kalmıştı El yapımı bu silah ozel ustaların marifetli ellerinden şekillenip celiklenmesi icinde at sidiğine batırılarak celikleştilirmişti Cunku bu şekilde yapılan kesici bir aletin kestiği dokunduğu bir canlıyı zehirleyerek oldurme ozelliği de vardı
Şalvarının yan tarafına asılı olan bu kama Ayıcı Ali'nin belinden hic bir şekilde cıkmazdı Hem silahıydı hemde dedesinden andactı, hatıraydı
Uzun boylu iri yapılı bir dev gibi goruntusu olan bu adamdan hemen herkes cekinirdi Cesareti ve yureği buyuktu Gozu kara ve dik bir duruşu her zaman uzerinde olurdu Saniyelerle olculebilecek bir karar verme yetisine sahipti
Cevresindekiler ne kadar cekinselerde yardıma ihtiyacları olduğunda Ayıcı Ali'nin yok demeyeceğini de iyi bilirlerdi Yardıma koşan bir yapısı ve iyiliği her zaman uzerinde olurdu Gucu kuvveti uc insana eşit bir durumdaydı Bir cuval buğdayı sırtında yedi sekiz kilometrelik mesafedeki değirmene goturduğu sıradan bir durumdu Gorenler şaşırmazlardı bu duruma alışmışlardı Arada duğun dernek toplantılarına cağırıldığında onceden Ayıcı Ali icin ayrıca sofra kurulurdu Herkes saygısını gosterirdi ama bu adam da asla kimsenin iyi niyetini saygısını kotuye kullanmazdı
Arıcılık yapan uzaktan bir tanıdığı bir gun bal sağım sırasında karakovandan hasat olunan balın sıkma işinde yardım etmesi Ayıcı Ali'yi cağırdı Sağım sırasında orada bulunanlar bal sıkım işine yardım ederken Ayıcı Ali'de onlara yardım ediyordu ama ellerinin buyukluğunden beş altı kişinin yaptığı işi bir keresinde yapıyordu
Onunde ki leğen sıkılan balla dolunca baldan canı ceken Ayıcı Ali iki elini kurek gibi yaparak balı doldurup su icer gibi icmeye başladığında arının sahibinin gozu takıldı Ayıcı Ali'nin bal icmesi demek leğende ki balın bitmesi demekti Bir iki uc derken leğendeki bal bitmişti Arı sahinin bu işe biraz canı sıkıldı, korkusundan bir şeyde diyemiyordu Sadece soyleyebildiği;
Ayıcı cok pis boğazsın, fazlası dokunur ya yinede sen bilirsin, diyebildi Oradakiler durumu kavramışlar gulmeye başlamışlardı
Leğendeki balı bitirince doyduğuna karar verip işi bitirmek icin devam ettiler
O aksam Ayıcı Ali arıcıya yardım etmenin ve yediği balın etkisiyle evinin onundeki duvara yaslanmış tutununu sasarken gokyuzunu izliyordu Hilal dolmak uzereydi dolunaya bir gun kalmıştı ama gece yalancı gunduze
donmuştu
Zaman zaman koylerde delikanlıların evlenme cağında istedikleri kızları aileleri vermeyince kız kacırmak adettir Cok buyuk kavgaların yaralanmaların hatta olumlerin olduğu olaylar her yerde yaşanırken Ayıcı Ali'nin bitişik koyunde de benzer bir durum yaşanıyordu
Bir yağız delikanlı istemişti sevdiceğini ama kızın ailesi tarafından reddedilmişti Sevdiceği verilmeyince yağız delikanlı bir kac gun mecnun olup dağı taşı gezdi sabahlara kadar yıldızların altında dolunayı izledi Bir gece yine efkarlandı dolunaya bakarken sevdiğinin de dolunaya baktığını anladı
Sordu kacarmısın benimle? diye ve aldığı cevap evet kacarım oldu Kararını vermişti buyuk aşkını kacıracaktı ama nasıl?
Kim yardım edecekti tek başına olmazdı ya yakalanırsa gucu yetmezdi bir kac kişiye karşı mucadele edemezdi İki arkaşı yardım edeceklerdi ama yine de gucleri yetmezdi Sevdiğinin erkek kardeşleri sayıca fazlaydı Baskın yapıp kacıracaklardı ama ya evdekilerin erken haberleri olursa yakalanırlarsa olayı yuzlerine gozlerine bulaştırırlarsa herkese rezil olurlardı Arkadaşlarından birisinin Ayıcı Ali'den yardım isteyelim onerisine sıcak baktılar
Yaya olarak saatlik yorucu yolculuktan sonra son tepeyi aşarak Ayıcı Ali'yi evinin onunde tutun icerken buldular Selamlaşıp dertlerini Ayıcı Ali'ye anlattılar Ayıcı Ali bilirdi bu durumları ve cok kişiye de yardım etmişti
Ayıcı Ali genclere tamam deyip hemen yola cıkmayı onerdiğinde gecenin yarısıydı Yola koyulup giderken Ayıcı Ali genclere eve baskın yapıldığında ilk işlerinin cadırın icindeki uc direği cok hızlı olarak cekip dışarı cıkmalarını ve cadırı evin uzerine gocurmelerini sıkı sıkı tembihledi
Hepsi aynı anda cok hızlı olarak cadırın icine girecekler gencler cadırın direğini dışarı cıkarmadan kızın yatağını onceden belirlediklerinden Ayıcı Ali'de kızı yatağı ile birlikte omuzuna atıp dışarı cıkartıp belirlenen istikamete koşmaya başlayacaktı
Genclerde direkleri cıkarıp yere ev halkının uzerine gocup yıkılan cadırın altından kalkacak kafalara direklerle vuracaklardı
Zaten birer kere vurabilirlerse kimsenin kalkacak halide kalmazdı !!!
Evin olduğu koyağın kenarında son konuşmalarını planın uygulaması yonunde tekrar kararlaştırlar Cadıra sessizce iyice yaklaştılar Kapıdan iceriye hep beraber aynı anda dalmalarıyla kapıya yakın yatmakta olan kızın yatağını doşeğin altındaki culla beraber sarmalayıp omuzuna atması Ayıcı Ali icin iki uc saniyelik bir olaydı
Kapıdan cıktığında genclerde direkleri alttan yukarı doğru kaldırıp kendilerini dışarı atarken evdekilerin uyanmasıyla yerde yatanların uzerine kara cadırın yıkılması bir oldu Gencler ellerindeki uzun cadır direklerinin ucundan tutarak cadırın altından kim kalkmaya calışırsa calışsın kafalarına birer kere vurmaları yeterliydi Bu arada ev halkının koyakta ki canhıraş bağırmalar ortalığı velveleye vermişti
Kalkmaya calışanlara birer kere vurulunca kimsede kalkacak hal takat kalmamıştı Direkleri yere atıp Ayıcı Ali'nin peşinden belirledikleri yere doğru hızla uzaklaştılar Eve baskın yapılması bir kac dakika surmuştu Hızla
koşmalarına rağmen Ayıcı Ali'ye yetişemiyorlardı
Sık ormanlarla kaplı bir boğazdan cıkmaya başladılar Yarım saatlik koşturmanın ardından durup etrafı dinlediler Cok ileride bir yerde bir ayak sesi duyduklarında tekrar hızlandılar Bir sure daha nefes nefese koştuktan sonra Ayıcı Ali'ye omuzunda culun icindeki yatakla beraber koşarken zor yetiştiler Zatende belirledikleri yere gelmişlerdi
Duzluğe cıkınca Ayıcı Ali genclerin geldiğini gordu ve omuzundaki sarmaladığı kocama yatak yığınını yere bırakıp;
Gencler benim işim burada bitti ben gidiyorum Beni gormediniz bu olaydan haberim yok, diyerek hızla uzaklaşırken delikanlı;
Ayıcı emmiii bekle hele başımız şimdi tam belaya girdi, diyerek arkasından koştu
Ayıcı Ali durup beklemeye başladı delikanlı yanına gelince;
Emiiiiii mahvoldum ben oldum bittim, demeye başladığında Ayıcı Ali;
Hayırdır yav noldu? dedi
Delikanlı;
Emmi kurbanın olam yatağın icinde kızın yanında evin gelinide varmış ben ne yapacağım, diyerek ağlamaya başladığında Ayıcı Ali gecenin karanlığında gur sesiyle kahkahayı bastı;
Hele canım yav yatağın kımıştısı iki kişi gibiydi, dedikten sonra delikanlıyı sakinleştirip gelini eve yakın bir yere kadar goturmelerini tembihledikten sonra karanlıkta kayboldu
Ayıcı Ali Efsanesi Nedir
Ayıcı Ali Efsanesi
Nasır tutmuş elleri yaba misali, bir eli normal bir insanın iki elinin buyukluğunde, cussesi uzun boylu iri yapılı nefesi ruzgar misali, kara kaşlarının altındaki masmavi gozler bakmak icin değil gormek icin anlamak icin bakardı Bu adam adıyla sanıyla lakabıyla Ayıcı Ali'ydi
Lakabını ayıların inine girerek eline ve koluna doladığı kalın keceyi kendisine taciz edince saldırıya gecen ayının ağzına sokunca cenesi keceden dolayı kilitlenen ayıları boynuz saplı keskin ucgen kamasını cok iyi kulanarak oldurmesiyle almıştı Bazen yarım saate yakın buyuk mucadele sonunda ayıyı oldurduğu olurdu Mağaranın etrafındaki bekleyenler bu buyuk hesaplaşmanın sonucunu hep icleri urperti dolu bacakları titreyerek bekler bu adama akıl sır erdiremezlerdi
Mağaranın icindeki canhıraş mucadele de ortaya cıkan sesleri duyanlar Ayıcı Ali'nin mağaranın kapısından iki metreden yuksek ayıyı yerde suruyerek cıkışını gorunceye kadar korkuları coşkun akan ırmaklar gibi hızlı yaşarlardı
Namı butun koylere civarlara yayılmıştı Tek silahı yanından hic ayırmadığı otuz cm uzunluğundaki ucu adeta bir tığ kadar sivri ucgen bicimli ve uctan geriye doğru oluklu olan el yapımı kaması ve her zaman kullandığı kendi yapımı olan kecesiydi Kaması yıllar once savaşta şehit olan dedesinden kalmıştı El yapımı bu silah ozel ustaların marifetli ellerinden şekillenip celiklenmesi icinde at sidiğine batırılarak celikleştilirmişti Cunku bu şekilde yapılan kesici bir aletin kestiği dokunduğu bir canlıyı zehirleyerek oldurme ozelliği de vardı
Şalvarının yan tarafına asılı olan bu kama Ayıcı Ali'nin belinden hic bir şekilde cıkmazdı Hem silahıydı hemde dedesinden andactı, hatıraydı
Uzun boylu iri yapılı bir dev gibi goruntusu olan bu adamdan hemen herkes cekinirdi Cesareti ve yureği buyuktu Gozu kara ve dik bir duruşu her zaman uzerinde olurdu Saniyelerle olculebilecek bir karar verme yetisine sahipti
Cevresindekiler ne kadar cekinselerde yardıma ihtiyacları olduğunda Ayıcı Ali'nin yok demeyeceğini de iyi bilirlerdi Yardıma koşan bir yapısı ve iyiliği her zaman uzerinde olurdu Gucu kuvveti uc insana eşit bir durumdaydı Bir cuval buğdayı sırtında yedi sekiz kilometrelik mesafedeki değirmene goturduğu sıradan bir durumdu Gorenler şaşırmazlardı bu duruma alışmışlardı Arada duğun dernek toplantılarına cağırıldığında onceden Ayıcı Ali icin ayrıca sofra kurulurdu Herkes saygısını gosterirdi ama bu adam da asla kimsenin iyi niyetini saygısını kotuye kullanmazdı
Arıcılık yapan uzaktan bir tanıdığı bir gun bal sağım sırasında karakovandan hasat olunan balın sıkma işinde yardım etmesi Ayıcı Ali'yi cağırdı Sağım sırasında orada bulunanlar bal sıkım işine yardım ederken Ayıcı Ali'de onlara yardım ediyordu ama ellerinin buyukluğunden beş altı kişinin yaptığı işi bir keresinde yapıyordu
Onunde ki leğen sıkılan balla dolunca baldan canı ceken Ayıcı Ali iki elini kurek gibi yaparak balı doldurup su icer gibi icmeye başladığında arının sahibinin gozu takıldı Ayıcı Ali'nin bal icmesi demek leğende ki balın bitmesi demekti Bir iki uc derken leğendeki bal bitmişti Arı sahinin bu işe biraz canı sıkıldı, korkusundan bir şeyde diyemiyordu Sadece soyleyebildiği;
Ayıcı cok pis boğazsın, fazlası dokunur ya yinede sen bilirsin, diyebildi Oradakiler durumu kavramışlar gulmeye başlamışlardı
Leğendeki balı bitirince doyduğuna karar verip işi bitirmek icin devam ettiler
O aksam Ayıcı Ali arıcıya yardım etmenin ve yediği balın etkisiyle evinin onundeki duvara yaslanmış tutununu sasarken gokyuzunu izliyordu Hilal dolmak uzereydi dolunaya bir gun kalmıştı ama gece yalancı gunduze
donmuştu
Zaman zaman koylerde delikanlıların evlenme cağında istedikleri kızları aileleri vermeyince kız kacırmak adettir Cok buyuk kavgaların yaralanmaların hatta olumlerin olduğu olaylar her yerde yaşanırken Ayıcı Ali'nin bitişik koyunde de benzer bir durum yaşanıyordu
Bir yağız delikanlı istemişti sevdiceğini ama kızın ailesi tarafından reddedilmişti Sevdiceği verilmeyince yağız delikanlı bir kac gun mecnun olup dağı taşı gezdi sabahlara kadar yıldızların altında dolunayı izledi Bir gece yine efkarlandı dolunaya bakarken sevdiğinin de dolunaya baktığını anladı
Sordu kacarmısın benimle? diye ve aldığı cevap evet kacarım oldu Kararını vermişti buyuk aşkını kacıracaktı ama nasıl?
Kim yardım edecekti tek başına olmazdı ya yakalanırsa gucu yetmezdi bir kac kişiye karşı mucadele edemezdi İki arkaşı yardım edeceklerdi ama yine de gucleri yetmezdi Sevdiğinin erkek kardeşleri sayıca fazlaydı Baskın yapıp kacıracaklardı ama ya evdekilerin erken haberleri olursa yakalanırlarsa olayı yuzlerine gozlerine bulaştırırlarsa herkese rezil olurlardı Arkadaşlarından birisinin Ayıcı Ali'den yardım isteyelim onerisine sıcak baktılar
Yaya olarak saatlik yorucu yolculuktan sonra son tepeyi aşarak Ayıcı Ali'yi evinin onunde tutun icerken buldular Selamlaşıp dertlerini Ayıcı Ali'ye anlattılar Ayıcı Ali bilirdi bu durumları ve cok kişiye de yardım etmişti
Ayıcı Ali genclere tamam deyip hemen yola cıkmayı onerdiğinde gecenin yarısıydı Yola koyulup giderken Ayıcı Ali genclere eve baskın yapıldığında ilk işlerinin cadırın icindeki uc direği cok hızlı olarak cekip dışarı cıkmalarını ve cadırı evin uzerine gocurmelerini sıkı sıkı tembihledi
Hepsi aynı anda cok hızlı olarak cadırın icine girecekler gencler cadırın direğini dışarı cıkarmadan kızın yatağını onceden belirlediklerinden Ayıcı Ali'de kızı yatağı ile birlikte omuzuna atıp dışarı cıkartıp belirlenen istikamete koşmaya başlayacaktı
Genclerde direkleri cıkarıp yere ev halkının uzerine gocup yıkılan cadırın altından kalkacak kafalara direklerle vuracaklardı
Zaten birer kere vurabilirlerse kimsenin kalkacak halide kalmazdı !!!
Evin olduğu koyağın kenarında son konuşmalarını planın uygulaması yonunde tekrar kararlaştırlar Cadıra sessizce iyice yaklaştılar Kapıdan iceriye hep beraber aynı anda dalmalarıyla kapıya yakın yatmakta olan kızın yatağını doşeğin altındaki culla beraber sarmalayıp omuzuna atması Ayıcı Ali icin iki uc saniyelik bir olaydı
Kapıdan cıktığında genclerde direkleri alttan yukarı doğru kaldırıp kendilerini dışarı atarken evdekilerin uyanmasıyla yerde yatanların uzerine kara cadırın yıkılması bir oldu Gencler ellerindeki uzun cadır direklerinin ucundan tutarak cadırın altından kim kalkmaya calışırsa calışsın kafalarına birer kere vurmaları yeterliydi Bu arada ev halkının koyakta ki canhıraş bağırmalar ortalığı velveleye vermişti
Kalkmaya calışanlara birer kere vurulunca kimsede kalkacak hal takat kalmamıştı Direkleri yere atıp Ayıcı Ali'nin peşinden belirledikleri yere doğru hızla uzaklaştılar Eve baskın yapılması bir kac dakika surmuştu Hızla
koşmalarına rağmen Ayıcı Ali'ye yetişemiyorlardı
Sık ormanlarla kaplı bir boğazdan cıkmaya başladılar Yarım saatlik koşturmanın ardından durup etrafı dinlediler Cok ileride bir yerde bir ayak sesi duyduklarında tekrar hızlandılar Bir sure daha nefes nefese koştuktan sonra Ayıcı Ali'ye omuzunda culun icindeki yatakla beraber koşarken zor yetiştiler Zatende belirledikleri yere gelmişlerdi
Duzluğe cıkınca Ayıcı Ali genclerin geldiğini gordu ve omuzundaki sarmaladığı kocama yatak yığınını yere bırakıp;
Gencler benim işim burada bitti ben gidiyorum Beni gormediniz bu olaydan haberim yok, diyerek hızla uzaklaşırken delikanlı;
Ayıcı emmiii bekle hele başımız şimdi tam belaya girdi, diyerek arkasından koştu
Ayıcı Ali durup beklemeye başladı delikanlı yanına gelince;
Emiiiiii mahvoldum ben oldum bittim, demeye başladığında Ayıcı Ali;
Hayırdır yav noldu? dedi
Delikanlı;
Emmi kurbanın olam yatağın icinde kızın yanında evin gelinide varmış ben ne yapacağım, diyerek ağlamaya başladığında Ayıcı Ali gecenin karanlığında gur sesiyle kahkahayı bastı;
Hele canım yav yatağın kımıştısı iki kişi gibiydi, dedikten sonra delikanlıyı sakinleştirip gelini eve yakın bir yere kadar goturmelerini tembihledikten sonra karanlıkta kayboldu