Ay’ın karanlık yüzü araştırması ve ilk sonuçlar!

Çin Aralık ayında ayın karanlık yüzü araştırması için ilk mekiğini gönderdi. Ocak’ta aya iniş gerçekleştiren mekik yanında Yutu-2 adlı ay aracını taşıyordu. Aracın elde ettiği ilk sonuçlar Dünya ve Ay’ın oluşumuna dair ipuçları içeriyor olabilir.

Ayın karanlık yüzü şimdiye kadar insanlık tarafından keşfedilmedi. Her ne kadar bilim kurgu romanlarına ve filmlerine konu olsa da, ilk gelen sonuçlar pek de komplo teorisyenlerini sevindirecek türden değil.

Ay’ın karanlık yüzü nasıl sırlar taşıyor?

Her ne kadar bilm kurgu filmlerinde beklendiği gibi farklı bir medeniyete dair izler bulunmuş olmasa da, Dünya’nın oluşumuna dair ipuçları bulunmuş olabilir.

Bilim insanları Ay’ın bu keşfedilmemiş yüzünde, uydunun manto katmanına dair bulguların toplanabileceğini umuyor. Çin tarafından uyduya indirilen araç, Von Karman Krateri olarak bilinen kraterde bu araştırmaları yapmaya başladı.

Krater, Güneş sistemi içerisinde yer alan en büyük kraterlerden biri. İlk sonuçlara göre Yutu-2 adlı ay aracının iki mineral bulduğu bildirildi: düşük kalsiyumlu (orto) piroksen ve olivin. Bilim insanları Bu minerallerin ayın üst mantosunun neler içerebileceği konusundaki öngörülerle uyum gösterdiğini açıkladı.
Peki ama bu ne demek? Bilim insanları uzun süredir, ayın mantosuyla üst yüzeyi arasında oluşumsal anlamda farklar olduğunu düşünüyor.

Şu ana kadar gerçekleştirilen ay görevlerinde sadece yüzeyden örnekler alındı. Gerçekleştirilen diyoruz çünkü bilinenin aksine aya bir defa iniş yapılmadı. Tam tamına altı başarılı aya iniş gerçekleştirildi ve 24 Astronot ay yüzeyine ayak bastı.

Ay yüzeyinden alınan bu örnekler, ayın yüzey yapısı dışında pek bir katkı sağlamadı. Bu yüzden Çin tarafından ayın karanlık yüzü için gönderilen araç ve toplanılan örnekler bilim dünyası için büyük bir önem arz ediyor.

Tabii ki bunun abartıldığını ve ay magmasından sonuç almak için Yutu-2‘nin yetersiz ekipmana sahip olduğunu düşünen bilim insanları da bulunuyor.

Peki siz ne düşünüyorsunuz? Ayın karanlık yüzü araştırması bilim dünyası için yeni bir kapı açabilir mi? Yorumlarınızı bekliyoruz.