ayna kırılması ayna kırılması ayna kırılması ne kavrayış gelir kırılmasının anlamı rüyada ne çağırmak Ayna Kırılması Ayna kırılmasının şanssızlık getireceğine olan inanış, en eski batıl inançlardan biridir Kökeni ilk aynanın yapılışından yüzyıllar öncesine, hatta birincil devir insanına dek gider Göllerde ya da su birikintilerinde, kendi aksini gören ilkel insan şaşırmış, bunun kendisinin ruhu olduğunu sanmış, suyu bulandırıp görüntüsünün kaybolmasına neden olanları da düşman bilmiştir Birincil aynaların kullanılışı eski Darı devirlerine rastlar Bunlar pirinç, bronz, gümüş hatta altın gibi metallerden yapılmış ve çok iyi parlatılmış yüzeylerdi ve de tabii ama kırılmaları olası değildi Bu devirde de bu aydınlık yüzeylerden yansıyan görüntünün o insanın ruhunun bir yansıması olduğuna inanılıyordu Sonraları buna vampirlerin ruhları olmadığından bu aydınlık yüzeylerde görüntülerinin de yansımadığı inancı ilave edildi Cam kapların yapılmaya başlanılmasından sonradan da, içindeki sudan yansıyan görüntünün ruhun bir yansıması olduğu inancı devam etti lakin camlar kırılabiliyordu ve o süre da içinde bulunan ruhun bir parçası vücudu terk ediyordu Birinci yüzyılda Romalılar bu uğursuzluğun süresini 7 yıla çıkardılar Romalılar hayatın her yedi senede bir kendini yenilediğine İnanıyorlardı Camın kırılması sonucu ruh ve dolayısıyla insanın sağlığı yıkım olduğundan, vücudun kendini yenileyerek, sağlığına kavuşması için yedi sene geçmesi gerekiyordu Bu batıl inanç, 15 yüzyılda İtalya'da, Venedik şehrinde, arkası gümüş çizgili, fazla kolay kırılabilir ve pahalı birincil aynaların yapılması ile birlikte tamamen gelişti İnanç biraz da ekonomik ebat kazanmıştı Aynayı taşıyanlar, evlerde aynaları temizleyen hizmetkarlar, aynaları kırmaları halinde, yedi sene her tarafında, ölümden daha beter felaketlerle karşılaşabilecekleri hususunda uyarılıyorlardı Bu inançla beraber geliştirilen bazı önlemler de oldu natürel Örneğin: aynanın kırılan parçaları toplanır ve güneye doğru akan bir ırmakta yıkanırsa veya toprağa gömülürse fena kısmet değil edilmiş olur Fakat kırılan parçaları alıp evden çıkarken içlerine bakmamak gerekir Yatak odalarındaki aynaların üzerleri kullanılmadığı zamanlarda örtülmelidir fakat ruh içinde kalmasın Ölen bir insanın evindeki aynaların da üzerleri örtülmelidir ancak ruh gökyüzüne dürüst olan yolculuğunda bir engelle karşılaşmasın 17 yüzyılın ortalarında İngiltere ve Fransa'da ucuz maliyetli aynalar üretilmeye başlanıldı ama hurafe böylece yerleşmişti ama, günümüzün modern dünyasında bile hala devam ediyor