Gidiyor musun diye sorma bana
Gonderen sensin
Ne terk etmeyi istedim seni,
Ne de daha yaşamadığımız bu aşkı toprağa gommeyi
Senin kadar ofkeliyim ben de
Senin kadar endişeli
Bir dokunuşunla bin kenti yıkacak guc verirdin bana
Ama inandıramadım seni
Sen, sorgularken beni kafanda
Ben, gozlerinin icine bakıyordum kuşkuyla
Bir tek sozun bağlardı beni sana,
Oysa sen hep susmanın koynunda
Aşkın icine bir kez girdi mi kuşku,
Teslim alır bedenleri de
Sutten cıkmış ak kaşık değildim
Ama yalanı sokmadım iki kişilik dunyamıza
O dunya ki bazen minicik bir odada
Bazen kentin ortasında şekillendi
Nasıl da guzeldi
Zaten varsın diye her şey guzeldi ama
Sen buna inanmadın Ah bu sorular
Yaşamak varken sevdayı delice,
Niye boğarız sorularla?
Nasıl ikna edebilirdim seni?
Ben, aşk dedikce sen, dur dedin
Ben, seninleyim dedikce
Sen, hayır dedin
Zaten az konuşan sen
Olumsuz ne kadar sozcuk varsa
Bulup cıkardın ortaya
Bense hic bir şey diyemedim
Ne kadar zarar vermişim sana meğer
Nasıl değiştirmişim seni
Oysa hic boyle duşunmemiştim
Kimseye zarar vermek istemem ben
Kimseyi olduğundan farklı bir hale getirmek istemem
Ama oyle oldu işte
Demek ki; gitmelerin zamanı şimdi
Cocukluğuna sığınır atlatırsın bu acıyı
Ne sevişmelerimiz kalır aklında, ne sevda sozlerimiz
Rahat değilim diyordun ya, rahat ol artık
Guluşlerini saklaman icin bir neden kalmadı
Tedirginliğinin sebebi de kalktı ortadan
imagesayriliginilani5b0b3a18bccd7
Biliyor musun bir tanem!
Gidişim yurekten değil, zorunluluktan
Sanma ki, bu toy sevdayı başka kimliklere taşırım
Sanma ki, benden sakladığın guluşleri
yalancı yuzlerde ararım
Seni de gotururum yureğimde
Her zaman yokluğunu taşırım
Bulup, bulup kaybettim seni bebeğim
Ne yazık ki, tozduman edemedim kuşkularını
Ne yazık ki, kalamadın bana
Opucuğumun kokusu kalacak kapının eşiğinde
Kokladıkca; bizi bir yanlışa mahkum ettiğini anlayacaksın
Mehmet Coşkundeniz
Gonderen sensin
Ne terk etmeyi istedim seni,
Ne de daha yaşamadığımız bu aşkı toprağa gommeyi
Senin kadar ofkeliyim ben de
Senin kadar endişeli
Bir dokunuşunla bin kenti yıkacak guc verirdin bana
Ama inandıramadım seni
Sen, sorgularken beni kafanda
Ben, gozlerinin icine bakıyordum kuşkuyla
Bir tek sozun bağlardı beni sana,
Oysa sen hep susmanın koynunda
Aşkın icine bir kez girdi mi kuşku,
Teslim alır bedenleri de
Sutten cıkmış ak kaşık değildim
Ama yalanı sokmadım iki kişilik dunyamıza
O dunya ki bazen minicik bir odada
Bazen kentin ortasında şekillendi
Nasıl da guzeldi
Zaten varsın diye her şey guzeldi ama
Sen buna inanmadın Ah bu sorular
Yaşamak varken sevdayı delice,
Niye boğarız sorularla?
Nasıl ikna edebilirdim seni?
Ben, aşk dedikce sen, dur dedin
Ben, seninleyim dedikce
Sen, hayır dedin
Zaten az konuşan sen
Olumsuz ne kadar sozcuk varsa
Bulup cıkardın ortaya
Bense hic bir şey diyemedim
Ne kadar zarar vermişim sana meğer
Nasıl değiştirmişim seni
Oysa hic boyle duşunmemiştim
Kimseye zarar vermek istemem ben
Kimseyi olduğundan farklı bir hale getirmek istemem
Ama oyle oldu işte
Demek ki; gitmelerin zamanı şimdi
Cocukluğuna sığınır atlatırsın bu acıyı
Ne sevişmelerimiz kalır aklında, ne sevda sozlerimiz
Rahat değilim diyordun ya, rahat ol artık
Guluşlerini saklaman icin bir neden kalmadı
Tedirginliğinin sebebi de kalktı ortadan
imagesayriliginilani5b0b3a18bccd7
Biliyor musun bir tanem!
Gidişim yurekten değil, zorunluluktan
Sanma ki, bu toy sevdayı başka kimliklere taşırım
Sanma ki, benden sakladığın guluşleri
yalancı yuzlerde ararım
Seni de gotururum yureğimde
Her zaman yokluğunu taşırım
Bulup, bulup kaybettim seni bebeğim
Ne yazık ki, tozduman edemedim kuşkularını
Ne yazık ki, kalamadın bana
Opucuğumun kokusu kalacak kapının eşiğinde
Kokladıkca; bizi bir yanlışa mahkum ettiğini anlayacaksın
Mehmet Coşkundeniz