bahşiş
Yaşlı adam, delikanlının cebine bir şeyler bırakırken:
Allah senden razı olsun evladım, dedi Bu ihtiyarı yeniden doğmuş gibi sevindirdin Şu ufak hediyemi alırsan, daha da sevindireceksin
Delikanlı, yapmış olduğu iyiliğin makbule gececeğini daha işin başındayken biliyordu Yol kenarında ağlayan dortbeş yaşlarındaki cocuğun kaybolduğunu anlamış ve onun nereden geldiğini soruşturduktan sonra, bir taksiye bindirip evine getirmişti
Fakat delikanlı, aradığı evi bulduğunda buyuk bir hayal kırıklığına uğradı
Yol boyunca gozu onunde canlandırdığı yuzme havuzlu ve uydu antenli villanın yerine, karşısında derme catma bir gecekondu duruyordu Ustelik kapıyı da cocuğun dedesi acmış ve torununa hasretle sarıldıktan sonra, kendisine teşekkur edip cebine bir kac kuruş bırakmıştı
Delikanlı, sohbet sırasında cocuğun anne ve babasının kaza sonucunda vefat ettiğini oğrenmiş ve yaşlı adamın bir ara ağlamasından istifade ederek cebine konulanları kontrol etmeyi becermişti Uc beş tane bozuk para, koskoca ceket cebinin koşesini bile doldurmuyordu
Evin haline bakılırsa, yaşlı adam oldukca fakirdi Ama hic olmazsa taksi parasını karşılayacak kadar bir bahşiş veremez miydi?
Delikanlının yuklu bir hediyeyle yolunu bulma hayalleri yıkılmış ve icinde bir şeyler kıpırdanmaya başlamıştı Anlaşılan tahammul edilemeyecek derecede cimri bir ihtiyar ile karşı karşıyaydı ve ona mutlaka bir ders vermesi gerekiyordu
Yaşlı adamın yuzune dik dik bakarken cebindeki bozuklukları avucladı ve cocuğun ayakları dibine fırlatarak :
Git de kendine oyuncak al ufaklık, dedi Boylelikle comertlik nedir oğrenmiş olursun
Yavrucak yere eğilerek paraları topladığında, delikanlının gozleri yerinden cıkacak gibi oldu
Cocuğun kucucuk avuclarında, dortbeş tane altın lira parıldıyordu
alıntı
Yaşlı adam, delikanlının cebine bir şeyler bırakırken:
Allah senden razı olsun evladım, dedi Bu ihtiyarı yeniden doğmuş gibi sevindirdin Şu ufak hediyemi alırsan, daha da sevindireceksin
Delikanlı, yapmış olduğu iyiliğin makbule gececeğini daha işin başındayken biliyordu Yol kenarında ağlayan dortbeş yaşlarındaki cocuğun kaybolduğunu anlamış ve onun nereden geldiğini soruşturduktan sonra, bir taksiye bindirip evine getirmişti
Fakat delikanlı, aradığı evi bulduğunda buyuk bir hayal kırıklığına uğradı
Yol boyunca gozu onunde canlandırdığı yuzme havuzlu ve uydu antenli villanın yerine, karşısında derme catma bir gecekondu duruyordu Ustelik kapıyı da cocuğun dedesi acmış ve torununa hasretle sarıldıktan sonra, kendisine teşekkur edip cebine bir kac kuruş bırakmıştı
Delikanlı, sohbet sırasında cocuğun anne ve babasının kaza sonucunda vefat ettiğini oğrenmiş ve yaşlı adamın bir ara ağlamasından istifade ederek cebine konulanları kontrol etmeyi becermişti Uc beş tane bozuk para, koskoca ceket cebinin koşesini bile doldurmuyordu
Evin haline bakılırsa, yaşlı adam oldukca fakirdi Ama hic olmazsa taksi parasını karşılayacak kadar bir bahşiş veremez miydi?
Delikanlının yuklu bir hediyeyle yolunu bulma hayalleri yıkılmış ve icinde bir şeyler kıpırdanmaya başlamıştı Anlaşılan tahammul edilemeyecek derecede cimri bir ihtiyar ile karşı karşıyaydı ve ona mutlaka bir ders vermesi gerekiyordu
Yaşlı adamın yuzune dik dik bakarken cebindeki bozuklukları avucladı ve cocuğun ayakları dibine fırlatarak :
Git de kendine oyuncak al ufaklık, dedi Boylelikle comertlik nedir oğrenmiş olursun
Yavrucak yere eğilerek paraları topladığında, delikanlının gozleri yerinden cıkacak gibi oldu
Cocuğun kucucuk avuclarında, dortbeş tane altın lira parıldıyordu
alıntı