Hazine ve Maliye Bakanlığı, Türk Lirası'na tarihinin en değersiz günlerini yaşatan ekonomi politikalarını 'Türkiye Ekonomi Modeli' olarak adlandırarak bu modelin 'ülkemiz için hayati seviyede elzem' olduğunu öne sürdü.
Neredeyse tüm ekonomistler tersini söylerken 'Faiz sebep enflasyon sonuçtur' diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ortaya attığı bu modelle faizleri düşürüp ekonomik büyümeyi ve ihracat potansiyelini rekabetçi kur ile sağlamayı hedefliyor. Erdoğan, düşük faizlerle enflasyonun da sonunda düşeceğini öne sürüyor.
Ancak Türkiye'de bugün bunun tam tersi yaşanıyor. Merkez Bankası faiz düşürdükçe döviz kurları tırmanıyor, enflasyon hissedilir şekilde artıyor. Muhalefet ise vatandaşın fakirliğe sürüklendiğini belirterek bu politikalardan bir an önce dönülmesini istiyor.
"Ülkemiz için elzem"
'Batarsak hep birlikte batarız' diyen Nureddin Nebati'nin idaresindeki Hazine ve Maliye Bakanlığı, Twitter üzerinden yaptığı açıklamada yeni ekonomi politikasını “Türkiye Ekonomi Modeli” olarak adlandırdı
Değersiz Türk Lirası ve enflasyona değinilmeyen açıklama şöyle:
'Üretim odaklı ihracatı önceleyen Türkiye Ekonomi Modeli uygulanırken, para ve maliye politikalarının eşgüdümü ile tüm araçlar etkin bir şekilde kullanılacaktır. Bu model ile; üretimin ithalata bağımlılığı nedeniyle büyümenin yüksek gerçekleştiği dönemlerde yüksek cari açık verilmesi ve büyümenin düşük gerçekleştiği dönemlerde düşük cari açık verilmesi sarmalından çıkılacaktır.
2002 yılından bu yana ülkemizde altyapı ve lojistik hizmetlerinde önemli önemli ölçüde mesafe kat edilmesi, bunun da bölgeler arası ulaşım imkanlarını kolaylaştırarak yatırımcılara eşit fırsatlar sunması, bunlara ilaveten sahip olduğumuz nitelikli insan kaynağı; katma değerli üretimin ve ihracatın kısa sürede artırılmasına katkı sağlayacaktır.
Küresel olanak ve risklerin; pazara yakın, maliyet avantajına sahip, dijital altyapısını geliştiren, nitelikli insan sermayesine sahip, katma değerli ve yeşil üretim yapabilen, cari dengesi ve borçluluk oranı sürdürülebilir olan ülkeleri ön plana çıkaracak olması bu modelin ülkemiz için hayati seviyede elzem olduğunu göstermektedir.
Bu ekonomi patikasında, katma değerli üretim ile ithal girdinin önlenebileceği sektörlere, küresel iklim değişikliğinin önemli oranda etkilediği tarıma, cari açığı azaltmada kilit rolü olan turizme ve istihdamın artırılmasına öncelik verilecektir. Bu çerçevede, tüm kurumlar koordinasyon içinde şeffaf ve öngörülebilir bir şekilde Türkiye Ekonomi Modelini destekleyerek selektif adımlar atacaktır.'