iltasyazilim
FD Üye
155 Muhakkak ki, sizi biraz korku, biraz açlık, biraz mal, cari ve ürün eksiltmesi ile deneriz Sabredenleri müjdele
156 Ki onların başlarına bir musibet geldiğinde; Biz Allah için varız ve yine O'na döneceğizderler
?????? ?????? ???????? ???????? ?????????
Vicdanların mutlaka musibetler yolu ile eğitimleri, hakk mücadelesi uğrundaki kararlılık derecesinin ise korkularla, ağır belâlarla, açlıkla, mal, can ve ürün kayıplarıyla denenmeli, sınavdan geçirilmelidir Mü'minin, inancının yükümlülüklerini yerine getirebilmesi için bu musibetler kaçınılmazdır Çünkü müminler inançları uğrunda ne kadar yükümlülüklere katlanırlarsa, inançlarının vicdanlarında kazanacağı değer o oranda yükselir Bağlılarının, uğrunda yükümlülüklere katlanmadıkları ucuz ve düşük maliyetli inançlar daha ilk darbe ile karşılaşılır karşılaşılmaz kolayca feda edilebilir
Demek oluyor ki, bu durumlarda katlanılan yükümlülükler, herhangi bir inanca, bağlılarının vicdanında değer kazandıran, psikolojik bir bedeldir Sözkonusu inancın başkalarının vicdanında değer kazanabilmesi için bağlılarının bu psikolojik bedeli ödemeleri gerekir Yeni kazanılacak kişiler ancak bu fedakârlığın sonucunda ortaya çıkar Müminler inançları uğrunda ne derece acılara katlanırlarsa, ne oranda fedakârlıklara girişirlerse inançlarının vicdanlarındaki değeri daha da artar, ona daha sıkı biçimde bağlanırlar
Bu böyle olduğu gibi, sözkonusu inancın değerini yabancıların kavrayabilmeleri için bağlılarının onun uğrunda musibetler ile karşılaştıklarını ve karşılaştıkları musibetlere sabretmelerini görmeleri gerekir O zaman bu inanca yabancı olanlar içlerinden şöyle diyecekler; Eğer bu inanç sistemi, bu adamların onun uğrunda çektikleri musibetlerden daha hayırlı ve büyük olmasaydı, bu adamlar onun uğrunda belâlara katlanmazlar, bu sıkıntılara sabretmezlerdiO zaman da bu inancın düşmanları onun mahiyetini araştırmaya, ona değer vermeye ve ona sempati ile yaklaşmaya yönelirler Bütün bunların sonucu olarak yüce Allah'ın desteği ve fetih dönemi gelerek, insanlar akın akın O'nun dinine girerler
Ayrıca sözünü ettiğimiz musibetler, bu inancın bağlılarının bel kemiklerinin sağlamlaşması ve dinamiklik derecelerinin artması için de gereklidir Sebebine gelince, sıkıntılar; müminin potansiyel güçlerini, saklı enerjilerini harekete geçirir, onun kalbinde ancak musibetlerin darbeleri altında keşfedebileceği gizli çıkış ve nüfuz kanalları açar, vicdanında ancak gözlerdeki perdeyi kaldıran, kalplerin pasını silen sıkıntı ortamı içinde yeşerebilecek doğru değer yargılarının, ince ölçülerin ve isabetli düşüncelerin gelişip serpilmesini sağlar
Bunların hepsinden daha önemlisi, yahut da bunların tümünün temel dayanağı, bütün dayanakların sarsıldığı, türlü türlü saplantıların kayboluverdiği ve diğer bütün dayanaklarını yitirmiş olan kalbin sırf Allah ile başbaşa kaldığı kritik anda sırf O'na sığınmasıdır Sadece o anda gözlerdeki perdeler düşerek basiret açılabilir ve bakışların önündeki ufuk açıkseçik hale gelebilir O anda mümin için yüce Allah'tan başka hiçbir şey, O'nun yüzünden başka hiçbir güç, O'nun iradesi dışında hiçbir irade ve O'ndan başka sığınılacak hiçbir merci yoktur İşte o zaman müminin ruhu, doğru düşüncenin dayanağı olan tek gerçekle, biricik realite ile bütünleşmiş olur
Nitekim yukardaki ayetlerin şu cümleleri, müminin vicdanı ufuktaki bu doruk noktasına yükseltiyor:
Sabredenleri müjdele Ki, onların başlarına bir musibet geldiğinde; `Biz Allah için varız ve sonunda O'na döneceğiz' derler
Biz yalnız Allah için varız Hepimiz, varolan her şeyimizle, bütün varlığımızla, dönüşümüz, nihaî başvurumuz sadece O'nadır Teslimiyet Mutlak teslimiyet Biricik realite ile ve doğru düşünce ile yüzyüze gelmekten, bütünleşmeden kaynaklanan nihaî sığınmanın teslimiyeti!
İşte sabredenler bunlardır Şanlı Peygamberimizin (salât ve selâm üzerine olsun) yüce nimet bağışlayıcısına aracı olarak kendilerine müjde sunduğu bahtiyarlar Ve işte yüce nimet bağışlayıcısının, kendi katındaki konumlarını, onurlu sabırlarının mükâfatını açıkladığı seçkinler bunlardır:
Fizilalil Kuran
?????? ?????? ???????? ???????? ????????? Cümlei kerimesine cümlesi derler(Said bin Cübeyr) Allah ikisinden de razı olsun,derki,Bu ümmete verilen şu güzel haslet hiçbir ümmete nasib olmamıştırEğer o, (Yakup)aleyhisselama verilmiş olsaydı kaybettiği oğlu (Yusuf)aleyhisselam hakkında esef etmez(Yusuf Suresi 84 ayet)bu ayeti okurdu
Kuranı Hakim Meali Kerim
156 Ki onların başlarına bir musibet geldiğinde; Biz Allah için varız ve yine O'na döneceğizderler
?????? ?????? ???????? ???????? ?????????
Vicdanların mutlaka musibetler yolu ile eğitimleri, hakk mücadelesi uğrundaki kararlılık derecesinin ise korkularla, ağır belâlarla, açlıkla, mal, can ve ürün kayıplarıyla denenmeli, sınavdan geçirilmelidir Mü'minin, inancının yükümlülüklerini yerine getirebilmesi için bu musibetler kaçınılmazdır Çünkü müminler inançları uğrunda ne kadar yükümlülüklere katlanırlarsa, inançlarının vicdanlarında kazanacağı değer o oranda yükselir Bağlılarının, uğrunda yükümlülüklere katlanmadıkları ucuz ve düşük maliyetli inançlar daha ilk darbe ile karşılaşılır karşılaşılmaz kolayca feda edilebilir
Demek oluyor ki, bu durumlarda katlanılan yükümlülükler, herhangi bir inanca, bağlılarının vicdanında değer kazandıran, psikolojik bir bedeldir Sözkonusu inancın başkalarının vicdanında değer kazanabilmesi için bağlılarının bu psikolojik bedeli ödemeleri gerekir Yeni kazanılacak kişiler ancak bu fedakârlığın sonucunda ortaya çıkar Müminler inançları uğrunda ne derece acılara katlanırlarsa, ne oranda fedakârlıklara girişirlerse inançlarının vicdanlarındaki değeri daha da artar, ona daha sıkı biçimde bağlanırlar
Bu böyle olduğu gibi, sözkonusu inancın değerini yabancıların kavrayabilmeleri için bağlılarının onun uğrunda musibetler ile karşılaştıklarını ve karşılaştıkları musibetlere sabretmelerini görmeleri gerekir O zaman bu inanca yabancı olanlar içlerinden şöyle diyecekler; Eğer bu inanç sistemi, bu adamların onun uğrunda çektikleri musibetlerden daha hayırlı ve büyük olmasaydı, bu adamlar onun uğrunda belâlara katlanmazlar, bu sıkıntılara sabretmezlerdiO zaman da bu inancın düşmanları onun mahiyetini araştırmaya, ona değer vermeye ve ona sempati ile yaklaşmaya yönelirler Bütün bunların sonucu olarak yüce Allah'ın desteği ve fetih dönemi gelerek, insanlar akın akın O'nun dinine girerler
Ayrıca sözünü ettiğimiz musibetler, bu inancın bağlılarının bel kemiklerinin sağlamlaşması ve dinamiklik derecelerinin artması için de gereklidir Sebebine gelince, sıkıntılar; müminin potansiyel güçlerini, saklı enerjilerini harekete geçirir, onun kalbinde ancak musibetlerin darbeleri altında keşfedebileceği gizli çıkış ve nüfuz kanalları açar, vicdanında ancak gözlerdeki perdeyi kaldıran, kalplerin pasını silen sıkıntı ortamı içinde yeşerebilecek doğru değer yargılarının, ince ölçülerin ve isabetli düşüncelerin gelişip serpilmesini sağlar
Bunların hepsinden daha önemlisi, yahut da bunların tümünün temel dayanağı, bütün dayanakların sarsıldığı, türlü türlü saplantıların kayboluverdiği ve diğer bütün dayanaklarını yitirmiş olan kalbin sırf Allah ile başbaşa kaldığı kritik anda sırf O'na sığınmasıdır Sadece o anda gözlerdeki perdeler düşerek basiret açılabilir ve bakışların önündeki ufuk açıkseçik hale gelebilir O anda mümin için yüce Allah'tan başka hiçbir şey, O'nun yüzünden başka hiçbir güç, O'nun iradesi dışında hiçbir irade ve O'ndan başka sığınılacak hiçbir merci yoktur İşte o zaman müminin ruhu, doğru düşüncenin dayanağı olan tek gerçekle, biricik realite ile bütünleşmiş olur
Nitekim yukardaki ayetlerin şu cümleleri, müminin vicdanı ufuktaki bu doruk noktasına yükseltiyor:
Sabredenleri müjdele Ki, onların başlarına bir musibet geldiğinde; `Biz Allah için varız ve sonunda O'na döneceğiz' derler
Biz yalnız Allah için varız Hepimiz, varolan her şeyimizle, bütün varlığımızla, dönüşümüz, nihaî başvurumuz sadece O'nadır Teslimiyet Mutlak teslimiyet Biricik realite ile ve doğru düşünce ile yüzyüze gelmekten, bütünleşmeden kaynaklanan nihaî sığınmanın teslimiyeti!
İşte sabredenler bunlardır Şanlı Peygamberimizin (salât ve selâm üzerine olsun) yüce nimet bağışlayıcısına aracı olarak kendilerine müjde sunduğu bahtiyarlar Ve işte yüce nimet bağışlayıcısının, kendi katındaki konumlarını, onurlu sabırlarının mükâfatını açıkladığı seçkinler bunlardır:
Fizilalil Kuran
?????? ?????? ???????? ???????? ????????? Cümlei kerimesine cümlesi derler(Said bin Cübeyr) Allah ikisinden de razı olsun,derki,Bu ümmete verilen şu güzel haslet hiçbir ümmete nasib olmamıştırEğer o, (Yakup)aleyhisselama verilmiş olsaydı kaybettiği oğlu (Yusuf)aleyhisselam hakkında esef etmez(Yusuf Suresi 84 ayet)bu ayeti okurdu
Kuranı Hakim Meali Kerim