balayı adeti Balayı denilince evliliğin bal gibi tatlı geçen ilk ayı veya evlenir evlenmez çıkılan seyahat kavranabilir Doğrusu İngilizce'deki 'honeymoon' kelimesinin 'balayı' olarak tercümesi doğrudur lakin buradaki 'moon' zaman olarak 'bir ay' yok gökyüzündeki 'Ay' anlamındadır Balayının geçmişi ile ilgili farklı hikayeler vardır Birinci hikayeye tarafından balayının kökeni Babilliler ile o zamanki Avrupa ülkelerine uzanıyor O zamanlarda evlenen çiftlerin önce törenleri esnasında, daha sonra da 30 gün her tarafında, içine bal katılmış, 'bal likörü' diye adlandırılan bir şarabı içmeleri adettendi Hun İmparatoru Atilla'nın ölümüne de evlilik töreni sonrası içtiği bu bal likörünün sebep olduğu söylenti edilir Benzer hikayeye kadar 'balayı' dey imindeki 'bal' kelimesi bu bal liköründen kaynaklanmakta olup 'ay' kelimesinin kullanılmasına ise o zamanlar insan vücudunun (bilhassa kadınların) Ay'ın evreleri sürelerine eşit gelen devirli değişimler gösterdiğine, evlilikte birincil dönem nasıl geçerse diğerlerinin de o şekilde devam edeceğine inancın neden olduğu sanılıyor İkinci hikayede ise balayı adeti kız kaçırma adeti ile birleşiyor Erkek Çocuk komşu köyden kaçırdığı kızı, ailesi aramaktan bıkana ya da kız gebe kalana kadar, sadece birkaç yakın arkadaşının bildiği bir yerde saklıyor sonradan çift ortaya çıkıyor ve başlık parası verilerek mutlu sona ulaşılıyor Görüldüğü gibi bu hikayede bal ile ilgili bir husus yok Tarihçilere kadar İngilizce balayı anlamındaki 'honeymoon', bu hikayedeki gizlenme olayının anlamı olan 'hiding' kelimesinden türemiş O tarihlerde yeni evli bir çiftin, konut işleri, hayvanlarla mücâdele gibi köylük yaşamın zorunlu işleri dururken, bir ay vakit ile bir yere kapanıp, baş başa bal likörü içme lüksüne sahip olmaları azıcık kuvvet olduğundan ikinci hikaye daha akla yakın geliyor Günümüzdeki anlamıyla balayı deyimine 16 yüzyıldan sonraki yazarların eserlerinde rastlanıyor Balayının evliliğin birincil ayında yapılan tatil olarak nitelendirilmesi ise 18 yüzyıldan sonradır özel baskı