Sevgili ben;
Kac mevsimlik suskunluğu vardı arzuların, saymadım Yıldızlı gecelerde bile yonumu bulamazdım, cunku; her yanım dort duvar yalnızlık
Oysa; sevmeye actım, sevilmek kadar sevişmeye de
Akşamları kısık sokak lambalarının ışığı operdi bedenimi
Kuytularda kendi dokunuşlarıma ses olurdu o sacma sapan şiirlerim,
an gelir ofkem olurdu,
yeri gelir en buyuk cığlığım
her defasında bir kadehle başlardı boşalmaya gozlerimden acizliğim
ve titrek dudaklarımdan keskin bir şarkı duşerdi
her şey susardı sanki, her şey donardı
Renkler silinirdi, bilinirdi sebebi
Siyah beyaz resimler, keşkeli cumlelerle suslenirdi
Ne kadar saklasam da, ele verirdi kırılganlıklarım saclarımda kendini
Uykusuz saatler bir cizik daha atardı yuzume, bilirdim ama yapacak bir şey yok
Erguvanlara bulansa da, anıların hep uşuten bir yanı vardı ve mavilerin buz kesikleri Ne bedenim, ne ellerimyureğim titrerdi, yureğim tir tir
Herkese bir aşk duşer mi? cevabını kim bilirdi?
Tek korkum y a l n ı z l ı k
Kalabalıkların uğultusunda bir cumle yakalamaya calışıyorum
Sıcak, sadece bana ozel Ya da tensel aclıktan uzak bir el uzansın elime yeter, bir “merhaba icin Gidişlere alışkın gonlum nasılsa ama gelişler onemliymiş asıl, biliyorum
Turuncuların icinden kırmızıları cektim, mevsim sapsarı
Tarihler değişse de takvimler hep yedi gune gebe
Temmuz nisan camurlarına bulanık ama o halinden memnun
Batak gulleri suslerken yaz duşleri, lacivertler hep kıskancsa, kime n e!
Aşk; kac yıldır suskunluğumsun, bir ben biliyorum bunu
Sesimden duşen kahkalarıma kanmışlarsa
benim sucum değil bakıp da gormeyişleri
Aşk; her halimi saklayan siyah bir elbisesin uzerimderenklerime sırdaş
Oysa ne kadar da net ortada duruşum, ne kadar da kollarım savruk
hangi yana cekseler giderim zannedenler, ne kadar da haksız
Kilitleri vurmuşum bir kez,
ne oncesi ne sonrası; hep o andayım
sana tutsağım a ş k, sana niyetli
ama sen y o k s u n
Aşk;
Tutsulu gecelerin kokusunda terli şiirsin sabaha
Rengin kırmızı
utanmak mı gerekir ki koynunda uyurken
Ya da vaftiz mi gerekir su akışında sevişleri
Dar sokaklarda duşer yasaklı adın
Ya ihanettir golgen,
Ya da golgende ihanetler
Her turlu yapış yapışsın
Ama her turlu kapış kapış
Sağ koluma takmışım denizi sınırlar ciziyorum
Ağırlaşıyor ihanet kokuları şehrin, git gide yamacıma geliyor ayrılık
Otesinde zamana vuran metal kurşunlarda yalnızlığım
Bir ben yakınım kendime, sonra
Yine ben, yine ben
En cok da kendimle konuşmalarımı sever oldum ayrılıklar ustune
Bu sabah yabancı olsam aynaya, hicbir kıyafet olmasa uzerime, adımı unutmuş olsa cevremdekiler ve ben hatırlamasam dune aitleri
Cocukluk kumbaramda biriktirdiğim dunlerle,
gunleri harcıyorum elim acık
Avucumca o kadar cok bozuk gunler var ki
Var mı aranızda butunleyecek yıllarımı?
Ustu sizde kalsın, nasılsa aşk herkese lazım
Yalnızlıktan başka korkum yok
Aşk; seninle dolu nice yıllarım olsun
Sevgiler
Sen
Kac mevsimlik suskunluğu vardı arzuların, saymadım Yıldızlı gecelerde bile yonumu bulamazdım, cunku; her yanım dort duvar yalnızlık
Oysa; sevmeye actım, sevilmek kadar sevişmeye de
Akşamları kısık sokak lambalarının ışığı operdi bedenimi
Kuytularda kendi dokunuşlarıma ses olurdu o sacma sapan şiirlerim,
an gelir ofkem olurdu,
yeri gelir en buyuk cığlığım
her defasında bir kadehle başlardı boşalmaya gozlerimden acizliğim
ve titrek dudaklarımdan keskin bir şarkı duşerdi
her şey susardı sanki, her şey donardı
Renkler silinirdi, bilinirdi sebebi
Siyah beyaz resimler, keşkeli cumlelerle suslenirdi
Ne kadar saklasam da, ele verirdi kırılganlıklarım saclarımda kendini
Uykusuz saatler bir cizik daha atardı yuzume, bilirdim ama yapacak bir şey yok
Erguvanlara bulansa da, anıların hep uşuten bir yanı vardı ve mavilerin buz kesikleri Ne bedenim, ne ellerimyureğim titrerdi, yureğim tir tir
Herkese bir aşk duşer mi? cevabını kim bilirdi?
Tek korkum y a l n ı z l ı k
Kalabalıkların uğultusunda bir cumle yakalamaya calışıyorum
Sıcak, sadece bana ozel Ya da tensel aclıktan uzak bir el uzansın elime yeter, bir “merhaba icin Gidişlere alışkın gonlum nasılsa ama gelişler onemliymiş asıl, biliyorum
Turuncuların icinden kırmızıları cektim, mevsim sapsarı
Tarihler değişse de takvimler hep yedi gune gebe
Temmuz nisan camurlarına bulanık ama o halinden memnun
Batak gulleri suslerken yaz duşleri, lacivertler hep kıskancsa, kime n e!
Aşk; kac yıldır suskunluğumsun, bir ben biliyorum bunu
Sesimden duşen kahkalarıma kanmışlarsa
benim sucum değil bakıp da gormeyişleri
Aşk; her halimi saklayan siyah bir elbisesin uzerimderenklerime sırdaş
Oysa ne kadar da net ortada duruşum, ne kadar da kollarım savruk
hangi yana cekseler giderim zannedenler, ne kadar da haksız
Kilitleri vurmuşum bir kez,
ne oncesi ne sonrası; hep o andayım
sana tutsağım a ş k, sana niyetli
ama sen y o k s u n
Aşk;
Tutsulu gecelerin kokusunda terli şiirsin sabaha
Rengin kırmızı
utanmak mı gerekir ki koynunda uyurken
Ya da vaftiz mi gerekir su akışında sevişleri
Dar sokaklarda duşer yasaklı adın
Ya ihanettir golgen,
Ya da golgende ihanetler
Her turlu yapış yapışsın
Ama her turlu kapış kapış
Sağ koluma takmışım denizi sınırlar ciziyorum
Ağırlaşıyor ihanet kokuları şehrin, git gide yamacıma geliyor ayrılık
Otesinde zamana vuran metal kurşunlarda yalnızlığım
Bir ben yakınım kendime, sonra
Yine ben, yine ben
En cok da kendimle konuşmalarımı sever oldum ayrılıklar ustune
Bu sabah yabancı olsam aynaya, hicbir kıyafet olmasa uzerime, adımı unutmuş olsa cevremdekiler ve ben hatırlamasam dune aitleri
Cocukluk kumbaramda biriktirdiğim dunlerle,
gunleri harcıyorum elim acık
Avucumca o kadar cok bozuk gunler var ki
Var mı aranızda butunleyecek yıllarımı?
Ustu sizde kalsın, nasılsa aşk herkese lazım
Yalnızlıktan başka korkum yok
Aşk; seninle dolu nice yıllarım olsun
Sevgiler
Sen