iltasyazilim
FD Üye
Bankacılık Düzenleme ve Kontrol Kurumu (BDDK) Başkanı Mukim Öztekin, bankacılık sektörünün 2019 yılını 23,6 milyar lira net karla tamamladığını bildirdi
BDDK Başkanı Mukim Öztekin, Ekonomi Muhabirleri Derneği'nde (EMD) düzenlediği sohbet toplantısında, 1 Ocak 2019 tarihinde yayımlanan Bakanlar Kurulu Kararları ile mevduata uygulanan stopaj ve ödenecek faize ilişkin mevduatın vadesinin uzamasını teşvik edici düzenlemeler yapıldığını anımsatarak, bu düzenlemelerin muhtemel etkilerinin görülmesi için erken olmakla birlikte, mevduatınkatılım hesaplarının ortalama vadesinin uzamasına katkı maddesi sağlayabileceğinin değerlendirildiğini söyledi
Küresel krizle birlikte yatırımcıların tehlike iştahlarının azalması ve güvenli yatırım araçlarına olan talebin artmasının altın fiyatlarında 20082019 döneminde ciddi yükselme görülmesine yol açtığını ifade eden Öztekin, bu dönemde altının ons değerinin dolar bazında yaklaşık 2 kat yükseldiğini belirtti
Türkiye'de büyüklüğünü herkesin öbür varsayım ettiği lakin saygın bir miktarda olduğu aşina bir yastık altı altınolgusu bulunduğuna işaret eden Öztekin, bunların ekonomiye kazandırılması için birtakım araştırmalar yapıldığını ve yapılmaya devam edildiğini dile getirdi Öztekin, bu kapsamda, bankaların, gerçek ve tüzel kişiler namına, altın, gümüş ve platinin fiziken tesliminin yanına bankalarca satışı yapılmak suretiyle de vadeli veya vadesiz olarak altın, gümüş ve platin ambar hesabı açabilme olanağına kavuştuklarını kaydetti
Yükselen altın fiyatlarının yanı sıra kıymetli maden ambar hesapları hakkındaki laf konusu yönetmelik değişikliğinin olumlu etkisiyle sektörde altın mevduatına olan ilginin özellikle 2019 yılının ikinci yarısıyla birlikte yükseldiğine işaret eden Öztekin, şöyle konuştu:
Bankalarımız da değişik şubelerinde yaptıkları altın birleştirme günleri ile sürece yardım vermişlerdir Ayrıca Merkez Bankası'nın 2019 yılı Ekim ayından itibaren değerli maden ambar hesapları hariç yabancı para gerekli karşılıkların yüzde 10'una değin kısmının altın, değerli maden depo hesapları için ise tamamının altın cinsinden tutulabilmesi imkanı tanıması, benzer imkanın 2019 Kasım ayından itibaren TL zorunlu karşılıklar için de getirilmesi ve muhtelif kararlarla yüzde 30'a değin yükseltilmesi, bankalar açısından altın mevduatı toplamanın cazibesini artırmıştır Sektörde altın mevduatı kıymetli maden ambar hesapları içerisinde izlenmekte olup, bu hesabın tamamına yakını altın mevduatından oluşmaktadır
Aralık 2019 itibarıyla sektörün değerli maden ambar hesapları toplamı 21 bankaya ait olup 10,7 milyar dolar tutarındadır Bankalar arası değerli maden depo hesapları hariç tutulduğunda sektör mevduatının yüzde 2,4'ü değerli maden depo hesaplarından oluşmaktadır 2019 yılında çok önemli artış bildiren kıymetli maden ambar hesaplarının yükselme hızında, altın artışının hız kesmesiyle bir yavaşlama olmuştur Bildiğiniz gibi son yıllarda bankalarımız arasında popüler olan bir diğer fon kaynağı da menkul kıymet ihraçlarıdır Bankaların 2019 yılında özellikle menkul değer ihraçlarını ciddi ölçüde arttırdıkları görülmektedir
Öztekin, Aralık 2019'de tanıdık olmayan kaynaklar toplamında yüzde 1,9 paya sahip olan ihraç edilen menkul kıymetlerin payının 2019 yılı sonunda yüzde 3,2'ye yükseldiğini, bu yolla sağlanan borca girme miktarının 2019 yılında 19,4 milyar lira (yüzde 105,2) artarak 76,4 milyar liralık mevduat artışından sonra, yıl içinde başvurulan ikinci kayda değer tanıdık olmayan kaynak olduğunu söyledi Mukim Öztekin, hem yılın son çeyreğinde sermaye benzeri borçlardaki artışın uyarı çektiğini ve 2019 yılında söz konusu borçlanma aracılığıyla 5,8 milyar lira ek kaynak sağlandığını vurguladı
Bankaların borçlandığı kaynaklar ülke bazında çeşitlendi
Öztekin, gelişmiş ülke merkez bankalarının genişletici para politikalarına devam ettikleri 2019 yılında, Türkiye'de yaşanan olumlu makroekonomik gelişmelerin, sektörün küresel piyasalardan sağladığı fon miktarını artırdığını açıklama etti
Sektörün yurtdışı bankalardan temin ettiği borçların toplamının, yılsonuna kadar yüzde 13,3 oranında (13 milyar dolar) çoğalma göstererek Aralık 2019 itibarıyla 110,6 milyar dolara yükseldiğini gösteren Öztekin, bir yana da bankaların borçlandığı kaynakların ülke bazında çeşitlendiğini söyledi Öztekin,
Örneğin 2010 yılında bankalarımızın fon sağladığı kuruluşların yüzde 49,7'si Avro Bölgesi'nde iken bu oran 2019 yılında yüzde 35,6'ya gerilemiştir Benzer dönemde Körfez ülkelerinin, İsviçre'nin ve Japonya'nın paylarında ise çoğalma gözlenmiştir Bankalarımız çok çeşitli coğrafyalardan, gelişen tutarlarda fon tedarik edebilmektedirler Bu da dünya çapında Türk Bankacılık Sektörü'ne duyulan güvenin bir işareti olarak algılanmalıdır üstelik fonlama yapısındaki değişikliklerin sektörümüz ve bankalarımız üzerindeki etkilerinin likidite stres testleri ile de kurumumuzca yakından peşine düşüp takip edildiğini ayrıntıları ile belirtmek isterimdiye konuştu
Sektörün gücü, özkaynaklardan geliyor
Türk Bankacılık Sektörü'nün gücünün, kaliteli ve seyyal etkin yapısının yanında zinde özkaynaklarından geldiğini vurgulayan Öztekin, sektörün özkaynaklarının 2019 yılında yüzde 25,7 (37,2 milyar lira) artarak 181,8 milyar liraya ulaştığını bildirdi
Öztekin, bu dönemde özkaynaklardaki artışın esas belirleyicilerinin faiz oranlarındaki düşüşe paralel olarak menkul değerler değerinde artış fonunda gözlenen büyüme ile dağıtılmayarak bünyede bırakılan geçmiş yıllar karları olduğunun altını çizerek, Uzun dönemli ve kümülatif gelişimlere bakıldığında, sektörün toplam aktif ve özkaynak artma oranlarının birbirine yakın olduğu görülmekle birlikte son 5 çeyrektir özkaynaklardaki artışın toplam aktiflerdeki artışı aşmış olduğu dikkat çekmektedirdedi
Bu durumun sektörün mali yapısını güçlendiren ve anapara yeterliliğini de artıran bir gelişme olması bakımından olumlu değerlendirildiğini dile getiren Öztekin, yılın son çeyreğinde sektörün toplam aktifleri yüzde 4,8 büyürken, özkaynakların yüzde 8,1 arttığını belirtti Öztekin, Temmuz 2019 döneminden itibaren Basel II düzenlemelerinin yürürlüğe girdiği sektörde, anapara yeterliliği rasyosunun (SYR) yılsonuna tarafından 1,3 puan, son çeyrekte ise 1,4 puan artarak yüzde 17,9 düzeyinde gerçekleştiğini kaydetti
Mukim Öztekin, SYR'de yılın son çeyreğinde gözlenen artışın temel nedeninin esas sermaye ve katkı maddesi sermayede meydana gelen yükselişler sonucu özkaynaklarda gerçekleşen yükselme olduğunu söyledi Öztekin, şöyle devam etti:
bununla birlikte kredi riskine başlıca miktar artışının özkaynaklardaki yükselme oranının arkasından kalmasına ve bu anlamda SYR artışına katkı maddesi sağlayan diğer faktörlerden biri, Kasım ayı başında Türkiye'nin yatırım yapılabilir ülke notu alması sonucu yabancı para menkul değerlerin risk ağırlığının yüzde 100'den yüzde 50'ye gerilemesidir Diğeri ise KOBİ tanımında yapılan değişim sonucu kredilerin tasnifinin değişmesine emrindeki olarak tehlike ağırlığındaki azalışlardır öte yandan düşen faizler nedeniyle piyasa riskine esas tutarda meydana gelen azalış da tehlike ağırlıklı varlıklardaki artışı sınırlandırmış ve SYR artışına katkı sağlamıştır
Basel II düzenlemelerinin yürürlüğe girmesi sonrası, makro ekonomik konjonktürdeki olumlu gelişmeler, Türkiye'nin yatırım yapılabilir ülke notu alması ve şipşak gerileyen faizler bir yanlamasına özkaynaklara olumlu yansırken öteki yandan tehlikeli varlıklardaki artışı sınırlamış ve son bir takvim süreçte yatay seyreden sermaye yeterliliği rasyosu, özellikle yılın son çeyreğinde artma trendine girmiş görünmektedir Hukuki özkaynakların yüzde 84,5'inin ana sermayeden oluşması sektörün nitelikli özkaynak yapısını koruduğunu göstermektedir
Banka karları
Bankacılık sektörünün 2019 yılını 23,6 milyar lira net karla tamamladığını belirten Öztekin, sektörün dönem net karının, faiz dışı gelir gider dengesindeki gerilemeye rağmen, olarak yükselen net faiz marjı sebebiyle önceki yılın benzer dönemine göre 3,8 milyar lira (yüzde 19,2) yükseldiğini belirtti Öztekin, şu bilgileri verdi:
Sektörde faaliyet gösteren 49 bankadan 37'sinin karında, son bir yıllık dönemde artış gerçekleşmiş, 2019 yılının son çeyreğinde yeni bir banka sisteme dahil olmuştur Önceki yılın aynı dönemine tarafından, faiz gelirlerinde yüzde 24,7
(21,7 milyar lira), faiz giderlerinde ise yüzde 18 (8,8 milyar lira) oranında çoğaltma gerçekleşmiştir
Aralık 20192019 döneminde, faiz dışı kazanç kalemlerinden bankacılık hizmet gelirleri ile kredilerden alınan vergi ve komisyonlar, yüzde 12,5'lik (2,1 milyar lira) artışla 19,2 milyar lira olarak gerçekleşmiştir Kredilerden elde edilen ücret ve komisyonların yüzde 59'u nakdi kredilerden, kalan kısmı gayrinakdi kredilerden elde edilmiştir Bu dönemde, başlıca olarak, işletme giderlerinin ise yüzde 14,3 oranında (3,7 milyar lira) büyüme gösterdiği görülmektedir Son bir takvim dönemde, repo maliyeti bir tedarik artmasına karşın, menkul değer getirisinin yükselmesi, bankalardan yapılan borca girme maliyetinde kayda değer bir değişiklik oluşmaması, keza Türk parası cinsinden hem de yabancı para cinsinden kredi getirisimevduat maliyeti marjının artması, bankacılık sektörünün net faiz gelirlerinde artışa yol açmış, bu da net faiz marjının yükselmesine niçin olmuştur Bu çerçevede, net faiz marjı, incelenen dönemde 0,6 puan yükselerek Aralık 2019'de yüzde 4,1 seviyesine ulaşmıştır
Sektörde 2019 yılı beklentilerine de değinen Mukim Öztekin, 2019'te sektörün toplam aktiflerinin yüzde 16 civarında artacağını, kredilerin ve mevduatın artış hızının sırasıyla yüzde 15 ve yüzde 13 olacağını öngörüyoruz Sektörün net faiz marjında ek bir artış beklememekle birlikte, faal kalitesinde 2019 yılına kıyasla bir iyileşme görülebileceğini, özkaynak ve faal karlılığının 2019 yılındaki seviyesini 2019 yılında da muhafaza edeceğini bekliyoruzdedi
Haberler
BDDK Başkanı Mukim Öztekin, Ekonomi Muhabirleri Derneği'nde (EMD) düzenlediği sohbet toplantısında, 1 Ocak 2019 tarihinde yayımlanan Bakanlar Kurulu Kararları ile mevduata uygulanan stopaj ve ödenecek faize ilişkin mevduatın vadesinin uzamasını teşvik edici düzenlemeler yapıldığını anımsatarak, bu düzenlemelerin muhtemel etkilerinin görülmesi için erken olmakla birlikte, mevduatınkatılım hesaplarının ortalama vadesinin uzamasına katkı maddesi sağlayabileceğinin değerlendirildiğini söyledi
Küresel krizle birlikte yatırımcıların tehlike iştahlarının azalması ve güvenli yatırım araçlarına olan talebin artmasının altın fiyatlarında 20082019 döneminde ciddi yükselme görülmesine yol açtığını ifade eden Öztekin, bu dönemde altının ons değerinin dolar bazında yaklaşık 2 kat yükseldiğini belirtti
Türkiye'de büyüklüğünü herkesin öbür varsayım ettiği lakin saygın bir miktarda olduğu aşina bir yastık altı altınolgusu bulunduğuna işaret eden Öztekin, bunların ekonomiye kazandırılması için birtakım araştırmalar yapıldığını ve yapılmaya devam edildiğini dile getirdi Öztekin, bu kapsamda, bankaların, gerçek ve tüzel kişiler namına, altın, gümüş ve platinin fiziken tesliminin yanına bankalarca satışı yapılmak suretiyle de vadeli veya vadesiz olarak altın, gümüş ve platin ambar hesabı açabilme olanağına kavuştuklarını kaydetti
Yükselen altın fiyatlarının yanı sıra kıymetli maden ambar hesapları hakkındaki laf konusu yönetmelik değişikliğinin olumlu etkisiyle sektörde altın mevduatına olan ilginin özellikle 2019 yılının ikinci yarısıyla birlikte yükseldiğine işaret eden Öztekin, şöyle konuştu:
Bankalarımız da değişik şubelerinde yaptıkları altın birleştirme günleri ile sürece yardım vermişlerdir Ayrıca Merkez Bankası'nın 2019 yılı Ekim ayından itibaren değerli maden ambar hesapları hariç yabancı para gerekli karşılıkların yüzde 10'una değin kısmının altın, değerli maden depo hesapları için ise tamamının altın cinsinden tutulabilmesi imkanı tanıması, benzer imkanın 2019 Kasım ayından itibaren TL zorunlu karşılıklar için de getirilmesi ve muhtelif kararlarla yüzde 30'a değin yükseltilmesi, bankalar açısından altın mevduatı toplamanın cazibesini artırmıştır Sektörde altın mevduatı kıymetli maden ambar hesapları içerisinde izlenmekte olup, bu hesabın tamamına yakını altın mevduatından oluşmaktadır
Aralık 2019 itibarıyla sektörün değerli maden ambar hesapları toplamı 21 bankaya ait olup 10,7 milyar dolar tutarındadır Bankalar arası değerli maden depo hesapları hariç tutulduğunda sektör mevduatının yüzde 2,4'ü değerli maden depo hesaplarından oluşmaktadır 2019 yılında çok önemli artış bildiren kıymetli maden ambar hesaplarının yükselme hızında, altın artışının hız kesmesiyle bir yavaşlama olmuştur Bildiğiniz gibi son yıllarda bankalarımız arasında popüler olan bir diğer fon kaynağı da menkul kıymet ihraçlarıdır Bankaların 2019 yılında özellikle menkul değer ihraçlarını ciddi ölçüde arttırdıkları görülmektedir
Öztekin, Aralık 2019'de tanıdık olmayan kaynaklar toplamında yüzde 1,9 paya sahip olan ihraç edilen menkul kıymetlerin payının 2019 yılı sonunda yüzde 3,2'ye yükseldiğini, bu yolla sağlanan borca girme miktarının 2019 yılında 19,4 milyar lira (yüzde 105,2) artarak 76,4 milyar liralık mevduat artışından sonra, yıl içinde başvurulan ikinci kayda değer tanıdık olmayan kaynak olduğunu söyledi Mukim Öztekin, hem yılın son çeyreğinde sermaye benzeri borçlardaki artışın uyarı çektiğini ve 2019 yılında söz konusu borçlanma aracılığıyla 5,8 milyar lira ek kaynak sağlandığını vurguladı
Bankaların borçlandığı kaynaklar ülke bazında çeşitlendi
Öztekin, gelişmiş ülke merkez bankalarının genişletici para politikalarına devam ettikleri 2019 yılında, Türkiye'de yaşanan olumlu makroekonomik gelişmelerin, sektörün küresel piyasalardan sağladığı fon miktarını artırdığını açıklama etti
Sektörün yurtdışı bankalardan temin ettiği borçların toplamının, yılsonuna kadar yüzde 13,3 oranında (13 milyar dolar) çoğalma göstererek Aralık 2019 itibarıyla 110,6 milyar dolara yükseldiğini gösteren Öztekin, bir yana da bankaların borçlandığı kaynakların ülke bazında çeşitlendiğini söyledi Öztekin,
Örneğin 2010 yılında bankalarımızın fon sağladığı kuruluşların yüzde 49,7'si Avro Bölgesi'nde iken bu oran 2019 yılında yüzde 35,6'ya gerilemiştir Benzer dönemde Körfez ülkelerinin, İsviçre'nin ve Japonya'nın paylarında ise çoğalma gözlenmiştir Bankalarımız çok çeşitli coğrafyalardan, gelişen tutarlarda fon tedarik edebilmektedirler Bu da dünya çapında Türk Bankacılık Sektörü'ne duyulan güvenin bir işareti olarak algılanmalıdır üstelik fonlama yapısındaki değişikliklerin sektörümüz ve bankalarımız üzerindeki etkilerinin likidite stres testleri ile de kurumumuzca yakından peşine düşüp takip edildiğini ayrıntıları ile belirtmek isterimdiye konuştu
Sektörün gücü, özkaynaklardan geliyor
Türk Bankacılık Sektörü'nün gücünün, kaliteli ve seyyal etkin yapısının yanında zinde özkaynaklarından geldiğini vurgulayan Öztekin, sektörün özkaynaklarının 2019 yılında yüzde 25,7 (37,2 milyar lira) artarak 181,8 milyar liraya ulaştığını bildirdi
Öztekin, bu dönemde özkaynaklardaki artışın esas belirleyicilerinin faiz oranlarındaki düşüşe paralel olarak menkul değerler değerinde artış fonunda gözlenen büyüme ile dağıtılmayarak bünyede bırakılan geçmiş yıllar karları olduğunun altını çizerek, Uzun dönemli ve kümülatif gelişimlere bakıldığında, sektörün toplam aktif ve özkaynak artma oranlarının birbirine yakın olduğu görülmekle birlikte son 5 çeyrektir özkaynaklardaki artışın toplam aktiflerdeki artışı aşmış olduğu dikkat çekmektedirdedi
Bu durumun sektörün mali yapısını güçlendiren ve anapara yeterliliğini de artıran bir gelişme olması bakımından olumlu değerlendirildiğini dile getiren Öztekin, yılın son çeyreğinde sektörün toplam aktifleri yüzde 4,8 büyürken, özkaynakların yüzde 8,1 arttığını belirtti Öztekin, Temmuz 2019 döneminden itibaren Basel II düzenlemelerinin yürürlüğe girdiği sektörde, anapara yeterliliği rasyosunun (SYR) yılsonuna tarafından 1,3 puan, son çeyrekte ise 1,4 puan artarak yüzde 17,9 düzeyinde gerçekleştiğini kaydetti
Mukim Öztekin, SYR'de yılın son çeyreğinde gözlenen artışın temel nedeninin esas sermaye ve katkı maddesi sermayede meydana gelen yükselişler sonucu özkaynaklarda gerçekleşen yükselme olduğunu söyledi Öztekin, şöyle devam etti:
bununla birlikte kredi riskine başlıca miktar artışının özkaynaklardaki yükselme oranının arkasından kalmasına ve bu anlamda SYR artışına katkı maddesi sağlayan diğer faktörlerden biri, Kasım ayı başında Türkiye'nin yatırım yapılabilir ülke notu alması sonucu yabancı para menkul değerlerin risk ağırlığının yüzde 100'den yüzde 50'ye gerilemesidir Diğeri ise KOBİ tanımında yapılan değişim sonucu kredilerin tasnifinin değişmesine emrindeki olarak tehlike ağırlığındaki azalışlardır öte yandan düşen faizler nedeniyle piyasa riskine esas tutarda meydana gelen azalış da tehlike ağırlıklı varlıklardaki artışı sınırlandırmış ve SYR artışına katkı sağlamıştır
Basel II düzenlemelerinin yürürlüğe girmesi sonrası, makro ekonomik konjonktürdeki olumlu gelişmeler, Türkiye'nin yatırım yapılabilir ülke notu alması ve şipşak gerileyen faizler bir yanlamasına özkaynaklara olumlu yansırken öteki yandan tehlikeli varlıklardaki artışı sınırlamış ve son bir takvim süreçte yatay seyreden sermaye yeterliliği rasyosu, özellikle yılın son çeyreğinde artma trendine girmiş görünmektedir Hukuki özkaynakların yüzde 84,5'inin ana sermayeden oluşması sektörün nitelikli özkaynak yapısını koruduğunu göstermektedir
Banka karları
Bankacılık sektörünün 2019 yılını 23,6 milyar lira net karla tamamladığını belirten Öztekin, sektörün dönem net karının, faiz dışı gelir gider dengesindeki gerilemeye rağmen, olarak yükselen net faiz marjı sebebiyle önceki yılın benzer dönemine göre 3,8 milyar lira (yüzde 19,2) yükseldiğini belirtti Öztekin, şu bilgileri verdi:
Sektörde faaliyet gösteren 49 bankadan 37'sinin karında, son bir yıllık dönemde artış gerçekleşmiş, 2019 yılının son çeyreğinde yeni bir banka sisteme dahil olmuştur Önceki yılın aynı dönemine tarafından, faiz gelirlerinde yüzde 24,7
(21,7 milyar lira), faiz giderlerinde ise yüzde 18 (8,8 milyar lira) oranında çoğaltma gerçekleşmiştir
Aralık 20192019 döneminde, faiz dışı kazanç kalemlerinden bankacılık hizmet gelirleri ile kredilerden alınan vergi ve komisyonlar, yüzde 12,5'lik (2,1 milyar lira) artışla 19,2 milyar lira olarak gerçekleşmiştir Kredilerden elde edilen ücret ve komisyonların yüzde 59'u nakdi kredilerden, kalan kısmı gayrinakdi kredilerden elde edilmiştir Bu dönemde, başlıca olarak, işletme giderlerinin ise yüzde 14,3 oranında (3,7 milyar lira) büyüme gösterdiği görülmektedir Son bir takvim dönemde, repo maliyeti bir tedarik artmasına karşın, menkul değer getirisinin yükselmesi, bankalardan yapılan borca girme maliyetinde kayda değer bir değişiklik oluşmaması, keza Türk parası cinsinden hem de yabancı para cinsinden kredi getirisimevduat maliyeti marjının artması, bankacılık sektörünün net faiz gelirlerinde artışa yol açmış, bu da net faiz marjının yükselmesine niçin olmuştur Bu çerçevede, net faiz marjı, incelenen dönemde 0,6 puan yükselerek Aralık 2019'de yüzde 4,1 seviyesine ulaşmıştır
Sektörde 2019 yılı beklentilerine de değinen Mukim Öztekin, 2019'te sektörün toplam aktiflerinin yüzde 16 civarında artacağını, kredilerin ve mevduatın artış hızının sırasıyla yüzde 15 ve yüzde 13 olacağını öngörüyoruz Sektörün net faiz marjında ek bir artış beklememekle birlikte, faal kalitesinde 2019 yılına kıyasla bir iyileşme görülebileceğini, özkaynak ve faal karlılığının 2019 yılındaki seviyesini 2019 yılında da muhafaza edeceğini bekliyoruzdedi
Haberler