Başak Sayan'la Mülâkat başak sayan, röportajı, kitabı, açıklamaları, resimleri, ile ilgili bilgiler burada melekler 1548660857 1548660857 basaksayanlaroportaj5c4eb07e5b651basaksayanlaroportaj5c4eb07e5b651 basaksayanlaroportaj5c4eb07e5b651 Sevgili melekler, En son Yaprak Dökümü adlı diziyle ekranlarda görünen Başak Sayan son günlerde çıkardığı ikinci kitabının heyecanını yaşıyorÜnlü oyuncunun üç genç üzerinden aşkı ve bağlılığı sorguladığı Bağlanma Korkusu, 1 Temmuzda raflarda olacak Aşağı Gülbahar Karakuş'un yaptığı röportajı okuyacaksınız Aşk ve Yeniden Çıkarma Üzerine geçen sene çıkmıştı İkinci kitap için de fazla pozitif beklemediniz Bu benim zaten aklımda olan bir hikâyeydi Yalnızca kafamda şekillendirmem, karakterleri oturtmam gerekiyordu O birazcık zaman aldı Benzer esnada Yaprak Dökümü dizisinin çekimleri olduğu için her gün oturup yazamadım Aralık ayında dizi bitince, günde altıyedi saat sadece Bağlanma Korkusu üstünde çalıştım Nisan ayında da bitirdim Birincil kitabınıza gelen yorumlar nasıldı? İyi olmalı fakat ikinci için sizi teşvik etti Birincil kitap hakkında hoş yorumlar aldım ve o kitap bana köşe yazılarını hediye etti gerçekten Çünkü ondan daha sonra köşe yazarlığı teklifi geldi Lakin ben ikinci kitaptan daha umutluyum ve daha heyecanlıyım, çünkü çok çalıştım Ilk kitap bir çabuk hazırlar gibiydi, şimdi ise heyecandan geceleri uyuyamıyorum Kitap ne zaman çıkıyor? 1 Temmuzda kitapçılarda olacak Peki, kitap yazma fikri birincil ne süre oluştu? id Çocukken Lakin zamanla kayboldu yine de yazı yazmaktan hiçbir süre vazgeçmedim Natürel kendim için yazıyordum, bunları ortaya dahil etmemek gibi bir kaygım yoktu İki sene önce, yazdıklarımı okuyan yakınlarımın teşvikiyle kitap çıkarmaya karar verdim Kitabınız, Cem adlı playboy üzerine kurulu Neden hikâyeyi bir erkek şahsiyet üzerinden anlatmayı seçim ettiniz? Cem bir playboy değil Başarılı bir reklamcı, ilgi görebilen bir adam Lakin aşkı zayıflık, evliliği de ilkellik olarak görüyor Ona kadar hayat çok kısa ve bu süre, derin ilişkilerle geçirilmeyecek değin kıymetli O stil ilişkilerin içine girmek, hayatı kaçırmasına sebep olacakmış gibi hissediyor Gerçek hayatta da böyle halk müziği var Hatta yeni neslin hastalığı adeta bu O yüzden evlilik, modası geçmiş bir kurum gibi algılanmaya başlandı Kitabımda bağlanma korkusu erkek üzerinden anlatılmıyor Karakterlerimden Cemin çok keskin özelliği bu yalnızca Işlenmiş, böyle kadınlar da var fakat daha fazla erkeklere özgü bir tutum şekli bu Bağlı Olmak, kadına küçüklüğünden beri empoze edildiğinden, onlar için bir gereksinim BİR YAKINIMDAN ETKİLENDİM Birincil kitabınızda hakiki hayattan kesitlere yer vermiştiniz Bağlanma Korkusuna da sizi etkileyen olaylar yansımıştır o süre En Ince Ayrıntısına Kadar kurmaca bir hikâye ve hakiki yok Ama yola çıkışım, bir yakınımdan etkilenmemle oldu O da böyle bir durum yaşadı Yıllardan Beri uzun bir ilişki yaşamadı ve evlenmedi, çünkü fazla popülerdi Bir davası vardı uğrunda koşturduğu Kesintisiz Önce şunu yapayım, bunu yapayım diyordu Ve bir gün geldi, sevdiği insanı kaybetti Bir keresinde karşımda ağlamıştı, çok etkilenmiştim Sizin evlilik hakkındaki düşünceniz nedir? Evlilik önceden bana uzaktı, çünkü özgürlüğümü geç elde etmiştim demişsiniz Hemen yakın mı? Benim babam asker, annem de öğretmendi Fazla katı bir disiplin içinde büyüdüm 18 yaşıma değin, İstanbula gelene değin üzerimde önemli bir zorlama vardı Her şey yasaktı bana Üniversite dönemimde de ailem oyunculuk yapmamı istemedi, bezdirme politikası uyguladılar Tüm bunlarla tek başıma üatesinden gelmek zorunda kaldım Şayet benim yerimde başkası olsa geri dönerdi Ankaraya fakat ben özgürlüğümü için devam ettim böylece evlenmek, o güne dek uğruna çabaladığım her şeyi yerle bir etmek demekti Izaç o yüzden uzaktı Bundan birkaç sene önce de erkek arkadaşımla bir öpüşme sahnesi yüzünden sorun yaşadık ve ayrıldık Annem o vakit bana Her Hâlükarda bu adam yüzünden bu sahneyi çekmezlik yapmayacaksın Bu meslek uğruna yıllarca bizimle konuşmamayı göze aldın Hemen bütün bunları elinin tersiyle itmeyi mi düşünüyorsun dedi Haklıydı, benim hayatıma girecek adamın önce işime saygı göstermesi lüzumlu O Kadar bir korkum vardı, acilen bunu yendim Beni anlayan ve benim anlayabildiğim biriyle hayatımın ardına kadar beraber olabilir miyim bilmiyorum ama yaşam arkadaşlığı fazla özel bir kavram ve onu yaşamayı istiyorum Kitabımda da bunu sorguluyorum gerçekten SENARYOSU YAZILIYOR Bağlanma Korkusunun filmi de çekilecekmiş, dürüst mu? Senaryosu yazılıyor şu anda Görüştüğümüz birkaç birey var Talih tabii Ahali önce bir kitabı sevsinler, filme ondan sonradan bakacağız Benim yazdığım her kitabı devamlılık haline getirmek gibi bir isteğim değil, bu durum sadece Bağlanma Korkusu için geçerli Çünkü insanlara Bir dakika, hey, durun! çağırmak, şunu açıklamak istiyorum: Hayat fazla hızlı akıyor ama bundan 30 sene sonrasını hiçbirimiz bilmiyoruz Önümüze gelen fırsatları elimizin tersiyle itip geçiyoruz, lakin yaşlanınca ne olacağını bilmiyoruz Sadece yaşlılığı düşünerek evlenmek, o döneme oturtmak, ikiyüzlülük olmaz mı? Kitap da bunu sorguluyor zaten Yaşam böyle bir şey Kimse yaşlandığı vakit kendini yalnız hissetmek istemez Belki de benim en büyük korkum yaşlanmak ve yalnız kalmak olduğu için bunu yazdım Yaşlanmaktan kastım şu görüntümü kaybetmek yok Bana tutku veren, yapmaktan şımartma aldığım bir sürü şey var Amaçlarım, hayallerim var Bunları yapmak için diğer şeyleri her zaman erteledim Ama bir vakit sonra bana hoşgörü veren her şey anlamını yitirecek, çünkü hiçbir şey sonsuza dek sürmez O zaman yaşam ne olacak? Hayat, diğer türlü akıyor olacak O TEŞEKKÜRÜ YAZMALIYDIM İki kitap ve köşe yazılarınızdan sonra oyunculuğu bırakmayacaksınız değil mi? Hayır, şu an yeni projeler için görüşmeler yapıyorum Devamlılık konusunda seçici davranıyorum, çünkü yapacağım işin çok dürüst olmasını istiyorum Bundan daha sonra yapacağım işin bir öncekinden tepede olması gerekiyor Içten hikâye ve doğru karakteri bulmaya çalışıyorum Birincil kitabınızın peşinde Ahmet Hakanın yorumu vardı, Kitabı okudu ve yazdı demiştiniz Teşekkür yazısında da Ahmete teşekkür ederim yazmışsınız Bu teşekkür yazısını koyarak haber olacağınızı biliyordunuz sanırım, aşk dedikodularının her yerde çıkacağını da Teşekkür yazısını koydum, çünkü kitabın adını sıralama aşamasında koskocoman yardımı dokundu Benim kafamda diğer isimler vardı, o yüzden o teşekkürü yazmak zorundaydım İki kişiye teşekkür ettim; biri yayınlama yönetmeni, diğeri de o Benim içimdeki, kendimin bile bilmediği bakımlı kalmış bir yeteneğin ortaya çıkmasına neden olduğu için diyorsunuz teşekkür yazınızda Yazmaya sizi Ahmet Bey teşvik etti diyebilir miyiz? Ben bunları fazla konuşmak istemiyorum fiilen Zaten orada yazdım Gerektiği anlarda gerektiği gibi destekledi, bunun için teşekkür ettim yalnızca NE DEĞIN AĞIZ DALAŞI PEK AŞK Kitapta aşkın tanımları da var Sizce aşkın tanımı var mı? Aşkın tanımı herkese göre farklıdır Kitaptaki Bahar karakterinin aşktan anladığı şu örneğin; Belki de aşk, hiç gelmeyeceğini düşündüğün birini beklemekten hiç vazgeçmemektir Aşkın en gizemli tarafı, bütünüyle bir tanımının olmaması Huzursuzluktur aşk Bir ilişkinin içine huzur girdiğinde, orada aşk kalmıyor aslında Ne kadar gelgit, tartişma şamata varsa, o kadar aşk vardı Yürek atışı gibi Hani hastanelerdeki cihazlarda kalp atışı görünür ya, onun gibi inişli çıkışlı bir şey benim için aşk Yaşam da öyle bence, benim hayatım hiçbir süre düz bir çizgi olmadı CÜMBÜR CEMAAT ÇAKARAK GÜNDEME GELİYOR Köşe yazısı yazmaya devam ediyorsunuz Medya bir cadı kazanı demişsiniz lakin içinde olmaya da devam ediyorsunuz Bir sene oldu yazmaya başlayalı Gayet güzel gidiyor Bir şekilde kendimi yansıtan bir format oluşturduğuma inanıyorum Eleştirilen konumundan eleştiren konumuna geçirmek de keyifli Mesleğim gereği bu dünyanın içindeyim Ve bu dünyada cümbür cemaat birbirine deyim yerindeyse çakarak gündeme geliyor Halk Müziği sorunlarını anlatmaktansa, birbirlerinin yazılarını okuyup Hadi ona çakayım diyorlar üstelik kendilerini Tanrı zannetme durumları var Bu yüzden kaynayan bir kazan burası İki camia için de ilginç derler lakin öbür tarafta arkadan hançerleme durumu olmaz Oyuncular aralarında da basına açıklama verme, arkasından söylev gibi durumlar olmuyor mu? Sırtından bıçaklamaları böylece görmedim ben En azından benim etrafımda yoktu böyle şeyler