başka açıdan görebilme ) GÖREBİLMEK Benzer yürek rahatsızlığıyla benzer kaderi paylaşan iki yaşlı adam aynı odayı da paylaşıyorlardı İkisi de yatağa mahkum olmuşlardı tek başlarına yataktan kalkamıyorlardı Tek ayrım biri cam kenarında diğeri ise duvar dibinde yatıyordu Sırça kenarındaki ihtiyar adam her gün camdan bakarak arkadaşına dışarısını anlatırdı Bugün deniz sakin, gerçi hafif rüzgâr var sanırım; çünkü uzaktaki teknenin yelkenleri rüzgârla doluyor Park bu sabah sakin, iki salıncak batmış iki salıncak anlamsız, dünkü sevgililer yeniden geldi, benzer yere oturup konuşmaya başladılar, el ele tutuştular, ne kadarda yakışıyorlar birbirlerine Erguvan ağaçları ne kadar hoş açmış her yer mor bir renk almış, erik ağaçları da beyaz çiçekleriyle onlara eşlik ediyor Denizin üzerindeki martılar bugünkü yemeklerini arıyorlar, ne hoş de dalıyorlar suya Günler böyle geçip gidiyordu ta ancak sırça kenarındaki yaşlı adam yürek krizi geçirene değin, işte o anda duvar kenarındaki adam düğmeye bassa kurtaracaktı arkadaşını lakin şeytana uydu, bunca zamandır sadece dinleyebiliyordu, artık görebilirdi de, işte bunun için düğmeye basmadı ve hemşireyi çağırmadı Aynı kaderi paylaştığı kişiyi ölüme yolladı, ama o bunun haklı bir savunma olduğunu düşünüyordu Ertesi gün hastabakıcılar ölen ihtiyar adamın yerine kendisini koymaya gelmişlerdi Derhal yatağının yerini değiştirdiler, işte o günlerdir görmek istediği manzarayı nihayet görecekti Basını kaldırdı ve pencereden baktı Gördüğü şey simsiyah bir duvardı