Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Başkasının Ağacından Meyve Koparmak ?

Başkasının Ağacından Meyve Koparmak ?
0
208

adanali

FD Üye
Katılım
Eki 20, 2019
Mesajlar
2,792
Etkileşim
0
Puan
36
Yaş
36
Konum
Adana
Web sitesi
bilgilihocam.com
F-D Coin
69
Başkasının Ağacından Meyve Koparmak ?

Başkasına ait ağaçların meyvelerinden izinsiz yemek helal midir? Yol kenarındaki ağaçların meyvelerini yemek caiz mi ?

Başkalarına ait olan ağaçların meyvelerini onlardan izinsiz yemek caiz olmaz
. Ancak sahibi olmayan veya başkası tarafından insanların faydasına sunulmuş ağaçların meyvesini yemenin bir mahsuru yoktur.

Başkasına ait ağaçların meyveleri, hayvanların sütleri, tarlalarındaki ekinleri gibi yiyecek ve içecekler hakkında Peygamber Efendimiz (asm)'den değişik rivayetler vardır. Bu rivayetlerin değişik olması ve bazılarının sanki sahibinin izni olmadan da yenilebileceği gibi anlaşılması, bazılarının da sahibinin izni olmadan alınmaması gerektiğini açıkça ifade etmesi, konu hakkında farklı görüşlere neden olmuştur. (1)

Bu ve buna benzer konularla ilgili farklı görüşler varsa da İslam alimlerinin hemen hemen tamamı, sadece muzdar (mecbur) olanın borçlanmak kaydıyla sahibinden habersiz malından alabileceğini söylemiştir. Hayati tehlike içinde olan kimsenin böyle bir durumda sahibinden izinsiz yemesi haram olmazsa da sonradan yediği kadarının değerini sahibine vermesi gerekir.

Bu mal, meyve olabilir veya ekin olabilir, ihtiyaç haline göre bir başka şey de olabilir. Belirtilen hüküm hepsi için geçerlidir. Osmanlı askerlerinin fetihler sırasında gayri müslimlerin bağlarından topladıkları meyvelere mukabil, ağaçlara para bağlamaları, bu kaide gereğince olmalıdır.

"Kimse kardeşinin hayvanını, iznini almadan sağmasın. Sizden kim, odasına başkalarının girip hazinelerini kırmasından, yiyeceklerini saçıp dağıtmasından hoşlanır? Tıpkı bunun gibi, hayvanlarının memeleri de onlar için yiyeceklerinin hazineleri durumundadır. öyleyse kimse izin almadan başkasının hayvanını sağmasın."(2)

hadisine göre İbnu Abdilberr der ki: "Bu hadis Müslümanın, bir diğer Müslümanın izni olmadan herhangi bir şeyini almayı yasaklamaktadır. Burada özellikle sütün zikredilmesi, süt hususunda insanların gevşek davranmaları sebebiyledir. Böylece sütten daha evla olan mala karşı onunla uyarıda bulunmuştur."

Bazı alimler "Gönül rızasının varlığının bilinmesi ile bilinmemesi arasında fark görmeden yeyip içmenin mutlak olarak helal olduğuna" hükmetmiştir. Bunlar, bu görüşlerine Tirmizi ve Ebu Davud'da gelen bir rivayeti delil gösterirler.(3) Ancak hemen belirtelim ki bu düşünceye katılmayan alimler şöyle itiraz ederler: "Bu konuda yasakla ilgili hadis daha sahihtir ve kendisiyle amel hususunda daha önce gelir. Ayrıca, bu görüş, Müslümanın malını, izni olmadan tasarruf etmeyi haram kılan temel kaideye de aykırı düşmektedir, öyleyse buna iltifat edilemez."

Bununla beraber, konuyla ilgili hem yasak hem de helal diyen rivayetleri birleştirip, aralarındaki zıtlığı çeşitli şekillerde kaldıranlar da var. Bu görüşleri özetlemek gerekirse:

1. İzin, mal sahibinin gönül rızasının bilinmesine, yasak ise rızanın bilinmemesine göredir.

2. İzin yolculara özeldir, yolcu olmayanlara değil veya muzdar olana veya çaresiz şekilde aç kalmış olana mahsustur.

3. İznin Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'ın devriyle ilgili olduğu, yasağın da, (aleyhissalatu vesselam)'dan sonra çıkacak olan cimriliğe ve yardımlaşmanın terki gibi durumlara işaret ettiği anlamına gelir.

4. Yasak, mal sahibinin, yolcudan daha muhtaç olma durumuyla ilgilidir.

5. İzin, mal sahibinin muhtaç olmadığı duruma; yasak hadisi de mal sahibinin zenginlik aradığı duruma göredir.

6. Nevevi der ki: "Alimler bir bahçeye veya ekine veya dağda otlayan sürüye uğrayan şahıs hakkında farklı görüşlerin olduğunu söyler ve genel görüşü şöyle açıklar: "Böyle bir şahsın ekinlerden, hayvanların sütlerinden ve ağaçların meyvelerinden bir şey alamaz. Zaruret varsa alır, fakat mal sahibine borçlanır."

Sonuç olarak bu konularda toplumda bulunan adete göre hareket edilmesi gerekmektedir. İbnu'l-Arabi, adete göre hareket edilmesini tercih eder ve der ki: Hicaz, Şam vs. beldelerde halkın adeti, bu meselede, bizim beldenin aksine, müsamaha ve hoşgörüydü. (4)

Buna göre bir yerde ekinlerden, hayvanların sütlerinden ve ağaçların meyvelerinden sahibinin izni olmadan yemek adet olmuş ve kimse buna karşı çıkmıyorsa toplayıp götürmemek şartıyla yemek caiz olur. Ancak böyle bir adet yoksa sahibinin izni olmadan yemek caiz değildir.

Yola düşen meyveleri yemek caiz midir?

Herkesin geçtiği sokağa düşmüş meyveler ise, ceviz gibi çürümeyenleri, sahibinin izin verdiği biliniyorsa, yemek caiz olur. İzin verdiği bilinmiyorsa yemek caiz olmaz. Kiraz gibi çürüyecek meyve ise, sahibinin yasak ettiği bilinmedikçe alıp yenilebilir. Alıp, evine götürmek caiz değildir.

Dağdaki meyveler; alıç, kuşburnu, kızılcık, yabani ahlat, mantar yemek de günah değildir.

Her hangi bir şekilde çit ile çevrili değil ise ve sahipli değil ise kudretten yetişmiş bir yerde ise dağda yetişen meyveleri, yemek caizdir.

Yollara dökülmüş olan ağaç yaprakları, eğer dut yaprakları gibi kendisi ile yararlanacak şeyler ise, bunları başkalarının toplaması caiz değildir. Yoksa bunların değerini ağaç sahibine ödemek gerekir. Fakat bunlar, yararlanılmayacak şeyler ise, toplanıp alınabilirler, ödenmeleri gerekmez.

Ekin ve bostan tarlalarında ekinler ve bostanlar alındıktan sonra, başkalarının toplamasına adet olarak izin verilmişse, arta kalan ekin veya kavun, karpuz, hıyar, üzüm gibi döküntü şeyleri, başkalarının toplaması caizdir.

Dipnotlar:

1. Buhari, Lukata 8; Müslim, Lukata 13, (1726); Muvatta, İsti'zan 17, (2, 971); Ebu Davud, Cihad 95, (2623); Ebu Davud, Cihad 93, (2619); Tirmizi, Büyu 60, (1296); Ebu Davud, Cihad 94, (2622); İbnu Mace, Ticarat 67, (2299) ?

2. Buhari, Lukata 8; Müslim, Lukata 13, (1726); Muvatta, İsti'zan 17, (2, 971); Ebu Davud, Cihad 95, (2623).

3. Tirmizi, Büyu 60, (1296); Ebu Davud, Cihad 94, (2622)

4. Rivayetler ve bilgiler için bk. Prof. Dr. İbrahim Canan, Kütüb-i Site, 6/267, 11/173.
 

Similar threads

5752 İbnu Abbas ve İbnu Omer radıyallahu anhum anlatıyor: ResUlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: Bir kimse bir atiyyede bulunur veya bir hibede bulunursa, sonradan atiyye ve hibesinden rucu etmesi ona helal olmaz, sadece baba cocuğuna yaptığı bağıştan donebilir 5753 Bir...
Cevaplar
0
Görüntüleme
137
5752 İbnu Abbâs ve İbnu Ömer radıyallahu anhüm anlatıyor: Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular fakat: Bir kimse bir atiyyede bulunur ya da bir hibede bulunursa, daha sonra atiyye ve hibesinden rücü etmesi ona helal olmaz, sadece baba çocuğuna yaptığı bağıştan dönebilir 5753 Bir...
Cevaplar
0
Görüntüleme
284
Telif hakları konusunda büyük sıkıntılar yaşayan sanatçılara Diyanet'ten müjdeli haber geldi Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu, birer emek mahsulü olarak internet ortamına geçirilmiş olan her türlü program, yazılım, kitap, müzik gibi ürünleri ilgililerin izni olmadan elde...
Cevaplar
0
Görüntüleme
72
Telif hakları konusunda büyük sıkıntılar yaşayan sanatçılara Diyanet'ten müjdeli haber geldi Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu, birer emek mahsulü olarak internet ortamına geçirilmiş olan her türlü program, yazılım, kitap, müzik gibi ürünleri ilgililerin izni olmadan elde...
Cevaplar
0
Görüntüleme
68
Telif hakları konusunda büyük sıkıntılar yaşayan sanatçılara Diyanet'ten müjdeli haber geldi Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu, birer emek mahsulü olarak internet ortamına geçirilmiş olan her türlü program, yazılım, kitap, müzik gibi ürünleri ilgililerin izni olmadan elde...
Cevaplar
0
Görüntüleme
136
858,496Konular
981,654Mesajlar
29,725Kullanıcılar
Üst Alt