iltasyazilim
FD Üye
MUSTAFA KEMAL
ATATÜRK
Ulu Önder
Doğumu:19 Mayıs 1881,Selanik Vefatı:10 Kasım 1938,İstanbul
Çocukluk ve gençlik (18811904)
1839'da Kocacık'ta doğduğu sanılan babası Ali Rıza Efendi, aslen Manastır'a alt Debrei Bâlâ'dandır Babasının ailesi Arnavutlardan veya 1415 yüzyılda Anadolu'dan bölgeye göç etmiş olan YörüklerdendirAilesi ile Selanik'e göç eden Ali Rıza Bey,burada gümrük memurluğu ve kereste ticareti yaptıAli Rıza Bey, 93 Harbi (187778) esnasında lokal birliklerde teğmenlik yapmıştı Bu koşul, Atatürk'ün ailesinin kısmen de olsa Osmanlı'daki baskın elitlerden olduğunu gösterir
Ali Rıza Bey, 1871 yılında, 1857 yılında Selanik'in batısındaki Langaza'da çiftçi bir ailede doğan Zübeyde Bayan'la evlenmiştiMustafa Kemal Atatürk, bu çiftin çocuğu olarak Rumî 1296 (miladî 1881) yılında Selanik'te doğmuştur Samsun'a çıktığı 19 Mayıs tarihini doğum günü kabul etmiştirFatma, Ömer, Ahmet, Naciye ve Makbule adlı beş kardeşinin birincil dördü minik yaşta hayatını kaybetmiştir
Öğrenim çağına gelen Mustafa'nın hangi okula gideceği konusunda annesi ile babası aralarında uyuşmazlık çıkmıştı Annesi Mustafa'nın Hafız Mehmet Efendi'nin mahalle mektebine gitmesini istiyor, babası ise o dönemki yeni yöntemlerle eğitim yapan seküler Mektebi Şemsi İbtidai'nde (Şemsi Efendi Mektebi) okumasını istiyordu En sonunda önce mahalle mektebine başlayan Mustafa, birkaç gün sonra Şemsi Efendi Mektebi'ne geçtiAtatürk, mektep seçimindeki bu kararı için hayatı boyunca babasına gönül borcu duymuştur 1888 yılında babasını kaybettiBir zaman Rapla Çiftliği'nde annesinin üvey kardeşi Hüseyin'in yanına kalıp hafif çiftlik işleriyle uğraştıktan sonra eğitimsiz kalacağından üzüntü eden annesinin isteğiyle Selanik'e dönüp okulunu bitirdiBu arada Zübeyde Hanım, Selanik'te gümrük memuru olan Ragıp Bey ile evlendi
Şu Anda müze olan Koca Kasım Paşa Mahallesi, Islahhane Caddesi'ndeki ev 1870'te Rodoslu müderris Hacı Mehmed Vakfı göre yaptırılmış ve 1878'de yeni evlenen Ali Rıza Bey kadar kiralanmıştır fakat o öldükten daha sonra Mustafa ve ailesi bu evden yandaki 2 katlı, 3 odalı ve mutfaklı daha minik eve taşınmışlardır
Mustafa, seküler bir mektep olan ve bürokrat yetiştiren Selânik Mülkiye Rüştiyesi'ne kaydoldu Fakat muhitindeki askerî öğrencilerin üniformalarından da etkilenerekannesinin aleyhinde çıkmasına rağmen1893 yılında Selânik Askerî Rüştiyesi'ne girdi Bu okulda matematik öğretmeni Yüzbaşı Üsküplü Mustafa Sabri Bey, ona anlamı kusursuzluk, olgunluk olan Kemaladını verdiFransızca öğretmeni Yüzbaşı Nakiyüddin Bey (Yücekök), özgür düşüncesiyle genç Mustafa Kemal'in us yapısını etkiledi Mustafa Kemal Kuleli Askerî İdadisi'ne girmeyi düşündüyse de ona ağabeylik yapan Selânikli subay Hasan Bey'in tavsiyesine uyarak Manastır Askerî İdadisi'ne kaydoldu 18961899 yıllarında okuduğu Manastır Askerî İdadisi'nde tarih öğretmeni Kolağası Mehmet Tevfik Bey (Bilge), Mustafa Kemal'in tarihe olan merakını güçlendirdiBu tarihte başlayan 1897 OsmanlıYunan Savaşı'na gönüllü olarak katılmak istediyse de hem idadi öğrencisi olduğu için hem de 16 yaşında olduğundan dolayı cepheye gidememiştir Bu okulu ikincilikle bitirdi13 Mart 1899'da İstanbul'da Mektebi Harbiyei Şahane'ye girdi Birinci sınıfı 27, ikinci sınıfı 11, üçüncü sınıfı 1902'de mülazım bugünkü ismiyle Teğmen rütbesiyle 549 birey arasından piyade derslik sekizincisi (1317 P8) olarak bitirdiAkabinde Erkanı Harbiye Mektebi'ne (Harp Akademisi) devam ederek 11 Ocak 1905'te ''kurmay yüzbaşı'' rütbesiyle mezun oldu
Askerlik (19051918)
Erken dönem
Kurmay Yüzbaşı Mustafa Kemal, mezuniyetinin peşinde merkezi Şam'da bulunan 5Ordu'ya staj amacıyla gönderildi Bu stajında piyade, süvari ve topçu sınıflarında tahsis aldı19051907 yılları arasında Şam'da Lütfi Müfit Bey (Özdeş) 5 Ordu emrinde atama yaptı Ilk stajı 5 Ordu'ya ast 30'uncu Süvari Alayı'nda gerçekleşti Bu dönemde düşük rütbeli stajyer bir kurmay subay olarak Suriye'nin dağıtılmış bölgelerindeki isyanlarla ilgilenen Mustafa Kemal, küçük savaş(gerilla savaşı) üzerine deneyim kazandı İsyanlarla uğraştığı dört aydan sonradan Şam'a döndü 1906 Ekim ayında Binbaşı Lütfi Bey, Dr Mahmut Bey, Lüfti Müfit (Özdeş) Bey ve askerî tabip Mustafa Cantekin ile 'Vatan ve Hürriyet' adlı bir cemiyeti kurduktan sonra ordudan izinsiz Selânik'e gitti Selânik Merkez Komutan Muavini Yüzbaşı Cemil Bey (Uybadın)'in yardımıyla karaya çıktı ve orada cemiyetinin şubesini açtı Bir vakit daha sonra arandığını öğrendi ve ona ağabeylik yapan Albay Hasan Bey, Yafa'ya dönüp oranın komutanı Ahmet Bey'e Mısır sınırında Bîrüssebi'ye gönderildiğini bildirmesini önerdi Ahmet Bey de Mustafa Kemal'i Bîrüssebi'ye ödev etti ve bir zaman daha sonra topçu staj için bitmiş Şam'a gönderildi20 Haziran 1907'de Kolağası (kıdemli yüzbaşı) oldu ve 13 Ekim 1907'de 3Ordu'ya kurmay olarak atandı fakat Selânik'e vardığında 'Vatan ve Hürriyet'in şubesinin İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne ilhak edildiğini öğrendi Bu yüzden kendisi de 1908 Şubat ayında İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne aza oldu (Aza numarası: 322) 22 Haziran 1908'de Rumeli Doğu Bölgesi Demiryolları Müfettişliğine atandı
23 Temmuz 1908'de Meşrutiyet'in ilanından sonra Aralık 1908 sonlarında İttihat ve Terakki Cemiyeti kadar toplumsal ve siyasal sorunları ve güvenlik problemlerini analiz etmek üzere bugünkü Libya'nın bir parçası olan Trablusgarp'a gönderildi Burada 1908 Devrimi'nin fikirlerini Libyalılara yaymaya ve buradaki nüfusun farklı kesimlerinden gelenleri Jön Türk politikasına kazanmaya çalıştıBu siyasi görevin yanı sıra bölge halkının güvenliği ile de ilgilendi Kentin dışarıda yapılan bir savaş tatbikatında Bingazi Garnizonu'na önderlik ederek askerlere modern taktikler öğretti Bu tatbikat boyunca isyana meyilli Şeyh Mansur'un evini sararak bölgede sistem karşıtı diğer enerjik kişilere örnek olması amacıyla onu teftiş altına aldı Hem hem kentli insanları hem de kırsal alan insanlarını korumak için bir değiştirme ordu planlamaya başladı
13 Ocak 1909'da 3 Ordu'ya ast Selânik Redif Fırkası'nın Kurmay Başkanı oldu ve 13 Nisan 1909'da Meşrutiyet'e karşısında 3 Ordu'ya yan Taşkışla'da konuşlanmış 2 ve 4 Avcı Taburları'nın isyanıyla başlayan, öteki birliklerin katılımıyla genişleyen 31 Mart Ayaklanması'nı bastırmak üzere Selânik ve Edirne'den yola çıkarak Mirliva Mahmut Şevket Paşa komutasında 19 Nisan 1909'da İstanbul'a girecek olan Hareket Ordusu'na bağlı birinci aşama birliklerinin kurmay başkanı oldu daha sonra 3 Ordu Kurmaylığı, 3 Ordu Subay Talimgâhı Komutanlığı, 5 Kolordu Kurmaylığı, 38 Piyade Alayı Komutanlığı görevlerinde bulundu
Mustafa Kemal , 12 Eylül 18 Eylül 1910'da Fransa'da düzenlenen Picardie Manevraları'na gönderildi Burada uçakların deneme uçuşuna gösteri edildiyse de yan komutanının uyarısıyla uçağa binmedi Bineceği uçak yere çakıldı ve uçağın içinde bulunanlar öldü Bir Takım yazarlar, ömrü baştan başa uçağa binmeyen Atatürk'ün bu davranışını, Picardie Manevraları'nda yaşadığı olayın ardından ihtiyatlı davranmasına bağlamışlardır
Mustafa Kemal, dönüşünün gerisinde 27 Eylül 1911'de İstanbul'da Genelkurmay Karargâhı'nda devir aldı
Trablusgarp Savaşı
İtalyanlar'ın Trablusgarp'a saldırısıyla 19 Eylül 1911'de başlayan Trablusgarp Savaşı'nda, 27 Kasım 1911'de Binbaşı olan Mustafa Kemal , Binbaşı Enver Bey, Fuat (Bulca), Nuri (Conker) ve Binbaşı Fethi (Okyar) gibi diğer İttihatçı subaylarla birlikte 18 Aralık 1911'de hareket etti Mustafa Kemal ile grubu, Mısır'da Kahire ve İskenderiye üzerinden Bingazi'ye gitti 19 Ekimde İskenderiye'den yola çıktıktan bir vakit daha sonra bir hastalık geçirdi22 Aralık'ta Tobruk yakınında galibiyet kazandı Derne'deki 16 17 Ocak 1912 taarruzunda gözünden yaralanıp bir ay hastanede tedavi fark etti ve 6 Mart'ta Derne Komutanlığı'na getirildiBenzer yılın eylülünde başlayan uzlaştırma görüşmelerine karşın çatışmalar sürerken, Karadağ'ın 8 Ekim'de Osmanlı Devleti'ne savaş ilan etmesi ve Balkan Savaşları'nın başlaması nedeniyle barışa razı olunmasıyla Mustafa Kemal ve diğer subaylar İstanbul'a geri döndüler
Balkan Savaşları
Mustafa Kemal Balkan Savaşları'nın patlak vermesiyle 24 Ekim 1912'de İstanbul'a hareket etti ve 24 Kasım 1912'de karargâhı Bolayır'da yer alan Bahri Sefit Boğazı (Akdeniz Boğazı) Kuvayi Mürettebesi Harekât Şubesi Müdürlüğü'ne atandı Osmanlı ordusu burada general Stilian Georgiev Kovachev komutasındaki Bulgar 4 Ordusuna yenildi Haziran 1913'de başlayan İkinci Balkan Savaşı'nda komutası altındaki birliklerle Dimetoka ve Edirne'ye girdi
27 Ekim 1913'te Sofya Askerî Ataşeliği'ne atanarak yakın arkadaşı Sofya Sefiri (Elçisi) Fethi Bey (Okyar)'in aşağıda çalıştı Ilave ödev olarak Belgrad ve Çetine Askerî Ataşeliğini de yürüttü Bu görevde iken 1 Mart 1914'te Kaymakam (Yarbay)lığa yükseldi
Birinci Dünya Savaşı
Askerî Ataşe görevi Ocak 1915'te sona erdi Bu sırada 28 Temmuz 1914'de I Dünya Savaşı başladı, Osmanlı Devleti de 29 Ekim 1914'te savaşa girdi 20 Ocak 1915'de Mustafa Kemal 3 Kolordu emrinde Tekfurdağ'da kurulacak olan 19 Fırka Komutanlığına atandı
19 Fırka, 23 Mart 1915'te Müstahkem Mevki Komutanlığı emriyle Eceabat bölgesinde ihtiyata alındı 25 Nisan 1915'te Gelibolu Yarımadası'na İtilaf Devletleri'nin yaptığı çıkartmalarıyla Çanakkale Savaşı başladı 3Kolordu komutanı Mehmet Esat Paşa'nın emrinde savaşan Kaymakam (Yarbay) Mustafa Kemal Arıburnu'na çıkan ANZAC (Avustralya ve Yeni Zelanda Kolordusu) birliklerinin yarımada içine ilerlemesini Conkbayırı'nda durdurdu Bu galibiyet üstüne 5 Ordu komutanı Mareşal Otto Liman von Sanders'in takdirini kazandı ve 1 Haziran 1915'te Miralay (Albay)lığa yükseldiİngilizlerin Ağustos ayında Suvla Körfezi'ne yaptığı ikinci çıkartmadan daha sonra, 8 Ağustos akşamı Otto Liman von Sanders Anafartalar mevkiinde yer alan birliklerinin komutasını verdi ve 910 Ağustos'ta Anafartalar Zaferi'ni kazandı Bu zaferi 17 Ağustos'ta Kireçtepe ve 21 Ağustos'ta II Anafartalar Zaferi takip etti Miralay (Albay) Mustafa Kemal , Ruşen Eşref Bey (Ünaydın) ilk olarak edinmek üzere İstanbul basını tarafından Anafartalar Kahramanıolarak kamuoyuna tanıtıldı
14 Ocak 1916'da Gelibolu'dan Edirne'ye sevk edilmiş olan 16 Kolordu komutanlığına atandı Edirne'de bulunduğu 2 ay değin vakit baştan başa 16 Kolordu'nun ikmali, toparlanması ve eğitimi ile ilgilendi Doğu Cephesinde Rus birlikleri Osmanlı 3 Ordusu'nu püskürtmüş 16 Şubatta Erzurum'u, 3 Martta Bitlis, Muş, Van ve Hakkâri'yi işgal etmişti Albay Mustafa Kemal 15 Mart tarihinde 3 Orduyu desteklemesi için bağlı 16 Kolordu ile birlikte Diyarbakır'a gönderildi Rütbesine tarafından kendisine ağır bir mesuliyet bahşedilen 16 Kolordu Komutanı Mustafa Kemal 1 Nisan 1916'da Diyarbakır'da iken Tuğgeneralliğe (Mirliva) yükseltildi ve Paşa unvanını aldı Mustafa Kemal taktik bir geri çekilme emri verdi sonradan beklenmedik bir hücum ile Muş'u Ruslardan kurtararak Osmanlı birliklerine stratejik bir fayda sağladı Kafkas Cephesindeki bu başarısından dolayı Altın Kılıç madalyası ile ödüllendirildi Ağustos ayında Muş ve Bitlis büsbütün Rus işgalinden kurtarıldı
7 Mart 1917'de karargâhı Diyarbakır'da bulunan 2 Ordu Komutan Vekilliğine atandıktan sonra Hicaz Kuvveyi Seferiyesi Komutanlığına getirilmek istendi Ama bunu kabul etmeyerek 5 Temmuz 1917'de Yıldırım Orduları Grubu bağlı 7 Ordu Komutanlığına atandı
Mustafa Kemal Diyarbakır'dayken, İttihatçı fedailerden Yakup Cemil bir hükûmet darbesi yapmaya karar vermiştir Savaşın kaybedildiğini düşünmektedir Tek kurtuluş yolunun Babı Âli'yi basıp, hükûmeti devirerek Başkomutan vekili ve Harbiye Nazırı'nı başkalaştırmak olduğuna inanmaktadır Yeni Başkumandan vekili ve Harbiye Nazırı olarak da Mustafa Kemal'i düşünmektedir Anlaştığı arkadaşlarından biri komployu Enver Paşa'ya haber vermiştir Bunun üstüne Yakup Cemil kurşuna dizilerek öldürülmüştür Mustafa Kemal Falih Rıfkı Atay'a anlattığı hatıralarında şöyle demektedir:O süre tümenlerimden birine komuta eden Ali Fuad (Cebesoy)'a : Yakup Cemil asılmış Sebebi de ben Başkomutan vekili ve Harbiye nazırı olmadıkça kurtuluş yoktur demiş Dediğini yapmış bile olsaydı ben İstanbul'a gittiğimde birincil iş olarak Yakup Cemil'i cezalandırırdım Eğer ben, o ve onun gibiler kadar iktidara getirilecek bir adamsam, adam değilim!demiştir
15 Aralık 1917 ile 5 Ocak 1918 tarihleri arasında Veliaht Vahdettin Efendi'nin maiyetinde Almanya'ya giderek Keiser II Wilhelm, Genel Karargâhı ve Elsass bölgesini ziyaret etti
1918 Haziran ayında Viyana ve (bugünkü adı Karlovy Vary olan) Karlsbad'a artan bir şekilde çare gördü Sultan Mehmed Reşad'ın vefatı ve Vahdettin'in cülusu üzerine 2 Ağustos'ta İstanbul'a döndü 15 Ağustos'ta 7 Ordu Komutanı olarak Filistin Cephesi'ne atandı ve ardından Fahri Yaver Hazreti Şehriyari (Padişahın Onursal Yaveri) unvanı verildi Mustafa Kemal Paşa, 20 Eylül 1918 tarihinde Vahdettin'in başyaveri Naci (Eldeniz) Bey'e bir telgraf çekerek Yıldırım Orduları Grubu'nun savaş gücünün kalmadığını bildirerek mütareke istemesini önerdi Hem yeni hükûmette kendisinin Harbiye Nazırı ve Başkumandan Vekili olarak görevlendirilmesini istedi Peşinde 6 Ekim'de 7 Ordu komutanlığından istifa etti
19 Eylül 1918'de Edmund Allenby komutasındaki İngiliz kuvvetleri, genel taarruza geçerek üç ordudan oluşan Şimşek Orduları Grubu'nu ağır bir hezimete uğrattı 1 Ekim'de Şam, 25 Ekim'de Halep düştü Mustafa Kemal Paşa, İngiliz ordularını, Halep'te durdurarak, savunma hattı kurmayı başardı
30 Ekim 1918'de Mondros Mütarekesi imzalandı ve ertesi gün öğle vaktinde yürürlüğe girdi Mondros Mütarekenamesi 19 maddesi gereğince, Şimşek Orduları Grubu kumandanı olan Otto Liman von Sanders Paşa'nın görevden alınması üzerine Mustafa Kemal Paşa bu göreve getirildi Fakat 7 Kasım'da Yıldırım Orduları Grubu ile 7 Ordu lağvedildi
10 Kasım 1918 tarihinde Yıldırım Kıt'alarının komutasını 2 Ordu Komutanı Nihat Paşa'ya bırakarak Adana'dan İstanbul'a hareket etti ve 13 Kasım'da İstanbul'a Haydarpaşa Garı'na ulaştı Haydarpaşa'dan İstanbul'a geçerken boğaza demirli düşman savaş gemilerini gördüğünde ünlü Geldikleri gibi giderlersözünü söyledi Ateşkes döneminde Fethi Bey (Okyar) ile birlikte Ahmet İzzet (Furgaç) Paşa yanlısı ve Ahmet Tevfik Paşa (Okday) karşıtı bir tavrı koyan Minber gazetesini çıkararak siyasi girişimlerde bulundu
Milli Uğraş (19191923)
Örgütlenme
2 Şubat 1919 tarihinde Mersinli Cemal Paşa Doğudaki Osmanlı ordularını mütareke koşullarına kadar hazırlamak için müfettiş olarak Anadolu'ya gönderilmişti İngiliz Yüksek Komiseri Amiral Calthorpe ve Fransız Yüksek Komiseri Amiral Amet, 1918 yılı Kasım ayında Osmanlı hükûmetine nota verdiler Doğuda Türklerin silahlanıp Hristiyanları öldürdüğünü buna karşısında tedbir alınmasını talep ettiler Mustafa Kemal Paşa, Padişah Vahdettin tarafından işgal kuvvetlerinin Yüksek Komiserlerinin verdiği notalar gereğince doğaüstü yetkilerle donatılarak Vilayeti Sitte (Altı Vilayet)'deki Hristiyan ahaliyi korumak ve işgal kuvvetlerine karşısında yapılan minik çaplı isyanları bastırmak için görevlendirildi Bir Takım çevrelerce, Samsun'a hareket etmeden önce kendisini ziyarete gelen Mustafa Kemal Paşa'ya Paşa Paşa, şimdiye değin devlete çok hizmet ettin, bunların hepsi artık bu kitaba girmiştir, tarihe geçmiştir Bunları unutun, belli başlı şu anda yapacağın hizmet hepsinden önemli olabilir Paşa Paşa, devleti kurtarabilirsin!dediği iddia edilse de, ne Nutuk'ta ne de saray mabeyincilerinin kayıtlarında böyle yoksa buna aynı bir görüşmeden bahsedilmemektedirMustafa Kemal, 19 Mayıs 1919'da Refet Bey (Bele), Kâzım Bey (Dirik), 'Ayıcı' Mehmet Arif Bey, Hüsrev Bey (Gerede)lerle beraber Samsun'a çıktı
Mondros Mütarekesi'nden sonradan Anadolu'da milisler (Kuvayı Milliye) şeklinde örgütlenen direniş hareketleri başlamıştı Kendisi son tayin yeri Adana'dan ayrılmadan Ulukışla'ya gelerek birincil örgütlenmeyi başlatmıştır 22 Haziran 1919'da Rauf Bey (Orbay), Kâzım Karabekir Paşa, Refet Bey (Bele) ve Ali Fuat Paşa (Cebesoy) ile birlikte Amasya'da yayımladığı genelgeyle Milletin istiklâlini yeniden milletin azim ve kararının kurtaracağınıilan etti Kâzım Karabekir Paşa kadar Erzurum'da toplanan Doğu İlleri Müdafaai Hukuk Kongresine (Erzurum Kongresi) katıldıKongre üyelerinin ısrarıyla Osmanlı ordusundan istifa etti ve Kongre başkanlığına seçildi 4 11 Eylül 1919 tarihleri aralarında toplanan Sivas Kongresi'nde alınan kararları uygulamak amacıyla bir Temsil Heyeti oluşturuldu ve başkanlığına da Mustafa Kemal Paşa seçildi27 Aralık 1919'da Ankara'da heyecanla karşılandı Osmanlı Meclisi Mebusan'ın Mart 1920'de işgal güçlerince basılması ve önde gelen vatanperver mebusların tutuklanması üzerine 23 Nisan 1920'de Ankara'da Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılmasını sağladı Erzurum mebusu sıfatıyla Meclis ve Hükûmet Başkanlığına seçildi TBMM bir kurucu meclis gibi çalışarak Milli Mücadele'yi yürütecek olan Anadolu hükûmetinin altyapısını kurdu
Hâkimiyetin sağlanması
Merkezi denetimden uzak yer alan Kuvayi Milliye örgütleri dağıtılarak ahenkli bir ordu oluşturuldu Ulusal Çaba'nin en kanlı çatışmaları, ahenkli orduya katılmayı kabul etmeyen Kuvayi Milliye gruplarına aleyhinde verildi
İngiltere başbakanı Lloyd George'a tarafından Yunanistan büyümeli ve İngiltere ile menfaatleri birleştirilmeliydi Yunanistan boğazları Avrupa'ya açık tutmalı, Akdeniz'de İngiltere'nin çıkarlarına uygun davranmalıydı Eğer böyle davranmazsa İngiliz donanması onu uslandırmak için yeterdi Sevres Antlaşması'nın güç kullanılmadan uygulanamayacağı anlaşılmıştı İtilaf Devletleri ise kuvvet kullanacak halde değildi İtilaf Devletleri, Yunanlıları yalnız Türk illerini alıp kendi vatanına katmak için değil, kendi davalarını da yürütmek için Anadolu'ya çıkardı Oysa İtilaf Devletleri de Türkiye'ye karşısında uygulanacak politikalarda bundan böyle beraber değildir İtalya Yunanlıların Anadolu'ya yerleşmesini kıskandı Fransa ise Suriye'deki toprak kazançlarını tatmin edici görmektedir Artık Yunanlılar kendi ordularıyla Anadolu'ya boyun eğdirmek zorundadır Mustafa Kemal de Yunan ordusunu yenerse, Türkiye'yi kurtarmış olacaktır6 Ocak 1921 günü Bursadan Eskişehir'e ve Uşaktan Afyon'a dürüst iki kol hâlinde ileri harekâta başlayan Yunan Ordusu, 9 Ocak'ta İnönü mevzilerine dek ilerledi Ama Türk Ordusu'nun savunması karşı ileri gidemeyeceklerini anlayarak, 11 Ocak 1921 sabahı İnönü mevzilerinden çekilmek zorunda kaldı Birinci İnönü Muharebesi ahenkli ordunun ilk zaferi olduğundan Kuvayi Milliye'den düzenli orduya geçiş hızlanmış, halkın yeni kurulan orduya güveni artmıştır Bu galibiyet bütün dünyanın dikkatini çekmiş; İtilaf Devletleri, 26 Ocak 1921'de Osmanlı Devletinin Londraya bir heyet göndermesini ve bu toplantıda Ankara Hükûmetinden de temsilci bulundurulmasını istemişlerdir
Birinci İnönü zaferinden daha sonra İtilaf Devletleri Sevr Antlaşması'nda Türklerin yararına bir değişiklik yapılmasını karşılaşmak için Londrada bir konferans toplanmasına karar vermişlerdir 21 Şubat 11 Mart 1921 tarihleri arasında yapılan konferansta, Türkler yararına bir sonuç çıkmamış, uğraş devam etmiştir Yunanistan, Londra Konferansı bitmeden, Anadoluda yeni bir atak yapmak üzere hazırlıklara başlamıştır 23 Mart 1921 günü sabahleyin erken saatlerde, 3 Yunan Kolordusunun Batı Cephesinden, 1 Yunan Kolordusunun da Güney Cephesinden ileri harekete geçmesiyle muharebeler başlamıştır 23 Mart 1 Nisan 1921 arasında meydana gelen İkinci İnönü Muharebesi baştan Türk Kuvvetlerinin zaferiyle sona ermiştir Bu zaferden sonra Fransızlar Zonguldak'tan, İtalyanlar da Güney Anadolu'dan askerlerini çekmeye başlamıştır
İnönü Savaşları'nda savunma taktiği uygulayan Türk Ordusu, AslıhanlarDumlupınar çarpışmalarında ise az önce saldırı gücüne ulaşamadığını göstermişti Bu durumdan yararlanmaya karar veren Yunan Ordusu İnönü, Eskişehir, Afyon ve Kütahya arasındaki çizgide bulunan Türk mevzilerine yüklenerek buraları işgal etmek ve Ankara'ya kadar ilerlemek istiyordu Yardım birliklerle adamakıllı güçlenen Yunan Ordusu 10 Temmuz 1921'den itibaren saldırıya geçti ve 20 Temmuz'a dek yaptıkları saldırılarla Türk Ordusu'nu geri çekilmeye zorladı Mustafa Kemal Paşa Türk Ordusunun Sakarya Irmağı'nın doğusuna dek çekilmesini emretti Böylece zaman kazanılacaktı Bu savaşlar sonunda Eskişehir, Kütahya, Afyon gibi büyük stratejik bölgeler elden çıktı TBMM'de moral bozukluğu yaşandı ve sert tartışmalar meydana geldi Fakat Yunan Ordusu büyük ateş ve silah üstünlüğüne rağmen, Türk Ordusunu değil edememişti Türk Ordusu, tehlikesiz bir şekilde Sakarya'nın doğusuna çekilmişti
KütahyaEskişehir Muharebeleri sonrasında Büyük Insanlar Meclisi içinde iktidara yani Mustafa Kemal Paşa'ya aleyhinde tepkiler artmaya başladı Bu muhalefeti yöneltenler ordunun başına geçmesi için Mustafa Kemal Paşa'ya zorlama yapmaya başladı Gerçek niyetleri ise O'nu Ankara'dan uzaklaştırmak ve Enver Paşa'nın iktidarını sağlamaktı Mustafa Kemal Paşa, 4 Ağustos 1921 günü Büyük Halk Müziği Meclisi'nde yaptığı konuşmayla başkumandan olmayı kabul ettiğini ama başkomutanlığın yararlı olabilmesi için Meclis'in ordu ile ilgili yetkilerini üç ay süreyle kendisinde toplayacak bir kanun çıkartılması gerektiğini açıkladı Paşa'nın başkomutanlığını isteyenlerin bu şekilde hayalleri suya düşürülmüş oldu 5 Ağustos 1921 günü oy birliği ile çıkartılan yasa ile Mustafa Kemal Paşa, TBMM Orduları Başkomutanlığı'na getirildi
Mustafa Kemal Paşa, Başkomutanlığa geçmesinin hemen peşinde yayınladığı Tekâlifi Milliye Emirleri ile halkı ordunun donatılması için seferberliğe çağırdı 12 Ağustos'ta Polatlı'da kontrol yaparken attan düştü ve kaburga kemiği kırıldı23 Ağustos13 Eylül 1921 tarihlerinde yapılan Sakarya Meydan Muharebesi'nde Yunan Ordusu'nun hamle gücü tükendiTürk Ordusu ani bir taarruzla Yunan Ordusu'nu Sakarya Nehri'nin doğusundan çıkarmayı başardı Bu zaferden sonra 19 Eylül 1921'de Büyük Halk Müziği Meclisi Başkomutan Mustafa Kemal Paşa'yı oybirliğiyle Mareşal rütbesine terfi ettirdi ve Gazi unvanı verdiSakarya Meydan Muharebesi sonunda Türk ordusunun zayiatı; 5713 şehit, 18480 yaralı, 828 tutsak ve 14268 kayıp edinmek üzere toplam 49289'dur Yunan ordusunun zararı; 3758 ölü, 18955 zarar görmüş, 354 kayıp olmak üzere toplam 23007'dir
Sakarya Meydan Muharebesi'nden daha sonra, 13 Ekim 1921'de Ankara Hükümeti ile Güney Kafkas Cumhuriyetleri aralarında Kars Antlaşması imzalandı Bu Nedenle Türkiye'nin doğu sınırı en ince ayrıntısına kadar güvenlik altına alındı Fransa ise TBMM Hükümeti ile 20 Ekim 1921de Ankara Antlaşması'nı imzaladı Bu mukavele ile Fransa TBMM Hükümeti'ni tanımış ve Hatayİskenderun dışarıda, Türkiye'nin bugünkü güney sınırı çizildi Antlaşma doğruca güney cephesi güvenli duruma geldiğinden buradaki Türk birlikleri de Batı Cephesi'ne kaydırıldı İtalyanlar ise, Sakarya Meydan Muharebesi'nden sonra Güney Ege ve Akdeniz bölgelerinde tutunamayacaklarını anlayarak 1921 yılı sonuna kadar işgal ettikleri yerlerden çekildi Sakarya Meydan Muharebesi ardından İngiltere de Ankara'yı tanıyarak TBMM ile, 23 Ekim 1921 tarihinde tutsakların özgürlük bırakılması konusunda mukavele yapıldı
Tam 1 yıl süren taarruz hazırlıkları sonucunda, 26 Ağustos 1922 sabahı büyük bir dikkatle hazırlanan taarruz planı uygulamaya konuldu 2630 Ağustos 1922de yapılan Büyük Taarruz, Kurtuluş Savaşı'nın son aşamasıdır 30 Ağustos günü Başkomutanlık Meydan Muharebesi'nde bir gün içinde Yunan Ordusunun büyük bir bölümü tahrip edildi 31 Ağustos'ta Mustafa Kemal Paşa komutanlarını Çalköy'deki karargâhında toplayarak kaçabilen Yunan kuvvetlerinin hızlı bir şekilde takip edilmesini ve İzmir ile civarındaki kuvvetleriyle birleşmemesi için üç koldan Ege'ye içten ilerlenmesini emretti 1 Eylül günü Başkomutan Mustafa Kemal bir duyuru yayımlayarak ordulara şu emrini verdi:“Tüm arkadaşlarımın Anadolu'da daha başka meydan muharebeleri verileceğini göz önüne alarak ilerlemesini ve herkesin hafıza gücünü, cesaret ve yurtseverlik kaynaklarını yarışırcasına esirgemeden vermeye devam eylemesini isterim Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir İleri!
Türk Ordusu 2 Eylülde Uşakı geri aldı Burada Yunan Ordusu Başkomutanı General Nikolaos Trikupis tutsak edildi 9 Eylül'de Türk Süvarileri İzmir'e girdi 18 Eylül 1922'ye değin yapılan Peşine Düşüp Takip Harekâtıyla tüm Batı Anadoludaki Yunan birlikleri hudut dışına çıkarıldı Türk ordusunun kazandığı bu başarı, Mudanya Mütareke Antlaşmasna dışarı giden süreci başlattı
Karşıyaka'da Mustafa Kemal'in kalması için yakınları Yunanlıların elinde esir olan bir babaoğul evlerini hazırlamıştır Bu evde daha önce Yunan Kralı Konstantin de kalmış, eve merenlerde ayakları altına serilen Türk Bayrağı'nı çiğneyerek girmiştir Bu kez babaoğul merenlere Yunan Bayrağı'nı sermiştir Mustafa Kemal Paşa eve girecekken Lütfedin, bu karşılıkla bu lekeyi silin!denilmiştir Mustafa Kemal Paşa da O, geçmişse hata etmiş; bir milletin onuru olan sancak çiğnenmez, ben onun hatasını yeniden etmem Bayrağı kaldırın yerdendiyerek bayrağı kaldırtmıştır
Barış
Kurtuluş Savaşı, 24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Antlaşması'yla sonuçlandı Bu mukavele ile Sevr Antlaşması yürürlükten kalkmış, Türkiye Cumhuriyeti Lozan Antlaşması temelleri üzerine kurulmuştur
Ulusal Çaba sonrasında Türkiye'de iki başlı bir idare ortaya çıkmıştıTBMM 1 Kasım 1922'de Osmanlı saltanatını lağvedip Vahdettin'i tahttan indirerek İstanbul hükûmetinin hukuki varlığına son verdi 16 Ocak 1923'te İzmit Hünkâr Kasrı'nda İstanbul'dan gelen gazetecilerle görüşme yapıldığında Zaman başyazarı Ahmet Emin Bey (Yalman)'in Kürt meselesi hakkında sorusuna karşı 'Başlı başına bir Kürtlük tasavvur etmektense, bizim Teşkilatı Esasiye Kanunu uyarınca zaten bir tür mahalli muhtariyetler teşekkül edecektir' diyerek Kürtlere özel statü tanımamak için ihtiyatlı davrandı
8 Nisan 1923'te, yayımlanan Dokuz Umde ile Gazi Mustafa Kemal yeni rejimin temelini oluşturacak olan Halk Müziği Fırkası'nın temellerini attıNisan ayında yapılan İkinci Meclis seçimlerine sadece Millet Fırkası'nın katılmasına izin verildi Mebus adayları fırkanın genel başkanı sıfatıyla Gazi Mustafa Kemal tarafından belirlendi
25 Ekim 1923 günü benzer anda keza Başbakanlık keza de İçişleri Bakanlığı görevlerini yürüten Fethi Bey, İçişleri Bakanlığını bıraktığını açıkladı Aynı gün Meclis İkinci Başkanlığı görevini yapan Ali Fuat Paşa'da ordu müfettişliğine atandığı için görevinden ayrıldı Bu iki manâsız koltuk için yapılan seçimleri Gazi Mustafa Kemal'e karşı taraf olan milletvekilleri kazandı Meclis İkinci Başkanlığına Rauf Bey, İçişleri Bakanlığına Değişmez Bey seçildiler Bu durumdan memnun olmayan Gazi Mustafa Kemal, 26 Ekim 1923'te Başbakan Fethi Bey'den Erkanı Harbiye Umumiye Riyaseti VekiliFevzi Paşa'nın dışarıda hükûmetin istifa etmesini ve istifa edenlerin baştan seçilirlerse görevi kabul etmemesini istedi Böylece bir hükûmet krizi çıkmış oldu Yeni bakanlar kurulu üyelerinin 29 Ekim günü seçileceği duyuruldu
Bu gelişmeler üstüne Cumhuriyet İlanıile işi kökünden çözmeye karar veren Gazi Mustafa Kemal 28 Ekim 1923 gecesi Çankaya'da İsmet Paşa ve bir takım kimseleri toplantıya çağırdı ve Yarın Cumhuriyeti duyuru edeceğizdiyerek kararını açıkladı Misafirlerin ayrılmasından sonra İsmet Paşa'yı alıkoydu ve birlikte, Teşkilatı Esasiye Kanunu'nda gerekli değişikliği sağlayacak önergeyi hazırladılar 29 Ekim 1923 Pazartesi günü Halk Müziği Fırkası Meclis Grubunda, Bakanlar Kurulunun oluşturulması konusunda tartışıldı Sorun çözülemeyince, Gazi Mustafa Kemal'den düşüncelerini açıklaması istendi Gazi Mustafa Kemal, bunalımdan çıkış yolunu Anayasanın değiştirilmesi zorunluluğu ile açıkladı Cumhuriyetin ilanını hedefleyen tasarıyı da grubun bilgisine sundu Tasarının parti grubunda kabulünden sonradan aynı akşam saat 1845'te TBMM Genel komite toplantısı başladı Anayasa Komisyonu'nun değişiklik ile ilgili rapor ve önergesi genel kurulun onayına sunuldu ve 29 Ekim 1923 Pazartesi akşamı saat 2030'da milletvekillerinin alkışları
ve Yaşasın Cumhuriyetsesleri ile Türkiye Cumhuriyeti ilan edildi
Ey yükselen yeni nesil, istikbal sizindir Cumhuriyeti biz kurduk, Onu yükseltecek ve sürdürecek sizlersiniz
Mustafa Kemal ATATÜRK
Vefatı
Atatürk'ün sıhhat 1937 yılından itibaren bozulmaya başladı Kendisine 1938 yılı başlarında siroz teşhisi konuldu Avrupa'dan doktorlar getirildi Türk ve yabancı doktorların tedavileri sonuç vermedi Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve birincil cumhurbaşkanı Atatürk, 10 Kasım 1938 Perşembe sabahı saat 0905'te İstanbul Dolmabahçe Sarayı'nda hayatını kaybetti Cenazesi büyük bir törenle Ankara'ya uğurlandı ve Atatürk 21 Kasım 1938 günü Ankara'da yapılan büyük bir törenle Ankara Etnografya Müzesi'ndeki geçici kabrine konuldu Bundan 15 yıl sonradan da 10 Kasım 1953'te kendisi için yaptırılan Anıtkabir'deki baki istirahatgâhında toprağa verildi Vasiyetinde varlığını Cumhuriyet Insanlar Fırkası'na, Türk Tarih Kurumu'na ve Türk Dil Kurumu'na bıraktı, Makbule Atadan'ın Çankaya'da oturmasını istedi, Sabiha Gökçen için ev ve para verilmesini istedi, keza İsmet İnönü'nün çocuklarına yurt dışı eğitim yardımı verdi
BAŞKOMUTAN MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
ATATÜRK
Ulu Önder
Doğumu:19 Mayıs 1881,Selanik Vefatı:10 Kasım 1938,İstanbul
Çocukluk ve gençlik (18811904)
1839'da Kocacık'ta doğduğu sanılan babası Ali Rıza Efendi, aslen Manastır'a alt Debrei Bâlâ'dandır Babasının ailesi Arnavutlardan veya 1415 yüzyılda Anadolu'dan bölgeye göç etmiş olan YörüklerdendirAilesi ile Selanik'e göç eden Ali Rıza Bey,burada gümrük memurluğu ve kereste ticareti yaptıAli Rıza Bey, 93 Harbi (187778) esnasında lokal birliklerde teğmenlik yapmıştı Bu koşul, Atatürk'ün ailesinin kısmen de olsa Osmanlı'daki baskın elitlerden olduğunu gösterir
Ali Rıza Bey, 1871 yılında, 1857 yılında Selanik'in batısındaki Langaza'da çiftçi bir ailede doğan Zübeyde Bayan'la evlenmiştiMustafa Kemal Atatürk, bu çiftin çocuğu olarak Rumî 1296 (miladî 1881) yılında Selanik'te doğmuştur Samsun'a çıktığı 19 Mayıs tarihini doğum günü kabul etmiştirFatma, Ömer, Ahmet, Naciye ve Makbule adlı beş kardeşinin birincil dördü minik yaşta hayatını kaybetmiştir
Öğrenim çağına gelen Mustafa'nın hangi okula gideceği konusunda annesi ile babası aralarında uyuşmazlık çıkmıştı Annesi Mustafa'nın Hafız Mehmet Efendi'nin mahalle mektebine gitmesini istiyor, babası ise o dönemki yeni yöntemlerle eğitim yapan seküler Mektebi Şemsi İbtidai'nde (Şemsi Efendi Mektebi) okumasını istiyordu En sonunda önce mahalle mektebine başlayan Mustafa, birkaç gün sonra Şemsi Efendi Mektebi'ne geçtiAtatürk, mektep seçimindeki bu kararı için hayatı boyunca babasına gönül borcu duymuştur 1888 yılında babasını kaybettiBir zaman Rapla Çiftliği'nde annesinin üvey kardeşi Hüseyin'in yanına kalıp hafif çiftlik işleriyle uğraştıktan sonra eğitimsiz kalacağından üzüntü eden annesinin isteğiyle Selanik'e dönüp okulunu bitirdiBu arada Zübeyde Hanım, Selanik'te gümrük memuru olan Ragıp Bey ile evlendi
Şu Anda müze olan Koca Kasım Paşa Mahallesi, Islahhane Caddesi'ndeki ev 1870'te Rodoslu müderris Hacı Mehmed Vakfı göre yaptırılmış ve 1878'de yeni evlenen Ali Rıza Bey kadar kiralanmıştır fakat o öldükten daha sonra Mustafa ve ailesi bu evden yandaki 2 katlı, 3 odalı ve mutfaklı daha minik eve taşınmışlardır
Mustafa, seküler bir mektep olan ve bürokrat yetiştiren Selânik Mülkiye Rüştiyesi'ne kaydoldu Fakat muhitindeki askerî öğrencilerin üniformalarından da etkilenerekannesinin aleyhinde çıkmasına rağmen1893 yılında Selânik Askerî Rüştiyesi'ne girdi Bu okulda matematik öğretmeni Yüzbaşı Üsküplü Mustafa Sabri Bey, ona anlamı kusursuzluk, olgunluk olan Kemaladını verdiFransızca öğretmeni Yüzbaşı Nakiyüddin Bey (Yücekök), özgür düşüncesiyle genç Mustafa Kemal'in us yapısını etkiledi Mustafa Kemal Kuleli Askerî İdadisi'ne girmeyi düşündüyse de ona ağabeylik yapan Selânikli subay Hasan Bey'in tavsiyesine uyarak Manastır Askerî İdadisi'ne kaydoldu 18961899 yıllarında okuduğu Manastır Askerî İdadisi'nde tarih öğretmeni Kolağası Mehmet Tevfik Bey (Bilge), Mustafa Kemal'in tarihe olan merakını güçlendirdiBu tarihte başlayan 1897 OsmanlıYunan Savaşı'na gönüllü olarak katılmak istediyse de hem idadi öğrencisi olduğu için hem de 16 yaşında olduğundan dolayı cepheye gidememiştir Bu okulu ikincilikle bitirdi13 Mart 1899'da İstanbul'da Mektebi Harbiyei Şahane'ye girdi Birinci sınıfı 27, ikinci sınıfı 11, üçüncü sınıfı 1902'de mülazım bugünkü ismiyle Teğmen rütbesiyle 549 birey arasından piyade derslik sekizincisi (1317 P8) olarak bitirdiAkabinde Erkanı Harbiye Mektebi'ne (Harp Akademisi) devam ederek 11 Ocak 1905'te ''kurmay yüzbaşı'' rütbesiyle mezun oldu
Askerlik (19051918)
Erken dönem
Kurmay Yüzbaşı Mustafa Kemal, mezuniyetinin peşinde merkezi Şam'da bulunan 5Ordu'ya staj amacıyla gönderildi Bu stajında piyade, süvari ve topçu sınıflarında tahsis aldı19051907 yılları arasında Şam'da Lütfi Müfit Bey (Özdeş) 5 Ordu emrinde atama yaptı Ilk stajı 5 Ordu'ya ast 30'uncu Süvari Alayı'nda gerçekleşti Bu dönemde düşük rütbeli stajyer bir kurmay subay olarak Suriye'nin dağıtılmış bölgelerindeki isyanlarla ilgilenen Mustafa Kemal, küçük savaş(gerilla savaşı) üzerine deneyim kazandı İsyanlarla uğraştığı dört aydan sonradan Şam'a döndü 1906 Ekim ayında Binbaşı Lütfi Bey, Dr Mahmut Bey, Lüfti Müfit (Özdeş) Bey ve askerî tabip Mustafa Cantekin ile 'Vatan ve Hürriyet' adlı bir cemiyeti kurduktan sonra ordudan izinsiz Selânik'e gitti Selânik Merkez Komutan Muavini Yüzbaşı Cemil Bey (Uybadın)'in yardımıyla karaya çıktı ve orada cemiyetinin şubesini açtı Bir vakit daha sonra arandığını öğrendi ve ona ağabeylik yapan Albay Hasan Bey, Yafa'ya dönüp oranın komutanı Ahmet Bey'e Mısır sınırında Bîrüssebi'ye gönderildiğini bildirmesini önerdi Ahmet Bey de Mustafa Kemal'i Bîrüssebi'ye ödev etti ve bir zaman daha sonra topçu staj için bitmiş Şam'a gönderildi20 Haziran 1907'de Kolağası (kıdemli yüzbaşı) oldu ve 13 Ekim 1907'de 3Ordu'ya kurmay olarak atandı fakat Selânik'e vardığında 'Vatan ve Hürriyet'in şubesinin İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne ilhak edildiğini öğrendi Bu yüzden kendisi de 1908 Şubat ayında İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne aza oldu (Aza numarası: 322) 22 Haziran 1908'de Rumeli Doğu Bölgesi Demiryolları Müfettişliğine atandı
23 Temmuz 1908'de Meşrutiyet'in ilanından sonra Aralık 1908 sonlarında İttihat ve Terakki Cemiyeti kadar toplumsal ve siyasal sorunları ve güvenlik problemlerini analiz etmek üzere bugünkü Libya'nın bir parçası olan Trablusgarp'a gönderildi Burada 1908 Devrimi'nin fikirlerini Libyalılara yaymaya ve buradaki nüfusun farklı kesimlerinden gelenleri Jön Türk politikasına kazanmaya çalıştıBu siyasi görevin yanı sıra bölge halkının güvenliği ile de ilgilendi Kentin dışarıda yapılan bir savaş tatbikatında Bingazi Garnizonu'na önderlik ederek askerlere modern taktikler öğretti Bu tatbikat boyunca isyana meyilli Şeyh Mansur'un evini sararak bölgede sistem karşıtı diğer enerjik kişilere örnek olması amacıyla onu teftiş altına aldı Hem hem kentli insanları hem de kırsal alan insanlarını korumak için bir değiştirme ordu planlamaya başladı
13 Ocak 1909'da 3 Ordu'ya ast Selânik Redif Fırkası'nın Kurmay Başkanı oldu ve 13 Nisan 1909'da Meşrutiyet'e karşısında 3 Ordu'ya yan Taşkışla'da konuşlanmış 2 ve 4 Avcı Taburları'nın isyanıyla başlayan, öteki birliklerin katılımıyla genişleyen 31 Mart Ayaklanması'nı bastırmak üzere Selânik ve Edirne'den yola çıkarak Mirliva Mahmut Şevket Paşa komutasında 19 Nisan 1909'da İstanbul'a girecek olan Hareket Ordusu'na bağlı birinci aşama birliklerinin kurmay başkanı oldu daha sonra 3 Ordu Kurmaylığı, 3 Ordu Subay Talimgâhı Komutanlığı, 5 Kolordu Kurmaylığı, 38 Piyade Alayı Komutanlığı görevlerinde bulundu
Mustafa Kemal , 12 Eylül 18 Eylül 1910'da Fransa'da düzenlenen Picardie Manevraları'na gönderildi Burada uçakların deneme uçuşuna gösteri edildiyse de yan komutanının uyarısıyla uçağa binmedi Bineceği uçak yere çakıldı ve uçağın içinde bulunanlar öldü Bir Takım yazarlar, ömrü baştan başa uçağa binmeyen Atatürk'ün bu davranışını, Picardie Manevraları'nda yaşadığı olayın ardından ihtiyatlı davranmasına bağlamışlardır
Mustafa Kemal, dönüşünün gerisinde 27 Eylül 1911'de İstanbul'da Genelkurmay Karargâhı'nda devir aldı
Trablusgarp Savaşı
İtalyanlar'ın Trablusgarp'a saldırısıyla 19 Eylül 1911'de başlayan Trablusgarp Savaşı'nda, 27 Kasım 1911'de Binbaşı olan Mustafa Kemal , Binbaşı Enver Bey, Fuat (Bulca), Nuri (Conker) ve Binbaşı Fethi (Okyar) gibi diğer İttihatçı subaylarla birlikte 18 Aralık 1911'de hareket etti Mustafa Kemal ile grubu, Mısır'da Kahire ve İskenderiye üzerinden Bingazi'ye gitti 19 Ekimde İskenderiye'den yola çıktıktan bir vakit daha sonra bir hastalık geçirdi22 Aralık'ta Tobruk yakınında galibiyet kazandı Derne'deki 16 17 Ocak 1912 taarruzunda gözünden yaralanıp bir ay hastanede tedavi fark etti ve 6 Mart'ta Derne Komutanlığı'na getirildiBenzer yılın eylülünde başlayan uzlaştırma görüşmelerine karşın çatışmalar sürerken, Karadağ'ın 8 Ekim'de Osmanlı Devleti'ne savaş ilan etmesi ve Balkan Savaşları'nın başlaması nedeniyle barışa razı olunmasıyla Mustafa Kemal ve diğer subaylar İstanbul'a geri döndüler
Balkan Savaşları
Mustafa Kemal Balkan Savaşları'nın patlak vermesiyle 24 Ekim 1912'de İstanbul'a hareket etti ve 24 Kasım 1912'de karargâhı Bolayır'da yer alan Bahri Sefit Boğazı (Akdeniz Boğazı) Kuvayi Mürettebesi Harekât Şubesi Müdürlüğü'ne atandı Osmanlı ordusu burada general Stilian Georgiev Kovachev komutasındaki Bulgar 4 Ordusuna yenildi Haziran 1913'de başlayan İkinci Balkan Savaşı'nda komutası altındaki birliklerle Dimetoka ve Edirne'ye girdi
27 Ekim 1913'te Sofya Askerî Ataşeliği'ne atanarak yakın arkadaşı Sofya Sefiri (Elçisi) Fethi Bey (Okyar)'in aşağıda çalıştı Ilave ödev olarak Belgrad ve Çetine Askerî Ataşeliğini de yürüttü Bu görevde iken 1 Mart 1914'te Kaymakam (Yarbay)lığa yükseldi
Birinci Dünya Savaşı
Askerî Ataşe görevi Ocak 1915'te sona erdi Bu sırada 28 Temmuz 1914'de I Dünya Savaşı başladı, Osmanlı Devleti de 29 Ekim 1914'te savaşa girdi 20 Ocak 1915'de Mustafa Kemal 3 Kolordu emrinde Tekfurdağ'da kurulacak olan 19 Fırka Komutanlığına atandı
19 Fırka, 23 Mart 1915'te Müstahkem Mevki Komutanlığı emriyle Eceabat bölgesinde ihtiyata alındı 25 Nisan 1915'te Gelibolu Yarımadası'na İtilaf Devletleri'nin yaptığı çıkartmalarıyla Çanakkale Savaşı başladı 3Kolordu komutanı Mehmet Esat Paşa'nın emrinde savaşan Kaymakam (Yarbay) Mustafa Kemal Arıburnu'na çıkan ANZAC (Avustralya ve Yeni Zelanda Kolordusu) birliklerinin yarımada içine ilerlemesini Conkbayırı'nda durdurdu Bu galibiyet üstüne 5 Ordu komutanı Mareşal Otto Liman von Sanders'in takdirini kazandı ve 1 Haziran 1915'te Miralay (Albay)lığa yükseldiİngilizlerin Ağustos ayında Suvla Körfezi'ne yaptığı ikinci çıkartmadan daha sonra, 8 Ağustos akşamı Otto Liman von Sanders Anafartalar mevkiinde yer alan birliklerinin komutasını verdi ve 910 Ağustos'ta Anafartalar Zaferi'ni kazandı Bu zaferi 17 Ağustos'ta Kireçtepe ve 21 Ağustos'ta II Anafartalar Zaferi takip etti Miralay (Albay) Mustafa Kemal , Ruşen Eşref Bey (Ünaydın) ilk olarak edinmek üzere İstanbul basını tarafından Anafartalar Kahramanıolarak kamuoyuna tanıtıldı
14 Ocak 1916'da Gelibolu'dan Edirne'ye sevk edilmiş olan 16 Kolordu komutanlığına atandı Edirne'de bulunduğu 2 ay değin vakit baştan başa 16 Kolordu'nun ikmali, toparlanması ve eğitimi ile ilgilendi Doğu Cephesinde Rus birlikleri Osmanlı 3 Ordusu'nu püskürtmüş 16 Şubatta Erzurum'u, 3 Martta Bitlis, Muş, Van ve Hakkâri'yi işgal etmişti Albay Mustafa Kemal 15 Mart tarihinde 3 Orduyu desteklemesi için bağlı 16 Kolordu ile birlikte Diyarbakır'a gönderildi Rütbesine tarafından kendisine ağır bir mesuliyet bahşedilen 16 Kolordu Komutanı Mustafa Kemal 1 Nisan 1916'da Diyarbakır'da iken Tuğgeneralliğe (Mirliva) yükseltildi ve Paşa unvanını aldı Mustafa Kemal taktik bir geri çekilme emri verdi sonradan beklenmedik bir hücum ile Muş'u Ruslardan kurtararak Osmanlı birliklerine stratejik bir fayda sağladı Kafkas Cephesindeki bu başarısından dolayı Altın Kılıç madalyası ile ödüllendirildi Ağustos ayında Muş ve Bitlis büsbütün Rus işgalinden kurtarıldı
7 Mart 1917'de karargâhı Diyarbakır'da bulunan 2 Ordu Komutan Vekilliğine atandıktan sonra Hicaz Kuvveyi Seferiyesi Komutanlığına getirilmek istendi Ama bunu kabul etmeyerek 5 Temmuz 1917'de Yıldırım Orduları Grubu bağlı 7 Ordu Komutanlığına atandı
Mustafa Kemal Diyarbakır'dayken, İttihatçı fedailerden Yakup Cemil bir hükûmet darbesi yapmaya karar vermiştir Savaşın kaybedildiğini düşünmektedir Tek kurtuluş yolunun Babı Âli'yi basıp, hükûmeti devirerek Başkomutan vekili ve Harbiye Nazırı'nı başkalaştırmak olduğuna inanmaktadır Yeni Başkumandan vekili ve Harbiye Nazırı olarak da Mustafa Kemal'i düşünmektedir Anlaştığı arkadaşlarından biri komployu Enver Paşa'ya haber vermiştir Bunun üstüne Yakup Cemil kurşuna dizilerek öldürülmüştür Mustafa Kemal Falih Rıfkı Atay'a anlattığı hatıralarında şöyle demektedir:O süre tümenlerimden birine komuta eden Ali Fuad (Cebesoy)'a : Yakup Cemil asılmış Sebebi de ben Başkomutan vekili ve Harbiye nazırı olmadıkça kurtuluş yoktur demiş Dediğini yapmış bile olsaydı ben İstanbul'a gittiğimde birincil iş olarak Yakup Cemil'i cezalandırırdım Eğer ben, o ve onun gibiler kadar iktidara getirilecek bir adamsam, adam değilim!demiştir
15 Aralık 1917 ile 5 Ocak 1918 tarihleri arasında Veliaht Vahdettin Efendi'nin maiyetinde Almanya'ya giderek Keiser II Wilhelm, Genel Karargâhı ve Elsass bölgesini ziyaret etti
1918 Haziran ayında Viyana ve (bugünkü adı Karlovy Vary olan) Karlsbad'a artan bir şekilde çare gördü Sultan Mehmed Reşad'ın vefatı ve Vahdettin'in cülusu üzerine 2 Ağustos'ta İstanbul'a döndü 15 Ağustos'ta 7 Ordu Komutanı olarak Filistin Cephesi'ne atandı ve ardından Fahri Yaver Hazreti Şehriyari (Padişahın Onursal Yaveri) unvanı verildi Mustafa Kemal Paşa, 20 Eylül 1918 tarihinde Vahdettin'in başyaveri Naci (Eldeniz) Bey'e bir telgraf çekerek Yıldırım Orduları Grubu'nun savaş gücünün kalmadığını bildirerek mütareke istemesini önerdi Hem yeni hükûmette kendisinin Harbiye Nazırı ve Başkumandan Vekili olarak görevlendirilmesini istedi Peşinde 6 Ekim'de 7 Ordu komutanlığından istifa etti
19 Eylül 1918'de Edmund Allenby komutasındaki İngiliz kuvvetleri, genel taarruza geçerek üç ordudan oluşan Şimşek Orduları Grubu'nu ağır bir hezimete uğrattı 1 Ekim'de Şam, 25 Ekim'de Halep düştü Mustafa Kemal Paşa, İngiliz ordularını, Halep'te durdurarak, savunma hattı kurmayı başardı
30 Ekim 1918'de Mondros Mütarekesi imzalandı ve ertesi gün öğle vaktinde yürürlüğe girdi Mondros Mütarekenamesi 19 maddesi gereğince, Şimşek Orduları Grubu kumandanı olan Otto Liman von Sanders Paşa'nın görevden alınması üzerine Mustafa Kemal Paşa bu göreve getirildi Fakat 7 Kasım'da Yıldırım Orduları Grubu ile 7 Ordu lağvedildi
10 Kasım 1918 tarihinde Yıldırım Kıt'alarının komutasını 2 Ordu Komutanı Nihat Paşa'ya bırakarak Adana'dan İstanbul'a hareket etti ve 13 Kasım'da İstanbul'a Haydarpaşa Garı'na ulaştı Haydarpaşa'dan İstanbul'a geçerken boğaza demirli düşman savaş gemilerini gördüğünde ünlü Geldikleri gibi giderlersözünü söyledi Ateşkes döneminde Fethi Bey (Okyar) ile birlikte Ahmet İzzet (Furgaç) Paşa yanlısı ve Ahmet Tevfik Paşa (Okday) karşıtı bir tavrı koyan Minber gazetesini çıkararak siyasi girişimlerde bulundu
Milli Uğraş (19191923)
Örgütlenme
2 Şubat 1919 tarihinde Mersinli Cemal Paşa Doğudaki Osmanlı ordularını mütareke koşullarına kadar hazırlamak için müfettiş olarak Anadolu'ya gönderilmişti İngiliz Yüksek Komiseri Amiral Calthorpe ve Fransız Yüksek Komiseri Amiral Amet, 1918 yılı Kasım ayında Osmanlı hükûmetine nota verdiler Doğuda Türklerin silahlanıp Hristiyanları öldürdüğünü buna karşısında tedbir alınmasını talep ettiler Mustafa Kemal Paşa, Padişah Vahdettin tarafından işgal kuvvetlerinin Yüksek Komiserlerinin verdiği notalar gereğince doğaüstü yetkilerle donatılarak Vilayeti Sitte (Altı Vilayet)'deki Hristiyan ahaliyi korumak ve işgal kuvvetlerine karşısında yapılan minik çaplı isyanları bastırmak için görevlendirildi Bir Takım çevrelerce, Samsun'a hareket etmeden önce kendisini ziyarete gelen Mustafa Kemal Paşa'ya Paşa Paşa, şimdiye değin devlete çok hizmet ettin, bunların hepsi artık bu kitaba girmiştir, tarihe geçmiştir Bunları unutun, belli başlı şu anda yapacağın hizmet hepsinden önemli olabilir Paşa Paşa, devleti kurtarabilirsin!dediği iddia edilse de, ne Nutuk'ta ne de saray mabeyincilerinin kayıtlarında böyle yoksa buna aynı bir görüşmeden bahsedilmemektedirMustafa Kemal, 19 Mayıs 1919'da Refet Bey (Bele), Kâzım Bey (Dirik), 'Ayıcı' Mehmet Arif Bey, Hüsrev Bey (Gerede)lerle beraber Samsun'a çıktı
Mondros Mütarekesi'nden sonradan Anadolu'da milisler (Kuvayı Milliye) şeklinde örgütlenen direniş hareketleri başlamıştı Kendisi son tayin yeri Adana'dan ayrılmadan Ulukışla'ya gelerek birincil örgütlenmeyi başlatmıştır 22 Haziran 1919'da Rauf Bey (Orbay), Kâzım Karabekir Paşa, Refet Bey (Bele) ve Ali Fuat Paşa (Cebesoy) ile birlikte Amasya'da yayımladığı genelgeyle Milletin istiklâlini yeniden milletin azim ve kararının kurtaracağınıilan etti Kâzım Karabekir Paşa kadar Erzurum'da toplanan Doğu İlleri Müdafaai Hukuk Kongresine (Erzurum Kongresi) katıldıKongre üyelerinin ısrarıyla Osmanlı ordusundan istifa etti ve Kongre başkanlığına seçildi 4 11 Eylül 1919 tarihleri aralarında toplanan Sivas Kongresi'nde alınan kararları uygulamak amacıyla bir Temsil Heyeti oluşturuldu ve başkanlığına da Mustafa Kemal Paşa seçildi27 Aralık 1919'da Ankara'da heyecanla karşılandı Osmanlı Meclisi Mebusan'ın Mart 1920'de işgal güçlerince basılması ve önde gelen vatanperver mebusların tutuklanması üzerine 23 Nisan 1920'de Ankara'da Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılmasını sağladı Erzurum mebusu sıfatıyla Meclis ve Hükûmet Başkanlığına seçildi TBMM bir kurucu meclis gibi çalışarak Milli Mücadele'yi yürütecek olan Anadolu hükûmetinin altyapısını kurdu
Hâkimiyetin sağlanması
Merkezi denetimden uzak yer alan Kuvayi Milliye örgütleri dağıtılarak ahenkli bir ordu oluşturuldu Ulusal Çaba'nin en kanlı çatışmaları, ahenkli orduya katılmayı kabul etmeyen Kuvayi Milliye gruplarına aleyhinde verildi
İngiltere başbakanı Lloyd George'a tarafından Yunanistan büyümeli ve İngiltere ile menfaatleri birleştirilmeliydi Yunanistan boğazları Avrupa'ya açık tutmalı, Akdeniz'de İngiltere'nin çıkarlarına uygun davranmalıydı Eğer böyle davranmazsa İngiliz donanması onu uslandırmak için yeterdi Sevres Antlaşması'nın güç kullanılmadan uygulanamayacağı anlaşılmıştı İtilaf Devletleri ise kuvvet kullanacak halde değildi İtilaf Devletleri, Yunanlıları yalnız Türk illerini alıp kendi vatanına katmak için değil, kendi davalarını da yürütmek için Anadolu'ya çıkardı Oysa İtilaf Devletleri de Türkiye'ye karşısında uygulanacak politikalarda bundan böyle beraber değildir İtalya Yunanlıların Anadolu'ya yerleşmesini kıskandı Fransa ise Suriye'deki toprak kazançlarını tatmin edici görmektedir Artık Yunanlılar kendi ordularıyla Anadolu'ya boyun eğdirmek zorundadır Mustafa Kemal de Yunan ordusunu yenerse, Türkiye'yi kurtarmış olacaktır6 Ocak 1921 günü Bursadan Eskişehir'e ve Uşaktan Afyon'a dürüst iki kol hâlinde ileri harekâta başlayan Yunan Ordusu, 9 Ocak'ta İnönü mevzilerine dek ilerledi Ama Türk Ordusu'nun savunması karşı ileri gidemeyeceklerini anlayarak, 11 Ocak 1921 sabahı İnönü mevzilerinden çekilmek zorunda kaldı Birinci İnönü Muharebesi ahenkli ordunun ilk zaferi olduğundan Kuvayi Milliye'den düzenli orduya geçiş hızlanmış, halkın yeni kurulan orduya güveni artmıştır Bu galibiyet bütün dünyanın dikkatini çekmiş; İtilaf Devletleri, 26 Ocak 1921'de Osmanlı Devletinin Londraya bir heyet göndermesini ve bu toplantıda Ankara Hükûmetinden de temsilci bulundurulmasını istemişlerdir
Birinci İnönü zaferinden daha sonra İtilaf Devletleri Sevr Antlaşması'nda Türklerin yararına bir değişiklik yapılmasını karşılaşmak için Londrada bir konferans toplanmasına karar vermişlerdir 21 Şubat 11 Mart 1921 tarihleri arasında yapılan konferansta, Türkler yararına bir sonuç çıkmamış, uğraş devam etmiştir Yunanistan, Londra Konferansı bitmeden, Anadoluda yeni bir atak yapmak üzere hazırlıklara başlamıştır 23 Mart 1921 günü sabahleyin erken saatlerde, 3 Yunan Kolordusunun Batı Cephesinden, 1 Yunan Kolordusunun da Güney Cephesinden ileri harekete geçmesiyle muharebeler başlamıştır 23 Mart 1 Nisan 1921 arasında meydana gelen İkinci İnönü Muharebesi baştan Türk Kuvvetlerinin zaferiyle sona ermiştir Bu zaferden sonra Fransızlar Zonguldak'tan, İtalyanlar da Güney Anadolu'dan askerlerini çekmeye başlamıştır
İnönü Savaşları'nda savunma taktiği uygulayan Türk Ordusu, AslıhanlarDumlupınar çarpışmalarında ise az önce saldırı gücüne ulaşamadığını göstermişti Bu durumdan yararlanmaya karar veren Yunan Ordusu İnönü, Eskişehir, Afyon ve Kütahya arasındaki çizgide bulunan Türk mevzilerine yüklenerek buraları işgal etmek ve Ankara'ya kadar ilerlemek istiyordu Yardım birliklerle adamakıllı güçlenen Yunan Ordusu 10 Temmuz 1921'den itibaren saldırıya geçti ve 20 Temmuz'a dek yaptıkları saldırılarla Türk Ordusu'nu geri çekilmeye zorladı Mustafa Kemal Paşa Türk Ordusunun Sakarya Irmağı'nın doğusuna dek çekilmesini emretti Böylece zaman kazanılacaktı Bu savaşlar sonunda Eskişehir, Kütahya, Afyon gibi büyük stratejik bölgeler elden çıktı TBMM'de moral bozukluğu yaşandı ve sert tartışmalar meydana geldi Fakat Yunan Ordusu büyük ateş ve silah üstünlüğüne rağmen, Türk Ordusunu değil edememişti Türk Ordusu, tehlikesiz bir şekilde Sakarya'nın doğusuna çekilmişti
KütahyaEskişehir Muharebeleri sonrasında Büyük Insanlar Meclisi içinde iktidara yani Mustafa Kemal Paşa'ya aleyhinde tepkiler artmaya başladı Bu muhalefeti yöneltenler ordunun başına geçmesi için Mustafa Kemal Paşa'ya zorlama yapmaya başladı Gerçek niyetleri ise O'nu Ankara'dan uzaklaştırmak ve Enver Paşa'nın iktidarını sağlamaktı Mustafa Kemal Paşa, 4 Ağustos 1921 günü Büyük Halk Müziği Meclisi'nde yaptığı konuşmayla başkumandan olmayı kabul ettiğini ama başkomutanlığın yararlı olabilmesi için Meclis'in ordu ile ilgili yetkilerini üç ay süreyle kendisinde toplayacak bir kanun çıkartılması gerektiğini açıkladı Paşa'nın başkomutanlığını isteyenlerin bu şekilde hayalleri suya düşürülmüş oldu 5 Ağustos 1921 günü oy birliği ile çıkartılan yasa ile Mustafa Kemal Paşa, TBMM Orduları Başkomutanlığı'na getirildi
Mustafa Kemal Paşa, Başkomutanlığa geçmesinin hemen peşinde yayınladığı Tekâlifi Milliye Emirleri ile halkı ordunun donatılması için seferberliğe çağırdı 12 Ağustos'ta Polatlı'da kontrol yaparken attan düştü ve kaburga kemiği kırıldı23 Ağustos13 Eylül 1921 tarihlerinde yapılan Sakarya Meydan Muharebesi'nde Yunan Ordusu'nun hamle gücü tükendiTürk Ordusu ani bir taarruzla Yunan Ordusu'nu Sakarya Nehri'nin doğusundan çıkarmayı başardı Bu zaferden sonra 19 Eylül 1921'de Büyük Halk Müziği Meclisi Başkomutan Mustafa Kemal Paşa'yı oybirliğiyle Mareşal rütbesine terfi ettirdi ve Gazi unvanı verdiSakarya Meydan Muharebesi sonunda Türk ordusunun zayiatı; 5713 şehit, 18480 yaralı, 828 tutsak ve 14268 kayıp edinmek üzere toplam 49289'dur Yunan ordusunun zararı; 3758 ölü, 18955 zarar görmüş, 354 kayıp olmak üzere toplam 23007'dir
Sakarya Meydan Muharebesi'nden daha sonra, 13 Ekim 1921'de Ankara Hükümeti ile Güney Kafkas Cumhuriyetleri aralarında Kars Antlaşması imzalandı Bu Nedenle Türkiye'nin doğu sınırı en ince ayrıntısına kadar güvenlik altına alındı Fransa ise TBMM Hükümeti ile 20 Ekim 1921de Ankara Antlaşması'nı imzaladı Bu mukavele ile Fransa TBMM Hükümeti'ni tanımış ve Hatayİskenderun dışarıda, Türkiye'nin bugünkü güney sınırı çizildi Antlaşma doğruca güney cephesi güvenli duruma geldiğinden buradaki Türk birlikleri de Batı Cephesi'ne kaydırıldı İtalyanlar ise, Sakarya Meydan Muharebesi'nden sonra Güney Ege ve Akdeniz bölgelerinde tutunamayacaklarını anlayarak 1921 yılı sonuna kadar işgal ettikleri yerlerden çekildi Sakarya Meydan Muharebesi ardından İngiltere de Ankara'yı tanıyarak TBMM ile, 23 Ekim 1921 tarihinde tutsakların özgürlük bırakılması konusunda mukavele yapıldı
Tam 1 yıl süren taarruz hazırlıkları sonucunda, 26 Ağustos 1922 sabahı büyük bir dikkatle hazırlanan taarruz planı uygulamaya konuldu 2630 Ağustos 1922de yapılan Büyük Taarruz, Kurtuluş Savaşı'nın son aşamasıdır 30 Ağustos günü Başkomutanlık Meydan Muharebesi'nde bir gün içinde Yunan Ordusunun büyük bir bölümü tahrip edildi 31 Ağustos'ta Mustafa Kemal Paşa komutanlarını Çalköy'deki karargâhında toplayarak kaçabilen Yunan kuvvetlerinin hızlı bir şekilde takip edilmesini ve İzmir ile civarındaki kuvvetleriyle birleşmemesi için üç koldan Ege'ye içten ilerlenmesini emretti 1 Eylül günü Başkomutan Mustafa Kemal bir duyuru yayımlayarak ordulara şu emrini verdi:“Tüm arkadaşlarımın Anadolu'da daha başka meydan muharebeleri verileceğini göz önüne alarak ilerlemesini ve herkesin hafıza gücünü, cesaret ve yurtseverlik kaynaklarını yarışırcasına esirgemeden vermeye devam eylemesini isterim Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir İleri!
Türk Ordusu 2 Eylülde Uşakı geri aldı Burada Yunan Ordusu Başkomutanı General Nikolaos Trikupis tutsak edildi 9 Eylül'de Türk Süvarileri İzmir'e girdi 18 Eylül 1922'ye değin yapılan Peşine Düşüp Takip Harekâtıyla tüm Batı Anadoludaki Yunan birlikleri hudut dışına çıkarıldı Türk ordusunun kazandığı bu başarı, Mudanya Mütareke Antlaşmasna dışarı giden süreci başlattı
Karşıyaka'da Mustafa Kemal'in kalması için yakınları Yunanlıların elinde esir olan bir babaoğul evlerini hazırlamıştır Bu evde daha önce Yunan Kralı Konstantin de kalmış, eve merenlerde ayakları altına serilen Türk Bayrağı'nı çiğneyerek girmiştir Bu kez babaoğul merenlere Yunan Bayrağı'nı sermiştir Mustafa Kemal Paşa eve girecekken Lütfedin, bu karşılıkla bu lekeyi silin!denilmiştir Mustafa Kemal Paşa da O, geçmişse hata etmiş; bir milletin onuru olan sancak çiğnenmez, ben onun hatasını yeniden etmem Bayrağı kaldırın yerdendiyerek bayrağı kaldırtmıştır
Barış
Kurtuluş Savaşı, 24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Antlaşması'yla sonuçlandı Bu mukavele ile Sevr Antlaşması yürürlükten kalkmış, Türkiye Cumhuriyeti Lozan Antlaşması temelleri üzerine kurulmuştur
Ulusal Çaba sonrasında Türkiye'de iki başlı bir idare ortaya çıkmıştıTBMM 1 Kasım 1922'de Osmanlı saltanatını lağvedip Vahdettin'i tahttan indirerek İstanbul hükûmetinin hukuki varlığına son verdi 16 Ocak 1923'te İzmit Hünkâr Kasrı'nda İstanbul'dan gelen gazetecilerle görüşme yapıldığında Zaman başyazarı Ahmet Emin Bey (Yalman)'in Kürt meselesi hakkında sorusuna karşı 'Başlı başına bir Kürtlük tasavvur etmektense, bizim Teşkilatı Esasiye Kanunu uyarınca zaten bir tür mahalli muhtariyetler teşekkül edecektir' diyerek Kürtlere özel statü tanımamak için ihtiyatlı davrandı
8 Nisan 1923'te, yayımlanan Dokuz Umde ile Gazi Mustafa Kemal yeni rejimin temelini oluşturacak olan Halk Müziği Fırkası'nın temellerini attıNisan ayında yapılan İkinci Meclis seçimlerine sadece Millet Fırkası'nın katılmasına izin verildi Mebus adayları fırkanın genel başkanı sıfatıyla Gazi Mustafa Kemal tarafından belirlendi
25 Ekim 1923 günü benzer anda keza Başbakanlık keza de İçişleri Bakanlığı görevlerini yürüten Fethi Bey, İçişleri Bakanlığını bıraktığını açıkladı Aynı gün Meclis İkinci Başkanlığı görevini yapan Ali Fuat Paşa'da ordu müfettişliğine atandığı için görevinden ayrıldı Bu iki manâsız koltuk için yapılan seçimleri Gazi Mustafa Kemal'e karşı taraf olan milletvekilleri kazandı Meclis İkinci Başkanlığına Rauf Bey, İçişleri Bakanlığına Değişmez Bey seçildiler Bu durumdan memnun olmayan Gazi Mustafa Kemal, 26 Ekim 1923'te Başbakan Fethi Bey'den Erkanı Harbiye Umumiye Riyaseti VekiliFevzi Paşa'nın dışarıda hükûmetin istifa etmesini ve istifa edenlerin baştan seçilirlerse görevi kabul etmemesini istedi Böylece bir hükûmet krizi çıkmış oldu Yeni bakanlar kurulu üyelerinin 29 Ekim günü seçileceği duyuruldu
Bu gelişmeler üstüne Cumhuriyet İlanıile işi kökünden çözmeye karar veren Gazi Mustafa Kemal 28 Ekim 1923 gecesi Çankaya'da İsmet Paşa ve bir takım kimseleri toplantıya çağırdı ve Yarın Cumhuriyeti duyuru edeceğizdiyerek kararını açıkladı Misafirlerin ayrılmasından sonra İsmet Paşa'yı alıkoydu ve birlikte, Teşkilatı Esasiye Kanunu'nda gerekli değişikliği sağlayacak önergeyi hazırladılar 29 Ekim 1923 Pazartesi günü Halk Müziği Fırkası Meclis Grubunda, Bakanlar Kurulunun oluşturulması konusunda tartışıldı Sorun çözülemeyince, Gazi Mustafa Kemal'den düşüncelerini açıklaması istendi Gazi Mustafa Kemal, bunalımdan çıkış yolunu Anayasanın değiştirilmesi zorunluluğu ile açıkladı Cumhuriyetin ilanını hedefleyen tasarıyı da grubun bilgisine sundu Tasarının parti grubunda kabulünden sonradan aynı akşam saat 1845'te TBMM Genel komite toplantısı başladı Anayasa Komisyonu'nun değişiklik ile ilgili rapor ve önergesi genel kurulun onayına sunuldu ve 29 Ekim 1923 Pazartesi akşamı saat 2030'da milletvekillerinin alkışları
ve Yaşasın Cumhuriyetsesleri ile Türkiye Cumhuriyeti ilan edildi
Ey yükselen yeni nesil, istikbal sizindir Cumhuriyeti biz kurduk, Onu yükseltecek ve sürdürecek sizlersiniz
Mustafa Kemal ATATÜRK
Vefatı
Atatürk'ün sıhhat 1937 yılından itibaren bozulmaya başladı Kendisine 1938 yılı başlarında siroz teşhisi konuldu Avrupa'dan doktorlar getirildi Türk ve yabancı doktorların tedavileri sonuç vermedi Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve birincil cumhurbaşkanı Atatürk, 10 Kasım 1938 Perşembe sabahı saat 0905'te İstanbul Dolmabahçe Sarayı'nda hayatını kaybetti Cenazesi büyük bir törenle Ankara'ya uğurlandı ve Atatürk 21 Kasım 1938 günü Ankara'da yapılan büyük bir törenle Ankara Etnografya Müzesi'ndeki geçici kabrine konuldu Bundan 15 yıl sonradan da 10 Kasım 1953'te kendisi için yaptırılan Anıtkabir'deki baki istirahatgâhında toprağa verildi Vasiyetinde varlığını Cumhuriyet Insanlar Fırkası'na, Türk Tarih Kurumu'na ve Türk Dil Kurumu'na bıraktı, Makbule Atadan'ın Çankaya'da oturmasını istedi, Sabiha Gökçen için ev ve para verilmesini istedi, keza İsmet İnönü'nün çocuklarına yurt dışı eğitim yardımı verdi
BAŞKOMUTAN MUSTAFA KEMAL ATATÜRK