Anal bölgedeki damarların genişlemesi sıkıntıları ve beraberinde mutlaka tedavi olmayı gerektiren bir durumdur. Bunları yaratan nedenlerin bir an önce ortadan kaldırılması gerekir. Eğer tedavide gecikilirse hemoroitlerin derecesi artar ve tedavide buna paralel olarak zorlaşır.
Hemoroitlerde hastayı en çok muzdarip eden konu kanamalardır. Bunlar bazen o kadar uzun süre devam eder ki hastada anemi gelişebilir. Buna bağlı halsizlik, yorgunluk, solukluk, çabuk yorulma ve kalp çarpıntıları görülebilir. Bu tür hastaların bazen bu yakınmalarla kardiyoloji doktorlarına bile başvurdukları görülmüştür.
Kanama dışında özellikle dış hemoroitlerde ele gelen pakeler dışkılama sırasında hastaların moralini bozar. Kimisi bunları estetik olarak istemez, kimisi de bunların yol açtığı ağrı, kaşıntı ve ıslaklık nedeniyle istemez. Tedavide amaç bu şekilde 4. derece olmadan bu hemoroitlerin biran önce tedavi edilmesidir.
Hemoroit oluşumunda asıl neden kronik kabızlıktır. Kabız olan kişiler tuvalette uzun zaman geçirir ve çok ıkınır. Bu ıkınma anal basıncın artmasına, kanın bu damarlar içinde göllenmesine neden olur. Bunun dışında uzun süren ishal atakları, hamilelik, oturarak çalışma, fazla miktarda baharatlı gıda alınması (özellikle acı) pelviste oluşmuş tümörler veya kalın bağırsak tümörleri, karaciğer hastalıkları hemoroit oluşumuna neden olurlar.
Basur tedavisinden önce tanı çok önemlidir. Hemoroidin evresi tedavi öncesi saptanmalıdır. Tedavide amaç öncelikle mevcut spazmın ortadan kaldırılmasıdır. Bu amaçla öncelikle kabızlık düzeltilmelidir. Hastalarda diyet düzenlemesi yapılır. Hastaların posa bırakan diyetle beslenmesi sağlanır. Sebze yemeklerine ağırlık verilir. Öğünlerde bol salata ve meyve yemeleri istenir. Kepekli ekmek tercih etmeleri istenir. Baharatlı acı yiyeceklerden uzak durmalıdırlar. Fast food türü gıdalar almamalıdırlar. Bağırsakların çalışması ve façesin yumuşak çıkması için günlük alınan su miktarı arttırılmalıdır. Çay, meşrubat, kahve hiçbir zaman suyun yerini tutmaz. Bu nedenle hastalar günde en az 3 litre su içmelidirler. Sedanter yaşam bağırsak hareketlerini yavaşlatır. Özellikle oturarak çalışanlarda, hamilelerde ve orta yaşın üzerinde günde 1-2 kilometre yol yürümeleri önerilir.
Hastalara günde 2 kez 10’ar dakikalık ılık su banyoları önerilir. Ilık su anal sfinkterin gevşemesine, buradaki kan dolaşımının daha iyi olmasına neden olur. Oturma banyosu sonrası memeler hastalar tarafından anüs içine koyulmaya çalışılmalıdır.
1. ve 2. derece iç hemoroidlerde kanamalı vakalarda lazer tedavisi veya lastik bantla bağlama uygulanmaktadır. İşlem ağrısız bölgede gerçekleştirildiğinden ağrı olmaz. Hasta ertesi günü işinin başına dönebilir.
3. derece hemoroidler zaman zaman dışarı çıkan hemoroidlerdir. Bunlarda THD yöntemi denilen atardamarların bağlanması operasyonu yapılır. Bir alet yardımıyla bulunan atardamar emilebilen bir sütur yardımıyla bağlanır. 4.derece hemoroidlerde ise genellikle cerrahi tedaviye başvurulmaktadır