iltasyazilim
FD Üye
Bayram nedir?
Açlık Müthiş bir sözcük İradeyi zorlayan tek şey istek sınırı Bu sınırı yakalayabilmek Doyuma ulaşabilmek oldukça şiddet bizim dünyamızda Hepimiz doyumsuz olmuşuzTakılmışız sınırsızlık ve de serbest sevdasına Gidiyoruz
Sınırları değil etmişiz Doyumsuzluk sınırlarını ihlal etmiş, başımızı alıp gidiyoruz Hedefimizi de bilmiyoruz, mutlu olmasını da bilmiyoruz Üye kanaat tekrar Çokluklar dünyasına biz de dahil olduk En çok da çokluklar içinde yalnızlık
Çocukluğumu anımsadım aniden Ramazan günlerini Oruç tuttuğum ramazan günlerini, ilkokul sıralarımı anımsadım ansızın Okuldan gelip içten tavuk kümesindeki yumurtaları alırdım Ne dek mutlu olurdum
Evimiz vardı iki katlı, alt katta ekmek yaptığımız boş bir bölge vardı bir de kümesimiz orada Mektep dönüşü ördek, tavuk, çiçek, kılıç şeklinde kahkeler alırdık orucumuzu açtırmak için Böylece ne pastane ne de bu dek fazla market vardı Hayaldi tümü hayal
Horozlu şekerler alırdık okul dağılırken En çok da fitilli kırmızı paltomu severdim Terzi dikerdi eşyamızı LCW, ADİDAS, SLAZENGER, BENETTON marka kıyafetler yoktu Orucumuzu açtırmak için tüm aile sofranın etrafına dizilirdik ve de rahmetli ninemin “emir yok sesini her zaman duyarım içimden, ramazanlarda iftar sofralarında
En çok da ramazanda oruç açılmak için aile davetlerini hiç unutamam O Kadar restaurantlar da iftar ne gezer Ayıp derlerdi evinde yemek yemek yapmamışta falanca yere götürmüş derlerdi Kadın değil mu o evde derlerdi
Teyzem, dayılarım, halamlar Her Zaman sırayla toplanırdık tüm sülale Ne sıcak bir kaynaşma En fazla da yoğurtlu patates, dolma türü yemekler hep sofraları süslemişti Rahmetli dayımın, teyzemde, silindir mangalda pişirdiği kadayıfın tadını hiç bulamıyorum Sobadan çektiği ateşle ve sade yağla pişirdiği o kadayıf sıcak dostluklardan nedeniyle daha lezzetliydi sanırım
Ne kadar çok şey değişti Yemek yenir, büyükler teravih namazına gider, tüm kuzenler ve amcam sıcak sohbetler ederdik Sımsıcak mutluyduk Ne TV ne radyo ilgimizi çekerdi Halamın çocukları çok eğlendirirdi bizi Ramazan falan dinlemez illa da şakur şukur oynarlardı Biri söyler diğerleri oynardı Güzel günlerdi, sıcak, dostça, doğru günlerdi Hepsi gerilerde kaldı Sevgi ve dostluk internet kablolarına ve cep telefonları mesajlarına takıldı kaldı Maalesef bu sonuca geldik bir şekilde
Oruç insana manevi bir rahatlama getirir Bunu tadanlar daha iyi bilirTutmayanlara lafım olamaz İnsan nasıl ara sıra yalnız kalmak isterse, ruhen de bedenen de bu yalnızlığa oruçla yaklaşıyor Şükür etmeyi ve de kanaat etmeyi en önemlisi iradesini tartıyor
bir de bayram öncesi hazırlıkları anımsıyorum Halen aralıksız yuvarlama geleneği, evde hazırlanan çeşitli yemekler, zerde, sütlaç gibi ikramların tadı epey kaçmadı mı? Konut temizliğimizi kendimiz yapardık Öyle kadın çağırma lüksü hiç yoktu Herkes evinin kadınıydı Ne şımartma verirdi ama, anlatamam
Üç gün bayram boyunca ne yorulurduk ne, ama somurtmak haddimize mi? Her gelenle ilgilenir ikramda bulunurduk Sıkılırdık fakat ağzımızı açamazdık
dahası birincil okulda bayramlarda her zaman öğretmenlerimin evine giderdim Zaten benzer mahallede otururduk Hatırladığım kadarıyla iki arkadaş giderdik daima Bize; ütülü, üçgen biçiminde katlanmış köşesi işli mendil verirdi öğretmenimiz
Nasıl da sevinirdik, sevindirirdik o tertemiz giyimli, kültür kokan öğretmenlerimizi Selpak falan yoktu o zamanlar Bayram biter, mutlu bir şekilde okulumuza giderdik
Bayramınızı en dürüst duygularımla kutluyorum *
Açlık Müthiş bir sözcük İradeyi zorlayan tek şey istek sınırı Bu sınırı yakalayabilmek Doyuma ulaşabilmek oldukça şiddet bizim dünyamızda Hepimiz doyumsuz olmuşuzTakılmışız sınırsızlık ve de serbest sevdasına Gidiyoruz
Sınırları değil etmişiz Doyumsuzluk sınırlarını ihlal etmiş, başımızı alıp gidiyoruz Hedefimizi de bilmiyoruz, mutlu olmasını da bilmiyoruz Üye kanaat tekrar Çokluklar dünyasına biz de dahil olduk En çok da çokluklar içinde yalnızlık
Çocukluğumu anımsadım aniden Ramazan günlerini Oruç tuttuğum ramazan günlerini, ilkokul sıralarımı anımsadım ansızın Okuldan gelip içten tavuk kümesindeki yumurtaları alırdım Ne dek mutlu olurdum
Evimiz vardı iki katlı, alt katta ekmek yaptığımız boş bir bölge vardı bir de kümesimiz orada Mektep dönüşü ördek, tavuk, çiçek, kılıç şeklinde kahkeler alırdık orucumuzu açtırmak için Böylece ne pastane ne de bu dek fazla market vardı Hayaldi tümü hayal
Horozlu şekerler alırdık okul dağılırken En çok da fitilli kırmızı paltomu severdim Terzi dikerdi eşyamızı LCW, ADİDAS, SLAZENGER, BENETTON marka kıyafetler yoktu Orucumuzu açtırmak için tüm aile sofranın etrafına dizilirdik ve de rahmetli ninemin “emir yok sesini her zaman duyarım içimden, ramazanlarda iftar sofralarında
En çok da ramazanda oruç açılmak için aile davetlerini hiç unutamam O Kadar restaurantlar da iftar ne gezer Ayıp derlerdi evinde yemek yemek yapmamışta falanca yere götürmüş derlerdi Kadın değil mu o evde derlerdi
Teyzem, dayılarım, halamlar Her Zaman sırayla toplanırdık tüm sülale Ne sıcak bir kaynaşma En fazla da yoğurtlu patates, dolma türü yemekler hep sofraları süslemişti Rahmetli dayımın, teyzemde, silindir mangalda pişirdiği kadayıfın tadını hiç bulamıyorum Sobadan çektiği ateşle ve sade yağla pişirdiği o kadayıf sıcak dostluklardan nedeniyle daha lezzetliydi sanırım
Ne kadar çok şey değişti Yemek yenir, büyükler teravih namazına gider, tüm kuzenler ve amcam sıcak sohbetler ederdik Sımsıcak mutluyduk Ne TV ne radyo ilgimizi çekerdi Halamın çocukları çok eğlendirirdi bizi Ramazan falan dinlemez illa da şakur şukur oynarlardı Biri söyler diğerleri oynardı Güzel günlerdi, sıcak, dostça, doğru günlerdi Hepsi gerilerde kaldı Sevgi ve dostluk internet kablolarına ve cep telefonları mesajlarına takıldı kaldı Maalesef bu sonuca geldik bir şekilde
Oruç insana manevi bir rahatlama getirir Bunu tadanlar daha iyi bilirTutmayanlara lafım olamaz İnsan nasıl ara sıra yalnız kalmak isterse, ruhen de bedenen de bu yalnızlığa oruçla yaklaşıyor Şükür etmeyi ve de kanaat etmeyi en önemlisi iradesini tartıyor
bir de bayram öncesi hazırlıkları anımsıyorum Halen aralıksız yuvarlama geleneği, evde hazırlanan çeşitli yemekler, zerde, sütlaç gibi ikramların tadı epey kaçmadı mı? Konut temizliğimizi kendimiz yapardık Öyle kadın çağırma lüksü hiç yoktu Herkes evinin kadınıydı Ne şımartma verirdi ama, anlatamam
Üç gün bayram boyunca ne yorulurduk ne, ama somurtmak haddimize mi? Her gelenle ilgilenir ikramda bulunurduk Sıkılırdık fakat ağzımızı açamazdık
dahası birincil okulda bayramlarda her zaman öğretmenlerimin evine giderdim Zaten benzer mahallede otururduk Hatırladığım kadarıyla iki arkadaş giderdik daima Bize; ütülü, üçgen biçiminde katlanmış köşesi işli mendil verirdi öğretmenimiz
Nasıl da sevinirdik, sevindirirdik o tertemiz giyimli, kültür kokan öğretmenlerimizi Selpak falan yoktu o zamanlar Bayram biter, mutlu bir şekilde okulumuza giderdik
Bayramınızı en dürüst duygularımla kutluyorum *