Bir Takım Kitaplar Niçin Fazla Satar? Çok satan kitapları okumuyorum, derseniz, kınayacak olanların sertliği şaşılacak olabilir Genelde benzer düşünmemek sakıncalıdır Fiilen sertlik, cebren kabul ettirilecek bir düşüncenin varlığını gerektirir veya bir topluluğun çıkarlarını koruma güdüsünü Burada ikisi de olmadığına tarafından, kendini korumaktadır öfkeNitelikli edebiyata aleyhinde, onu savunanları, gözü edebiyattan başka bir şey görmemekle suçlayan müşterek duygunun ortalamayı kıskançlıkla koruma çabası kendi bildiğini savunur Başkalarının onu sevmesini istemenin sezme yollarından biridir bu Böylece çoğunluğun içinde yer alır, üstelik nitelikli olana takaza etmenin tadını çıkarır, bununla mutlu olur Popüler olanı yücelten baskı, postmodernizmin ortalama bedel ve inançlara yatkın olup onları bir bedel haline getirme atılganlığından alır cesaretini Bunu çoğu kez kendine postmodern adını vererek yapmaması kullananları rahatlatır Orada yaptıklarını öne çıkarmadan, bir küçük hayat kurar kendine pek küçüktür ki, o hayatın nesini paylaşabilirsiniz, ötekine bile yetmezken size yine hayallerinizi yaşamak kalır Bizi, biz yapan toplumda ayırt eden, değişik nedenlerle bölünmüş adaları ast yandan getirerek yaşamak zorunda bırakan nedenler sadece kadın ve erkek, laik ve dinci, sol ve sağ, varlıklı ve fakir kavramlarıyla anlatılmaktan çıktı Kültür kavramları insanları daha fazla ilgilendirirken, daha kalın çizgilerle ayırıyor Diğer Taraftan öbür ayrımları ikincil görmeye başlayan benim gibi gene minik bir azınlık, sözgelimi popüler ile kalıcı olan arasındaki çatışmanın bir yanında bulunmak zorunda kalıyor veya bu ayrımları Secret arkasında koşanlarla edebiyatın gerçekten ne olduğunu anlatmaya çalışanlar aralarında görüyor Uzun zamandan, yaklaşık son yirmi yıldan beri edebiyat içinde bir atışma yaşıyoruz Bizden başkası da olur ya böylece farkında değil bunun, sonunda kitapla sıcak ilişkisi olmayanları ilgilendirmesi olanaksız, fakat bir toplumu geleceğe taşıyacak düşünce, duygu ve ruh da ama insanın kendinde yaşadıkları olabiliyor Bir yanı dedikodu değişik yanı siyasal tartışma Orada insan şu soruyu sormadan edemiyor: Neden bizim yüzüne bile bakmadığımız bir takım kitapları birileri peynir ekmek gibi alıyor ve bizim sevdiğimiz kitaplar bin bile satamazken ötekiler fazla satıyor? Neden benim Secret'ın kapağını bile kaldırmaya zamanım yokken, kısacık bir zamanda 300 bin kişi bu kitabı satın alabiliyor? Son bir yıl içinde Elif Şafak'ın Baba ve Piç romanından diğer büyük satış rakamlarına ulaşan bir edebiyat kitabı olmadı, fakat Secret'tan diğer, Musa'nın Çocukları ve sülalesiyle ilgili kitaplar, ilki yaklaşık 100 bin elde etmek üzere, sattıkça satıyor ve kim olduğunu kestiremediğim bir okur kitlesi, şüphesiz kitapçılara girip bu kitapların arkasında koşuyor Anlatılan kendi hikâyesi değil, ama bir yanı dedikoduysa, değişik yanı siyasal çekişmenin kurgusu Musa'nın Çocukları anlaşıldığı kadarıyla böyle bir hesaplaşmaast alıkoyma kitabı; toplumsal çatışmalar dahası böyle silahlarla birilerinin elini güçlendiriyor ve kitap kesinlikle ara sıra fazla etkin, hasımları üzerinde moral ve fiziksel bakımdan yok edici etkiler yaratabiliyor ve bu gelgit içinde yazarları tutuklanıp hapishaneye bile gönderilebiliyor o kadar Secret da bildik 'sır kitapları'ndan ve gerçek hayatla ilgili gibi görünse de, bizim öte dünyayla sıkı fıkı olmaya yatkın insanlarımızın hayatlarındaki boşlukları doldurmaya aday olduğu için çılgınca satılıyor Mistik ya da dinsel dünyalar içinden çıkmış internet sitelerinde Secret için yapılmış, herhangi bir kitap için görülemeyecek sayıda okur yorumunu görür görmez, etkilenmemek olanaksız Meğer kitap ne fazla okunur, üstüne düşünülür, üstelik oturulup hakkında açıklama yazılırmış Bizim o nostaljik zamanımızda böyle yüz bin satılan kitaplar yoktu Hangisi daha iyiydi, ister istemez sorulur Eskisinin daha iyi olduğunu savunacak değilim; ama ne olduğu belirli olmayan, kaynağı ve soyu belirsiz şimdikiyle barışık yaşamak zorunda da değilim Hem şu anda daha kaliteli okumalar içindeyiz, fakat o yıllardaki değin tutkulu değil Bir tek Secret kimsesiz 300 bin satılabiliyorsa, yine bizim bildiğimiz anlamda yayıncı olmayan yayıncısının birincil ve tek kitabı olarak baş altında dikilmiş bir yayın girişimi yaratıyor ve alışılmış kitapların bir yılda bin satılsa iyi netice sayıldığı koşullarda, kimsesiz Secret demek üç yüz kitap yerine geçiyor Notos Kitap Yayınevi'nin üç yüz kitap yayımlaması için az kalsın on beş yıl geçmesi gerekir ancak, yayıncısı da gözünü Secret bürüdüğü için ama beş kitap yayımlayabildi; çünkü üç yüz kitap yerine geçen bir kitabı var Anlamsız kitaplar fazla satar, kaliteli kitaplar eksik satar, demeye varmaz dilim O vakit Nâzım Hikmet ile Yaşar Kemal'in kitaplarının bugüne dek milyonlarca satılmasını açıklayamam Fakat Nâzım Hikmet ile Yaşar Kemal'in kitaplarının niçin fazla satılabildiğini açıklarken Secret ile Musa'nın sülalesi kitaplarının neden çok satıldığını açıklamakta zorluk çekiyorum Elbette bugün o denli çok kitap yayımlanıyor ancak, biz hangisini okuyacağımızı şaşırmışken, fazla değişik kesimlerden o kadar fazla okurun neler okuduğunu da izleyemiyoruz Biz bir yılda fazla sayıda roman yayımlanmasına hayıflanabiliyoruz da, çok satılanların yalnızca popüler, gizemli kitaplar olmasını umursamıyoruz Oysa burada toplumsal kültürün aldığı yaranın derinliği daha önemli Nasıl iyi okumayan iyi yazamazsa, iyi okumayan da iyi anlayamaz Okul eğitimindeki kayıpları karşılamanın tek yolu olan kitap okuma etkinliği de boş yere geçirilmiş olur Yine De okunsun da, ne okunursa okunsun, denir, ama bunun da anlamlı bir netice verdiği görülmedi Alkım Yayınları, Ahmet Altan'ın kitaplarını fazla ucuza satılmak üzere 500 bin bastıktan daha sonra bu dinç rüzgârı arkasına alıp çok sayıda kitap yayımlamış olmadı Bunun pekâlâ kayda değer bir yayın sorunu olarak görülebileceğini düşünüyorum Hem yayıncılığı 1 liraya kitap yayımlayacak kadar büyük bir hizmet duygusuyla kanatlandır, hem de birkaç kitabı yüz binlerce basarken yayımlayacak kitap bulamayan bir yayınevi konumunu seç Kitap yayıncılığından jurnal gazeteye geç Anlaşılması zorlama (ve basit) bu durumlar yüzünden kitabın değerini ölçmenin biçimleri de bozulmuş oldu Derslerde kötü edebiyat kitapları Bir kitabı kıymetli kılan nedir? Kimin gözünde kesinlikle Secret okurlarının gözünde bir kitabı kıymetli kılan özellik ruhani duygularla us kırıntılarını birleştiren kesişme noktalarıysa, bir iki liraya satılan bir kitap için fiyatı olabilir Sonra okurdan okura, vakit içinde yaşamayı sürdürür mü bu kitaplar? İlle de yüz sene sonradan okunmayı önemsemek zorunda değildir bir yazar, fakat yüz sene yaşama inadını içeren yazarlar gibi okunmayı da beklememeli o zaman O süre bir çocuktan kaliteli edebiyat kitaplarını okuyup onların kazandıracağı duyguları önemseyenlere dudak bükmek de bugünün züppelikleri aralarında sayılacaktır Derslerde kötü edebiyat kitaplarındaki hengâme içinde tanışma fırsatı bulamayacağı Oktay Rifat'ı okuyup sevmenin anlamı nedir bir genç öğrenci için? Edebiyat derslerinde Secret'i, tarih derslerinde Musa'nın Çocukları'nı okutmak yerine, çağdaş Türk edebiyatının nitelikli örneklerini okutmak, öğrenciye veya öğretmene ne kazandırır? Yoksa, çocukları, edebiyatı hiçbir süre sevemeyeceklerine inandırmakla mesul, kötücül görevliler miyiz? Ulusal Eğitim Bakanlığı'nın bu sene hazırlattığı Türk Edebiyatı ders kitaplarının sunduğu berbat edebiyat dünyası aleyhinde, liseli gençlere, ne okursanız okuyun, diyerek rahatlayacaksak, fazla söze gerek kalmaz Sorun da okuduğumuz kitapların konuları ve onlara ne anlattığı değil yalnızca; bunlar da okumaya giden kapıları açar, lakin gençler kendilerine tarafından bir oturup kalkma kültürü, düşünme biçimi edinecek, bunu yüz binlerce sattığı için başvuru değeri yüksek kitaplardan alacaksa, toplumun yaşlılarını içten ilgilendirdiği görülen öbür bütün tartışmaların anlamı kalır mı? Fazla satan ve taşıdıkları olağandışı anlamlarla okurları aykırılık içinde bırakan kitapların yayıncılığı da öbür bir yayıncılık türü Şu farkla ki, bir tür kapkaççılık gibi yürütülüyor En kısa sürede nasıl en fazla satan kitaplar yayımlarım, oradan ne kazanırım, sonradan nasıl sıyrılırım sorularıyla yapılana yayıncılık denmez kuşkusuz, hiçbir yerde bu kafayla yayıncı olunmaz Bunları da yayıncılar sorgulamalı Semih Gümüş