Bazı Marvel ve DC Karakterleri Nasıl Ortaya Çıktı?

Çizgi roman nedir biliyorsanız Stan Lee’yi de az çok tanırsınız. Kendisi Marvel Evreni’ndeki onlarca farklı karakteri yaratan harika bir sanatçıydı. Lee tarafından yaratılan bazı popüler karakterlerin ortaya çıkış hikayelerini biliyoruz. Ancak son yıllarda popülaritesi giderek artan çizgi roman uyarlaması süper kahraman filmlerinde gördüğümüz onlarca farklı karakterin nasıl ortaya çıktığını biliyor musunuz?

En az Marvel kadar geniş bir evrene sahip olan DC Comics de bir o kadar fazla karaktere sahiptir. Şüphesiz bu karakterleri tanımamızın ve bu yazının yazılma nedeni bile uyarlama filmlerdir. Ancak unutmayın, tüm bu karakterler aslında ilk olarak çizgi roman sayfalarında ortaya çıkmışlardı. Gelin bazı Marvel ve DC karakterlerinin sıradışı ortaya çıkış hikayelerine biraz daha yakından bakalım.

Süper kahramanların orijin hikayeleri:

• Venom bir hayran mektubu sayesinde doğdu.
• Stan Lee’nin eşi, Fantastik Dörtlü’ye ilham verdi.
• Aquaman’in başarısı, serseri serbest stilinde saklı.
• Thanos karakterine bir Yunan restoranı ilham verdi.
• Wonder Woman karakteri, yaratıcısının metresi sayesinde ortaya çıktı.
• Batman’i Bob Kane mi yarattı? Öyle zannedin.
• Rocket Racoon bir Beatles şarkısına selam gönderiyor.
• Batman: The Animated olmasa Harley Quinn karakteri de olmazdı.

Venom bir hayran mektubu sayesinde doğdu:


Marvel, 1982 yılında 22 yaşındaki Randy Schueller isimli bir gençten mektup aldı. Mektupta Schueller’in çizdiği bazı Spider-Man eskizleri vardı. Bu eskizlerden birinde kahramanımızın giydiği kostüm, aslında bir kostüm değildi; kararsız moleküllerden oluşan dünya dışı bir formdu. Marvel, bu işi çok sevdi.

Randy Schueller’dan bir senaryo yazılması istendi ve 220 dolar ödendi. Ancak yazılan senaryo çizilmedi çünkü pek başarılı değildi. Devreye Marvel yazar ve çizerleri girerek ortaya Anti Spider-Man olarak tanımlanan Venom karakterini çıkardılar. Bu fikre ilham veren Randy Schueller ise Venom karakterinden rahatsız olduğunu söylüyor.

Stan Lee’nin eşi, Fantastik Dörtlü’ye ilham verdi:


1960’lı yıllarda genç bir sanatçı olan Stan Lee, artık klasik çizgi romanlar yaratmaktan bıkmıştı. Öyle ki çizgi roman dünyasını bırakmayı bile düşünüyordu. Eşinin yaşadığı bu sıkıntıları gören Joan Lee, Marvel Evreni’nin temellerini atacak o sözleri söyledi; istediğini yaz, en fazla kovulursun.

Bunun üzerine zaten DC Comics’in Justice League of America'sına rakip olacak bir ekip kurması istenen Stan Lee, Fantastik Dörtlü’yü yarattık. Sinema dünyasında etkilerini göremesek bile Fantastik Dörtlü, Marvel Evreni’nin temeli oluşturan bir ekiptir. Sonrasında neler olduğunu hepimiz biliyoruz.

Aquaman’in başarısı, serseri serbest stilinde saklı:


Aquaman; sudaki canlılarla konuşabilen, sarışın, temiz yüzlü biridir. Ancak 1990’lı yıllarda satmamaya başlamıştır. Peter David konu üzerine kafa yorar ve karakterin yaratıcısı Arthur Curry’den sonra karakterin ikinci babası unvanını alacak bir fikir ortaya atar; neden Aquaman’i biraz serserileştirmiyoruz?

Bizim efendi Aquaman, o andan sonra esmer olur, saçları uzar ve sakal bırakır. Eline oldukça havalı bir mızrak verilerek Justice League ekibine dahil edilir. Tarif ettiğimiz tip tam da filmde karaktere hayat veren Jason Momoa’dır. Yani 1990’lı yıllarda karakter bu şekilde değişmeseydi belki film bile olmayacaktı.

Thanos karakterine bir Yunan restoranı ilham verdi:


Çizgi roman sanatçısı Jim Starlin tarafından yaratılan Thanos karakterinin ortaya çıkması büyük bir şans eseri oldu. Jim Starlin her gün Thanotos isimli bir Yunan restoranının önünden geçiyordu. Ancak içeri asla girmedi çünkü Thanotos isminin mor bir devi çağrıştırdığını ve iştahını kapattığını söylüyordu.

Jim Starlin’in Thanotos ile ilk tanışması ise üniversite yıllarında oldu. Thanotos, ölümü kişileştiren bir Yunan tanrısıdır. Bu ilginç düşünce ile yola çıkan Starlin, Marvel’a bir konsept sundu ancak pek beğenilmedi. 1973 yılında Invincible Iron Man sanatçısı hasta olunca o sayıda bir boşluk oldu. Boşluğu hızla dolduran ise yıllardır hayalinde mor bir dev canlandıran Jim Starlin oldu. Thanos isimli bu karakter, Marvel Evreni’nde hızla yükseldi.

Wonder Woman karakteri, yaratıcısının metresi sayesinde ortaya çıktı:


1942 yılında Wonder Woman karakterini yaratan William Moulton, o dönem evliydi ve bir de metresi vardı. Bu iki güçlü kadın ile yaşarken kadınları çok daha iyi anladığını söyleyen William Moulton, dünyayı yönetecek bir kadın profili olarak Wonder Woman’ı yarattı. Süper güçlü bileziklere sahip bir kadın süper kahraman fikrini kulağına fısıldayan ise metresi Olive oldu.

Batman’i Bob Kane mi yarattı? Öyle zannedin:


Eğer filmlerden sonra akan o yazıları okuyorsanız her Batman filmi sonunda karakterin yaratıcısı olarak Bob Kane ismini görürsünüz. Doğru, 1960’lı yıllarda Bob Kane Bat-Man isimli bir karakter yaratmak istiyordu. Ancak bugün biliyoruz ki Bill Finger isimli diğer bir sanatçı bu Bat-Man fikrine Bruce Wayne ismini verdi; Batmobile’i, Gotham City’i, Robin’i, Catwoman’ı, kostümü ve bugün hepimizin hayran olduğu orijin hikayeyi yarattı. Bane ise Bill Finger adından neredeyse hiç söz etmedi.

Rocket Racoon bir Beatles şarkısına selam gönderiyor:





1968 yılında Beatles ortalığı kasıp kavuruyor, her şarkısı hit oluyordu. Popüler kültür de bu durumun etkisine giriyordu. Bill Mantlo ve Keith Giffen isimli iki çizer, Beatles’ın Rocky Raccoon şarkısına bir saygı duruşu yapmak adına tek seferlik Rocket Racoon isimli karakteri yarattılar.

Rocket Racoon karakterinin bugün filmleriyle herkesin sevdiği Galaksinin Koruyucuları ekibine dahil olmasının hikayesi ise biraz trajik. Karakterin yaratıcılarından Bill Mantlo bir kazada felç kalır ve bakımevine yatırılır. Kardeşi onu eve götürmek ister ancak bakım masraflarını karşılayamaz. Marvel, bu durumu iyileştirmek için Rocket Racoon karakterini daha çok kullanmaya karar verir ve Bill Mantlo’ya yüklü bir miktar ücret ödeyerek evine gitmesini sağlar.

Batman: The Animated olmasa Harley Quinn karakteri de olmazdı:


Çizgi romanda doğmayan ender çizgi roman karakterlerin biri Harley Quinn’dir. Batman: The Animated animasyon dizisi sırasında Harley Quinn isimli tek seferlik bir karakter yaratılır. Karakter, serinin yazarı Paul Dini’nin arkadaşı Arleen Sorkin seslendirilir. Ama ne seslendirme! İzledikleri şeyden etkilenen ekip Harley Quinn üzerine çalışarak onu bildiğimiz en sevimli manyaklardan biri haline getirirler.

Çizgi roman uyarlaması süper kahraman filmlerindeki bazı DC ve Marvel karakterlerinin nasıl ortaya çıktığından bahsettik ve sıradışı hikayelerini anlattık. Elbette, bunlar yalnızca göze çarpanlar. Mutlaka her bir karakterin unutulmaz ve eşsiz bir orijin hikayesi vardır.