Bediuzzaman Said Nursi , kabrinin bilinmemesini nicin istemiştir?
Ustad, neden kabrinin bilinmemesini istemiştir?
Bediuzzaman Said Nursi Hzlerinin kabri nerede
Ustad insanların kendisine teveccuh etmelerinden, aşırı hurmet gostermelerinden rahatsızlık duyardı Gunumuzde bazı buyuk zatların turbelerinde İslamın ozune aykırı bazı davranışlar sergilendiği acıkca gorulmektedir Bu acıdan kabrinde rahatsız edilmek istememiştir Bu konuda şoyle der:
Dostlar uzaktan ruhuma Fatiha okusunlar, manevi dua ve ziyaret etsinler Kabrimin yanına gelmesinler Fatiha uzaktan da olsa ruhuma gelir Risalei Nur'daki a'zami ihlas ile butun butun terki enaniyet icin buna bir manevi sebep hissediyorum
Bu konuda Ustadın hizmetinde bulunan talebelerinin bir lahikasını aşağıda takdim ediyoruz:
Biz Ustadımızdan sorduk: Kabri ziyarete gelenler Fatiha okur, hayır kazanır Acaba siz ne hikmete binaen kabrinizi ziyaret etmeyi men'ediyorsunuz?
Cevaben Ustadımız dedi ki: Bu dehşetli zamanda, eski zamandaki Firavunların dunyevi şan u şeref arzusuyla heykeller ve resimler ve mumyalarla nazarı beşeri kendilerine cevirmeleri gibi, enaniyet ve benlik verdiği gafletle, heykeller ve resimler ve gazetelerle nazarları, manayı harfiden manayı ismiyle tamamen kendilerine cevirtmeleri ve uhrevi istikbalden ziyade dunyevi istikbali hayal edinmiş olmaları ile; eski zamandaki lillah icin ziyarete mukabil ehli dunya kısmen bu hakikate muhalif olarak mevtanın dunyevi şan u şerefine ziyade ehemmiyet verir, oyle ziyaret ediyorlar
Ben de Risalei Nur'daki a'zami ihlası kırmamak icin ve o ihlasın sırrıyla, kabrimi bildirmemeyi vasiyet ediyorum Hem şarkta, hem garbda, hem kim olursa olsun okudukları Fatihalar o ruha gider
Dunyada beni sohbetten men'eden bir hakikat, elbette vefatımdan sonra da o hakikat bu suretle beni sevab cihetiyle değil, dunya cihetiyle men'etmeye mecbur edecekdedi
Hizmetinde bulunan Talebeleri
Okuma parcası:
MEZARININ YIKILMASI
Bediuzzaman, omrunun sonlarında neşrettiği mektublarda kabrinin gizli olmasını vasiyet eder
Benim kabrimi gayet gizli bir yerde bir iki talebemden başka hic kimse bilmemek lazım geliyor Bunu vasiyet ediyorum
1960 da (hicri 1379 da) Urfa'da vefat eder Halilurrahman dergahına defnedilir Talebeleri hayret icindedirler Cunku, o gune kadar Bediuzzaman'ın her dediğinin cıktığını gorurlerken, kabrinin bilinmemesi meselesi cıkmamıştır
Her gun, binlerce insan, kabrini ziyaret etmektedir İşin sırrı 27 Mayıs İhtilali'yle ortaya cıkar İhtilal hukumetinin emriyle, 12 Temmuz 1960'da gece yarısı Bediuzzaman'ın kabri parcalanır Na'şı bir ucakla Isparta istikametine goturulur Talebeleri o zaman Bediuzzaman'ın vasiyetini ve şu sozlerini daha iyi anlarlar:
Yıkılmış bir mezarım ki, yığılmıştır icinde
Said'den yetmiş dokuz emvat, baasam alama
Sekseninci olmuştur mezara bir mezar taş
Beraber ağlıyor husranı İslama
Ustad, neden kabrinin bilinmemesini istemiştir?
Bediuzzaman Said Nursi Hzlerinin kabri nerede
Ustad insanların kendisine teveccuh etmelerinden, aşırı hurmet gostermelerinden rahatsızlık duyardı Gunumuzde bazı buyuk zatların turbelerinde İslamın ozune aykırı bazı davranışlar sergilendiği acıkca gorulmektedir Bu acıdan kabrinde rahatsız edilmek istememiştir Bu konuda şoyle der:
Dostlar uzaktan ruhuma Fatiha okusunlar, manevi dua ve ziyaret etsinler Kabrimin yanına gelmesinler Fatiha uzaktan da olsa ruhuma gelir Risalei Nur'daki a'zami ihlas ile butun butun terki enaniyet icin buna bir manevi sebep hissediyorum
Bu konuda Ustadın hizmetinde bulunan talebelerinin bir lahikasını aşağıda takdim ediyoruz:
Biz Ustadımızdan sorduk: Kabri ziyarete gelenler Fatiha okur, hayır kazanır Acaba siz ne hikmete binaen kabrinizi ziyaret etmeyi men'ediyorsunuz?
Cevaben Ustadımız dedi ki: Bu dehşetli zamanda, eski zamandaki Firavunların dunyevi şan u şeref arzusuyla heykeller ve resimler ve mumyalarla nazarı beşeri kendilerine cevirmeleri gibi, enaniyet ve benlik verdiği gafletle, heykeller ve resimler ve gazetelerle nazarları, manayı harfiden manayı ismiyle tamamen kendilerine cevirtmeleri ve uhrevi istikbalden ziyade dunyevi istikbali hayal edinmiş olmaları ile; eski zamandaki lillah icin ziyarete mukabil ehli dunya kısmen bu hakikate muhalif olarak mevtanın dunyevi şan u şerefine ziyade ehemmiyet verir, oyle ziyaret ediyorlar
Ben de Risalei Nur'daki a'zami ihlası kırmamak icin ve o ihlasın sırrıyla, kabrimi bildirmemeyi vasiyet ediyorum Hem şarkta, hem garbda, hem kim olursa olsun okudukları Fatihalar o ruha gider
Dunyada beni sohbetten men'eden bir hakikat, elbette vefatımdan sonra da o hakikat bu suretle beni sevab cihetiyle değil, dunya cihetiyle men'etmeye mecbur edecekdedi
Hizmetinde bulunan Talebeleri
Okuma parcası:
MEZARININ YIKILMASI
Bediuzzaman, omrunun sonlarında neşrettiği mektublarda kabrinin gizli olmasını vasiyet eder
Benim kabrimi gayet gizli bir yerde bir iki talebemden başka hic kimse bilmemek lazım geliyor Bunu vasiyet ediyorum
1960 da (hicri 1379 da) Urfa'da vefat eder Halilurrahman dergahına defnedilir Talebeleri hayret icindedirler Cunku, o gune kadar Bediuzzaman'ın her dediğinin cıktığını gorurlerken, kabrinin bilinmemesi meselesi cıkmamıştır
Her gun, binlerce insan, kabrini ziyaret etmektedir İşin sırrı 27 Mayıs İhtilali'yle ortaya cıkar İhtilal hukumetinin emriyle, 12 Temmuz 1960'da gece yarısı Bediuzzaman'ın kabri parcalanır Na'şı bir ucakla Isparta istikametine goturulur Talebeleri o zaman Bediuzzaman'ın vasiyetini ve şu sozlerini daha iyi anlarlar:
Yıkılmış bir mezarım ki, yığılmıştır icinde
Said'den yetmiş dokuz emvat, baasam alama
Sekseninci olmuştur mezara bir mezar taş
Beraber ağlıyor husranı İslama