nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 36
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 90
Bediüzzaman Said Nursi Kimdir Hayatı
Bediüzzaman Said Nursi kimdir?
Bediüzzaman Said Nursi Bitlis'in Hizan İlçesine yan İsparit Nahiyesi'nin Nurs Köyünde dünyaya geldi (1876) Yenilikçi, atak, cesur bir mizaca, son derece parlak bir zekâya ve kuvvetli bir hafızaya sahipti Bunlar katıksız iman ve ilim aşkıyla birleşince, normalde onbeş sene kadar süren klâsik medrese eğitimi üç avuç içi sığdı Bu mucizevi gelişmeyi kavrayamayanlar tarafından düzenlenen münazaraları (ilmi tartışmalar) kazanarak kendini ispatladı Bu yüzden Molla Saide, zamanın emsalsizi, benzersizianlamında Bediüzzamanlâkabı verildi
Dönem tüm dünyada maddeciliğin öne çıktığı bir dönemdi İnsanlık kendi geleceğini tahribe yönelmişti Bu değişimden Müslüman milletler de etkilenmiş, meselâ yeryüzünün tek egemen İslam devleti olan Osmanlı Devleti şimdiden eski haşmetini ve kudretini kaybetmişti Büzülme ve çözülme noktasındaydı İnsanlığın karşılıklı problemlerinin yanı sıra yaşadığı toplumun özel problemlerine de eğilen Bediüzzaman, açık bir gerçekle yüz yüze geldi: Batı maddeciliğe saplanmış, Doğu ise eskiyen kurumlarını yenileyip iman eksenli bir yapılanmaya dönüştürememişti Osmanlı Devleti de benzer açmazda tükeniyordu Devlet ve ahali şeklen İslâma tabi olmakla birlikte mânâ plânında İslâmdan kopmuştu Batı'yı da anlayamamıştı Esas problem buydu Teşhisini bu şekilde koyan Bediüzzaman tedavi metodunu da geliştirdi: Tahkiki imangeliştirdiği metodun özü ve özetiydi
Sıra tahkiki imanekseninde gelişip çağın teknolojisiyle zenginleşecek ırk yetiştirmeye gelmişti Bunun da yolu eğitimden geçerdi Bu maksatla bir eğitim projesi geliştirdi Buna kadar Doğu ve Güneydoğu öncelikli olarak tüm vatan sathı Medresetüzzehraadını verdiği eğitim kurumlarıyla donatılacak, bu kurumların birincil, orta, lise bölümleri olacak, keza din ve fen dersleri bir biri içinde, bir tüm halinde okutulacaktı Vicdanın ziyası (ışığı), ulûmu diniyedir, aklın nuru fünunu (fenler) medeniyedir İkisinin imtizacıyla (bütünleşmesi, iç içe girmesiyle) gerçeklik tecelli eder İftirak ettikleri (ayrıştıkları) süre, birincisinde taassup (muhafazakârlık), ikincisinde hile, kararsızlık tevellüd eder (doğar)diyordu
Görüşlerini Padişaha sunmak için 1907 yılında İstanbul'a geldi Ama İmparatorlukla birlikte İmparatorluğun başkenti İstanbul da çürümüştü Düşüncelerini gazetelere yansıtması sarayı huzursuz etti Padişah ateşîn bir zekâyı etkisizleştirmek için altınla mükâfatlandırmak istedi Maarifi tehir, maaşı tacil nedendir?diye sorup ihsanı şahâneyi reddedince de düşünce hastahanesine kapatıldı Ama doktorlardan aklî melekelerinin sapa sağlam olduğuna dair bir rapor alarak görüşlerini açıklamayı sürdürdü
Bediüzzaman, Şark ulemasından sonradan İstanbul'daki ünlü alimlere de kendisini kabul ettirmekte zorlanmamıştı Onunla görüşenler en karmakarışık sorularına yanıt alıyor, Sen aslında de Bediüzzamansındemekten kendilerini alamıyorlardı Meşrutiyeti İslam eksenine oturtan ve meşrutiyeti meşruayı öngören hürriyetçi fikirleri bilhassa alaka çekiyordu Bediüzzaman'a tarafından mutlakıyet İslami dirilişin önünü kapatıyordu Fakat meşrutiyete yumuşak geçiş yapılmalıydı Bunun için de evvelâ üç büyük düşmansaydığı cehalet, zaruret ve ihtilâfla uğraş edilip kazanılması gerekiyordu
31 Mart Olayıismiyle tarihimize geçen (1909) keşmekeş esnasında düzeltici rol oynamasına rağmen, Bediüzzaman'dan daha önce sıkıntılı olmuş yönetim kadar tutuklanıp Divanı Harb Mahkemesinde yargılandı Temize Çıkma etti Van'a döndü Birinci Dünya Savaşı esnasında gönüllü talebelerden bir milis alayı kurup doğduğu toprakları savundu Bitlis savunması sırasında yaralanıp Ruslara tutsak düştü Yaklaşık üç yıl süren esaret hayatını kaçışla noktaladı Ordu adayı olarak devrin tek İslâm Akademisi Darü'lHikmeti'lİslâmiyeye aza oldu İstiklal Savaşı sürerken, Anadolu harekâtını ayaklanmasayan fetvaya Anadolu ulemasıyla birlikte karşı fetva verdi İstanbul işgali esnasında İngiliz işgalcilere aleyhinde yayınladığı bir eser yüzünden İşgal Kuvvetleri tarafından gıyabında ölüme mahküm edildi
Zaferden sonradan Ankara'ya Büyük Irk Meclisi'ne dâvet edildi (1922) Meclis'te devlete ait karşılama töreni yapıldı Ama devletle ahali aralarında kıble farkıoluşmak üzere olduğunu görüp milletvekillerine hitaben on maddelik bir şartname dağıttı Bitmiş Van'a döndü Şeyh Sait isyanıyla bir ilgisi bulunmadığı, esasen her fırsatta Dahile kılıç çekilmezdediği halde bir çok mazlum gibi Bediüzzaman da önce Burdur'a, arkasından Barla'ya sürüldü Barla'da Risalei Nur Külliyatı'nı telife başladı kimsesiz bir okul oldu ve cevher insanyetiştirmek için insanüstü bir gayret gösterdi
1925'li yıllarda Türkiye'de kullanım alanına giren dini dışlama politikalarına karşısında Bediüzzaman Said Nursi, Risalei Nur adını verdiği eserleriyle İslam'ın temel altyapısını yaratıcı prensipleri açıklamaya karşın bir stil ilerletti Bediüzzaman Said Nursi geliştirdiği bu Kur'ânî tarz ile zihin, yürek ve duygu bütünlüğünü temin ederek iman hakikatlerini anlatmıştır Bu Nedenle kelam, tasavvuf ve pozitif bilimleri terkip ederek Müslümanlara yepyeni bir perspektif sunmuş, okul, medrese, tekke ayrılığını ortadan kaldırmıştır
İslam uleması yüzyıllar boyu insanın esas soruları olan ben kimim, nereden gelip, nereye gidiyorum, vazifem nedir?gibi konulardan ziyade her zaman dış alem ve siyaset üstüne mesailerini teksif etmişti Ancak iman ve temele aitmeseleler halledilmeden ve doyurucu cevaplar bulunmadan afaki meselelere yönelmek bunalımın derinleşmesini sonuç veriyordu İslam dünyasının siyasi düzenleme ve projelerden ziyade ve ama onları da dikkatsizlik etmeden zihniyet düzenlemesine ihtiyacı vardı Problemin çözümü Kur'ân'ın çağlar üstü mesajının günümüze bakan yönünü ortaya çıkarmaktı Risalei Nur külliyatı ise bu mesajın açıklamasıdır
Bediüzzaman İslam dünyasının karşılaştığı en köklü ve yıkıcı krize (fen ilimlerinden kaynaklanan dinsizlik ya da dinde laubalilik) karşısında ilim ve mantık aracılığıyla cevaplar vererek milyonların imanının kurtulmasına vesile olmuştur
Risalei Nur Külliyatını telif etmesiyle birlikte Bediüzzaman önceki hayatını Eski Said dönemi diye isimlendirmiştir Bediüzzaman'ın hayatını Eski Said, Yeni Said diye ayırması bir değişiklikten ziyade bir tarzı ifade içindir Eski Said, daha çok imanın dışavurumu olan kurumlar, davranışlar ve siyasetle ilgileniyordu Yeni Said ise imanın yıkım edilmek istendiği bir ortamda imanı gözetmek ve takviye etmek için gayretini bu temel meseleye tahşid etti
Bediüzzaman'a kadar esas mesele; insanın kendisini, diğer varlıkları, kainatı ve hemcinslerini iman ekseninde algılamasıdır En önemli görev bunu sağlamaktır Bundan ürkenler onu daima tutukladılar, Eskişehir (1935), Denizli (1943), Afyon (1947) hapishanelerinde yatırdılar Lakin inançlarını yaşamaktan ve yazmaktan vaz geçiremediler
1960 yılının 23 Mart'ında Urfa'da Hakk'ın rahmetine kavuştuğunda ardındaki bıraktığı tüm maddî mal varlığı bir demlik, birkaç kadeh, eski bir gömlek, düzensiz bir cübbe, sarık, misvak, birazcık dereşeker ve on liradan ibaretti Mânevi miras olarak ise bütün asrın insanını aydınlatabilecek Kur'ân tefsiri olan Risalei Nur külliyatı ile dünyanın baştan başa milyonlarca Kur'an talebesibırakmıştır
Anahtar kelimeler : bediuzzaman, bediuzaman, bediuzzamn, bediüzzaman, bediüzaman, bediüzamanın hayatı, bediuzzamanın hayatı, bediüzzamanın hayatı, bediüzzamanın biyografisi, bediüzzaman kimdir, bediuzamanın biyografisi, bediuzzaman kimdir, bediüzzaman kimdir,Bediüzzaman'ın Hayatı *
Bediüzzaman Said Nursi kimdir?
Bediüzzaman Said Nursi Bitlis'in Hizan İlçesine yan İsparit Nahiyesi'nin Nurs Köyünde dünyaya geldi (1876) Yenilikçi, atak, cesur bir mizaca, son derece parlak bir zekâya ve kuvvetli bir hafızaya sahipti Bunlar katıksız iman ve ilim aşkıyla birleşince, normalde onbeş sene kadar süren klâsik medrese eğitimi üç avuç içi sığdı Bu mucizevi gelişmeyi kavrayamayanlar tarafından düzenlenen münazaraları (ilmi tartışmalar) kazanarak kendini ispatladı Bu yüzden Molla Saide, zamanın emsalsizi, benzersizianlamında Bediüzzamanlâkabı verildi
Dönem tüm dünyada maddeciliğin öne çıktığı bir dönemdi İnsanlık kendi geleceğini tahribe yönelmişti Bu değişimden Müslüman milletler de etkilenmiş, meselâ yeryüzünün tek egemen İslam devleti olan Osmanlı Devleti şimdiden eski haşmetini ve kudretini kaybetmişti Büzülme ve çözülme noktasındaydı İnsanlığın karşılıklı problemlerinin yanı sıra yaşadığı toplumun özel problemlerine de eğilen Bediüzzaman, açık bir gerçekle yüz yüze geldi: Batı maddeciliğe saplanmış, Doğu ise eskiyen kurumlarını yenileyip iman eksenli bir yapılanmaya dönüştürememişti Osmanlı Devleti de benzer açmazda tükeniyordu Devlet ve ahali şeklen İslâma tabi olmakla birlikte mânâ plânında İslâmdan kopmuştu Batı'yı da anlayamamıştı Esas problem buydu Teşhisini bu şekilde koyan Bediüzzaman tedavi metodunu da geliştirdi: Tahkiki imangeliştirdiği metodun özü ve özetiydi
Sıra tahkiki imanekseninde gelişip çağın teknolojisiyle zenginleşecek ırk yetiştirmeye gelmişti Bunun da yolu eğitimden geçerdi Bu maksatla bir eğitim projesi geliştirdi Buna kadar Doğu ve Güneydoğu öncelikli olarak tüm vatan sathı Medresetüzzehraadını verdiği eğitim kurumlarıyla donatılacak, bu kurumların birincil, orta, lise bölümleri olacak, keza din ve fen dersleri bir biri içinde, bir tüm halinde okutulacaktı Vicdanın ziyası (ışığı), ulûmu diniyedir, aklın nuru fünunu (fenler) medeniyedir İkisinin imtizacıyla (bütünleşmesi, iç içe girmesiyle) gerçeklik tecelli eder İftirak ettikleri (ayrıştıkları) süre, birincisinde taassup (muhafazakârlık), ikincisinde hile, kararsızlık tevellüd eder (doğar)diyordu
Görüşlerini Padişaha sunmak için 1907 yılında İstanbul'a geldi Ama İmparatorlukla birlikte İmparatorluğun başkenti İstanbul da çürümüştü Düşüncelerini gazetelere yansıtması sarayı huzursuz etti Padişah ateşîn bir zekâyı etkisizleştirmek için altınla mükâfatlandırmak istedi Maarifi tehir, maaşı tacil nedendir?diye sorup ihsanı şahâneyi reddedince de düşünce hastahanesine kapatıldı Ama doktorlardan aklî melekelerinin sapa sağlam olduğuna dair bir rapor alarak görüşlerini açıklamayı sürdürdü
Bediüzzaman, Şark ulemasından sonradan İstanbul'daki ünlü alimlere de kendisini kabul ettirmekte zorlanmamıştı Onunla görüşenler en karmakarışık sorularına yanıt alıyor, Sen aslında de Bediüzzamansındemekten kendilerini alamıyorlardı Meşrutiyeti İslam eksenine oturtan ve meşrutiyeti meşruayı öngören hürriyetçi fikirleri bilhassa alaka çekiyordu Bediüzzaman'a tarafından mutlakıyet İslami dirilişin önünü kapatıyordu Fakat meşrutiyete yumuşak geçiş yapılmalıydı Bunun için de evvelâ üç büyük düşmansaydığı cehalet, zaruret ve ihtilâfla uğraş edilip kazanılması gerekiyordu
31 Mart Olayıismiyle tarihimize geçen (1909) keşmekeş esnasında düzeltici rol oynamasına rağmen, Bediüzzaman'dan daha önce sıkıntılı olmuş yönetim kadar tutuklanıp Divanı Harb Mahkemesinde yargılandı Temize Çıkma etti Van'a döndü Birinci Dünya Savaşı esnasında gönüllü talebelerden bir milis alayı kurup doğduğu toprakları savundu Bitlis savunması sırasında yaralanıp Ruslara tutsak düştü Yaklaşık üç yıl süren esaret hayatını kaçışla noktaladı Ordu adayı olarak devrin tek İslâm Akademisi Darü'lHikmeti'lİslâmiyeye aza oldu İstiklal Savaşı sürerken, Anadolu harekâtını ayaklanmasayan fetvaya Anadolu ulemasıyla birlikte karşı fetva verdi İstanbul işgali esnasında İngiliz işgalcilere aleyhinde yayınladığı bir eser yüzünden İşgal Kuvvetleri tarafından gıyabında ölüme mahküm edildi
Zaferden sonradan Ankara'ya Büyük Irk Meclisi'ne dâvet edildi (1922) Meclis'te devlete ait karşılama töreni yapıldı Ama devletle ahali aralarında kıble farkıoluşmak üzere olduğunu görüp milletvekillerine hitaben on maddelik bir şartname dağıttı Bitmiş Van'a döndü Şeyh Sait isyanıyla bir ilgisi bulunmadığı, esasen her fırsatta Dahile kılıç çekilmezdediği halde bir çok mazlum gibi Bediüzzaman da önce Burdur'a, arkasından Barla'ya sürüldü Barla'da Risalei Nur Külliyatı'nı telife başladı kimsesiz bir okul oldu ve cevher insanyetiştirmek için insanüstü bir gayret gösterdi
1925'li yıllarda Türkiye'de kullanım alanına giren dini dışlama politikalarına karşısında Bediüzzaman Said Nursi, Risalei Nur adını verdiği eserleriyle İslam'ın temel altyapısını yaratıcı prensipleri açıklamaya karşın bir stil ilerletti Bediüzzaman Said Nursi geliştirdiği bu Kur'ânî tarz ile zihin, yürek ve duygu bütünlüğünü temin ederek iman hakikatlerini anlatmıştır Bu Nedenle kelam, tasavvuf ve pozitif bilimleri terkip ederek Müslümanlara yepyeni bir perspektif sunmuş, okul, medrese, tekke ayrılığını ortadan kaldırmıştır
İslam uleması yüzyıllar boyu insanın esas soruları olan ben kimim, nereden gelip, nereye gidiyorum, vazifem nedir?gibi konulardan ziyade her zaman dış alem ve siyaset üstüne mesailerini teksif etmişti Ancak iman ve temele aitmeseleler halledilmeden ve doyurucu cevaplar bulunmadan afaki meselelere yönelmek bunalımın derinleşmesini sonuç veriyordu İslam dünyasının siyasi düzenleme ve projelerden ziyade ve ama onları da dikkatsizlik etmeden zihniyet düzenlemesine ihtiyacı vardı Problemin çözümü Kur'ân'ın çağlar üstü mesajının günümüze bakan yönünü ortaya çıkarmaktı Risalei Nur külliyatı ise bu mesajın açıklamasıdır
Bediüzzaman İslam dünyasının karşılaştığı en köklü ve yıkıcı krize (fen ilimlerinden kaynaklanan dinsizlik ya da dinde laubalilik) karşısında ilim ve mantık aracılığıyla cevaplar vererek milyonların imanının kurtulmasına vesile olmuştur
Risalei Nur Külliyatını telif etmesiyle birlikte Bediüzzaman önceki hayatını Eski Said dönemi diye isimlendirmiştir Bediüzzaman'ın hayatını Eski Said, Yeni Said diye ayırması bir değişiklikten ziyade bir tarzı ifade içindir Eski Said, daha çok imanın dışavurumu olan kurumlar, davranışlar ve siyasetle ilgileniyordu Yeni Said ise imanın yıkım edilmek istendiği bir ortamda imanı gözetmek ve takviye etmek için gayretini bu temel meseleye tahşid etti
Bediüzzaman'a kadar esas mesele; insanın kendisini, diğer varlıkları, kainatı ve hemcinslerini iman ekseninde algılamasıdır En önemli görev bunu sağlamaktır Bundan ürkenler onu daima tutukladılar, Eskişehir (1935), Denizli (1943), Afyon (1947) hapishanelerinde yatırdılar Lakin inançlarını yaşamaktan ve yazmaktan vaz geçiremediler
1960 yılının 23 Mart'ında Urfa'da Hakk'ın rahmetine kavuştuğunda ardındaki bıraktığı tüm maddî mal varlığı bir demlik, birkaç kadeh, eski bir gömlek, düzensiz bir cübbe, sarık, misvak, birazcık dereşeker ve on liradan ibaretti Mânevi miras olarak ise bütün asrın insanını aydınlatabilecek Kur'ân tefsiri olan Risalei Nur külliyatı ile dünyanın baştan başa milyonlarca Kur'an talebesibırakmıştır
Anahtar kelimeler : bediuzzaman, bediuzaman, bediuzzamn, bediüzzaman, bediüzaman, bediüzamanın hayatı, bediuzzamanın hayatı, bediüzzamanın hayatı, bediüzzamanın biyografisi, bediüzzaman kimdir, bediuzamanın biyografisi, bediuzzaman kimdir, bediüzzaman kimdir,Bediüzzaman'ın Hayatı *