iltasyazilim
FD Üye
Enaniyeti Terk Etmek
Bu bölümde bir müminin ihlasını nelerin zedeleyebileceği üzerinde durduk ve nefsin rekabet, hırs, kıskançlık, kendi nefsini müminlerin nefsine tercih etme gibi özelliklerini inceledik İşte nefsin ihlası zedeleyen bu gibi özelliklerinin hepsinin ardında çok daha büyük ve şeytani bir özelliği yatmaktadır: Enaniyet
Enaniyet, insanın Allah'ın karşısındaki aczini unutarak kibirlenmesi, diğer insanları kendinden aşağı görmesi ve büyüklük hissine kapılmasıdır Oysa insan çok aciz bir varlıktır Var olmak ve varlığını devam ettirebilmek için Allah'ın gücüne muhtaçtır İnsanı yoktan var eden, ona ruh veren, barındıran, yediren, içiren, nefes aldıran ve saymakla bitiremeyeceğimiz kadar çok nimet bahşeden güç, alemlerin Rabbi olan Allah'tır Bu apaçık gerçeğe rağmen insanın kendisini Allah'tan bağımsız bir varlık olarak görüp, sahip olduğu özelliklerin ya da yeteneklerin kendinden kaynaklandığını sanması elbette ki çok büyük bir yanılgıdır
Gerçekte insanın enaniyet yapabileceği, kibirlenebileceği bir durumu yoktur Allah'ın dilediği anda insana lütfederek verdiği tüm özellikleri geri almaya kadir olması, bunun en açık kanıtıdır Güzelliğinden, bilgi ya da becerisinden, zenginliğinden ya da toplum içerisinde elde etmiş olduğu konumundan dolayı büyüklük hissine kapılan insanların, bu özelliklerini herhangi bir sebeple yitirdiklerinde ne hale geldiklerine zaman zaman hepimiz şahit olmuşuzdur Eğer tüm bunlar kişilerin kendilerinden kaynaklanan mutlak özellikler olmuş olsaydı, bunları yitirmeleri de hiçbir zaman için söz konusu olmazdı Nitekim Allah insanların bu gerçeği anlayabilmeleri için dünya hayatında pek çok zorluk ve sıkıntı yaratmakta, yaşlılık, hastalık gibi pek çok acizliklerle de insanı denemektedir
Sahip olduklarını kendisine verenin Allah olduğunu, O'nun yardımı ve desteği olmaksızın hiçbir şeye güç yetiremeyeceğini anlayan bir kimse ise, Allah'ın yaratışındaki bu hikmeti görebilmekte ve aczini anlayarak tevazulu bir ahlaka sahip olmaktadır Bediüzzaman enaniyeti bırakmanın, ihlası kazanmada en önemli adım olduğunu da bir sözünde şu şekilde ifade eder:Ve hakkı, bâtılın saldırısından kurtarmak için nefsini ve enaniyetini ve yanlış düşündüğü izzetini ve ehemniyetsiz rekabetkârane hissiyatını terk etmekle ihlası kazanır, vazifesini hakkıyla îfa eder10
Bu ahlakın yaşanması ihlasın kazanılabilmesi için gereklidir Çünkü enaniyet kişinin Allah'ın razı olacağı tavırdan değil de, kendi nefsinden yana tavır göstermesine neden olur Enaniyet insanın herkesten çok kendini sevmesi, herkesten çok kendi benliğinin sözünü dinleyip, herkesten çok kendi menfaatlerini korumasıdır Öyle ki bu durum çoğu zaman kişi için Allah'ın rızasının, Kuran ayetlerinin ya da müminlerden gelecek olan hatırlatmaların üstünde olabilir Çünkü büyüklenme hissine kapılan bir insan, vicdanını dışarıdan gelecek hatırlatmalara karşı da kapatmış olur Vicdanının sesine kulak asmadığı için olaylar karşısında ihlaslı davranabilmesi de söz konusu olmaz
Kuran'da Allah enaniyetin bu etkisine Ona: Allah'tan korkdenildiğinde, büyüklük gururu onu günaha sürükler, kuşatır Böylesine cehennem yeter; ne kötü bir yataktır o(Bakara Suresi, 206) ayetiyle dikkat çekmiştir Mümine asıl yakışan ise, İnsanlardan öylesi vardır ki, Allah'ın rızasını ara(yıp kazan)mak amacıyla nefsini satın alır Allah, kullarına karşı şefkatli olandır(Bakara Suresi, 207) ayetiyle bildirildiği gibi böyle bir durum karşısında nefsini ve enaniyetini bir kenara koyup Allah'ın rızasından yana tavır koymasıdır Allah kendilerine gönderilen elçilere karşı büyüklenen kavimlerin uğradıkları sonu ise Kasas Suresi'nde şu şekilde bildiriredi ki: Bu, bende olan bir bilgi dolayısıyla bana verilmiştirBilmez mi, ki gerçekten Allah, kendisinden önceki nesillerden kuvvet bakımından kendisinden daha güçlü ve insansayısı bakımından daha çok olan kimseleri yıkıma uğratmıştır Suçlugünahkarlardan kendi günahları sorulmaz (Kasas Suresi, 78)
10 Risalei Nur Külliyatı, 20 Lema, s154
ALINTIDIR
Serinin Diğer Yazıları
| 1 | 2| 3| 4| 5 | 6 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 | 13 | 14 (Son) |
Bu bölümde bir müminin ihlasını nelerin zedeleyebileceği üzerinde durduk ve nefsin rekabet, hırs, kıskançlık, kendi nefsini müminlerin nefsine tercih etme gibi özelliklerini inceledik İşte nefsin ihlası zedeleyen bu gibi özelliklerinin hepsinin ardında çok daha büyük ve şeytani bir özelliği yatmaktadır: Enaniyet
Enaniyet, insanın Allah'ın karşısındaki aczini unutarak kibirlenmesi, diğer insanları kendinden aşağı görmesi ve büyüklük hissine kapılmasıdır Oysa insan çok aciz bir varlıktır Var olmak ve varlığını devam ettirebilmek için Allah'ın gücüne muhtaçtır İnsanı yoktan var eden, ona ruh veren, barındıran, yediren, içiren, nefes aldıran ve saymakla bitiremeyeceğimiz kadar çok nimet bahşeden güç, alemlerin Rabbi olan Allah'tır Bu apaçık gerçeğe rağmen insanın kendisini Allah'tan bağımsız bir varlık olarak görüp, sahip olduğu özelliklerin ya da yeteneklerin kendinden kaynaklandığını sanması elbette ki çok büyük bir yanılgıdır
Gerçekte insanın enaniyet yapabileceği, kibirlenebileceği bir durumu yoktur Allah'ın dilediği anda insana lütfederek verdiği tüm özellikleri geri almaya kadir olması, bunun en açık kanıtıdır Güzelliğinden, bilgi ya da becerisinden, zenginliğinden ya da toplum içerisinde elde etmiş olduğu konumundan dolayı büyüklük hissine kapılan insanların, bu özelliklerini herhangi bir sebeple yitirdiklerinde ne hale geldiklerine zaman zaman hepimiz şahit olmuşuzdur Eğer tüm bunlar kişilerin kendilerinden kaynaklanan mutlak özellikler olmuş olsaydı, bunları yitirmeleri de hiçbir zaman için söz konusu olmazdı Nitekim Allah insanların bu gerçeği anlayabilmeleri için dünya hayatında pek çok zorluk ve sıkıntı yaratmakta, yaşlılık, hastalık gibi pek çok acizliklerle de insanı denemektedir
Sahip olduklarını kendisine verenin Allah olduğunu, O'nun yardımı ve desteği olmaksızın hiçbir şeye güç yetiremeyeceğini anlayan bir kimse ise, Allah'ın yaratışındaki bu hikmeti görebilmekte ve aczini anlayarak tevazulu bir ahlaka sahip olmaktadır Bediüzzaman enaniyeti bırakmanın, ihlası kazanmada en önemli adım olduğunu da bir sözünde şu şekilde ifade eder:Ve hakkı, bâtılın saldırısından kurtarmak için nefsini ve enaniyetini ve yanlış düşündüğü izzetini ve ehemniyetsiz rekabetkârane hissiyatını terk etmekle ihlası kazanır, vazifesini hakkıyla îfa eder10
Bu ahlakın yaşanması ihlasın kazanılabilmesi için gereklidir Çünkü enaniyet kişinin Allah'ın razı olacağı tavırdan değil de, kendi nefsinden yana tavır göstermesine neden olur Enaniyet insanın herkesten çok kendini sevmesi, herkesten çok kendi benliğinin sözünü dinleyip, herkesten çok kendi menfaatlerini korumasıdır Öyle ki bu durum çoğu zaman kişi için Allah'ın rızasının, Kuran ayetlerinin ya da müminlerden gelecek olan hatırlatmaların üstünde olabilir Çünkü büyüklenme hissine kapılan bir insan, vicdanını dışarıdan gelecek hatırlatmalara karşı da kapatmış olur Vicdanının sesine kulak asmadığı için olaylar karşısında ihlaslı davranabilmesi de söz konusu olmaz
Kuran'da Allah enaniyetin bu etkisine Ona: Allah'tan korkdenildiğinde, büyüklük gururu onu günaha sürükler, kuşatır Böylesine cehennem yeter; ne kötü bir yataktır o(Bakara Suresi, 206) ayetiyle dikkat çekmiştir Mümine asıl yakışan ise, İnsanlardan öylesi vardır ki, Allah'ın rızasını ara(yıp kazan)mak amacıyla nefsini satın alır Allah, kullarına karşı şefkatli olandır(Bakara Suresi, 207) ayetiyle bildirildiği gibi böyle bir durum karşısında nefsini ve enaniyetini bir kenara koyup Allah'ın rızasından yana tavır koymasıdır Allah kendilerine gönderilen elçilere karşı büyüklenen kavimlerin uğradıkları sonu ise Kasas Suresi'nde şu şekilde bildiriredi ki: Bu, bende olan bir bilgi dolayısıyla bana verilmiştirBilmez mi, ki gerçekten Allah, kendisinden önceki nesillerden kuvvet bakımından kendisinden daha güçlü ve insansayısı bakımından daha çok olan kimseleri yıkıma uğratmıştır Suçlugünahkarlardan kendi günahları sorulmaz (Kasas Suresi, 78)
10 Risalei Nur Külliyatı, 20 Lema, s154
ALINTIDIR
Serinin Diğer Yazıları
| 1 | 2| 3| 4| 5 | 6 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 | 13 | 14 (Son) |