Bel ağrısı dünya genelinde oldukça yaygın görülen ve kişilerin hayat kalitesini oldukça fazla etkileyen bir sorundur. Bu ağrının temelinde yatan sebepler ve ağrının şekli kişiden kişiye değişebilmektedir. Bu yazımda bel ağrısı hakkında merak edilen tüm sorulara cevap vermeye çalışacağım. Bel ağrısı sorunu yaşayan hastalara tedavileri ile ilgili kritik bir karar almadan önce bilmeleri gerektiğini düşündüğüm her detayı aktararak, doğru bir karar vermeleri için ihtiyaçları olan bilgileri sunacağım.
Bel ağrısı dünya çapında yapılan araştırmalarda hareket yeteneğinin kısıtlanmasının ve engelliliğin ortaya çıkmasının en yaygın nedeni olarak bilinir. Pek çok insan hayatının belirli bir döneminde mutlaka bel ağrısı şikayeti yaşar. Mayo Clinic tarafından yapılan araştırmaları incelediğimiz zaman dünya nüfusunun %80’inin hayatının bir döneminde bel ağrısı sorunu yaşadığını, hastaneye başvuran kişilerin %25’inin son 3 aylık dönemdeki tıbbi hikayelerinde bel ağrısı şikayeti olduğunu görüyoruz.
Bu kadar yaygın olarak görülen bel ağrısının basit bir kas spazmından ciddi kanserlere kadar birçok nedeni olabilir. Hangi durumlarda bel ağrımızı daha ciddiye almamız gerektiğini öğrenmek istiyorsanız bu yazıyı baştan sonra dikkatli bir şekilde okumanızı öneririm.
Bel Bölgesinin Anatomisi
İnsan vücudunda duruş ve dengenin temeli olan sırt bölgesi için mühendislik harikası tanımını kullanmak yanlış olmaz. Vücut ağırlığını taşıyan bu bölge sağlam olduğu kadar oldukça esnek bir yapıya da sahiptir. Bel anatomimizi ne kadar iyi tanırsak bu yapının sağlığını koruyabilir aynı zamanda günlük yaşam konforumuzu arttırabiliriz.
Lomber Omurga
Lomber omurga olarak adlandırılan ve alt kaburga ile kalçanın üst kısmı arasında kalan bölgeyi ifade eden yapı, doğal bir eğriliğe sahiptir. Bu eğri Lomber Lordoz olarak adlandırılır ve baş bölgesinin ağırlığının omurga tarafından dengelenmesine, vücut ağırlığının orantılı bir şekilde dağıtılmasına yardımcı olur.
Bel bölgesinin anatomisine genel olarak baktığımızda bu bölgede 5 adet vertebral kemik yani omur olarak adlandırdığımız yapı bulunduğunu görürüz. Bölgedeki omurlar L1, L2, L3, L4 ve L5 olarak isimlendirilir. Omurlar arasında ise omurga hareketinin gerçekleşmesini ve omurların korunmasını sağlayan disk adlı yapılar bulunur. Omurlar birbirlerine faset eklemler ile bağlanır. Bu eklemler omurganın daha stabil olmasını sağlar. Eklemler, hareket yeteneğinin korunması için yumuşak kıkırdak ile kaplıdır.
Sakrum
Sakrum üçgen şeklindedir ve birbirine kaynamış 5 adet kemikten oluşur. Pelvik bölgenin arkasında yer alır. Sakrum L5 ile omurgaya, kaksiegal uç ile kuyruk sokumuna bağlanır.
Koksiks (Kuyruksokumu)
Omurganın en alt kısmında bulunan kuyruksokumu, insanlarda belirli bir işlevi olmayan bir yapıdır ancak çevresindeki kaslar ve bağlar için anatomik açıdan önem taşır.
Bel Ağrısı Kimlerde Görülür? Kimler Risk Altındadır? Bunları madde madde yazalım
Daha önce de bahsettiğim üzere bel ağrısı pek çok insanı etkileyen sorunlardan birsidir. Masa başı çalışanlardan beden gücü ile çalışanlara; spor tutkunlarından gün boyu koltukta oturmayı sevenlere kadar herkes farklı nedenlerden ötürü risk altındadır. Ağrının ortaya çıkma nedenlerine baktığımız zaman genetik faktörler, yaşam alışkanlıkları ve meslek gibi pek çok farklı nedeni göz önünde bulundurmamız gerekiyor. Bel ağrısı nedenlerini kategorilere ayırmam gerekirse kişisel ve mesleki risk faktörleri olarak iki ayrı kategoriden bahsedebilirim.
Bel Ağrısı ve Kişisel Faktörler
Kişisel faktörlere baktığımız zaman yaş, kilo ve yaşam şekli gibi kişinin hayatı ile ilgili kararlarına bağlı olarak ortaya çıkan faktörlerden ve doğumdan itibaren kişinin tercihinden bağımsız olarak hayatına etki eden genetik faktörlerden bahsedebiliriz. Genetik faktörler değiştirilemeyecek olsalar da teşhis sürecinde mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır.
Kontrol Edilemeyen Kişisel Risk Faktörleri
Kişinin değiştiremeyeceği ve bu nedenle kontrol altına alınması mümkün olmayan bel ağrısı nedenlerini bu kategoride inceleyebiliriz.
Genetik
Genetik olarak ortaya çıkabilen ankilozan spondilit gibi sırt ağrıları bir artrit türüdür. Bu ağrıların ortaya çıkışında genetik kodlama etkilidir ve bu tür bir durumda hastalığın ortaya çıkma nedenini düzeltmek yerine hastalığın semptomlarını azaltarak şikayetleri altına almak daha doğru bir yaklaşım olacaktır. Buna benzer olarak dejeneratif disk hastalığının da genetik olduğu tahmin edilmektedir.
Yaş
Zamana bağlı olarak insan vücudunda yaşanan değişimler bel ağrısına neden olabilecek hastalıkları tetikleyebilir. Disk dejenerasyonu, spiral stenoz gibi aşınma ve yıpranmaya bağlı ortaya çıkan hastalıklarda yaş önemli bir faktördür. 30-40 yaş aralığında bel ağrısı riski artmaya başlar, 60 yaşa doğru ise bel ağrısı 40 yaşa kadar görülenden çok daha sık ortaya çıkar. 60 yaşın üzerindeki kişilerde hem yaşlanmaya hem de osteoartrite bağlı olarak bel ağrısı sorunu yaşanması mümkündür.
Cinsiyet
Hormonlara bağlı olarak kadınlarda bel ağrısının erkeklere oranla daha yaygın bir şekilde ortaya çıktığı gözlemlenmiştir. Ayrıca menopoz sonrası dönemdeki kadınların da diğer yetişkinlerden daha çok bel ağrısı yaşadığı ortaya çıkmıştır. Hamilelik ve çoklu doğumlar yapmak bel ağrısını tetikleyen durumlardır. Bu nedenle kadınlarda bel ağrısı erkeklere oranla çok daha sık görülmektedir.
Kontrol Edilebilen Kişisel Risk Faktörleri
Fazla Kilo
Günümüzde fazla kilo pek çok hastalığın habercisi olarak görülüyor. Vücut ağırlığının dengeli bir şekilde taşınmasında kritik öneme sahip olan bel bölgesinde de aşırı kilonun olumsuz etkilerini gözlemlemek mümkün. Vücut kitle endeksinin 30 veya üzerinde olması bel ağrısı açısından tehdit oluşturur.
Hareketsiz Yaşam Tarzı
Düzenli egzersiz yapmamak ve uzun süre aynı pozisyonda oturmak bel ağrısının tetiklenmesinde oldukça etkilidir. Bu nedenle vücudu zorlamadan düzenli olarak hareket edilmelidir. Dünya Sağlık Örgütü tarafından sağlıklı bir yaşam için günde 8.000 adım atmanın tavsiye edildiğini de sizlere hatırlatmak isterim.
Sigara İçmek
Sigara içmek de tıpkı fazla kilo ve sedanter yaşam gibi pek çok hastalığın nedeni ya da tetikleyicisi olabilir. Ayrıca sigara içmenin bel ağrısı tedavisinde kullanılan cerrahi yöntemlerin başarı oranına da etki ettiği biliniyor. Sigara içenler sigarayı bırakanlara göre daha fazla bel ağrısı sorunu yaşarken; sigarayı bırakan kişilerin de hayatında hiç sigara içmemiş kişilere kıyasla daha fazla bel ağrısı sorunu yaşadığı araştırmalarla kanıtlanmıştır.
Bel Ağrısı ve Mesleki Faktörler
Bir insanın günlük rutinine baktığımız zaman günün genellikle 1/3’ünün uyumak, 1/3’ünün çalışmak ya da okula gitmek gibi oldukça standart bir şekilde ilerlediğini görüyoruz. Bu rutin bazı özel durumlarda ciddi meslek hastalıklarının meydana gelmesinde etkili olabiliyor. Tekrarlayan hareketler yapmak, ağır kaldırmak ya da uzun saatler boyunca ayakta kalmak bel ağrısının ortaya çıkışındaki mesleki risk faktörleri arasında yer alıyor. Bu noktada fiziksel güce dayalı işlerde bel ağrısının daha çok ortaya çıktığı düşünülse de masa başı iş yapan kişiler de sürekli olarak aynı pozisyonda çalışmanın etkisi ile bel ağrısı yaşayabilir.
Çocuklarda Bel Ağrısı (bel ağrısı kimlerde görülür sorusunda çok değinilmeyen ama önemli bir konu o nedenle ekledim, çıkarabiliriz. )
Okul hayatı başlayan çocuklarda bel ağrısı sorununun yaygınlaştığını rahatlıkla söyleyebilirim. Herhangi bir yaralanma ya da travmaya bağlı olmayan bel ağrısı ergenlik öncesinde oldukça nadir olarak ortaya çıkar. Ancak aşırı yüklenmiş okul çantaları çocuklarda kas yorgunluğuna neden olarak sırt bölgesini zorlayabilir. Çocuklar için ideal sırt çantası ağırlığı, çocuğun vücut ağırlığının %15-20’si kadar olmalıdır. Bundan daha ağır olan çantaların taşınmamasını tavsiye ediyorum. Eğer tavsiye ettiğim aralıktan daha ağır bir okul çantası taşınması gerekiyorsa mutlaka çekçekli valiz formatındaki sırt çantaları tercih edilmelidir.
Oluş Süresine Göre Bel Ağrısı Sınıflandırması
Bel ağrısı sınıflandırması yaparken ağrının süresi ve ortaya çıkış nedenine bakarız. Bu sınıflandırma kapsamında 3 tip bel ağrısından bahsedeceğim. Akut bel ağrısı, subakut bel ağrısı ve kronik bel ağrısı; oluş sürelerine göre sınıflandırılan bel ağrılarını tanımlamamızı sağlar.
Akut Bel Ağrısı
En yaygın görülen bel ağrısı türüdür. Aniden ortaya çıkar ve genellikle birkaç gün içerisinde geçer. Birkaç haftadan fazla sürmesi beklenmez. Ani harekete ya da bir kazaya bağlı olarak meydana gelen doku hasarı sonrasında vücudun tepkisi olarak ifade edebileceğimiz akut bel ağrısı, doku iyileşmesi ile birlikte azalır ve ortadan kalkar.
Subakut Bel Ağrısı
6 hafta ile 3 ay arasında devam eden ağrılar için kullandığımız tanımdır. Ağrı şiddetliyse ve kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkiliyorsa müdahale edilmesi gerekir. Kronik ağrılarla kıyaslandığı zaman hasta için daha kolay atlatılabilir olur. Subakut bel ağrısı tekrarlama ve kronikleşme riski taşıdığı için takip edilmelidir.
Kronik Bel Ağrısı
3 aydan uzun süren bel ağrıları, kronik bel ağrısı sınıflandırmasına girer. Bu tür ağrılar kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkiler. Ağrının ortaya çıkma nedeninin belirlenmesi ve tedavinin bu nedene göre planlanması gerekir.
Bel Ağrısı Nedenleri
Bel ağrısı nedenlerine baktığımız zaman bu ağrıların %90 - 95 gibi yüksek oranlar ile mekanik nedenlerden ortaya çıktığını görürüz. Ancak mekanik olmayan ve yansımaya bağlı olarak meydana gelen bel ağrısı nedenleri de bulunmaktadır. Mekanik bel ağrısı kapsamında omurgada görülen anomaliler ve travmaya bağlı meydana gelen yaralanmalar bel ağrısı nedenidir. Enfeksiyona ya da iltihaba bağlı olarak meydana gelen bel ağrılarını da mekanik olmayan bel ağrıları kategorisinde inceleyebiliriz. Ayrıca omurgada herhangi bir sorun olmasa da başka bir hastalığa bağlı olarak ortaya çıkan bel ağrılarını da yansıma bel ağrısı olarak değerlendiriyoruz. Otoimmün hastalıklar ve tümörler yansıyan bel ağrılarının oluşmasına neden olabilir.
Bazı durumlarda bel ağrısı eşit olarak dağılmaz ve sağ ya da sol tarafta daha şiddetli olarak hissedilebilir. Ağrının baskın olduğu taraf bize farklı bir bakış açısı kazandırıyor.
Belin Sol Tarafında Ağrı Nedenleri
Belin sol tarafında ağrı nedenleri arasında böbrekler, üreme organları veya bağırsaklar ile alakalı bir sorun olabilir. Belirli bir bölgeye odaklanmış bel ağrısı karın bölgesinde yer alan iç organlarla alakalı bir soruna da işaret edebilir.
Belin Sağ Tarafında Ağrı Nedenleri
Belin sağ alt tarafında ağrı nedenleri arasında sırt, karın ve pelvik bölgede bulunan iç organlarla ilgili hastalıklar yer alabilir. Faset eklemler veya intervertebral disklerle ilgili sorunlarda da sağ tarafta baskın bir ağrı gözlemlenme ihtimali vardır. Apandisit, camda eugina sendromu, karın bölgesinde meydana gelen aort anevrizması ve ostemyelit belin sağ tarafında ağrı nedenleri olarak dikkate alınmalıdır. Bu tür sorunlara mutlaka farklı semptomlar da eşlik edeceği için zaman kaybedilmeden bir uzmana gidilmelidir.
En Sık Karşılaşılan Bel Ağrısı Nedenleri
Bel Fıtığı (Lomber Disk Hernisi)
Lomber diskin jölemsi merkezi dış çepere doğru kırılarak sinir köküne baskı oluşturmasıdır. Diskin fıtıklaşmış bölümü protein açısından zengin içeriği nedeniyle sinir köküne ulaştığında enflamasyona neden olabilir ve enflamasyon ile beraber sinir kökü üzerinde meydana gelen baskı bel ağrısının ortaya çıkmasını sağlar.
Mekanik Bel Ağrısı (Strain, Sprain, Bel Düzleşmesi, Bel Tutulması)
Strain (gerilme) ya da sprain (burkulma kaynaklı incinme) bir anda veya sürekli hareketler nedeniyle zaman içerisinde meydana gelebilir. Strain, sırt kaslarının aşırı gerilmesi ve bu gerilme sonucunda kasın zarar görmesi ile ortaya çıkar. Sprain ise aşırı esneme sonrasında kemikleri birbirine bağlayan bağ dokunun zarar görmesidir. Bel bölgesinde normal eğrinin zaman içerisinde azalması ya da tamamen ortadan kalkması ile bel düzleşmesi meydana gelir. Bel düzleşmesi ile beraber sadece sırt bölgesinde meydana geldiği düşünülen ağrılar aynı zamanda bacak bölgesinde de hissedilir. Bel ağrılarının bir başka yaygın nedeni de bel tutulmasıdır. Ağır yük kaldırmak, aşırı spor, egzersiz yapma ya da travma sonucu bel tutulması sıkça görülebilir.
Lomber Spinal Stenoz (Kanal Daralması)
Sinir uçlarının yer aldığı spinal kanalın daralması ile beraber lomber spinal stenoz meydana gelir. Bu daralma merkezi, foraminal ya da her iki şekilde ortaya çıkabilir. Ayrıca kanal daralması sadece tek bir bölgede olabildiği gibi aynı anda birden fazla bölgede de gözlemlenebilir.
Spondilolistezis (Bel Kayması)
Spondilolistezis ya da halk arasında bilinen adıyla bel kayması bir omurun bitişiğinde yer alan diğer omurun üzerine doğru kayması ile ortaya çıkar. 5 farklı bel kayması türü bulunmaktadır. Kendiliğinden ortaya çıkan bel kayması birincil tür olarak adlandırılır. Ancak en yaygın görülen bel kayması türü, faset eklemleri arasında (pars) ya da faset eklemlerinde bir kusura ya da kırığa bağlı olarak mekanik instabilite (dejeneratif) oluşması ile ortaya çıkan ikincil türdür. Bel kayması nedeniyle sırt bölgesinde dengesizlik ve sinirlerin sıkışmasından kaynaklı bacak ağrısı ortaya çıkabilir.
Osteoporoz
Kemik, vücutta hücrelerin ikiye bölünerek çoğaldığı diğer dokulardan daha farklı bir süreç ile oluşmaktadır. Bu oluşum sürecinde kemik dokusunda eski hücreler sürekli olarak parçalanır ve yerine yeni hücreler oluşur. Hücre parçalanmasının hücre oluşumundan daha hızlı gerçekleşmesi durumunda ise osteoporoz meydana gelir. Osteoporoz sonucunda kemik yoğunluğunda azalma oluşur. Osteoporoz her ne kadar bir ağrıya ya da semptoma neden olmasa da osteoporoz sonucunda omurlarda meydana gelen yapısal bozukluklar ağrıya ve hareket kısıtlılığına neden olur.
Ankilozan Spondilit
Ankilozan spondilit, omurları etkileyen bir artrit türüdür. Omurlarda meydana gelen enflamasyon bağlı olarak omurga ile eklem yerlerinin birbirine yapışması sonucunda ortaya çıkar. Bu durum neticesinde omurga esnek yapısını kaybeder. Enflamasyon ile beraber omurga ve eklemlerde ağrılar meydana gelir. Bu ağrılar aynı zamanda bacak ve omuz bölgesinde de hissedilmektedir.
Faset Eklem Problemleri
Lomber omurgadaki her diskin arkasında iki adet faset eklemi bulunmaktadır. Bu eklemler, kemikler arasında kıkırdağa ve onları çevreleyen sinir hücrelerinden oluşan bağ dokuya sahiptir. Faset eklem problemleri kendi başlarına ağrıya neden olabildikleri gibi aynı zamanda disk ağrısı ile birlikte de ortaya çıkabilmektedir.
Yansıyan Ağrılar
Yansıyan ağrılar bir yerde hissedilen ancak normalde başka bir yerde meydana gelen sıkıntılardan dolayı oluşan ağrılardır. Örneğin safra kesesinde meydana gelen taşlar sırt ve omuz bölgesinde ağrıya neden olabilir. Sırtta meydana gelen yansıyan ağrıların nedeni genellikle omurga bölgesinden kaynaklanmayan başka sağlık problemleri sonucudur.
Neoplastik Hastalıklar
Omurilikte neoplastik hastalık bulunan yetişkinlerin %90’ında sırt ağrısı meydana gelmektedir. Bu ağrı nepolastik hastalıkların diğer belirtilerinden yaklaşık 2 ile 4 ay öncesinde ortaya çıkar. Ağrı, sinir kökü ya da sırt ağrısı olarak görülmektedir. Sinir kökü ağrısı, sinir kökü tıkanıklığına işaret eder ve hareket edildiğinde daha da artar.
Organik Olmayan Bel Ağrısı Nedenleri
Organik nitelik taşımayan bel ağrıları herhangi bir anatomik nedene bağlı olmayan ve fiziksel bulguları bulunmayan kronik bel ağrılarıdır. Bu ağrılar bazı durumlarda psikolojik olarak da ortaya çıkmaktadır. Organik olmayan bel ağrısını belirlemek için 5 farklı yöntem bulunmaktadır. Bu 5 farklı yöntem sırt bölgesinde yüzeysel hassasiyeti, ağrıyı tetikleyen hareketleri tekrarlamayı, hastanın dikkati dağınıkken ayağını kaldırmayı, bölgesel rahatsızlığı ve aşırı reaksiyonu gözlemlemeyi içermektedir.
Bel Ağrısı Tedavisinde Kullanılan Yöntemler
Yukarıda oluş sürelerine göre bel ağrısı sınıflandırması yaparken de bahsetmiş olduğum akut bel ağrıları genellikle evde tedavi edilebilen ve dinlenme ile geçen bel ağrılarıdır. Ancak her insanın farklı olduğunu ve her bel ağrısının da farklı nedenlerden ortaya çıkabileceğini unutmamak gerekir. Uzun süreli devam eden ve tekrarlayan bel ağrıları için ağrının şiddetine ve nedenine göre farklı tedaviler önermek mümkündür.
İstirahat
Uzun yıllar boyunca bel ağrısı tedavisi kapsamında istirahat edilmesi önerilse de bu yöntemin sürekli bir tedavi olmadığını söyleyebilirim. Akut bel ağrısı teşhisinde birkaç günden daha uzun sürmeyecek şekilde istirahat ile ağrının geçmesi mümkündür. Kişi bel bölgesini korumak ve hareketlerine dikkat etmek şartıyla normal yaşantısına, dinlenme sonrasında dönebilir. Subakut ve kronik bel ağrısı şikayeti olan kişilerde ağrının altında yatan nedeni öğrenmek ve tedaviyi buna göre planlamak gerekir. Belirli durumlarda kısa süreli dinlenmeler kişinin yaşam kalitesini arttırmak açısından tercih edilebilir.
Medikal Tedavi
Medikal tedavi bel ağrısının nedenine göre değişen bir tedavi yöntemidir. Ağrının nedeni kesin olarak belirlenmeden ilaç tedavisine başlanmaz. İlacın dozu ve kullanma şekli de yine bel ağrısı nedenine ve kişinin genel sağlık durumuna bağlı olarak değişir. Medikal tedavi kapsamında ağrı kesiciler, kas gevşeticiler, topikal ağrı kesiciler, amitiriptilin gibi antidepresanlar, oksikodon ya da hidrokodon gibi maddeler içeren ilaçlar kullanılabilir. Ancak her bel ağrısının farklı bir nedenle meydana gelebileceği, bu yüzden kesinlikle bir uzman tarafından muayene edilmeden ilaç tedavisine başlanmaması gerektiği unutulmamalıdır.
Fizik Tedavi Yöntemleri
Fizik tedavi yöntemleri bel ağrısı tedavisi için sıkça kullanılan yöntemler arasında yer alırlar. Ağrının azalması için bölgedeki kasları ve yumuşak dokuları ısı, ultrason ya da elektrik ile uyarma gibi farklı terapi yöntemleri uygulanabilir. Kasların serbest bırakılmasını sağlamak için çeşitli egzersizler ve masajlar yapılabilir. Bel ağrısı hafifledikçe kişinin esnekliğinin artması ve duruşunun iyileşmesi için çalışmalar yapılabilir.
Korse
Bel ağrısı tedavisi için iki tip korse tercih edilir. Çelik destekli korseler genellikle dejeneratif nedenlerle meydana gelen bel ağrılarında süre sınırlandırılması ile kullanılabilir. Bu tür korselerin sürekli kullanılması bölgedeki kasların tembelleşmesine ve sakatlanmaya daha müsait hale gelmesine neden olacağı için sürekli kullanımdan kaçınılmalıdır. Ağrıyan bölgeyi sıcak tutan bandajlar ya da kuşaklar akut bel ağrılarının tedavisinde yine kısa süreli olarak kullanılabilir.
Cerrahi
Bel ağrısı tedavisinde cerrahi en son tercih edilen tedavi yöntemidir. Pek çok bel ağrısı nedeni için cerrahi müdahale gerekmez. Dar kanal ya da fıtık gibi sorunlarda kişi hareket yetisini kaybettiyse ve cerrahi müdahaleden başka tedavi ihtimali kalmadıysa ameliyat düşünülebilir. Ancak yaş ilerledikçe görülme sıklığı artan sorunları göz önünde bulundurduğumuz zaman genel anestezi ve post operatif döneme özgü ortaya komplikasyon riskinin dikkate alınmasını ve cerrahinin olabildiğince tercih edilmemesi gerektiğini rahatlıkla söyleyebilirim.
Diğer Girişimsel Yöntemler
Kayropraktik yöntemler, akupunktur, TENS ile fizik tedavi, masaj ve yoga gibi bel ağrısının türüne ve nedenine bağlı olarak tercih edilebilen girişimsel tedaviler de bel ağrısı için çözüm sunabilir. Ancak girişimsel yöntemlerin uzman kişiler tarafından tavsiye edilmesi ve uygulanması gerektiği unutulmamalıdır.
Bel Ağrısı İçin Bel Egzersizi
Bel ağrısı tedavisi için dinlenmenin yeteceği halk arasında yaygın bir inanış olsa da bir hekim olarak takip edilen, kontrollü egzersizlerin tedavi açısından çok daha önemli olduğunun altını çizmek istiyorum. Özellikle yetişkinlerde sıkça görülen ve bele aniden ağrı saplanması şeklinde ifade edilen ağrıların hafifletilmesi için düzenli egzersiz ile bölgedeki kasların çalıştırılması önemlidir. İstirahat ve ilaç tedavisine ek olarak bölgenin doğru bir şekilde hareket ettirilmesi gerekir.
Yatarken belde ağrı hisseden pek çok hastam istirahat halindeyken neden bellerinde ağrı olduğunu merak ediyor. Bunun en temel nedeni uzun süreli istirahatlerin ve hareketsiz kalmanın bölgedeki kasların tembelleşmesine yol açmasıdır. Tembelleşmeye bağlı olarak bölgenin daha kolay zedelenmesi mümkün olur ve bu zedelenmelerin de ağrı oluşturma ihtimali artar.
Ancak her egzersizin bel ağrısı tedavisi için iyi olmayacağının da altını çizmem gerekiyor. Belin sol arka tarafında ağrı, belin sağ tarafında ağrı ya da alt belde ağrı gibi farklı şikayetlere göre egzersiz planlaması yapılması oldukça önemli. Yapılan tüm egzersizlerde ani dönüşlerden ve eğilip-kalkma hareketlerinden kaçınılması gerekiyor. Sırt bölgesinin desteklenmesi ile yapılan egzersizler bel ağrılarında etkili sonuçlar veriyor. Mekik, ters mekik, ayak ucuna uzanma gibi hareketlerden özellikle uzak durulması gerekiyor. Elbette ağırlık kaldırma egzersizlerinin de bel ağrısı olan kişiler tarafından mutlaka ağırlık kemeri gibi özel ekipmanlar eşliğinde ve uzman doktor onayı ile yapılmasını öneriyorum.