Berat Gecesi Hikayesi
Berat Gecesi İle İlgili Hikayeler
Allah'ın Beratı
Rufai tarikatına mensup muridlerden biri bir gun kendisine cok guvenerek cezbe halindeyken şoyle dua etti:
Ya Rabbi Cehennemden azat olduğuma dair bu aciz kuluna bir belge gonder
Aradan cok gecmedi, gok yuzunden beyaz bir kağıt geldi Alıp baktılar ki, kağıtta hicbir yazı yok Kağıdın geldiğini gorerek sevinen o murid, icinde bir yazı olmadığını gorunce cok uzuldu, mukedder bir vaziyette durumu şeyhine anlatmak uzere kağıdı Ahmed Rufai Hazretlerine goturdu
Ahmet Rufai Hazretleri kağıdı eline alıp bakınca kendinden gecti ve şukur secdesine vararak:
Ey bari HUda, sana hamd u senalar olsun Bu zayıf kulunun muridlerinden bir kimseye boyle bir berat gondermek şerefine eriştirdin, dedi
Muridler:
Efendim dediler Biz orada bir yazı gormuyoruz, siz ise bu şahsın cehennemden azat olduğunu nasıl anlıyorsunuz? dediler
O:
Ey benim muridlerim ve sadık dostlarım, kudret eli siyah yazmaz, siz buradaki yazıyı goremiyorsunuz, bu kağıdın uzerindeki yazı nurdan kalemle yazılmıştır, buyurdu
Berat Kağıdı
Abdullahı RUmi, bir sohbetinde Ebulleysi Semerkandi'den naklen şoyle anlattı:
Bir tarihte Bağdat'ta, zenginler hacca gidiyorlardı Peygamber efendimizin aşkıyla yanan bir fakir de, o sene hacca gitmeye niyet etti ve hac kafilesiyle yola cıktı Kafile hareket etmeden once, herkes eşidostu ile helallaştı
Şehir dışına cıkıldığında, zenginlerden biri bir fakirin de hacca gittiğini gorunce;
Bineğin yok, azığın yok Sen hacca nasıl gideceksin? Bari cebinde birkac bin altının var mıdır?diye alay etti
Fakir, bu zenginin alaylı sorusuna cok uzuldu ve;
Allahu teala ne guzel vekildir MahlUkatın rızkını o vermektedir Hepimiz O'nun verdiklerini yiyoruzdiyerek, zenginin bulunduğu yerden mahzUn bir şekilde ayrıldı Hac vazifelerini yapana kadar da o zengine hic gorunmedi Herkes Mekkei mukerremeden, Medinei munevvereye yola cıktıkları zaman, o zengin, fakiri sağ salim tekrar karşısında gorunce hayret etti ve;
Komşu, sen de buraya kadar gelip hac vazifeni yapabildin mi? diye sormaktan kendini alamadı
Fakir de;
Allahu tealaya sonsuz hamdu senalar olsun Yuzumuzun karasına bakmayıp, bu mubarek makamı ziyaret etmeyi nasib etti Geldim, Beyti şerifi tavaf ettim Sağ salim donuyorumdedi
Zengin;
Hacı efendi! Acaba sana da berat verdiler mi?diye sordu
Fakir; Bu ne beratıdır ki?dedi
Zengin;
Beyti şerifi ziyaret edenlere, Cehennem'den azad olduğuna dair berat kağıdı verilirdiyerek, koynundan herhangi bir kağıt cıkarıp fakiri aldattı
Fakir, berat kağıdının kendisine verilmediğine cok uzuldu Derhal geriye donup Haremi şerife geldi İki gozu iki ceşme halinde, kanlı yaşlar akıtarak cok inledi Allahu tealaya kırık bir gonulle dualar etmeye, yalvarmaya başladı:
Ey alemleri yaratan yuce Rabbim! Sen herşeye kadirsin, gani bir padişahsın İhsanların butun kullarına her an yağmaktadır Cehennem'den azad olup orada incinmemeleri icin kullarının bazısına berat vermişsin Bu fakir kuluna berat verilmedi Yoksa bu garib kulun azad olmadı mı?deyip bayıldı Baygın halde iken, mana aleminden yanına bir kimse gelip;
Ey fakir! Başını kaldır ve şu beratını alıp arkadaşlarına yetiş!diyerek elindekini ona verdi O anda fakir kendine gelerek ayıldı Elinde, dunya kağıtlarına hic benzemeyen, yeşil renkli nUrdan yazıları olan ve misk gibi kokan bir berat kağıdı vardı Kağıdı defalarca opup başına koyan fakirin sevincinden neredeyse aklı gidecekti Şukur secdesine kapandı Omrunde hic gormediği o beratı, yuzune ve gozune surdu, bağrına bastı ve koynuna sokarak arkadaşlarına yetişmek icin hızlı adımlarla yurumeğe başladı Arkadaşları, geriden fakirin geldiğini gorunce guluşmeğe başladılar Yanlarına soluk soluğa gelen fakire alayla;
Cehennem'den azad olma beratını alabildin mi? diye sordular
Fakir de koynundan beratını cıkararak;
İşte! Rabbimizin ihsanı olan beratım!diyerek, misk kokulu beratını zengine sunuverdi Herkes yerinde donakalmıştı Beratı alan zengin, nUrdan yazılarla fakirin Cehennem'den azad olduğunu okuyunca, aklı başından gidip, atından duştu Bir sure yerde baygın yatan zengini zor ayılttılar Kendine gelen zengin, kağıdı opmeye, misk kokusunu koklamağa başladı Kendi kendine de; Vah, vah benim boşa gecen omrume! Keşke ben de bu fakir gibi sadık bir fakir olsa idim Onun kavuştuğu bu saadete ben de kavuşsaydım Bu fakir, sadakati sebebiyle bu mertebelere ulaştı Ben ise zenginliğim sebebiyle gurUra kapıldım ve bundan mahrUm oldum Butun malımı versem, bu kağıttakilerin bir noktasını alamamdiyerek ah eyledi Gozlerinden kanlı yaşlar doktu
Fakir;
Hacı efendi! Beratım sende kalsın Sakla Ben olduğum zaman kefenimin arasına koyun da kabrimde sual meleklerine onu gostereyimdedi
Hacı efendi beratı buyuk bir itina ile koynuna koydu Uzun yolculuktan sonra evlerine ulaştılar Zengin olan hacı, beratı sandığına koydu Aradan gunler gecti Zengin, ticaret icin başka memlekete gittiğinde, fakir vefat etti Yıkayıp kefenlediler, fakat beratını bulup kefenin icine koyamadılar Fakirin cenazesini kabre defnettiler Ancak birkac ay gectikten sonra, zengin ticaretinden dondu Fakiri sorduğunda; Sizlere omur Sen gittikten sonra vefat ettidediler
Zenginin sanki dunyası başına yıkıldı Cok ağladı ve
O zavallının bende pek kıymetli bir emaneti vardı Onu yerine getiremedim Boylece vasiyetini yapamamış oldum O ahirete goctu, beratı ise bende kaldı Beratını yanına koyamadımdedi Hemen sandığın yanına varıp ağzını actı Fakat beratı koyduğu yerde bulamadı Tekrar tekrar aramasına rağmen yine bulamadı Kabrine gidip bakayım Belki, birisi beratı alıp ona vermiştirdedi
Kazma kurek alarak kabre gitti Mezarını acmak istedi O anda;
Kabri acma! Biz ona o beratı verdik, dışarıda bırakmadık!diyen bir ses işitti Nereden geldiği belli olmayan bu ses karşısında zengin, duşup bayıldı Mana aleminde fakiri gordu
Fakir;
Ey hacı efendi! Allahu teala sana selamet versin O berat bana verildi Hamdolsun Munker ve Nekir meleklerine gosterdim Onu gorunce sorgu sual bile etmediler Bu beratı almama hacdan donerken sen sebeb olmuştun Cenabı Hak senden razı olsundeyip kayboldu Zengin ayıldığında, doğru evine gidip, fakir icin hatimler okuttu Yemekler pişirtip, yetimleri, fakirleri doyurdu
Beratımı Ver
Hac zamanında yabancı birisi EbU Amr ezZucaci'nin yanına gelerek;
Haccımı yaptım Beratımı ver Senin arkadaşların, beratımı almam icin sana gonderdiler
EbU Amr, o kimsenin gonlunun temiz ve saf olduğunu gordu Ona şaka yaptıklarını anladı Kabe'nin kapısı ile Hacerulesved arasındaki Multezim'e işaret ederek
Git oraya ve ya Rabbi! Bana beratımı ver, de! dedi
Bir sure sonra o yabancı, elinde bir kağıt ile geri dondu Kağıdın uzerinde yeşil hat, yazı ile; Bismillahirrahmanirrahim Bu falan oğlu falanın Cehennem'den berat kağıdıdır yazılı idi
Berat Gecesi İle İlgili Hikayeler
Allah'ın Beratı
Rufai tarikatına mensup muridlerden biri bir gun kendisine cok guvenerek cezbe halindeyken şoyle dua etti:
Ya Rabbi Cehennemden azat olduğuma dair bu aciz kuluna bir belge gonder
Aradan cok gecmedi, gok yuzunden beyaz bir kağıt geldi Alıp baktılar ki, kağıtta hicbir yazı yok Kağıdın geldiğini gorerek sevinen o murid, icinde bir yazı olmadığını gorunce cok uzuldu, mukedder bir vaziyette durumu şeyhine anlatmak uzere kağıdı Ahmed Rufai Hazretlerine goturdu
Ahmet Rufai Hazretleri kağıdı eline alıp bakınca kendinden gecti ve şukur secdesine vararak:
Ey bari HUda, sana hamd u senalar olsun Bu zayıf kulunun muridlerinden bir kimseye boyle bir berat gondermek şerefine eriştirdin, dedi
Muridler:
Efendim dediler Biz orada bir yazı gormuyoruz, siz ise bu şahsın cehennemden azat olduğunu nasıl anlıyorsunuz? dediler
O:
Ey benim muridlerim ve sadık dostlarım, kudret eli siyah yazmaz, siz buradaki yazıyı goremiyorsunuz, bu kağıdın uzerindeki yazı nurdan kalemle yazılmıştır, buyurdu
Berat Kağıdı
Abdullahı RUmi, bir sohbetinde Ebulleysi Semerkandi'den naklen şoyle anlattı:
Bir tarihte Bağdat'ta, zenginler hacca gidiyorlardı Peygamber efendimizin aşkıyla yanan bir fakir de, o sene hacca gitmeye niyet etti ve hac kafilesiyle yola cıktı Kafile hareket etmeden once, herkes eşidostu ile helallaştı
Şehir dışına cıkıldığında, zenginlerden biri bir fakirin de hacca gittiğini gorunce;
Bineğin yok, azığın yok Sen hacca nasıl gideceksin? Bari cebinde birkac bin altının var mıdır?diye alay etti
Fakir, bu zenginin alaylı sorusuna cok uzuldu ve;
Allahu teala ne guzel vekildir MahlUkatın rızkını o vermektedir Hepimiz O'nun verdiklerini yiyoruzdiyerek, zenginin bulunduğu yerden mahzUn bir şekilde ayrıldı Hac vazifelerini yapana kadar da o zengine hic gorunmedi Herkes Mekkei mukerremeden, Medinei munevvereye yola cıktıkları zaman, o zengin, fakiri sağ salim tekrar karşısında gorunce hayret etti ve;
Komşu, sen de buraya kadar gelip hac vazifeni yapabildin mi? diye sormaktan kendini alamadı
Fakir de;
Allahu tealaya sonsuz hamdu senalar olsun Yuzumuzun karasına bakmayıp, bu mubarek makamı ziyaret etmeyi nasib etti Geldim, Beyti şerifi tavaf ettim Sağ salim donuyorumdedi
Zengin;
Hacı efendi! Acaba sana da berat verdiler mi?diye sordu
Fakir; Bu ne beratıdır ki?dedi
Zengin;
Beyti şerifi ziyaret edenlere, Cehennem'den azad olduğuna dair berat kağıdı verilirdiyerek, koynundan herhangi bir kağıt cıkarıp fakiri aldattı
Fakir, berat kağıdının kendisine verilmediğine cok uzuldu Derhal geriye donup Haremi şerife geldi İki gozu iki ceşme halinde, kanlı yaşlar akıtarak cok inledi Allahu tealaya kırık bir gonulle dualar etmeye, yalvarmaya başladı:
Ey alemleri yaratan yuce Rabbim! Sen herşeye kadirsin, gani bir padişahsın İhsanların butun kullarına her an yağmaktadır Cehennem'den azad olup orada incinmemeleri icin kullarının bazısına berat vermişsin Bu fakir kuluna berat verilmedi Yoksa bu garib kulun azad olmadı mı?deyip bayıldı Baygın halde iken, mana aleminden yanına bir kimse gelip;
Ey fakir! Başını kaldır ve şu beratını alıp arkadaşlarına yetiş!diyerek elindekini ona verdi O anda fakir kendine gelerek ayıldı Elinde, dunya kağıtlarına hic benzemeyen, yeşil renkli nUrdan yazıları olan ve misk gibi kokan bir berat kağıdı vardı Kağıdı defalarca opup başına koyan fakirin sevincinden neredeyse aklı gidecekti Şukur secdesine kapandı Omrunde hic gormediği o beratı, yuzune ve gozune surdu, bağrına bastı ve koynuna sokarak arkadaşlarına yetişmek icin hızlı adımlarla yurumeğe başladı Arkadaşları, geriden fakirin geldiğini gorunce guluşmeğe başladılar Yanlarına soluk soluğa gelen fakire alayla;
Cehennem'den azad olma beratını alabildin mi? diye sordular
Fakir de koynundan beratını cıkararak;
İşte! Rabbimizin ihsanı olan beratım!diyerek, misk kokulu beratını zengine sunuverdi Herkes yerinde donakalmıştı Beratı alan zengin, nUrdan yazılarla fakirin Cehennem'den azad olduğunu okuyunca, aklı başından gidip, atından duştu Bir sure yerde baygın yatan zengini zor ayılttılar Kendine gelen zengin, kağıdı opmeye, misk kokusunu koklamağa başladı Kendi kendine de; Vah, vah benim boşa gecen omrume! Keşke ben de bu fakir gibi sadık bir fakir olsa idim Onun kavuştuğu bu saadete ben de kavuşsaydım Bu fakir, sadakati sebebiyle bu mertebelere ulaştı Ben ise zenginliğim sebebiyle gurUra kapıldım ve bundan mahrUm oldum Butun malımı versem, bu kağıttakilerin bir noktasını alamamdiyerek ah eyledi Gozlerinden kanlı yaşlar doktu
Fakir;
Hacı efendi! Beratım sende kalsın Sakla Ben olduğum zaman kefenimin arasına koyun da kabrimde sual meleklerine onu gostereyimdedi
Hacı efendi beratı buyuk bir itina ile koynuna koydu Uzun yolculuktan sonra evlerine ulaştılar Zengin olan hacı, beratı sandığına koydu Aradan gunler gecti Zengin, ticaret icin başka memlekete gittiğinde, fakir vefat etti Yıkayıp kefenlediler, fakat beratını bulup kefenin icine koyamadılar Fakirin cenazesini kabre defnettiler Ancak birkac ay gectikten sonra, zengin ticaretinden dondu Fakiri sorduğunda; Sizlere omur Sen gittikten sonra vefat ettidediler
Zenginin sanki dunyası başına yıkıldı Cok ağladı ve
O zavallının bende pek kıymetli bir emaneti vardı Onu yerine getiremedim Boylece vasiyetini yapamamış oldum O ahirete goctu, beratı ise bende kaldı Beratını yanına koyamadımdedi Hemen sandığın yanına varıp ağzını actı Fakat beratı koyduğu yerde bulamadı Tekrar tekrar aramasına rağmen yine bulamadı Kabrine gidip bakayım Belki, birisi beratı alıp ona vermiştirdedi
Kazma kurek alarak kabre gitti Mezarını acmak istedi O anda;
Kabri acma! Biz ona o beratı verdik, dışarıda bırakmadık!diyen bir ses işitti Nereden geldiği belli olmayan bu ses karşısında zengin, duşup bayıldı Mana aleminde fakiri gordu
Fakir;
Ey hacı efendi! Allahu teala sana selamet versin O berat bana verildi Hamdolsun Munker ve Nekir meleklerine gosterdim Onu gorunce sorgu sual bile etmediler Bu beratı almama hacdan donerken sen sebeb olmuştun Cenabı Hak senden razı olsundeyip kayboldu Zengin ayıldığında, doğru evine gidip, fakir icin hatimler okuttu Yemekler pişirtip, yetimleri, fakirleri doyurdu
Beratımı Ver
Hac zamanında yabancı birisi EbU Amr ezZucaci'nin yanına gelerek;
Haccımı yaptım Beratımı ver Senin arkadaşların, beratımı almam icin sana gonderdiler
EbU Amr, o kimsenin gonlunun temiz ve saf olduğunu gordu Ona şaka yaptıklarını anladı Kabe'nin kapısı ile Hacerulesved arasındaki Multezim'e işaret ederek
Git oraya ve ya Rabbi! Bana beratımı ver, de! dedi
Bir sure sonra o yabancı, elinde bir kağıt ile geri dondu Kağıdın uzerinde yeşil hat, yazı ile; Bismillahirrahmanirrahim Bu falan oğlu falanın Cehennem'den berat kağıdıdır yazılı idi