Beyaz gece BEYAZ GECE Yıllanmış bir şarabın,Sabrının sonunu selamete bağlıyorum beyaz gecelerde Ben, seni şuurunu kaybetmiş bir şiirin içinden çağırırken, Sen, sahte alemlerin ‘’uçkuruna’’ kurulu aşkların,‘’Üç kuruşluk’’ dünyasından sesleniyorsun bana… ‘’Gelmeli miyim?’’ Sesimin sol anahtarını kaybettiğimden ber iSana söylemek istediğim şarkılarınKapısından dönüyorum ‘’Hayat’’ adı başlığı aşağı,Can çekişen bir paragrafın,Açıklayıcısı olan bir dipnot olarak düşürülüyorum Birbirine tutarsız cümlelerin sonuna Hıçkırıklarımın, iç’ kırıklarımı bastırdığı beyaz gecelerde Sırf sen uykudan kalkma, sen duyma diye Eklediğim sahte gülücüklerin, Hesabını veriyorum acilen mutluluğa… Fakat sen daima yağmurdun sokağıma Halbuki din’(le)seydin,Anlatacaktım Dökecektim eteğimdeki taşları bir bir sana Hani şimdi sen yeniden mahrum yaYine sensiz yol alıyorum beyaz bir gecede Uçsuz bir karanlığa Ayrıca de eteğimde ama koca koca taşlarla… Adının anlamını lugatıma aldığımdan bu yana, Sana nitelenmek için kendini adayan sıfatlarımın, Suratına tükürüyor şu anda kalemim… Sana bundan böyle ne desem,Ne bildirmek istesem, Aşkı yokuşa vuruyor cümlelerim Hemen yine beyaz bir gecedeSeni sevmelerde, Artı mesai yapıyorum Cenabet tasvirler üretiyorum şiirlerime Ne yazsam, ne söylesem,Anlatım bozukluğu oluyor şimdilerde Sensizlik,Nasıl anlatılabilir fakat zaten içten dürüst bir şekilde Ey! Olmayacak duamın öznesi Sus birazcık, dinle beni Aşkın abdestini gözlerinin yaşından aldığımdan beri ,Benden götürdüklerin yeniden dönmedi geri… Karanlığa bakıp umutlanmak, Şeytana uyup ‘’sevaba’’ girmek gibiydi ‘’seni sevmek’’ Öylesine ters, öylesine aykırı işteUnutma sevgilim!! Yeniden beyaz bir gecedeSözün bittiği yerde ,Seni bekliyor olacağım!!