iltasyazilim
FD Üye
Bilge Kağan Ve Kül Tigin Abideleri
Tanrı gibi gökte olmuş Türk Bilge Kaganı, bu zamanda oturdum Sözümü bütünüyle işit
Doğuda gün doğusuna, güneyde gün ortasına, batıda gün batısına, kuzeyde gece ortasına değin, onun içindeki ırk daima bana tabidir Bunca milleti defalarca düzene soktum O acilen fena değildir Türk kağanı Ötüken ormanında otursa ilde sıkıntı yoktur
Doğuda Şantung ovasına değin ordu sevk, ettim, denize ulaşmama eksik kaldı Güneyde Dokuz Ersine dek ordu sevk ettim, Tibete ulaşmama eksik kaldı Batıda İnci nehrini geçerek Demir Kapıya değin ordu sevk ettim Kuzeyde Yir Bayırku yerine değin ordu sevk ettim Bunca yere dek yürüttüm, Ötüken ormanından gibisi hiç yokmuş İl tutacak yer Ötüken ormanı imiş
Bu yerde oturup Çin milleti ile anlaştım Altını, gümüşü, ipeği, ipekliyi sıkıntısız öylece veriyor
Çin milletinin sözü tatlı, ipekli kumaşı yumuşak imiş Tatlı sözle, yumuşak ipekli kumaşla aldatıp uzakta milleti öylece yaklaştırırmış Yaklaştırıp, konduktan sonra, kötü şeyleri o vakit düşünürmüş İyi bilgili insanı, iyi gözü kara insanı yürütmezmiş Bir insan yanılsa, kabilesi, milleti, akrabasına değin barındırmazmış Tatlı sözüne, yumuşak ipek kumaşına aldanıp fazla fazla, Türk milleti, öldün; Türk milleti, öleceksin! Güneyde Çogay ormanına, Tögültün ovasına konayım dersen, Türk milleti, öleceksin!
Orda kötü birey şöyle öğretiyormuş: Uzaktan ise kötü mal verir, yakın ise iyi mal verir diyip pek öğretiyormuş Veri bilmez birey o sözü alıp, yakına gidip, çok insan, öldün! O yere dürüst gidersen, Türk milleti, öleceksin! Ötüken uygun oturup kervan, kafile gönderirsen hiç bir sıkıntın yoktur Ötüken ormanında oturursan daima il tutarak oturacaksın
Türk milleti, tokluğun kıymetini bilmezsin Açlık, tokluk düşünmezsin Bir doysan açlığı düşünmezsin Öyle olduğun için, beslemiş olan kağanının sözünü almadan her yere gittin Her Zaman orda mahvoldun, yok edildin Orda, geri kalanınla her yere defalarca zayıflayarak, ölerek yürüyordun Tanrı buyurduğu için, kendim devletli olduğum üçün, kağan oturdum Kağan oturup aç, yoksul milleti hep toplattım Yoksul milleti varlıklı kıldım Az milleti çok kıldım Yoksa, bu sözümde yalan var mı ?
Tepede mavi gök, altta yağız yer kılındıkta, ikisi aralarında insan oğlu kılınmış, insan oğlunun üzerine ecdadım Bumin Kağan, İstemi Kağan oturmuş Oturarak Türk milletinin ilini töresini tutu vermiş, düzenleyi vermiş Dört taraf defalarca düşman imiş Ordu sevk ederek dört taraftaki milleti her zaman almış, her zaman emrindeki kılmış Başlıya baş eğdirmiş, dizliye diz çöktürmüş Doğuda Kadırkan ormanına dek, batıda Demir Kapıya kadar kondurmuş İkisi aralarında pek teşkilatsız Gök Türk öylece oturuyormuş Akıllı kağan imiş, gözü kara kağan imiş Buyruku yine bilgili imiş tabiî, gözü kara imiş tabiî Beyleri de milleti de dürüst imiş Onun için ili öylece tutmuş tabiî, ili tutup töreyi düzenlemiş Kendisi öylece ölüm etmiş Yasçı, ağlayıcı, doğuda gün doğusundan Bökli Çöllü halk müziği, Çin, Tibet, Avar, Bizans, Kırgız, Üç Kurıkan, Otuz Tatar, Kıtay, Tatabı, bunca millet gelip ağlamış, matem tutmuş, pek meşhur kağan imiş
Çin milleti hilekâr ve sahtekâr olduğu için, aldatıcı olduğu için, ufak kardeş ve büyük kardeşi birbirine düşürdüğü için, bey ve milleti ortak çekiştirttiği için, Türk milleti il yaptığı ilini elden çıkarmış, | kağan yaptığı kağanını kaybedi vermiş Çin milletine beylik erkek evladı kul oldu, hanımlık kız evladı cariye oldu Türk baylar Türk adını bıraktı Çinli efendiler Çin adını tutup, Çin kağanına itaat etmiş Elli yıl işi gücü vermiş Doğuda gün doğusunda Bökli kağana değin ordu sevk edi vermiş Batıda Demir Kapıya değin ordu sevk edi vermiş Çin kağanına ilini, töresini alı vermiş
Türk halk kitlesi şöyle demiş: İlli millet idim, ilim hemen hani, kime ili kazanıyorum der imiş Kağanlı millet idim, kağanım hani, ne kağana işi gücü veriyorum der imiş öyle diyip Çin kağanına düşman olmuş Düşman olup, kendisini tanzim ve düzen edemediğinden tekrar teslim olmuş
Bunca işi gücü verdiğini hesapsızca, Türk milletini öldüreyim, kökünü kurutayım der imiş Yok olmaya gidiyormuş Yukarıda Türk tanrısı, Türk mukaddes yeri, suyu pek tanzim etmiş Türk milleti yok olmasın diye, ahali olsun diye babam İltiriş Kağanı, annem İlbilge Hatunu göğün tepesinden tutup yukarı kaldırmış olacak Babam kağan on yedi erle dışarı çıkmış Dışarı yürüyor diye ses işitip şehirdeki dağa çıkmış, dağdaki inmiş, toplanıp yetmiş er olmuş Tanrı güç verdiği için babam kağanın askeri kurt gibi imiş, düşmanı koyun gibi imiş Doğuya, batıya asker sevk edip toplamış yığmış Tümü yedi yüz er olmuş
Yedi yüz er olup ilsizleşmiş, kağansızlaşmış milleti, cariye olmuş, kul olmuş milleti, Türk töresini bırakmış milleti, ecdadının töresince yaratmış, yetiştirmiş Tölis, Tarduş milletini orda tanzim etmiş Yabguyu, şadı orda vermiş
Güneyde Çin milleti düşman imiş Kuzeyde Baz Kağan, Dokuz Oğuz kavmi düşman imiş Kırgız, Kurıkan, Otuz Tatar, Kıtay, Tatabı defalarca düşman imiş Babam kağan bunca () Kırk yedi defa ordu sevk etmiş, yirmi savaş yapmış Tanrı lütfettiği için illiyi ilsizletmiş, kağanlıyı kağansızlatmış, düşmanı bağlı kılmış, dizliye diz çöktürmüş, başlıya baş eğdirmiş Babam kağan öylece ili, töreyi kazanıp, uçup gitmiş
Babam kağan için ilkin Baz Kağanı balbal olarak dikmiş O töre üzerine amcam kağan oturdu Amcam kağan oturarak Türk milletini her yerde tanzim etti, besledi Fakiri varlıklı kıldı, azı fazla kıldı, Amcam kağan oturduğunda kendim Tarduş milleti üzerinde şad idim Amcam kağan ile doğuda Yeşil Çay, Şantung ovasına değin ordu sevk ettik Batıda Demir Kapıya değin ordu sevk ettik Kögmeni aşarak Kırgız ülkesine kadar ordu sevk ettik: Yekûn olarak yirmi beş kere ordu sevk ettik, on üç kere savaştık, illiyi ilsizleştirdik, kağanlıyı kağansızlaştırdık Dizliye diz çöktürdük, başlıya baş eğdirdik
Türgiş Kağanı Türkümüz, milletimiz idi Bilmediği için, bize karşı hatalı hareket ettiği için kağanı öldü Buyruku, beyleri de öldü On Ok kavmi ızdırap fark etti
Doğuda Kadırkan ormanını aşarak milleti böylece kondurduk, o kadar düzene soktuk Batıda Kengü Tarmana kadar Türk milletini öyle kondurduk, o kadar düzene soktuk O zamanda kul kullu olmuştu Cariye cariyeli olmuştu Ufak kardeş büyük kardeşini, bilmezdi, oğlu babasını bilmezdi Öyle kazanılmış, düzene sokulmuş ilimiz, töremiz vardı Türk, Oğuz beyleri, milleti, işitin: Üstte gök basmasa, altta yer delinmese, Türk milleti, ilini töreni kim boza bilecekti? Türk milleti, vaz geç, pişman ol! Disiplinsizliğinden nedeniyle, beslemiş olan akıllı kağanınla, serbest ve müstakil iyi iline aleyhinde kendin kusur ettin, kötü ülkü soktun
Silahlı nereden gelip dağıtarak gönderdi? Mızraklı nereden gelerek sürüp gönderdi Mukaddes Ötüken ormanının milleti, gittin Doğuya giden, gittin Batıya giden, gittin Gittiğin yerde hayrın şu olmalı: Kanın su gibi koştu, kemiğin dağ gibi yattı Beylik erkek evladın kul oldu, hanımlık kız evladın cariye oldu Bilmediğin için, kötülüğün yüzünden amcam kağan uçup gitti
Önce Kırgız kağanını balbal olarak diktim Türk milletinin adı halisünasyon değil olmasın diye, babam kağanı, annem hatunu yükseltmiş olan Tanrı, il veren Tanrı, Türk milletinin adı sanrı değil olmasın diye, kendimi o Tanrı kağan oturttu tabiî
Varlıklı, varlıklı halk müziği üstüne oturmadım İşte aşsız, dışta donsuz, düşkün, acınacak halde milletin üzerine oturdum Küçük kardeşim Kül Tigin ile konuştuk Babamızın, amcamızın kazanmış olduğu milletin adı sanı yok olmasın diye, Türk milleti için gece uyumadım, gündüz oturmadım Minik kardeşim Kül Tigin ile, iki şad ile öle yite kazandım, öyle kazanıp bütün milleti alev, su kılmadım
Ben kendim kağan oturduğumda, her yere gitmiş olan millet öle yite, yaya olarak, çıplak olarak dönüp geldi Milleti besleyeyim diye, kuzeyde Oğuz kavmine dürüst, doğuda Kıtay, Tatabı kavmine dürüst, güneyde Çine dürüst on iki kez büyük ordu sevk ettim, savaştım Ondan sonradan Tanrı bağışlasın, devletim var olduğu için, kısmetim var olduğu için, ölecek milleti diriltip besledim Çıplak milleti elbiseli, fakir milleti zengin kıldım Eksik milleti fazla kıldım Değerli illiden, kıymetli, kağanlıdan daha iyi kıldım Dört taraftaki milleti defalarca emrindeki kıldım, düşmansız kıldım Her Zaman bana itaat etti İşi gücü veriyor Bunca töreyi kazanıp ufak kardeşim Kül Tigin kendisi öylece vefat etti
Kül Tigin yirmi altı yaşında iken Kırgıza dürüst ordu sevk ettik Mızrak batımı karı söküp, Kögmen ormanını aşarak yürüyüp Kırgız kavmini uykuda bastık Kağanı ile Songa ormanında savaştık Kül Tigin, Bayırkunun ak aygırına binip atılarak hücum ettiBir eri ok ile vurdu, iki eri kovalayıp peşine düşüp takip ederek mızrakladı O hamle ettiğinde, Bayırkunun ak aygırını, uyluğunu kırarak, vurdular Kırgız kağanını öldürdük, ilini aldık
O yılda Türgişe içten Altın ormanını aşarak, İrtiş nehrini geçerek yürüdük Türgiş kavmini uykuda bastık Türgiş kağanının ordusu Bolçuda alev gibi, fırtına gibi geldi Savaştık Kül Tigin alnı beyaz boz ata binip hücum etti Alnı beyaz boz tutturdu İkisini kendisi yakalattı Ondan sonradan bitmiş girip Türgiş kağanının buyruku Eksik valisini elle tuttu Kağanını orda öldürdük, ilini aldık Türgiş avam halkı daima tâbi oldu O kavmi Tabarda kondurduk
Soğd milletini düzene sokayım diye İnci nehrini geçerek Demir Kapıya değin ordu sevk ettik
Kül Tigin yirmi yedi yaşına gelince Karluk kavmi özgür ve müstakil iken düşman oldu Tamag Iduk Ilk Olarak savaştık Kül Tigin o savaşta otuz yaşında idi Yüksek Dağ Şalçı cet binip atılarak hücum etti İki eri takip edip kovalalayarak mızrakladı Karluku öldürdük, yendik Eksik milleti düşman oldu Kara Gölde savaştık Kül Tigin otuz bir yaşında idi Alp Şalçı atına binip atılarak atak etti Az ilteberini tuttu Eksik milleti orda değil oldu
Amcam kağanın ili sarsıldığında; halk, hükümdar ikiye ayrıldığında, İzgil milleti ile savaştık Kül Tigin Alp Şalçı akına binip atılarak atak etti O at orda düştü İzgil milleti öldü
Dokuz Oğuz milleti kendi milletim idi Gök, yer bulandığı için düşman oldu Bir yılda beş kere savaştık
En önce Togu Balıkta savaştık Kül Tigin Azman akına binip atılarak atak etti Altı eri mızrakladı Askerin hücumunda yedinci eri kılıçladı İkinci olrak Kuşalgukta Ediz ile savaştık Kül Tigin Az yağızına binip, atılarak saldırı edip bir eri mızrakladı Dokuz eri çevirerek vurdu Ediz kavmi orda öldü Üçüncü olarak Bolçuda Oğuz ile savaştık Kül Tigin Azman akına binip hamle etti, mızrakladı Askerini mızrakladık, ilini aldık Dördüncü olarak Çuş başında savaştık Türk milleti üçgenin taban olmayan kenarı titretti Biçare olacaktı İlerleyip gelmiş ordusunu Kül Tigin püskürtüp, Tongradan bir boyu, yigit on eri Tonga Tigin mateminde çevirip öldürdük Beşinci olarak Ezginti Kadızda Oğuz ile savaştık Kül Tigin az yağızına binip hamle etti İki eri mızrakladı, çamura soktu O ordu orda öldü
Amga kalesinde kışlayıp birincil baharında Oğuza doğru ordu çıkardık Kül Tigini evin başında bırakarak, müdafaa tedbiri aldık Oğuz düşman, merkezi bastı Kül Tigin kimsesiz akına binip dokuz eri mızrakladı, merkezi vermedi Annem hatun ve analarım, ablalarım, gelinlerim, prenseslerim, bunca yaşayanlar cariye olacaktı, ölenler yurtta yolda yatıp kalacaktınız Kül Tigin olmasa defalarca ölecektiniz
Minik kardeşim Kül Tigin vefat etti Kendim düşünceye daldım Görür gözüm görmez gibi, bilir aklım, bilmez gibi oldu Kendim düşünceye daldım Zamanı Tanrı yaşar, insan oğlu daima ölmek için, türemiş, böylece düşünceye daldım Gözden yaş gelse mani olarak, gönülden gözyaşı dökmek gelse geri çevirerek düşünceye daldım Müthiş düşünceye daldım İki şadın ve küçük kardeş yeğenimin, oğlumun, beylerimin, milletimin gözü kaşı fena olacak diyip düşünceye daldım Yasçı, ağlayıcı olarak Kıtay, Tatabı milletinden öncelikle Udar general geldi Çin kağanından İsiyi Likeng geldi On binlik define, altın, gümüş pozitif artı getirdi Tibet kağanından vezir geldi Batıda gün batısındaki Soğd, İranlı, Buhara ülkesi halkından Enik general, Oğul Tarkan geldi, On Ok oğlum Türgiş kağanından Makaraç mühürdar Oğuz Bilge mühürdar geldi Kırgız kağanından Tarduş Inançu Çor geldi Türbe yapıcı, resim yapan, kitâbe taşı yapıcısı olarak Çin kağanının yeğeni Çang general geldi *
Tanrı gibi gökte olmuş Türk Bilge Kaganı, bu zamanda oturdum Sözümü bütünüyle işit
Doğuda gün doğusuna, güneyde gün ortasına, batıda gün batısına, kuzeyde gece ortasına değin, onun içindeki ırk daima bana tabidir Bunca milleti defalarca düzene soktum O acilen fena değildir Türk kağanı Ötüken ormanında otursa ilde sıkıntı yoktur
Doğuda Şantung ovasına değin ordu sevk, ettim, denize ulaşmama eksik kaldı Güneyde Dokuz Ersine dek ordu sevk ettim, Tibete ulaşmama eksik kaldı Batıda İnci nehrini geçerek Demir Kapıya değin ordu sevk ettim Kuzeyde Yir Bayırku yerine değin ordu sevk ettim Bunca yere dek yürüttüm, Ötüken ormanından gibisi hiç yokmuş İl tutacak yer Ötüken ormanı imiş
Bu yerde oturup Çin milleti ile anlaştım Altını, gümüşü, ipeği, ipekliyi sıkıntısız öylece veriyor
Çin milletinin sözü tatlı, ipekli kumaşı yumuşak imiş Tatlı sözle, yumuşak ipekli kumaşla aldatıp uzakta milleti öylece yaklaştırırmış Yaklaştırıp, konduktan sonra, kötü şeyleri o vakit düşünürmüş İyi bilgili insanı, iyi gözü kara insanı yürütmezmiş Bir insan yanılsa, kabilesi, milleti, akrabasına değin barındırmazmış Tatlı sözüne, yumuşak ipek kumaşına aldanıp fazla fazla, Türk milleti, öldün; Türk milleti, öleceksin! Güneyde Çogay ormanına, Tögültün ovasına konayım dersen, Türk milleti, öleceksin!
Orda kötü birey şöyle öğretiyormuş: Uzaktan ise kötü mal verir, yakın ise iyi mal verir diyip pek öğretiyormuş Veri bilmez birey o sözü alıp, yakına gidip, çok insan, öldün! O yere dürüst gidersen, Türk milleti, öleceksin! Ötüken uygun oturup kervan, kafile gönderirsen hiç bir sıkıntın yoktur Ötüken ormanında oturursan daima il tutarak oturacaksın
Türk milleti, tokluğun kıymetini bilmezsin Açlık, tokluk düşünmezsin Bir doysan açlığı düşünmezsin Öyle olduğun için, beslemiş olan kağanının sözünü almadan her yere gittin Her Zaman orda mahvoldun, yok edildin Orda, geri kalanınla her yere defalarca zayıflayarak, ölerek yürüyordun Tanrı buyurduğu için, kendim devletli olduğum üçün, kağan oturdum Kağan oturup aç, yoksul milleti hep toplattım Yoksul milleti varlıklı kıldım Az milleti çok kıldım Yoksa, bu sözümde yalan var mı ?
Tepede mavi gök, altta yağız yer kılındıkta, ikisi aralarında insan oğlu kılınmış, insan oğlunun üzerine ecdadım Bumin Kağan, İstemi Kağan oturmuş Oturarak Türk milletinin ilini töresini tutu vermiş, düzenleyi vermiş Dört taraf defalarca düşman imiş Ordu sevk ederek dört taraftaki milleti her zaman almış, her zaman emrindeki kılmış Başlıya baş eğdirmiş, dizliye diz çöktürmüş Doğuda Kadırkan ormanına dek, batıda Demir Kapıya kadar kondurmuş İkisi aralarında pek teşkilatsız Gök Türk öylece oturuyormuş Akıllı kağan imiş, gözü kara kağan imiş Buyruku yine bilgili imiş tabiî, gözü kara imiş tabiî Beyleri de milleti de dürüst imiş Onun için ili öylece tutmuş tabiî, ili tutup töreyi düzenlemiş Kendisi öylece ölüm etmiş Yasçı, ağlayıcı, doğuda gün doğusundan Bökli Çöllü halk müziği, Çin, Tibet, Avar, Bizans, Kırgız, Üç Kurıkan, Otuz Tatar, Kıtay, Tatabı, bunca millet gelip ağlamış, matem tutmuş, pek meşhur kağan imiş
Çin milleti hilekâr ve sahtekâr olduğu için, aldatıcı olduğu için, ufak kardeş ve büyük kardeşi birbirine düşürdüğü için, bey ve milleti ortak çekiştirttiği için, Türk milleti il yaptığı ilini elden çıkarmış, | kağan yaptığı kağanını kaybedi vermiş Çin milletine beylik erkek evladı kul oldu, hanımlık kız evladı cariye oldu Türk baylar Türk adını bıraktı Çinli efendiler Çin adını tutup, Çin kağanına itaat etmiş Elli yıl işi gücü vermiş Doğuda gün doğusunda Bökli kağana değin ordu sevk edi vermiş Batıda Demir Kapıya değin ordu sevk edi vermiş Çin kağanına ilini, töresini alı vermiş
Türk halk kitlesi şöyle demiş: İlli millet idim, ilim hemen hani, kime ili kazanıyorum der imiş Kağanlı millet idim, kağanım hani, ne kağana işi gücü veriyorum der imiş öyle diyip Çin kağanına düşman olmuş Düşman olup, kendisini tanzim ve düzen edemediğinden tekrar teslim olmuş
Bunca işi gücü verdiğini hesapsızca, Türk milletini öldüreyim, kökünü kurutayım der imiş Yok olmaya gidiyormuş Yukarıda Türk tanrısı, Türk mukaddes yeri, suyu pek tanzim etmiş Türk milleti yok olmasın diye, ahali olsun diye babam İltiriş Kağanı, annem İlbilge Hatunu göğün tepesinden tutup yukarı kaldırmış olacak Babam kağan on yedi erle dışarı çıkmış Dışarı yürüyor diye ses işitip şehirdeki dağa çıkmış, dağdaki inmiş, toplanıp yetmiş er olmuş Tanrı güç verdiği için babam kağanın askeri kurt gibi imiş, düşmanı koyun gibi imiş Doğuya, batıya asker sevk edip toplamış yığmış Tümü yedi yüz er olmuş
Yedi yüz er olup ilsizleşmiş, kağansızlaşmış milleti, cariye olmuş, kul olmuş milleti, Türk töresini bırakmış milleti, ecdadının töresince yaratmış, yetiştirmiş Tölis, Tarduş milletini orda tanzim etmiş Yabguyu, şadı orda vermiş
Güneyde Çin milleti düşman imiş Kuzeyde Baz Kağan, Dokuz Oğuz kavmi düşman imiş Kırgız, Kurıkan, Otuz Tatar, Kıtay, Tatabı defalarca düşman imiş Babam kağan bunca () Kırk yedi defa ordu sevk etmiş, yirmi savaş yapmış Tanrı lütfettiği için illiyi ilsizletmiş, kağanlıyı kağansızlatmış, düşmanı bağlı kılmış, dizliye diz çöktürmüş, başlıya baş eğdirmiş Babam kağan öylece ili, töreyi kazanıp, uçup gitmiş
Babam kağan için ilkin Baz Kağanı balbal olarak dikmiş O töre üzerine amcam kağan oturdu Amcam kağan oturarak Türk milletini her yerde tanzim etti, besledi Fakiri varlıklı kıldı, azı fazla kıldı, Amcam kağan oturduğunda kendim Tarduş milleti üzerinde şad idim Amcam kağan ile doğuda Yeşil Çay, Şantung ovasına değin ordu sevk ettik Batıda Demir Kapıya değin ordu sevk ettik Kögmeni aşarak Kırgız ülkesine kadar ordu sevk ettik: Yekûn olarak yirmi beş kere ordu sevk ettik, on üç kere savaştık, illiyi ilsizleştirdik, kağanlıyı kağansızlaştırdık Dizliye diz çöktürdük, başlıya baş eğdirdik
Türgiş Kağanı Türkümüz, milletimiz idi Bilmediği için, bize karşı hatalı hareket ettiği için kağanı öldü Buyruku, beyleri de öldü On Ok kavmi ızdırap fark etti
Doğuda Kadırkan ormanını aşarak milleti böylece kondurduk, o kadar düzene soktuk Batıda Kengü Tarmana kadar Türk milletini öyle kondurduk, o kadar düzene soktuk O zamanda kul kullu olmuştu Cariye cariyeli olmuştu Ufak kardeş büyük kardeşini, bilmezdi, oğlu babasını bilmezdi Öyle kazanılmış, düzene sokulmuş ilimiz, töremiz vardı Türk, Oğuz beyleri, milleti, işitin: Üstte gök basmasa, altta yer delinmese, Türk milleti, ilini töreni kim boza bilecekti? Türk milleti, vaz geç, pişman ol! Disiplinsizliğinden nedeniyle, beslemiş olan akıllı kağanınla, serbest ve müstakil iyi iline aleyhinde kendin kusur ettin, kötü ülkü soktun
Silahlı nereden gelip dağıtarak gönderdi? Mızraklı nereden gelerek sürüp gönderdi Mukaddes Ötüken ormanının milleti, gittin Doğuya giden, gittin Batıya giden, gittin Gittiğin yerde hayrın şu olmalı: Kanın su gibi koştu, kemiğin dağ gibi yattı Beylik erkek evladın kul oldu, hanımlık kız evladın cariye oldu Bilmediğin için, kötülüğün yüzünden amcam kağan uçup gitti
Önce Kırgız kağanını balbal olarak diktim Türk milletinin adı halisünasyon değil olmasın diye, babam kağanı, annem hatunu yükseltmiş olan Tanrı, il veren Tanrı, Türk milletinin adı sanrı değil olmasın diye, kendimi o Tanrı kağan oturttu tabiî
Varlıklı, varlıklı halk müziği üstüne oturmadım İşte aşsız, dışta donsuz, düşkün, acınacak halde milletin üzerine oturdum Küçük kardeşim Kül Tigin ile konuştuk Babamızın, amcamızın kazanmış olduğu milletin adı sanı yok olmasın diye, Türk milleti için gece uyumadım, gündüz oturmadım Minik kardeşim Kül Tigin ile, iki şad ile öle yite kazandım, öyle kazanıp bütün milleti alev, su kılmadım
Ben kendim kağan oturduğumda, her yere gitmiş olan millet öle yite, yaya olarak, çıplak olarak dönüp geldi Milleti besleyeyim diye, kuzeyde Oğuz kavmine dürüst, doğuda Kıtay, Tatabı kavmine dürüst, güneyde Çine dürüst on iki kez büyük ordu sevk ettim, savaştım Ondan sonradan Tanrı bağışlasın, devletim var olduğu için, kısmetim var olduğu için, ölecek milleti diriltip besledim Çıplak milleti elbiseli, fakir milleti zengin kıldım Eksik milleti fazla kıldım Değerli illiden, kıymetli, kağanlıdan daha iyi kıldım Dört taraftaki milleti defalarca emrindeki kıldım, düşmansız kıldım Her Zaman bana itaat etti İşi gücü veriyor Bunca töreyi kazanıp ufak kardeşim Kül Tigin kendisi öylece vefat etti
Kül Tigin yirmi altı yaşında iken Kırgıza dürüst ordu sevk ettik Mızrak batımı karı söküp, Kögmen ormanını aşarak yürüyüp Kırgız kavmini uykuda bastık Kağanı ile Songa ormanında savaştık Kül Tigin, Bayırkunun ak aygırına binip atılarak hücum ettiBir eri ok ile vurdu, iki eri kovalayıp peşine düşüp takip ederek mızrakladı O hamle ettiğinde, Bayırkunun ak aygırını, uyluğunu kırarak, vurdular Kırgız kağanını öldürdük, ilini aldık
O yılda Türgişe içten Altın ormanını aşarak, İrtiş nehrini geçerek yürüdük Türgiş kavmini uykuda bastık Türgiş kağanının ordusu Bolçuda alev gibi, fırtına gibi geldi Savaştık Kül Tigin alnı beyaz boz ata binip hücum etti Alnı beyaz boz tutturdu İkisini kendisi yakalattı Ondan sonradan bitmiş girip Türgiş kağanının buyruku Eksik valisini elle tuttu Kağanını orda öldürdük, ilini aldık Türgiş avam halkı daima tâbi oldu O kavmi Tabarda kondurduk
Soğd milletini düzene sokayım diye İnci nehrini geçerek Demir Kapıya değin ordu sevk ettik
Kül Tigin yirmi yedi yaşına gelince Karluk kavmi özgür ve müstakil iken düşman oldu Tamag Iduk Ilk Olarak savaştık Kül Tigin o savaşta otuz yaşında idi Yüksek Dağ Şalçı cet binip atılarak hücum etti İki eri takip edip kovalalayarak mızrakladı Karluku öldürdük, yendik Eksik milleti düşman oldu Kara Gölde savaştık Kül Tigin otuz bir yaşında idi Alp Şalçı atına binip atılarak atak etti Az ilteberini tuttu Eksik milleti orda değil oldu
Amcam kağanın ili sarsıldığında; halk, hükümdar ikiye ayrıldığında, İzgil milleti ile savaştık Kül Tigin Alp Şalçı akına binip atılarak atak etti O at orda düştü İzgil milleti öldü
Dokuz Oğuz milleti kendi milletim idi Gök, yer bulandığı için düşman oldu Bir yılda beş kere savaştık
En önce Togu Balıkta savaştık Kül Tigin Azman akına binip atılarak atak etti Altı eri mızrakladı Askerin hücumunda yedinci eri kılıçladı İkinci olrak Kuşalgukta Ediz ile savaştık Kül Tigin Az yağızına binip, atılarak saldırı edip bir eri mızrakladı Dokuz eri çevirerek vurdu Ediz kavmi orda öldü Üçüncü olarak Bolçuda Oğuz ile savaştık Kül Tigin Azman akına binip hamle etti, mızrakladı Askerini mızrakladık, ilini aldık Dördüncü olarak Çuş başında savaştık Türk milleti üçgenin taban olmayan kenarı titretti Biçare olacaktı İlerleyip gelmiş ordusunu Kül Tigin püskürtüp, Tongradan bir boyu, yigit on eri Tonga Tigin mateminde çevirip öldürdük Beşinci olarak Ezginti Kadızda Oğuz ile savaştık Kül Tigin az yağızına binip hamle etti İki eri mızrakladı, çamura soktu O ordu orda öldü
Amga kalesinde kışlayıp birincil baharında Oğuza doğru ordu çıkardık Kül Tigini evin başında bırakarak, müdafaa tedbiri aldık Oğuz düşman, merkezi bastı Kül Tigin kimsesiz akına binip dokuz eri mızrakladı, merkezi vermedi Annem hatun ve analarım, ablalarım, gelinlerim, prenseslerim, bunca yaşayanlar cariye olacaktı, ölenler yurtta yolda yatıp kalacaktınız Kül Tigin olmasa defalarca ölecektiniz
Minik kardeşim Kül Tigin vefat etti Kendim düşünceye daldım Görür gözüm görmez gibi, bilir aklım, bilmez gibi oldu Kendim düşünceye daldım Zamanı Tanrı yaşar, insan oğlu daima ölmek için, türemiş, böylece düşünceye daldım Gözden yaş gelse mani olarak, gönülden gözyaşı dökmek gelse geri çevirerek düşünceye daldım Müthiş düşünceye daldım İki şadın ve küçük kardeş yeğenimin, oğlumun, beylerimin, milletimin gözü kaşı fena olacak diyip düşünceye daldım Yasçı, ağlayıcı olarak Kıtay, Tatabı milletinden öncelikle Udar general geldi Çin kağanından İsiyi Likeng geldi On binlik define, altın, gümüş pozitif artı getirdi Tibet kağanından vezir geldi Batıda gün batısındaki Soğd, İranlı, Buhara ülkesi halkından Enik general, Oğul Tarkan geldi, On Ok oğlum Türgiş kağanından Makaraç mühürdar Oğuz Bilge mühürdar geldi Kırgız kağanından Tarduş Inançu Çor geldi Türbe yapıcı, resim yapan, kitâbe taşı yapıcısı olarak Çin kağanının yeğeni Çang general geldi *