iltasyazilim
FD Üye
Veri Felsefesi nedir
Epistemoloji nedir
Data Kuramının Temel Kavramları
Bilgiyi genellikle ele alan ve bilgi ile ilgili problemleri araştıran felsefe disiplinine veri felsefesi denir
Bilgi Kuramının Temel Kavramları:
Veri: Öznenin amaçlı yönelimi sonucunda, özne ile (suje, insan) nesne ( obje, bilginin konusu olan şey ) arasında kurulan ilişkinin ürünüdür
Doğruluk: Bir öneri, inanç, us yada kanaatin bir takım temellere yada ölçülere yan olarak sahip olduğu doğru olma özelliği
Realite: En genel anlamı içinde dış dünyada objektif bir var oluşa sahip olan varlık Varolanların hepsi Haberdar Olan insan zihninden bağımsız olarak var olan her şey
Temellendirme: Sorulan bir soru yada öne sürülen bir sav için destek, , esas bulgu işidir
Data Teorisinin Problemleri:
1 Bilginin imkanı problemi
2 Bilginin doğruluğu problemi
3 Bilginin kaynağı problemi
4 Bilginin sınırları problemi
1 Bilginin İmkanı Problemi:
Bilginin imkanı ve kaynağı sorusuna verilen cevapları iki belli başlı başlıkta toplamak mümkündür
a Septisizm(Şüphecilik): Doğru bilginin muhtemel olmadığını yada elde edilen bilginin doğru olup olmadığından şüphe duyulması gerektiğini savunan yaklaşımlara verilen genel addır
b Dogmacılık: Içten bilginin elde edilmesini mümkün görebilen bütün yaklaşımların genel adıdır
Dürüst Bilginin İmkansızlığını Savunanlar:
Sofistler: Sofistler her belirlenmiş üzerinde birleşebileceği bir bilginin olmayacağını savunurlar Sofistler veri konusunda görelik şüpheci ve yararcıdırlar Sofistler kuşkucu filozoflardırEsas temsilcileri şunlardır:
Protogoras: Protogoras ’a tarafından insan her şeyin ölçüsüdürBu her şey insana kadar değişir demektir
Anekdot: Böyle kişiden kişiye değişen bilgilere göreli data, bilginin kişiden kişiye değiştiğini savunan düşüncelere de görecelik denir (Rölativizm)
Gorgias: Gorgias ’a tarafından hiçbir şey yoktur, olsaydı da bilemezdik, bilseydik de başkalarına iletemezdik Sözleriyle aşrı bir kuşkucu olduğunu göstermektedir
Eski yunanda öteki bir fazla şüpheci grup Pyrrhon, Timon, Arkesilaos ve Karneades
Pyrrhon ve Timon ’un öğretisi üç noktada toplanır
1 Nesnelerin gerçek yapısı kavranamaz
2 Nesnelere aleyhinde tutumumuz yargıdan kaçınmak olmalıdır
3 Fakat bu tutumla ruhsal dinginliğe (huzura) ulaşılır
ŞÜPHECILIK TÜRLERİ
a Konuşma olarak şüphecilik: Felsefenin manâlı niteliklerinden biri devamlı kusur bulan olmasıdır Felsefe tarihi içerisinde az kalsın tüm filozoflar birbirlerinin görüşlerine eleştirel bir gösterme açısıyla yaklaşmışlardırBu anlamda felsefi bakımdan sağlıklı bir konuşma olarak kuşkuculuk felsefede vardır
b Bir usul olarak kuşkuculuk: Şüpheciliğin bir yöntem, belirli bir doğrulara varmak üzere bir vasıta olarak kullanılmasıdır Yöntemsel kuşkuculuğun bilinen en iyi örneği Descartes ’tir
c Aşırı şüphecilik: Sofistlerde ve bunlara aynı filozoflarda görülen hiçbir doğruluğun olmadığını savunan görüşlerin ifadesi olan şüpheciliktir
Dürüst Bilginin İmkanını Savunanlar:
Sofistlerin ve septiklerin karşı yer alan filozoflar genel geçer bir bilgiye ulaşmanın mümkün olduğunu savunurlar Oysa sıra genel geçer bilginin kaynağı ve ölçütünün ne olduğu sorusuna geldiğinde yeniden hareketli bir kavga başlar
1 Rasyonalizm (Rasyonalizm): Bunlara göre genel geçer bilginin kaynağı ve ölçütü akıldır
a İnsan bilinci düşünmemin esas ilkelerine doğuştan olan sahiptir (Bilgilerin allah vergisi geldiğini kabul ederler)
b Duyu organlarımızın verdiği bilgiye şüpheli Çünkü bu bilgiler kişiye, koşullara ve duruma kadar çeşitlilik gösterir Duyu bilgisinin karşısına “zihin bilgisini koyarlar
c Usul olarak tümdengelimi kullanırlar Genelgeçer akıl bilgilerinden hareketle tekil konuların bilgileri türetilir
d İdeal bilim olarak matematik ve mantığı görürler
Esas temsilcileri Sokrates, Platon, Aristotales, Descartes, Hegel
2 Empirizm (Deneycilik): Bunlara göre doğru bilginin kaynağı ve ölçütü deneydir (Tecrübe ve yaşantı buna dahildir)
a Akla dayalı bilgilere yok duyulara dayalı bilgilere güvenirler
b Yöntem olarak tümevarımı öngörürler
c İdeal bilim deney olanağının en çok olduğu fiziktir
d Doğuştan Olan bilgilerin olmadığını, bilginin sonra kazanıldığını savunurlar
Temsilcileri: J Locke, D Hume, Berkeley, Condillac
J Locke ’ye kadar insan zihni doğuştan olan boş bir levhadır Duyu ve deney verileri bu levhayı doldurur D Hume ’ye göre ise bilginin temelinde izlenimler vardır İzlenimler ise duyu organlarıyla elde edilir
Anekdot: D Hume ’ un manâlı özelliklerinden birisi nedensellik ilkesine getirdiği eleştiridir Dış dünyada her hangi bir nedennetice bağı yoktur Bu bağı insan kendi zihninde deneyimleriyle oluşturmaktadır
3 Kritisizm (Eleştiricilik): Akılcılık ve Empirizmi eleştirip yeni bir sistem geliştiren 18 yy alman filozofu Kant olmuştur “Her türlü bilgi deneyle başlar, ancak deneyden çıkmaz Bunun içinde bilginin öğelerinin ortaya konması, özneden gelen öğelerle nesneden gelen öğelerin belirlenmesi gerekir Kant ’a kadar bilginin tüm malzemesi duyulardan algılardan deneyden kazanç Fakat bu malzemenin veri haline gelebilmesi için kesin bir işlemden geçmesi gerekir Haberdar Olan özne (insan, us ile) bu malzemeyi alır, işler ve data halinde ortaya koyar
4 Pozitivizm (Olguculuk): Pozitivizmin en meşhur temsilcisi Aguste Comte ’tur Buna göre bilginin konusu olgudan ibarettir Olgular ise gözlem, deney ve ölçüm alanına giren her şeydir Comte ’a kadar duyuların sağladığı gerçekleri anlayışlı olmak bunların dürüst bilgisini olmak mümkündür Bu veri olayların özünü ve gerçek nedenlerini yok, olayların yasalarını bu yasaların bilgisini verir
4 Entüsiyonizm (Sezgicilik): Sezgiyi bilginin özelliklede felsefe bilgisinin temeli olarak gören görüşlere sezgicilik adı verilir Sezgici görüşün temsilcileri, sezginin nesnesini doğrudan doğruya araçsız kavrayan bir bilme yetisi olduğunu düşünürler
Entüisyonizm ’in temsilcilerinden H Bergson ’a tarafından yaşam süreden ibarettir Aralıksız bir oluştur, parçalanmayacak bir bütündür Akıl bu hayatın bilgisini veremez Süre olan hayatın bilgisini sezgiyle kavrayabiliriz demektedir
Gazali ise bu idrak gücünü “yürek gözü olarak ifade eder
5 Pragmatizm ( Faydacılık ): Pragmatizm, keza bilginin alanı sınırları keza de ölçütü hakkında faydacı bir gösterme içerir Pragmatizmin kayda değer temsilcisi W James bir önermenin doğru olduğunun biricik göstergesinin onun işe yaraması olduğunu söylemektedir Ona göre teoriler, karşılaştığımız problemleri çözmek için kullandığımız araçlardır Teorilerimizin dürüst olup olmadığını pratik olarak işe yarayıp yaramaması belirler Yani bilginin ölçütü faydasıdır Diğer kayda değer temsilcisi J Dewey doğruyu karşılaştığımız problemleri çözmemizde bir vasıta olarak tanımlar
6 Fenomonoloji (Görüngü bilim): Fenomonolojinin kurucusu olan E Husserl ’e göre duyusal, deneyde kullanılan olarak verilmiş olan her tek nesnenin bir özü bulunduğunu, bu özün ise sadece bilinçle, bir çeşitlilik görüyle kavranabileceğini ileri sürer Fenomonolojinin esas ilkesi bu özlere gitmek, bu özlerin bilgisini elde edebilmektir *
Epistemoloji nedir
Data Kuramının Temel Kavramları
Bilgiyi genellikle ele alan ve bilgi ile ilgili problemleri araştıran felsefe disiplinine veri felsefesi denir
Bilgi Kuramının Temel Kavramları:
Veri: Öznenin amaçlı yönelimi sonucunda, özne ile (suje, insan) nesne ( obje, bilginin konusu olan şey ) arasında kurulan ilişkinin ürünüdür
Doğruluk: Bir öneri, inanç, us yada kanaatin bir takım temellere yada ölçülere yan olarak sahip olduğu doğru olma özelliği
Realite: En genel anlamı içinde dış dünyada objektif bir var oluşa sahip olan varlık Varolanların hepsi Haberdar Olan insan zihninden bağımsız olarak var olan her şey
Temellendirme: Sorulan bir soru yada öne sürülen bir sav için destek, , esas bulgu işidir
Data Teorisinin Problemleri:
1 Bilginin imkanı problemi
2 Bilginin doğruluğu problemi
3 Bilginin kaynağı problemi
4 Bilginin sınırları problemi
1 Bilginin İmkanı Problemi:
Bilginin imkanı ve kaynağı sorusuna verilen cevapları iki belli başlı başlıkta toplamak mümkündür
a Septisizm(Şüphecilik): Doğru bilginin muhtemel olmadığını yada elde edilen bilginin doğru olup olmadığından şüphe duyulması gerektiğini savunan yaklaşımlara verilen genel addır
b Dogmacılık: Içten bilginin elde edilmesini mümkün görebilen bütün yaklaşımların genel adıdır
Dürüst Bilginin İmkansızlığını Savunanlar:
Sofistler: Sofistler her belirlenmiş üzerinde birleşebileceği bir bilginin olmayacağını savunurlar Sofistler veri konusunda görelik şüpheci ve yararcıdırlar Sofistler kuşkucu filozoflardırEsas temsilcileri şunlardır:
Protogoras: Protogoras ’a tarafından insan her şeyin ölçüsüdürBu her şey insana kadar değişir demektir
Anekdot: Böyle kişiden kişiye değişen bilgilere göreli data, bilginin kişiden kişiye değiştiğini savunan düşüncelere de görecelik denir (Rölativizm)
Gorgias: Gorgias ’a tarafından hiçbir şey yoktur, olsaydı da bilemezdik, bilseydik de başkalarına iletemezdik Sözleriyle aşrı bir kuşkucu olduğunu göstermektedir
Eski yunanda öteki bir fazla şüpheci grup Pyrrhon, Timon, Arkesilaos ve Karneades
Pyrrhon ve Timon ’un öğretisi üç noktada toplanır
1 Nesnelerin gerçek yapısı kavranamaz
2 Nesnelere aleyhinde tutumumuz yargıdan kaçınmak olmalıdır
3 Fakat bu tutumla ruhsal dinginliğe (huzura) ulaşılır
ŞÜPHECILIK TÜRLERİ
a Konuşma olarak şüphecilik: Felsefenin manâlı niteliklerinden biri devamlı kusur bulan olmasıdır Felsefe tarihi içerisinde az kalsın tüm filozoflar birbirlerinin görüşlerine eleştirel bir gösterme açısıyla yaklaşmışlardırBu anlamda felsefi bakımdan sağlıklı bir konuşma olarak kuşkuculuk felsefede vardır
b Bir usul olarak kuşkuculuk: Şüpheciliğin bir yöntem, belirli bir doğrulara varmak üzere bir vasıta olarak kullanılmasıdır Yöntemsel kuşkuculuğun bilinen en iyi örneği Descartes ’tir
c Aşırı şüphecilik: Sofistlerde ve bunlara aynı filozoflarda görülen hiçbir doğruluğun olmadığını savunan görüşlerin ifadesi olan şüpheciliktir
Dürüst Bilginin İmkanını Savunanlar:
Sofistlerin ve septiklerin karşı yer alan filozoflar genel geçer bir bilgiye ulaşmanın mümkün olduğunu savunurlar Oysa sıra genel geçer bilginin kaynağı ve ölçütünün ne olduğu sorusuna geldiğinde yeniden hareketli bir kavga başlar
1 Rasyonalizm (Rasyonalizm): Bunlara göre genel geçer bilginin kaynağı ve ölçütü akıldır
a İnsan bilinci düşünmemin esas ilkelerine doğuştan olan sahiptir (Bilgilerin allah vergisi geldiğini kabul ederler)
b Duyu organlarımızın verdiği bilgiye şüpheli Çünkü bu bilgiler kişiye, koşullara ve duruma kadar çeşitlilik gösterir Duyu bilgisinin karşısına “zihin bilgisini koyarlar
c Usul olarak tümdengelimi kullanırlar Genelgeçer akıl bilgilerinden hareketle tekil konuların bilgileri türetilir
d İdeal bilim olarak matematik ve mantığı görürler
Esas temsilcileri Sokrates, Platon, Aristotales, Descartes, Hegel
2 Empirizm (Deneycilik): Bunlara göre doğru bilginin kaynağı ve ölçütü deneydir (Tecrübe ve yaşantı buna dahildir)
a Akla dayalı bilgilere yok duyulara dayalı bilgilere güvenirler
b Yöntem olarak tümevarımı öngörürler
c İdeal bilim deney olanağının en çok olduğu fiziktir
d Doğuştan Olan bilgilerin olmadığını, bilginin sonra kazanıldığını savunurlar
Temsilcileri: J Locke, D Hume, Berkeley, Condillac
J Locke ’ye kadar insan zihni doğuştan olan boş bir levhadır Duyu ve deney verileri bu levhayı doldurur D Hume ’ye göre ise bilginin temelinde izlenimler vardır İzlenimler ise duyu organlarıyla elde edilir
Anekdot: D Hume ’ un manâlı özelliklerinden birisi nedensellik ilkesine getirdiği eleştiridir Dış dünyada her hangi bir nedennetice bağı yoktur Bu bağı insan kendi zihninde deneyimleriyle oluşturmaktadır
3 Kritisizm (Eleştiricilik): Akılcılık ve Empirizmi eleştirip yeni bir sistem geliştiren 18 yy alman filozofu Kant olmuştur “Her türlü bilgi deneyle başlar, ancak deneyden çıkmaz Bunun içinde bilginin öğelerinin ortaya konması, özneden gelen öğelerle nesneden gelen öğelerin belirlenmesi gerekir Kant ’a kadar bilginin tüm malzemesi duyulardan algılardan deneyden kazanç Fakat bu malzemenin veri haline gelebilmesi için kesin bir işlemden geçmesi gerekir Haberdar Olan özne (insan, us ile) bu malzemeyi alır, işler ve data halinde ortaya koyar
4 Pozitivizm (Olguculuk): Pozitivizmin en meşhur temsilcisi Aguste Comte ’tur Buna göre bilginin konusu olgudan ibarettir Olgular ise gözlem, deney ve ölçüm alanına giren her şeydir Comte ’a kadar duyuların sağladığı gerçekleri anlayışlı olmak bunların dürüst bilgisini olmak mümkündür Bu veri olayların özünü ve gerçek nedenlerini yok, olayların yasalarını bu yasaların bilgisini verir
4 Entüsiyonizm (Sezgicilik): Sezgiyi bilginin özelliklede felsefe bilgisinin temeli olarak gören görüşlere sezgicilik adı verilir Sezgici görüşün temsilcileri, sezginin nesnesini doğrudan doğruya araçsız kavrayan bir bilme yetisi olduğunu düşünürler
Entüisyonizm ’in temsilcilerinden H Bergson ’a tarafından yaşam süreden ibarettir Aralıksız bir oluştur, parçalanmayacak bir bütündür Akıl bu hayatın bilgisini veremez Süre olan hayatın bilgisini sezgiyle kavrayabiliriz demektedir
Gazali ise bu idrak gücünü “yürek gözü olarak ifade eder
5 Pragmatizm ( Faydacılık ): Pragmatizm, keza bilginin alanı sınırları keza de ölçütü hakkında faydacı bir gösterme içerir Pragmatizmin kayda değer temsilcisi W James bir önermenin doğru olduğunun biricik göstergesinin onun işe yaraması olduğunu söylemektedir Ona göre teoriler, karşılaştığımız problemleri çözmek için kullandığımız araçlardır Teorilerimizin dürüst olup olmadığını pratik olarak işe yarayıp yaramaması belirler Yani bilginin ölçütü faydasıdır Diğer kayda değer temsilcisi J Dewey doğruyu karşılaştığımız problemleri çözmemizde bir vasıta olarak tanımlar
6 Fenomonoloji (Görüngü bilim): Fenomonolojinin kurucusu olan E Husserl ’e göre duyusal, deneyde kullanılan olarak verilmiş olan her tek nesnenin bir özü bulunduğunu, bu özün ise sadece bilinçle, bir çeşitlilik görüyle kavranabileceğini ileri sürer Fenomonolojinin esas ilkesi bu özlere gitmek, bu özlerin bilgisini elde edebilmektir *