iltasyazilim
FD Üye
BİLİNÇ BEYNİN NERESİNDE?
Öylesine düşünmeden ve sorgulamadan yaşamaya alışmışız ki, gördüğümüz kadarını maddeye, mekanik çalışan bir sisteme bağlayıp, görmediklerimizin de hokuspokuslarla oluştuğunu kabullenmek bizi rahatlatıveriyor!
Kimi, bu hokuspokus sihrini doğaya bağlıyor, kimi de tanrısına! Bedenindeki muhteşem mekanizmanın çalışma düzenini, sebepsonuç ilişkisini görmekten ve sorgulamaktan mahrum olanlar; bedenin mükemmel çalışma düzenini ve “Allah İsmi ile işaret edilenin, algıladığımız plândaki en muhteşem mekanizması olan BEYNİ görmezden gelmekte anlamsız bir ısrar içindeler!
Genlerin, insanın varoluşundaki, yaşamındaki ve beynindeki yerinden ve işlevinden haberi dahi olmayan kahve âlimleri(!) ve onların dediklerinin yayıcıları, tanrı hokuspokusuyla varolup yaşayan insanın, tanrıya tapınmakla işin biteceğinden ve dinin bundan ibaret olduğundan söz ederek avutuyorlar toplumun önemli kesimini!
Korkuyoruz düşünmekten, sorgulamaktan ve kendimizi tanımaktan!
Âyet, hadis ezberleyip nakleden zevatın çağdaş bilim dünyasındaki gelişmelerden haberi yok; bilim dünyasındakilerin çoğu ise Dinkapsamı içinde bildirilenlerden habersiz Çoğunluk kendi dünyasında, bazen de hayâli kurgular içinde bu dünyadan geçip gidiyor
Oysa “Din adı altında anlatılan “Allah İsmi ile işaret edilenin yaratmış olduğu sistem ve düzen, ancak beynini kullananlarca değerlendirilebileceği gibi, bilimin de kökeninde gene beynin çalışması yatmaktadır
Böyle olunca en gerçekçi yaklaşım beynimizin çalışma sistem ve mekanizmasını ve bunun davranış ve düşüncelerimizi nasıl oluşturduğunu fark etmekten geçer
Elbette ben namazımı kılar orucumu tutarım gerisi beni ilgilendirmez diyene sözümüz yok O da tabii ki yaptığının karşılığını alacaktır
Sözümüz aydın ve sorgulayıcı geçinip de, işine geldiği yerde neden, nasıl deyip; işine gelmeyen yerde de bilimi inkâr noktasında gezenlere, düşünmekten yorulduğu ya da korktuğu noktadatanrının sihirli değeneğini işe karıştıranlaradır
Abdülkerîm Cîlî’nin bir sözü vardır: “Bu dünya hikmet dünyası, âhiret ise kudret yurdudur der, “İnsanı Kamil adlı çok değerli eserinde
Başta Muhyiddin Arabi olmak üzere Tasavvuf ehline göre, dünyada olup biten her şey sebeplerle oluşur Ancak biz bu sebeplerin büyük bir kısmına ilmimiz yeterli olmadığı için muttali olamayız
Bu yüzdendir ki Muhyiddin’i Arabi, keşfine dayanarak “Dünyada, berzahta, mahşerde ve cennetcehennemde her şey burçların tesiri altındadır demiştir Henüz astrolojinin hangi tür dalgalarla yapıları etkilediği bulunamasa dahi
Şimdi burada beyin ile ilgili bana göre çok önemli bir noktaya gelmek istiyorum
“Ruhlar ezelde mi yaratıldı başlıklı yazımda anlattığım üzere, insan ruhu dışardan gelmeyip ana rahminde oluşmaya başladığına göre Din terminolojisinde “ruh adı verilen ölüm sonrası yaşam bedeni, beyin çekirdeği tarafından daha ana rahminde meydana getirilmektedir
İnsan beyninin eseri olan bilinç ve hafıza, beyin tarafından tümüyle bu ruhta muhafaza edilmekte ve bu ruhun bedenle ilişkisi kesildikten sonra da insan aynı bilinç ile ölüm ötesi boyutta yaşamını sürdürmektedir Kişinin ölüm sonrasında “mahşerde okuyacağı kitabı budur kanaatimizce, yaşadıklarının virgülü kaybolmamacasına
Bu “Allah adıyla bildirilenin en büyük mucizelerinden biridir Yediğimiz gıdalardan elde edilen enerji nasıl beyinde çeşitli dalgalara dönüştürülme noktasına uzanmaktadır? Bu akıl sahipleri için üzerinde hayli düşünülmesi gereken bir konudur
Beyin dalgalar mı üretiyor!? Beynin ürettiği çeşitli dalgalar artık bütün bilim adamları tarafından biliniyor! Bilinmeyen ise beynin ürettiği bu dalgaların işlevlerinin ne olduğu Bu konu henüz netlik kazanmış değil! Henüz elde yeterince teknik imkân olmadığı için dalga spektrumundaki beynin ürettiği tüm dalgaların tespit edilememiş olduğu da açıktır!
Biz 1985’de “insan ruhunun dışardan gelmeyip beyin tarafında üretildiğini yazdığımızda bu konu konuşulmuyordu
Şimdi size 16 Mayıs 2002’de yayınlanmış bir makaleden paragraflar sunuyorum:
“The Conscious Electromagnetic (EM) Information Field – Bilinçli Elektromanyetik Bilgi Alanı)
İngiltere’deki Surrey Üniversitesi hocalarından Profesör McFadden tarafından yayınlanmış bir makale
“Senkronize Ateşlenme ve Beynin EM Alanı Üzerine Etkisi: EM Bilinç Alanı Teorisi Üzerine Bulgu
Bakın yazıda özetle ne diyor Profesör McFadden, anlayabildiğim kadarıyla:
“Bir hücre her ateşlendiğinde, elektriksel aktivite beynin EM (ElektroManyetik) alanına bir sinyal gönderiyor Ancak, sinir hücrelerinin aksine, beynin EM alanına ulaşan dalgasal bilgi beyindeki diğer sinyallerle otomatik olarak birbirine bağlanır Ancak, diğer sinir hücrelerinin aksine, beynin EM alanındaki nöronlara ulaşan dalgasal bilgi, beyindeki diğer sinyallerle otomatik olarak bağlantı kurar, bütünleşir Bilincin karakteri olan bu bağlanmayı beynin EM alanı yapar
Profesör McFadden ve Yeni Zelanda’lı Nörobiyolojist Sue Pockett, beynin EM alanının bilincin kendisi olduğunu öne sürmüşlerdir
Beynin EM alanı sadece bir arşiv niteliğinde olan veri tabanı değil, adeta bir komuta kontrol merkezigibi çalışan ve fiillerimizi oluşturan ilgili nöronları, aktive eden yada baskılayan bir merkezdir İşte bu faaliyet Profesör McFadden’e göre bizim irademizin fiziksel olarak ortaya çıkışıdır
Bu teori bilinçle ilgili eskiden beri sorulan zor soruya cevap getirmekte, özgür irade, spiritüel konular, yapay zeka, hatta yaşam ve ölümle ilgili birçok konuyla ilgili kavramlarımızı da derinden etkilemektedir
Çoğu insan, zihni, farkında, bilincinde olduğumuz şeylerin toplamı olarak tanımlar Ancak birçok zihinsel aktivite biz farkında olmadan gerçekleşir Yürüme, vites değiştirme, vs, zamanla nefes alma gibi otomatik hale gelir
Nöroloji biliminde en büyük soru, bilincinde olduğumuz beyin aktivitesi ile biz farkına varmadan gerçekleşen faaliyetleri yapan beyin aktivitesinin farkının ne olduğudur
Bir objeyi gördüğümüzde, retinadan sinyaller elektrik yüklü iyon dalgaları olarak sinirler yoluyla ilerlerler Terminal sinire ulaştıklarında, nörotransmitterler vasıtasıyla komşu sinire atlarlar Burada bir sinir hücresi, kendinden yukarıdaki bir grup sinirin vereceği eşik değere göre ateşlenip ateşlenmeyeceğine karar verir
Bu şekilde elektriksel sinyaller vücudumuza aktarılmadan önce beyinde işleme tabi tutulurlar Peki, tüm bu iyon ve kimyasalların hareketi sırasında bilinç nerededir? Bilim adamları beyinde bilince ait bir yer veya yapıya rastlamış değiller Bilinç sır olarak kalmıştır
Bizi insan yapan bilinçtir, diyor Professor McFadden “Bilinç olmadan, dil, yaratıcılık, hisler, spiritüalite, mantık, zihinsel aritmetik, adalet duygusu kavranamaz Peki bilinç neden meydana gelmiştir?
Bu yazıda en önemli olgu EM alanıdır Beynin ürettiği dalgalardan oluşan Elektromanyetik alan
“Ruh adını verdiğimiz yapı EM alandır veya değildir Ama gerçek şudur ki beynin ürettiği ve hatta bilincin kendisi olduğu iddia edilen dalgalar söz konusudur! Ve bir gün kişinin ölüm ötesi yaşam bedeninin de bu fizik bedenden ayrılan bu tür bir beyinsel enerji dalgası olduğu açığa çıkacaktır Muhtemelen ben göremesem de
Ahmed Hulûsi
24102004
USA
Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilirForumTR üyesi olmak için tıklayınız
Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilirForumTR üyesi olmak için tıklayınız
Öylesine düşünmeden ve sorgulamadan yaşamaya alışmışız ki, gördüğümüz kadarını maddeye, mekanik çalışan bir sisteme bağlayıp, görmediklerimizin de hokuspokuslarla oluştuğunu kabullenmek bizi rahatlatıveriyor!
Kimi, bu hokuspokus sihrini doğaya bağlıyor, kimi de tanrısına! Bedenindeki muhteşem mekanizmanın çalışma düzenini, sebepsonuç ilişkisini görmekten ve sorgulamaktan mahrum olanlar; bedenin mükemmel çalışma düzenini ve “Allah İsmi ile işaret edilenin, algıladığımız plândaki en muhteşem mekanizması olan BEYNİ görmezden gelmekte anlamsız bir ısrar içindeler!
Genlerin, insanın varoluşundaki, yaşamındaki ve beynindeki yerinden ve işlevinden haberi dahi olmayan kahve âlimleri(!) ve onların dediklerinin yayıcıları, tanrı hokuspokusuyla varolup yaşayan insanın, tanrıya tapınmakla işin biteceğinden ve dinin bundan ibaret olduğundan söz ederek avutuyorlar toplumun önemli kesimini!
Korkuyoruz düşünmekten, sorgulamaktan ve kendimizi tanımaktan!
Âyet, hadis ezberleyip nakleden zevatın çağdaş bilim dünyasındaki gelişmelerden haberi yok; bilim dünyasındakilerin çoğu ise Dinkapsamı içinde bildirilenlerden habersiz Çoğunluk kendi dünyasında, bazen de hayâli kurgular içinde bu dünyadan geçip gidiyor
Oysa “Din adı altında anlatılan “Allah İsmi ile işaret edilenin yaratmış olduğu sistem ve düzen, ancak beynini kullananlarca değerlendirilebileceği gibi, bilimin de kökeninde gene beynin çalışması yatmaktadır
Böyle olunca en gerçekçi yaklaşım beynimizin çalışma sistem ve mekanizmasını ve bunun davranış ve düşüncelerimizi nasıl oluşturduğunu fark etmekten geçer
Elbette ben namazımı kılar orucumu tutarım gerisi beni ilgilendirmez diyene sözümüz yok O da tabii ki yaptığının karşılığını alacaktır
Sözümüz aydın ve sorgulayıcı geçinip de, işine geldiği yerde neden, nasıl deyip; işine gelmeyen yerde de bilimi inkâr noktasında gezenlere, düşünmekten yorulduğu ya da korktuğu noktadatanrının sihirli değeneğini işe karıştıranlaradır
Abdülkerîm Cîlî’nin bir sözü vardır: “Bu dünya hikmet dünyası, âhiret ise kudret yurdudur der, “İnsanı Kamil adlı çok değerli eserinde
Başta Muhyiddin Arabi olmak üzere Tasavvuf ehline göre, dünyada olup biten her şey sebeplerle oluşur Ancak biz bu sebeplerin büyük bir kısmına ilmimiz yeterli olmadığı için muttali olamayız
Bu yüzdendir ki Muhyiddin’i Arabi, keşfine dayanarak “Dünyada, berzahta, mahşerde ve cennetcehennemde her şey burçların tesiri altındadır demiştir Henüz astrolojinin hangi tür dalgalarla yapıları etkilediği bulunamasa dahi
Şimdi burada beyin ile ilgili bana göre çok önemli bir noktaya gelmek istiyorum
“Ruhlar ezelde mi yaratıldı başlıklı yazımda anlattığım üzere, insan ruhu dışardan gelmeyip ana rahminde oluşmaya başladığına göre Din terminolojisinde “ruh adı verilen ölüm sonrası yaşam bedeni, beyin çekirdeği tarafından daha ana rahminde meydana getirilmektedir
İnsan beyninin eseri olan bilinç ve hafıza, beyin tarafından tümüyle bu ruhta muhafaza edilmekte ve bu ruhun bedenle ilişkisi kesildikten sonra da insan aynı bilinç ile ölüm ötesi boyutta yaşamını sürdürmektedir Kişinin ölüm sonrasında “mahşerde okuyacağı kitabı budur kanaatimizce, yaşadıklarının virgülü kaybolmamacasına
Bu “Allah adıyla bildirilenin en büyük mucizelerinden biridir Yediğimiz gıdalardan elde edilen enerji nasıl beyinde çeşitli dalgalara dönüştürülme noktasına uzanmaktadır? Bu akıl sahipleri için üzerinde hayli düşünülmesi gereken bir konudur
Beyin dalgalar mı üretiyor!? Beynin ürettiği çeşitli dalgalar artık bütün bilim adamları tarafından biliniyor! Bilinmeyen ise beynin ürettiği bu dalgaların işlevlerinin ne olduğu Bu konu henüz netlik kazanmış değil! Henüz elde yeterince teknik imkân olmadığı için dalga spektrumundaki beynin ürettiği tüm dalgaların tespit edilememiş olduğu da açıktır!
Biz 1985’de “insan ruhunun dışardan gelmeyip beyin tarafında üretildiğini yazdığımızda bu konu konuşulmuyordu
Şimdi size 16 Mayıs 2002’de yayınlanmış bir makaleden paragraflar sunuyorum:
“The Conscious Electromagnetic (EM) Information Field – Bilinçli Elektromanyetik Bilgi Alanı)
İngiltere’deki Surrey Üniversitesi hocalarından Profesör McFadden tarafından yayınlanmış bir makale
“Senkronize Ateşlenme ve Beynin EM Alanı Üzerine Etkisi: EM Bilinç Alanı Teorisi Üzerine Bulgu
Bakın yazıda özetle ne diyor Profesör McFadden, anlayabildiğim kadarıyla:
“Bir hücre her ateşlendiğinde, elektriksel aktivite beynin EM (ElektroManyetik) alanına bir sinyal gönderiyor Ancak, sinir hücrelerinin aksine, beynin EM alanına ulaşan dalgasal bilgi beyindeki diğer sinyallerle otomatik olarak birbirine bağlanır Ancak, diğer sinir hücrelerinin aksine, beynin EM alanındaki nöronlara ulaşan dalgasal bilgi, beyindeki diğer sinyallerle otomatik olarak bağlantı kurar, bütünleşir Bilincin karakteri olan bu bağlanmayı beynin EM alanı yapar
Profesör McFadden ve Yeni Zelanda’lı Nörobiyolojist Sue Pockett, beynin EM alanının bilincin kendisi olduğunu öne sürmüşlerdir
Beynin EM alanı sadece bir arşiv niteliğinde olan veri tabanı değil, adeta bir komuta kontrol merkezigibi çalışan ve fiillerimizi oluşturan ilgili nöronları, aktive eden yada baskılayan bir merkezdir İşte bu faaliyet Profesör McFadden’e göre bizim irademizin fiziksel olarak ortaya çıkışıdır
Bu teori bilinçle ilgili eskiden beri sorulan zor soruya cevap getirmekte, özgür irade, spiritüel konular, yapay zeka, hatta yaşam ve ölümle ilgili birçok konuyla ilgili kavramlarımızı da derinden etkilemektedir
Çoğu insan, zihni, farkında, bilincinde olduğumuz şeylerin toplamı olarak tanımlar Ancak birçok zihinsel aktivite biz farkında olmadan gerçekleşir Yürüme, vites değiştirme, vs, zamanla nefes alma gibi otomatik hale gelir
Nöroloji biliminde en büyük soru, bilincinde olduğumuz beyin aktivitesi ile biz farkına varmadan gerçekleşen faaliyetleri yapan beyin aktivitesinin farkının ne olduğudur
Bir objeyi gördüğümüzde, retinadan sinyaller elektrik yüklü iyon dalgaları olarak sinirler yoluyla ilerlerler Terminal sinire ulaştıklarında, nörotransmitterler vasıtasıyla komşu sinire atlarlar Burada bir sinir hücresi, kendinden yukarıdaki bir grup sinirin vereceği eşik değere göre ateşlenip ateşlenmeyeceğine karar verir
Bu şekilde elektriksel sinyaller vücudumuza aktarılmadan önce beyinde işleme tabi tutulurlar Peki, tüm bu iyon ve kimyasalların hareketi sırasında bilinç nerededir? Bilim adamları beyinde bilince ait bir yer veya yapıya rastlamış değiller Bilinç sır olarak kalmıştır
Bizi insan yapan bilinçtir, diyor Professor McFadden “Bilinç olmadan, dil, yaratıcılık, hisler, spiritüalite, mantık, zihinsel aritmetik, adalet duygusu kavranamaz Peki bilinç neden meydana gelmiştir?
Bu yazıda en önemli olgu EM alanıdır Beynin ürettiği dalgalardan oluşan Elektromanyetik alan
“Ruh adını verdiğimiz yapı EM alandır veya değildir Ama gerçek şudur ki beynin ürettiği ve hatta bilincin kendisi olduğu iddia edilen dalgalar söz konusudur! Ve bir gün kişinin ölüm ötesi yaşam bedeninin de bu fizik bedenden ayrılan bu tür bir beyinsel enerji dalgası olduğu açığa çıkacaktır Muhtemelen ben göremesem de
Ahmed Hulûsi
24102004
USA
Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilirForumTR üyesi olmak için tıklayınız
Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilirForumTR üyesi olmak için tıklayınız