Türkçe’de iki uçlu duygulanım bozukluğu da denen, daha bilinen adıyla manik-depresif hastalık, kişinin ruhsal durumunun bir uçtan diğer uca doğru olağan dışı değişikliğini ifade eden psikiyatrik bir hastalıktır. Bu ucun bir tarafında mani diğer tarafında depresyon yer alır. Bu yazıda bu hastalığın manik kısmını gözden geçireceğiz. Mutluluk ve üzüntü hayatın gidişatı içinde faklı heyecanlar ve zorluklar yaşadığımızda hissettiğimiz doğal duygulardır. Ancak bipolar bozuklukta bu duygular aşırı abartılı olur. Kişinin aile, iş, sosyal yaşamına zarar verebilir ya da hukuki sorunlara yol açabilir. Kimi zaman da hastaneye yatarak tedavi olmayı gerektirebilir.
MANİK DÖNEMİ NASIL TANIRIZ Manik dönem; kabarmış, taşkın ya da çabuk öfkelenilen olağan dışı, farklı bir duygudurum döneminin süreklilik göstermesi ile tanınır. Bu olağan dışı duygudurum dönemi en az 1 hafta sürer. Manik dönemde bipolar bozukluk tanısını koyabilmek için aşağıdaki belirtilerin en az 3’ü bulunmalıdır: *Benlik saygısında abartılı artma ya da büyüklük düşünceleri (kişiler kendilerini dünyanın tepesinde hissettiklerinden bahsedebilirler) *Uyku gereksiniminde azalma. *Basınçlı konuşma, her zamankinden daha konuşkan olma, konudan konuya atlama *Zihindeki düşüncelerin sanki birbiriyle yarışıyor gibi ardı sıra gelmesi *Dikkat dağınıklığı *Amaca yönelik etkinliklerde artma. *Kötü sonuçlar doğurabilecek etkinliklere aşırı katılma (aşırı para harcama, düşüncesizce cinsel girişimlerde bulunma ya da gereksiz iş yatırımı yapma) Bu rahatsızlık mesleki yaşamda,toplumsal etkinliklerde ya da başkalarıyla olan ilişkilerde bozulmaya yol açar. Kişinin kendine veya başkasına zarar vermesine engel olmak için hastaneye yatışı gerekebilir.
Bipolar bozukluğun en sık görülen tipleri ; bipolar I ve bipolar II dir. Bipolar I; mani ve depresyon döngüleriyle Bipolar II; hipomani ve depresyon döngüleriyle karakterizedir. Vakaların % 50-60 ‘ında bir depresyonun hemen ardından manik dönem başlar ve depresyon öyküsü olmayan mani oldukça nadirdir. Manik dönemin en göze çarpan belirtileri; hastalar başlangıçta sosyal, sempatik, kendine güvenen, oldukça konuşkan insanlardır, konuşmalarını kesmek güçtür. Konuşmaları şakalarla, alakasız konularla dolu olabilir. Hastalığın şiddeti arttıkça konuşmalar daha yüksek sesle, hızlı, takibi zor olabilir. Çabuk öfkelenip, saldırgan ve tehditkar hale gelebilirler. Ayartıcı, hiperseksüel olabilirler. Rengarenk göze çarpıcı giyinip, abartılı makyaj yapabilirler. Fazlaca aktif, öforik hissederler. Birden fazla projeye dahil olup, planlamadan gerekliliği ve olabilirliğini hesaplamadan, büyük paralar harcayabilirler. Çok fazla ve gereksiz alışveriş yapıp borca girebilirler. Bipolar bozukluğu fark etmek için uyku düzeni değişiklikleri bize ipucu olabilir. Mani döneminde uyku süresi çok azalır. Kişiler 2-3 saat uyku ile kendini dinlenmiş ve enerjik hissederler. Hastalığı tetikleyen nedenlerden biri uyku uyanıklık döngüsündeki bozulmadır. Manik ataktan önce görülen bu belirti bize atağın geldiğini uyarma açısından önemlidir. Vakaların %50-60’ında bir depresyonun hemen ardından manik dönem başlar. Manik dönemi takiben de ruh halinde bir düşüş yaşanabilir. Hastalar büyük bir üzüntü, keder hissedip, tüm etkinliklere karşı arzularını kaybederler. Bazen de kendi içlerine çekilip intihar düşünceleri geliştirebilirler. Manik ve depresif dönem arasında duygudurum normal veya normale yakın olabilir.Bu dönemde günlük hayatlarını, işlerini sorunsuz devam ettirebilirler.
Mani ve Hipomani arasında ne fark vardır? Mani dönemi; en az 1 hafta süren (hastaneye yatırılmayı gerektirmişse herhangi bir süre) yukarıdaki belirtileri yaşar ve bunun yanı sıra hastalığa psikotik belirtiler de (hallüsünasyonlar, hezeyanlar, paranoya) eşlik edebilir. Hipomani de ise belirtiler 4 gün ya da daha kısa sürelidir ve hastaneye yatışı gerektirecek kadar ağır değildir. Bu belirtiler kişinin her zamankinden daha işlevsel ve üretken olmasına yol açabilir. Enerji artışı, konsantrasyonun daha iyi olması, daha sosyal olma vb) Hastalığın bu aşaması bazen hastaya cazip gelip, tedaviye devam etme isteğini azaltır.
BİPOLAR BOZUKLUK KİMLERDE GÖRÜLÜR Bipolar bozukluğun hayat boyu görülme sıklığı % 1-2 dir. Kadın ve erkekler arasında eşit sıklıkla görülmekle birlikte ciddi bipolar bozukluk kadınlarda daha sıktır. Hızlı döngülü olarak adlandırılan yılda dörtten fazla manik atak geçirmekle karakterize bipolar bozukluk tipi yine kadınlarda daha fazla görülür. Bipolar bozukluğu olanların birinci derece biyolojik akrabalarında duygudurum bozukluğu genel topluma göre daha sık görülür. Kalıtım yoluyla geçebilen bir hastalık olduğu bilinmekte beraber kesin bir kalıtım mekanizması ise tanımlanamamıştır. Genetik yatkınlığı olan bireylerde stres, ciddi yaşam travmaları, uyarıcı ilaç ve maddeler, uykusuzluk hastalığın açığa çıkışını tetikleyebilir. Hiçbir laboratuvar bulgusu bipolar hastalık veya manik-hipomanik dönem için tanı koydurucu değildir. Tek bir mani dönemi olan kişilerin %90’ından fazlasında yenileyen duygudurum dönemi olur. Bipolar bozukluk sıklığı gelir düzeyi yüksek olan ülkelerde, gelir düzeyi düşük olan ülkelere göre daha yaygındır. Ayrılmış, boşanmış ya da dul kalmış kişilerde, evli ya da hiç evlenmemiş kişilere göre daha sık görülür. Ortalama başlangıç yaşı hem kadın hem erkekler için 20 li yaşlar civarıdır. Bipolar I bozukluk (mani ve depresyon atakları ile giden tip) genelde tekrarlayıcıdır. Tek bir manik dönem geçirenlerin büyük bir kısmı sonrasında yeniden depresif veya manik dönem geçirebilir. Zorlayıcı yaşam olayları, uyku-uyanıklık düzenindeki değişiklikler, alkol yada psikoaktif maddelerin kullanımı hastalığın gidişatını etkiler, iyileşme sürecini bozar ve uzatır.
YENİ BİR ATAK ÖNLENEBİLİR Mİ Bipolar bozukluğun bir kısmının mevsimsel özelliği olmakla birlikte; örneğin bahar ayları ile başlayan manik dönemler gibi, genellikle yeni bir atağın ne zaman başlayacağı tahmin edilemez. Bununla birlikte akut atakların ortaya çıkışını azaltmak için birtakım önlemler alınabilir. Hastalığı benimseyip düzenli bir yaşam tarzı sürdürmek, stresten kaçınmak, alkol ve psikoaktif maddelerden uzak durmak, uyku düzenine ve süresine dikkat etmek, önerilen tedaviyi doz atlamadan takip etmek v.b.
TEDAVİ Tedavinin akut ve koruyucu tedavi olmak üzere iki kısmı vardır. Hastalık belirtilerinin yoğun olduğu akut dönemde, bu belirtileri kontrol altına almak ve hızla yatıştırmak hedeflenir. Bu dönemde bazen hastaneye yatış da gerekebilir.Koruyucu tedavide ise, hastalığının tekrarlamasını engelleme hedeflenir. Bipolar bozukluğun tedavisinde 3 grup ilacın yeri vardır. Bunlar; duygudurum düzenleyicileri, antipsikotikler ve antidepressanlardır. Eğitim ve psikoterapi de hastalığın tedavisinde ve tekrarların önlenmesinde önemlidir.