Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.
AKP Merkez Karar ve İdare Konseyi yedek üyesi Eyüp Gökhan Özekin'in eşi, sürücüsü ve bir adamı; kızıyla hengame eden çocukların oturduğu kafeye gitti. Şerife Özekin ve iki adamı 18 yaşından küçük kız ve erkek çocuklarına tokat ve yumruklarla vurdu. Dayak yiyenler ortasında Cumhurbaşkanı Danışmanı ve AKP Ankara Milletvekili Ali İhsan Arslan'ın yeğeni de var.
Halk TV'den İsmail Saymaz'ın haberine nazaran, Eyüp Gökhan Özekin'in 15 yaşındaki kızı M., dün Ankara Beysu Park AVM'de arkadaşlarıyla hengame etti. M., annesini arayarak, 'Ş.T. isimli kız ile iki arkadaşı benim üzerime sıcak kahve döküp saçımı çekti. Küfredip vurdular' dedi. Eski anaokulu öğretmeni anne Şerife Özekin, eşinin sürücüsü ve sürücünün arkadaşını alarak, Beysu Park'a gitti.
Kamera imgelerine nazaran çocukların masasına giden Özekin, Ş.T'nin saçını tutuyor. Bir mühlet konuştuğu Ş.T.'ye eliyle vuruyor.
AKP yedek MKYK üyesi Eyüp Gökhan Özekin ise şunları söyledi ????
'Ben Kızılcahamam kampındayım. Kızım aradı. 'Beni üç kişi dövdü, üzerime kahve döktüler, saçımı çektiler, küfür ettiler' dedi. Travma yaşamış bir biçimde ağlıyordu. Akran zorbalığına maruz kalmış. Sürücüye haber verdim. O da sokak deneyimi olan bir tip. Yanına arkadaşını alıyor. Eşim kız ve oğlanların olduğu masaya gidiyor. Yanındakilere 'Siz karışmayın' diyor. Elini kızın başına götürüyor. 'Sana vurabilirim lakin vurmayacağım. Hakikat bir hareket mi sizin yaptığınız?' diyor. Tatlı sert nasihatler ederek, muhafazacı annelik sergiliyor. Çocuğun biri, arkadaşını muhafaza refleksiyle eşime müdahalede bulunuyor. Sürücü eşimi korumak için oğlana vuruyor. Ortalık karışıncaya kadar biz büsbütün haklı ve mağdur durumdayken, orantısız şiddetten kaynaklı mahcup ve perişan bir hal aldık ailecek. Eşim perişan, sakinleştiriciler alıyor. İki kızım konutta ağlıyor. Mutsuzuz. Biz de şikayetçi olacağız, o denli gözüküyor. Bizim niyetimiz kızımızı korumaktı. Bu üslupla olmasını ne öngörüyorduk, ne de planlıyorduk...'
