bir bosanma olayi

bir bosanma olayi Bir Boşanma Olayı Medineli Değişmez bin Kays, sahabenin ileri gelenlerindendi Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem)’e hizmetten katiyen geri kalmaz, sözünden ise bir lahza olsun dışarı çıkmazdı Efendimiz de onu çok severdi Hatta bir minik hatası yüzünden aşırı üzüntüye kapılan Değişmez’i avuntu ederek “Değişmez cennetliklerdendir buyurmuştu İşte bu Değişmez’in aile içi bir sıkıntısı vardı Hanımı Cemile, Sabit’e bir türlü ısınamamış, onu sevememiş, içindeki ilgisizliği yenip de bir gün olsun sevgiyle muhatap olamamıştı Cemile bir kadın olarak iç dünyasındaki bu fırtınayı kime anlatabilirdi? Kendisini kim dinlerdi? İslam’da kadın dinlenir miydi? Önceki devirde kadının laf hakkı yoktu çünkü; Cemile tereddütler içerisinde bir uçtan bir uca Efendimiz (sallallaha aleyhi ve sellem) Hazretleri’nin huzuruna girdi, olanca cesaretini toplayarak kimselere açamadığı iç dünyasını Efendimiz’e açtı – Ya Resulallah, dedi, beyimin İslamî yaşayışına diyeceğim yoktur Ahlakından da davacı değilim Fakat ben onu bir türlü sevemedim Bu halimle ona ayaklanma etmekten, isteklerine zıt bir karşılık verip fena bir sonuca düşmekten korkuyorum Söyleseniz de beni boşasa O, kendisini sevmeyen bir hanımı cebren nikanı altında tutan adam durumuna girmese, ben de dinime zarar verecek bir itaatsizliğe doğru kaymasam! Efendimiz, iç dünyasını bu nitelikte anlatan Cemile’yi tepkiyle değil ilgiyle dinledi Bir hanımı, sevemediği erkekle bir arada kalmaya zoraki etmeyi zaten münasip de bulmuyordu Oysa, beyi ne diyecekti? Boşamak istemezse cebren boşayacaksın da denemezdi üstelik onu kulak vermek gerekirdi Nitekim o kadar de yaptı Cemile’nin duygularını, düşüncelerini tıpkı Sabit’e aktararak onu da dinledi Görünüşe Göre Sabit, Cemile’yi seviyordu Fakat Cemile’nin kendisini benzer sıcaklıkta sevmediğini, tek yanlı sevginin mutluluk getirmeyeceğini de biliyordu Nasıl bir çare bulunabilirdi? Düşünmeye başladı Gözlerini diktiği değişmez noktadan başını kaldırıp dedi oysa: – Ya Resulallah, Cemile’ye nikahta en değerli bahçemi mehir olarak verdim Bunca değerli serveti verdiğim kadını bir anda nasıl boşayabilirim? Diğer Taraftan benim o kadar diğer bir bahçem de yoktur! Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem), Sabit’in yaklaşımını öğrenmiş oldu Cemile’ye bu kez sorusunu şöyle sordu: – Sabit seni boşayacak olsa, düğün sırasında aldığın kıymetli mehri iade eder misin? Böylece sen mehrini verip nikah bağından kurtulmuş olursun, Sabit de nikah hakkından vaz geçip bahçesini geri almış olur İki taraf da bir şey verirken bir şeyleri almış sayılarak iki taraflı mağduriyetlerinizi gidermiş sayılırsınız Avunma tarafınız bu olur Cemile buna hemencecik razı oldu Kocasının nikah sırasında kendisine mehir olarak verdiği bahçeyi “Gönül Rahatlığıyla iade ediyorum dedi Sabit de “Pek ise ben de nikahını benzer gönül rahatlığıyla ona iade ediyor, bu andan itibaren boşamış bulunuyorum, özgürdür dedi Taraflar böylece bir şey verirken bir şey de aldıklarından helalleşerek bölünmüş oldular Bu durum üzerine Bakara Suresi’nin 229 ayeti nazil oldu Ayeti kerime anlaşmayı iptal etmiyor, hatta karşılıklı aile hayatını sürdürme sevgisi yok olunca, hanımın aldığı mehri verip de nikahını ortadan kaldırmasını meşru görüyor; oysa erkeğin fırsatçılık edip de kadından veremeyeceği miktarda mülk istememesini de öğüt ediyordu Bu hadise üzerine fıkıhta hüküm şöyle saptandı: – Kadın ayrılmak istediği beyine bir şeyler vererek kendini boşatabilir! Yeter ama beyi fırsatçılık edip de kadından veremeyeceği miktarda haksız mal isteğinde bulunmasın