Bir imaj olarak Obama

Bir imaj olarak Obama

Yazar: Akif Emre
tarih:06 Kasım 2008 Perşembe


Kenyalı Müslüman bir babanın oğlu olan Barack Obama ismini birincil duyduğumda bende yaptığı birincil çağrışım, bir zamanlar Müslümanların çoğunlukta olduğu baba toprağındaki dramatik metamorfoz oldu Hala önemli bir Müslüman nüfusa sahip olan Hind Okyanusu'nun kıyısındaki, Kenya'nın dışa açık yüzü Mombasa'da gördüğüm ve hafızama kazılan şey, Müslümanların toplumsal konumunu resmeden başında lekeli beyaz takkesi ve kıyafetiyle bu siyah ülkenin zencileri olduklarıgerçeğiydi… Kara Afrikanın zencisi almak gibi bir ironiyi temsilci toplumsal ve siyasal şartların doğurduğu dramatik sonuçları andıran bir gösterge oldu Barack

bir zamanlar İngiliz sömürgesi olan ve bugün de hala özel ilişkileri sürdüren Kenya'da 20 yüzyılın birincil çeyreğine değin Müslüman nüfusun oranı yüze 60 civarındaydı Buğün kara Afrika'nın yemyeşil ülkesinde Müslüman oranı yüzde 20'lere gerilemiş Müslüman bir babanın Hristiyan oğlu olarak Barack Obama'nın ismi içimde böylece bir sızıya karşılık gelecektir Yoğun misyonerlik çalışmaları ve Müslümanlara yönelik sistemli kültürel ve idareli sindirme uygulamaları (animistlerin Hristiyanlaştırılması bu oranı etkilese de) din değiştirmeyi ciddi boyutlara ulaştırmış… Yine De Arika'ya Müslümanların hediye ettiği kültür ve bilim dili olan, Kenya'da da konuşulan swahili diline barack (bereke) manâ ve ses olarak bolluki çagrıştırsa da Obama'nın Hristiyanlığının aracısız bu din değiştirmeyle alakası değil

Amerika'nın, dünyada ilk kez insan haklarını esas alarak anayasasını hazırlayan özgür ve eşitlikler ülkesi olma iddiasındaki paradoksu hatırlattı Obama ismi bana o kadar hür ve eşitlikçi bir ülkeydi fakat beyaz olamayanlar ve de erkek olmayanlar bunların bir kısmından faydalanamazdı

Her ne kadar ülkenin en kanlı iç savaşı esaret paylaşımı sebebiyle üretilmiş olsa da Amerikan rüyasının iki yüzlülüğü zihnimde yıldırım gibi çakacaktır
Kölelik kalksa bile insanlar ayrımcılığını yasallaştırarak bunun temellerini formüle etmeyi başaran ve ırkçılığı 20 yüzyılın büyük kısmında uygulayan bir rüya… Ancak 1868'de AfroAmerikalılara bütün vatandaşlık hakkı tanınmasına karşılık 1896 ahali ayrımcılığının hukuki olduğunu da duyuru eden bir özgürlükler ülkesi…

Daha uzağa gitmeye gerek değil Rosa Parks adlı siyah kadının 1955'te , Alabama'nın Montgomery kasabasında siyahlarla beyazların ayrı koltuklara oturduğu bir otobüste yerini beyaza vermeyi reddettiği için tutuklandığı bir denklik ülkesiydi Bu tarihleri hatırlayın, Amerikan rüyasının bütün dünyaya nasıl pazarlandığını ve gerçekle arasındaki dehşetli çelişkinin nasıl da örtüldüğünü de…

1965'te Maalcolm X'in mücadelesini ve de öldürülüşünü de hiç aklınızdan çıkarmayın Birincil siyah senatörün (Edward Brooke) fakat 1966'da seçildiğini… birincil siyahımsı eyalet valisin seçilmek için 1990'nı beklemesi gerektiğini not edin lakin zencilerin yerini kimlerin aldığı sorusunu da sormayı dikkatsizlik etmeyin Hele 11 Eylül'den sonradan…

Bu liste uzatılıp detaylandırılabilirse de değişmeyen özellik Amerikan sisteminin imajı ile gerçekliği arasındaki derin uçurum olacaktır

Obama'nın zaferi, bana Amerikan sisteminin en başarılı yanını hatırlatır: Geçmişle yüzleşmek adına, tarihten daha açıkçası ot ve böceklerden özür dileyerek sorumluluktan kurtulma, beraat, yani siyasal ve toplumsal anlamda seküler günah sonuçmantığını… Yabani Kızılderililere aleyhinde kovboyların uygarlık savaşımı efsanesi üzerinden her türlü asimilasyon, sürgün ve soykırımı meşrulaştıran siyasetin taşıyıcısı Hollywood filmleri örneğin Kızılderililere karşı başlıca oğlanları anlata anlata kasasını doldurduktan ve de modası geçtikten daha sonra örnek olarak çekilmiş birkaç iyi, masum Kızılderili filmiyle tarihle yüzleştiğine ve hakkı gasp edilenlerden özür dilemeerdemini gösterdiğine bizi ikna eden kültür endüstrisinin siyasal yansıması gibi duruyor Obama…

WASP Amerikalıların yeni şartları hazmetme kapasitesinden çok sistemin temel karakterini koruyarak görüntüyü değişim yeteneği ve başkalaşım taleplerine karşılık verme başarısının hikayesi…

Obama'nın seçilmesi, sistem açısından Amerika'nın iç ve uluslar arası düzeyde başkalaşım taleplerine karşı beyaz yüze siyah masketakmasıdır

Dünyadaki milyarlarca insanın hayatını etkileyecek bir seçim sonucunda çöküşe geçen bir imparatorluk olarak ABD'nin aniden barışcıl olmasını, yani hakkına razı olarak kıtasına dönmesini bekleyenler varsa uyaralım Amerika'nın şu anda uyguladığı ve daha çok neocon'larla özdeşleşen temel politikalar devlet politikası olarak uygulanmaktadır 11 Eylül sonrası gelişmelerin teorik ve stratejik hazırlıklarının demokrat başkanlar döneminde yapıldığını unutmayalım Arada üslup farkı olsa da esas stratejide büyük kırılmalar beklenmemeli Zaten bu tür radikal kırılmaları kaldıracak esneklikte yani güçte yok bundan böyle Amerika

Savaş bütçesine yardım veren Obama Irak'tan çekilmeyi taahhüt ediyor; çünkü, zaten Bush da daimi üsleri kurduktan daha sonra Bağdat sokaklarında devriye gezmekten yana yok

Ama yeni siyah başkan Pakistan'a yeni cephe açmaktan bahsediyor *