iltasyazilim
FD Üye
Bir Ufak osmancık vardı kitap özeti
Hasan Nail Canat bir küçük osmancık vardı
Kitabın Konusu:İnsan, ne dek büyük acılarla karşılaşırsa karşılaşsın, gerçi ümidini kaybetmemelidir Kitapta, ufak ya larda kaçırılan bir çocuğun, uzun yıllardan sonradan, ailesine kavuşması gayet hoş ve yalın bir şekilde anlatılmaktadır
Abdullah Bey, inşaat çivisi üretim eden bir fabrikanın sahibi idi İşleri yerinde, evine ast bir hanımı, Osman isimli küçük bir de çocuğu vardı
Bir gün, gündüz vakti, evine postacı kılığında bir soyguncu girip, evin hanımını bayıltarak çelik kasayı açtı Para bulamayınca, bu sefer de, ağladığı için sesini duyduğu bebeği kaçırmaya karar verdi Çünkü eli abes dönmek istemiyordu
Abdullah Bey Iş yerindeydi Çalan telefonu açınca, karşısındaki ses, çocuğunu kaçırdığını, karısının evde baygın bir şekilde yattığını, anında evine gitmesini ve polise haber vermemesini söyledi Sersemlemiş ve kararsızdı Evi aradığında telefona yanıt verilmemesi kuşkularını artırdı ve hemen evine koştu Hanımı acınacak halde bir vaziyette ağlamaktaydı Sakinleştirmeye çalıştı
Birkaç saat evhamlı bekleyişten sonra, beklediği telefon geldi Arayan aynı sesti Yarın akşam şu dek parayı falan yere getirmesini ve polise de haber vermemesini bir kere daha söyleyip, telefonu kapattı
Çocuğu Pendik ’te yıkık bir eve götürmüşlerdi Çetenin reisi Apo isimli tipsiz bir herifti Avaresinin birinin adı Zevzek ’ti üstelik İstanbul ’a artist olmak İçin gelip, aradığını bulamayıp da fena yola düşen, Romantik isimli sevgilisi vardı
Abdullah Bey ’in eşi, kocasından habersiz durumu akrabaları komiser Mahmut ’a bildirmişti Mahmut Bey, iki sivil polis gönderdi Bilinen soruşturmaları yaptılar Bahçıvanın bu Abdullah Bey, inşaat çivisi imal eden bir fabrikanın sahibi idi İşleri yerinde, evine emrindeki bir hanımı, Osman isimli ufak bundan başka çocuğu vardı
Bir gün, gündüz vakti, evine postacı kılığında bir soyguncu girip, evin hanımını bayıltarak çelik kasayı açtı Para bulamayınca, bu sefer de, ağladığı için sesini duyduğu bebeği kaçırmaya karar verdi Çünkü eli abes dönmek istemiyordu
Abdullah Bey Iş yerindeydi Çalan telefonu açınca, karşısındaki ses, çocuğunu kaçırdığını, karısının evde baygın bir şekilde yattığını, derhal evine gitmesini ve polise haber vermemesini söyledi Baş Döndürücü ve kararsızdı Evi aradığında telefona yanıt verilmemesi kuşkularını artırdı ve hemencecik evine koştu Hanımı perişan bir vaziyette ağlamaktaydı Sakinleştirmeye çalıştı
Birkaç saat endişeli bekleyişten daha sonra, beklediği telefon geldi Arayan benzer sesti Yarın akşam şu kadar parayı falan yere getirmesini ve polise de haber vermemesini bir kere daha söyleyip, telefonu kapattı
Çocuğu Pendik ’te yıkık dökük bir eve götürmüşlerdi Çetenin reisi Apo isimli tipsiz bir herifti Avaresinin birinin adı Zevzek ’ti üstelik İstanbul ’a artist edinmek İçin gelip, aradığını bulamayıp da kötü yola düşen, Romantik isimli sevgilisi vardı
Abdullah Bey ’in eşi, kocasından habersiz durumu akrabaları komiser Mahmut ’a bildirmişti Mahmut Bey, iki sivil polis gönderdi Bilinen soruşturmaları yaptılar Bahçıvanın bu diyse de, Abdullah Bey “Senin kabahatin yok! diyerek buna müsaade etmedi
Karı koca, gece gündüz çocuklarına kavuşmak İçin Allah ’a dua ediyorlardı
Osman ’a ne olmuştu? Raslantı orada durmak zorunda kalan bir kamyonda anasıbabası Van depreminde ölmüş olan, on iki yaşmdaki yardımcı Acayip ’in gözü yaşlı bir bebek sesi işiten hassas kulakları doğru, Ilginç ve ustası Ali göre bulunduğu yerden gücenmiş, kendisi de öksüz büyümüş bu çocuk tarafından altı değişmiş, karnı doyurulmuştu
Ali ve Ilginç, yanlarında, bilhassa Garip ’e en ince ayrıntısına kadar alışılmış olan Osman ’la birlikte, takriben on beş saat yolculuktan sonradan, yaşadıkları Kayseri ’ye varmışlardı Ali ’nin Fatoş ve Nihat isimli iki minik çocuğu vardı Hanımına Osman ’ı da teslim etti İyi yürekli olan kadıncağız Osman ’ı yıkadı, karnını doyurdu, temiz elbiseler giydirdi Fatoş kız Osman ’ı çok sevmişti, onunla oyunlar oynadı, oyuncaklarını verdi
Ali ’nin aklına, Garip ve Osman ’ı yanına alarak, Kayseri ’ye yakın bîr köyde çiftliği olan, oysa çocukları olmadığı için çok üzülen ve kendisine “bir çocuk bulursa evlatlık alacağım aralıksız olarak söyleyen Bünyamin Amca ile Şerife Bayan ’ların evine götürmek geldi Yola çıkarak ikisini de onlara bıraktı Çocuksuz anne ve baba, pat diye iki çocuk sahibi oldukları için fazla sevinmişlerdi Gürültüsüz çiftlik evleri, cıvıl avıl neşe ile dolmuştu
Osman ’ın anne ve babası ise aylarca adi hayata dönemediler Annesinin saçları beyazlamış, zayıflamıştı Abdullah Bey, eşini fazla üzmemek için acısını içine atmış; ama o da oldukça zayıflamıştı Ayşe Kadın ve oğlu Murat ’ı evin içine almışlar, bahçeye bakması için Gül Dede isimli bir bahçıvan bulmuşlardı Gül Büyükbaba, ismine yakışır bir şekilde, bahçeye gül gibi bakıyordu Yanlarından bir dakika bile ayrılmayan Abdullah Bey ’in yeğeni Zarife de edebiyat fakültesini bitirmiş ve lisede biı gün ihtiyar bir kadın gelerek, eski bahçıvanın hapisten çıktığını e kansı Ayşe ile görüşmek istediğini bildirdi Ayşe, Abdullah Bry ’Ie Fatma Hanım ’ın bilgisi dahilinde gidip görüştü, kocasına “Namusunla yaşayacağını ispatla, o zaman gelirim der ve tekrar yaşadığı yere döner
Osmancık, çiftliğin neşesi olmuştu Adını bilmedikleri için Hüseyin koymuşlardı Garip abisi on altı, kendisi de altı yaşına gelmişti Garip ve Hüseyin onları esas baba diye çağırıyorlardı Bünyamin Ağa, çoğu kez Acayip ’i, Hüseyin ’e durumu sezdirmemesi için uyarı ediyordu
Bir gün Bünyamin Ağa rahatsızlandı ve Kayseri ’de hastaneye yatırıldı Aradan bir hafta geçmişti ama, Şerife Hanım ağlaya ağlaya eve geldi Bünyamin Ağa ölmüştü Çocuklar bir kere daha babasız kalmışlardı
Köşkte hayat ister istemez tekrar normale dönmüştü Osmancık kaybolalı ise aradan yedi sene geçmişti Abdullah Bey ile Şerife Bayan ’ın bir kızları olmuş, adını Şükran koymuşlardı Yeni çocukları onlar için büyük bir avuntu kaynağı olmuştu Ama, bu seferde Ayşe ’nin kocası huzursuzluk veriyordu
Bir gün Ayşe, her tarafı morarmış bir halde geldi Islah olmuş zannederek yanında yerleştiği kocası, üç aydır çalışmıyordu Birkaç ay önce Kemal ’in trafik kazası geçirerek hastaya yattığını iddia etmiş ve bu bahaneyle para koparabileceğini ummuştu Lakin Abdullah Bey ’in hastaneye artan bir şekilde araştırması sonucu böyle bir durumun yalan olduğu ortaya çıktı Abdullah Bey ’den para istemesi için aralıksız korkutma ettiği ve kullandığı Ayşe ’yi ve oğlu Kemal ’i bu sefer de evden kovmuştu
Onları baştan kabul edip, kucak açtılar
Köyde ise Osmancık (Hüseyin) ilkokulu bitirmişti Çiftlik işleri Garip ’in tüm gayreti ile çalışması sonucu devam ediyordu Lakin onun da askere gitmesi sonucu, bütün işler Şerife Bayan ’a ağır gelmeye başladı bununla beraber, köyden birisinin Hüseyin ’e Şerife Bayan ’ın öz annesi olmadığını söylemesi tehlikesi de her lahza vardı bu nedenle taşınmaya karar verdi ve kocasının İstanbul ’daki ağabeyine mektup yazarak niyetini bildirdi Onayım alınca, birincil görüşte büyük bir şaşkınlık yaşadığı İstanbul ’a, Selahattin Bey ’in hemen yakınında bahçeli bir ev satın alarak yerleşti Bu Nedenle Osmancık da yeniden İstanbul ’a dönmüştü
Hüseyin, amcasının kızı Şebnem ile aynı sınıfta okuyordu Şebnem ne kadar tembel ise, Hüseyin de o kadar çalışkandı Bu durum büyük bir rahatsızlık yaratıyordu Babasının çoğu kez Hüseyin ’i misal göstermesi, Şebnem ’ın Hüseyin ’i kıskanmasına ve onunla konuşmamasına yol açmıştı Babası, dersleri fena olan kızının Hüseyin ’le beraber ders çalışmasını istiyor, oysa kızı buna yanaşmıyordu
Acayip askerliğini bitirip gelmişti sık sık Hüseyin ’le birlikte İstanbul ’u gezmeye çıkıyorlardı Hüseyin ’in şaka ile “Otomobil alalım, bu nedenle sen de bizle gelirsin, ağrıyan dizlerin de yorulmaz sözünü bile ciddiye alan Şerife Hanım, sürpriz olarak bundan başka taksi almıştı sırası gelmişken Garip ’i evlendirdiler Hayat bu nedenle devam edip gidiyordu Hüseyin okulda daha da başarılı bir öğrenci oluyorken, Şebnem tembelliğe devam ediyordu Nitekim sınıfta kaldı Babası da onu okula göndermeme kararı aldı
Şebnem, bir gün Hüseyin ile yalnız görüşerek ondan bütün yaptıkları için özür dileyerek, Hüseyin ’den bitmiş okula gitmesi için kendisine asistan olmasını istedi Hüseyin, Selahattin Bey ’e adeta yalvarırcasına ricada bulununca, Şebnem ’in babası onu kırmadı ve kabul etti
Bu Nedenle, birlikte Eylül ayında yapılacak sınavlar için ders çalışmaya başladılar Nitekim Şebnem sınıfını geçti yeniden da sınıfta kalmadı Beraber liseye yazıldılar Benzer sınıfta idiler Hüseyin okulda herkes tarafından sevilen ve farzedilen bir öğrenci idi Şebnem ’e her konuda asistan oluyordu Hüseyin ise bundan böyle lise üçüncü sınıfta idi Dahası edebiyat dalında, gayet başarılı hikâyeler yazıyor, okulun duvar gazetesini çıkarıyordu *
Hasan Nail Canat bir küçük osmancık vardı
Kitabın Konusu:İnsan, ne dek büyük acılarla karşılaşırsa karşılaşsın, gerçi ümidini kaybetmemelidir Kitapta, ufak ya larda kaçırılan bir çocuğun, uzun yıllardan sonradan, ailesine kavuşması gayet hoş ve yalın bir şekilde anlatılmaktadır
Abdullah Bey, inşaat çivisi üretim eden bir fabrikanın sahibi idi İşleri yerinde, evine ast bir hanımı, Osman isimli küçük bir de çocuğu vardı
Bir gün, gündüz vakti, evine postacı kılığında bir soyguncu girip, evin hanımını bayıltarak çelik kasayı açtı Para bulamayınca, bu sefer de, ağladığı için sesini duyduğu bebeği kaçırmaya karar verdi Çünkü eli abes dönmek istemiyordu
Abdullah Bey Iş yerindeydi Çalan telefonu açınca, karşısındaki ses, çocuğunu kaçırdığını, karısının evde baygın bir şekilde yattığını, anında evine gitmesini ve polise haber vermemesini söyledi Sersemlemiş ve kararsızdı Evi aradığında telefona yanıt verilmemesi kuşkularını artırdı ve hemen evine koştu Hanımı acınacak halde bir vaziyette ağlamaktaydı Sakinleştirmeye çalıştı
Birkaç saat evhamlı bekleyişten sonra, beklediği telefon geldi Arayan aynı sesti Yarın akşam şu dek parayı falan yere getirmesini ve polise de haber vermemesini bir kere daha söyleyip, telefonu kapattı
Çocuğu Pendik ’te yıkık bir eve götürmüşlerdi Çetenin reisi Apo isimli tipsiz bir herifti Avaresinin birinin adı Zevzek ’ti üstelik İstanbul ’a artist olmak İçin gelip, aradığını bulamayıp da fena yola düşen, Romantik isimli sevgilisi vardı
Abdullah Bey ’in eşi, kocasından habersiz durumu akrabaları komiser Mahmut ’a bildirmişti Mahmut Bey, iki sivil polis gönderdi Bilinen soruşturmaları yaptılar Bahçıvanın bu Abdullah Bey, inşaat çivisi imal eden bir fabrikanın sahibi idi İşleri yerinde, evine emrindeki bir hanımı, Osman isimli ufak bundan başka çocuğu vardı
Bir gün, gündüz vakti, evine postacı kılığında bir soyguncu girip, evin hanımını bayıltarak çelik kasayı açtı Para bulamayınca, bu sefer de, ağladığı için sesini duyduğu bebeği kaçırmaya karar verdi Çünkü eli abes dönmek istemiyordu
Abdullah Bey Iş yerindeydi Çalan telefonu açınca, karşısındaki ses, çocuğunu kaçırdığını, karısının evde baygın bir şekilde yattığını, derhal evine gitmesini ve polise haber vermemesini söyledi Baş Döndürücü ve kararsızdı Evi aradığında telefona yanıt verilmemesi kuşkularını artırdı ve hemencecik evine koştu Hanımı perişan bir vaziyette ağlamaktaydı Sakinleştirmeye çalıştı
Birkaç saat endişeli bekleyişten daha sonra, beklediği telefon geldi Arayan benzer sesti Yarın akşam şu kadar parayı falan yere getirmesini ve polise de haber vermemesini bir kere daha söyleyip, telefonu kapattı
Çocuğu Pendik ’te yıkık dökük bir eve götürmüşlerdi Çetenin reisi Apo isimli tipsiz bir herifti Avaresinin birinin adı Zevzek ’ti üstelik İstanbul ’a artist edinmek İçin gelip, aradığını bulamayıp da kötü yola düşen, Romantik isimli sevgilisi vardı
Abdullah Bey ’in eşi, kocasından habersiz durumu akrabaları komiser Mahmut ’a bildirmişti Mahmut Bey, iki sivil polis gönderdi Bilinen soruşturmaları yaptılar Bahçıvanın bu diyse de, Abdullah Bey “Senin kabahatin yok! diyerek buna müsaade etmedi
Karı koca, gece gündüz çocuklarına kavuşmak İçin Allah ’a dua ediyorlardı
Osman ’a ne olmuştu? Raslantı orada durmak zorunda kalan bir kamyonda anasıbabası Van depreminde ölmüş olan, on iki yaşmdaki yardımcı Acayip ’in gözü yaşlı bir bebek sesi işiten hassas kulakları doğru, Ilginç ve ustası Ali göre bulunduğu yerden gücenmiş, kendisi de öksüz büyümüş bu çocuk tarafından altı değişmiş, karnı doyurulmuştu
Ali ve Ilginç, yanlarında, bilhassa Garip ’e en ince ayrıntısına kadar alışılmış olan Osman ’la birlikte, takriben on beş saat yolculuktan sonradan, yaşadıkları Kayseri ’ye varmışlardı Ali ’nin Fatoş ve Nihat isimli iki minik çocuğu vardı Hanımına Osman ’ı da teslim etti İyi yürekli olan kadıncağız Osman ’ı yıkadı, karnını doyurdu, temiz elbiseler giydirdi Fatoş kız Osman ’ı çok sevmişti, onunla oyunlar oynadı, oyuncaklarını verdi
Ali ’nin aklına, Garip ve Osman ’ı yanına alarak, Kayseri ’ye yakın bîr köyde çiftliği olan, oysa çocukları olmadığı için çok üzülen ve kendisine “bir çocuk bulursa evlatlık alacağım aralıksız olarak söyleyen Bünyamin Amca ile Şerife Bayan ’ların evine götürmek geldi Yola çıkarak ikisini de onlara bıraktı Çocuksuz anne ve baba, pat diye iki çocuk sahibi oldukları için fazla sevinmişlerdi Gürültüsüz çiftlik evleri, cıvıl avıl neşe ile dolmuştu
Osman ’ın anne ve babası ise aylarca adi hayata dönemediler Annesinin saçları beyazlamış, zayıflamıştı Abdullah Bey, eşini fazla üzmemek için acısını içine atmış; ama o da oldukça zayıflamıştı Ayşe Kadın ve oğlu Murat ’ı evin içine almışlar, bahçeye bakması için Gül Dede isimli bir bahçıvan bulmuşlardı Gül Büyükbaba, ismine yakışır bir şekilde, bahçeye gül gibi bakıyordu Yanlarından bir dakika bile ayrılmayan Abdullah Bey ’in yeğeni Zarife de edebiyat fakültesini bitirmiş ve lisede biı gün ihtiyar bir kadın gelerek, eski bahçıvanın hapisten çıktığını e kansı Ayşe ile görüşmek istediğini bildirdi Ayşe, Abdullah Bry ’Ie Fatma Hanım ’ın bilgisi dahilinde gidip görüştü, kocasına “Namusunla yaşayacağını ispatla, o zaman gelirim der ve tekrar yaşadığı yere döner
Osmancık, çiftliğin neşesi olmuştu Adını bilmedikleri için Hüseyin koymuşlardı Garip abisi on altı, kendisi de altı yaşına gelmişti Garip ve Hüseyin onları esas baba diye çağırıyorlardı Bünyamin Ağa, çoğu kez Acayip ’i, Hüseyin ’e durumu sezdirmemesi için uyarı ediyordu
Bir gün Bünyamin Ağa rahatsızlandı ve Kayseri ’de hastaneye yatırıldı Aradan bir hafta geçmişti ama, Şerife Hanım ağlaya ağlaya eve geldi Bünyamin Ağa ölmüştü Çocuklar bir kere daha babasız kalmışlardı
Köşkte hayat ister istemez tekrar normale dönmüştü Osmancık kaybolalı ise aradan yedi sene geçmişti Abdullah Bey ile Şerife Bayan ’ın bir kızları olmuş, adını Şükran koymuşlardı Yeni çocukları onlar için büyük bir avuntu kaynağı olmuştu Ama, bu seferde Ayşe ’nin kocası huzursuzluk veriyordu
Bir gün Ayşe, her tarafı morarmış bir halde geldi Islah olmuş zannederek yanında yerleştiği kocası, üç aydır çalışmıyordu Birkaç ay önce Kemal ’in trafik kazası geçirerek hastaya yattığını iddia etmiş ve bu bahaneyle para koparabileceğini ummuştu Lakin Abdullah Bey ’in hastaneye artan bir şekilde araştırması sonucu böyle bir durumun yalan olduğu ortaya çıktı Abdullah Bey ’den para istemesi için aralıksız korkutma ettiği ve kullandığı Ayşe ’yi ve oğlu Kemal ’i bu sefer de evden kovmuştu
Onları baştan kabul edip, kucak açtılar
Köyde ise Osmancık (Hüseyin) ilkokulu bitirmişti Çiftlik işleri Garip ’in tüm gayreti ile çalışması sonucu devam ediyordu Lakin onun da askere gitmesi sonucu, bütün işler Şerife Bayan ’a ağır gelmeye başladı bununla beraber, köyden birisinin Hüseyin ’e Şerife Bayan ’ın öz annesi olmadığını söylemesi tehlikesi de her lahza vardı bu nedenle taşınmaya karar verdi ve kocasının İstanbul ’daki ağabeyine mektup yazarak niyetini bildirdi Onayım alınca, birincil görüşte büyük bir şaşkınlık yaşadığı İstanbul ’a, Selahattin Bey ’in hemen yakınında bahçeli bir ev satın alarak yerleşti Bu Nedenle Osmancık da yeniden İstanbul ’a dönmüştü
Hüseyin, amcasının kızı Şebnem ile aynı sınıfta okuyordu Şebnem ne kadar tembel ise, Hüseyin de o kadar çalışkandı Bu durum büyük bir rahatsızlık yaratıyordu Babasının çoğu kez Hüseyin ’i misal göstermesi, Şebnem ’ın Hüseyin ’i kıskanmasına ve onunla konuşmamasına yol açmıştı Babası, dersleri fena olan kızının Hüseyin ’le beraber ders çalışmasını istiyor, oysa kızı buna yanaşmıyordu
Acayip askerliğini bitirip gelmişti sık sık Hüseyin ’le birlikte İstanbul ’u gezmeye çıkıyorlardı Hüseyin ’in şaka ile “Otomobil alalım, bu nedenle sen de bizle gelirsin, ağrıyan dizlerin de yorulmaz sözünü bile ciddiye alan Şerife Hanım, sürpriz olarak bundan başka taksi almıştı sırası gelmişken Garip ’i evlendirdiler Hayat bu nedenle devam edip gidiyordu Hüseyin okulda daha da başarılı bir öğrenci oluyorken, Şebnem tembelliğe devam ediyordu Nitekim sınıfta kaldı Babası da onu okula göndermeme kararı aldı
Şebnem, bir gün Hüseyin ile yalnız görüşerek ondan bütün yaptıkları için özür dileyerek, Hüseyin ’den bitmiş okula gitmesi için kendisine asistan olmasını istedi Hüseyin, Selahattin Bey ’e adeta yalvarırcasına ricada bulununca, Şebnem ’in babası onu kırmadı ve kabul etti
Bu Nedenle, birlikte Eylül ayında yapılacak sınavlar için ders çalışmaya başladılar Nitekim Şebnem sınıfını geçti yeniden da sınıfta kalmadı Beraber liseye yazıldılar Benzer sınıfta idiler Hüseyin okulda herkes tarafından sevilen ve farzedilen bir öğrenci idi Şebnem ’e her konuda asistan oluyordu Hüseyin ise bundan böyle lise üçüncü sınıfta idi Dahası edebiyat dalında, gayet başarılı hikâyeler yazıyor, okulun duvar gazetesini çıkarıyordu *