iltasyazilim
FD Üye
BİR SÜRGÜN
Olayımızın kahramanı olan Hekim Hikmet İzmir ’e sürgün edilmiş bir memurdurDoktor Hikmet bezginlik ve dertlerden çökmüş orta yaşlı bir kişidirOkumaya düşkün bir insandırDoktor Hikmet Guraba Hastanesi ’nden çıkınca sevgilisiyle sözleştiği yere koşan bir aşık gibi kalbi çarparak “Abajali ’nin mağazasına gider ve hafta içinde gelmiş olan bütün kitap ve dergileri incelerbazen saatlerce mağazadan çıkmaz ve yanında bir iki kitap ve dergi alarak dışarı çıkar
Bir ara gazete ve mecmualarını okuduktan daha sonra dibinde azıcık bir şarap olan bir kadeh dikkatini çekerBardağın içinde bir karınca vardırŞarabın içinde dönüp dolaşır,bir yere gidemezVe ona bakarak işte bende bu karınca gibi hiçbiryere gidemiyorum der
sırası gelmişken limandaki büyük vapurlardan birinin bacası ona, uzun mesafelerin ve uzun diyarların bağrından kopan bir haykırma gibi seslendiİri vapur bacalarından meydana çıkan bu yanık haykırışın Doktor Hikmet üstünde Büyük bir etkisi olmuştu
Hekim Hikmet birçok kitap ve dergi okumuştuAyrıca buralarda çoğu memleketin tanımını okumuştu ve birçok veri edinmiştiAncak buralara hiç gitmmiştiVe bu vapur seside Hekim Hikmet ’î çağırıyorduHadi kalk gidelim diyordu
Ama, Hekim Hikmet koşmak isteyipte koşamayan,haykırmak isteyipte bağıramayan kabus içinde bıkkın bir kimse gibi bir türlü bu davete uyamazBu kalk borusuna bir türlü “hazırım diyemez
Hekim Hikmet dördüncü bira şişesini de son damlasına değin içtikten daha sonra bu imkanı vakitten daha kaslı bulduİşte vapur önünde hazır duruyor,işte,gizli hareketleri saklayan yandak ve karanlıklar denizin üzerine kanatlarını germege başlıyorDaha sonradan o rehavete kapılarak Doktor Hikmer vapura bindiVapura bindiğinde çevresinde birçok insan vardır
Doktor Hikmet ’in üstü böylece akıcı değildi ve millet Doktor Hikmet ’e bakıyorlardıErtesi gün “nigare vapuru Pire limanını varır varmaz Hekim Hikmet ’in birincil işi karaya çıkarak birşeyler edinmek oldu
Hekim Hikmet daha sonra vapurda biriyle tanıştı ve onunla dostluk kurduAncak muhakkak bir vakit sonradan bu arkadaşlık kurdugu kişide kendisinden kaçmaya çalışır
Doktor Hikmet ’in başında bu maceralar geçtikten daha sonra Paris denilen o,uçsuz,bucaksız ve akıl giz ermez tezgahta çıraklık etmeye başlarParis ’te girdiği bir lokantada bir kadının bulunduğu masaya oturmak isterVe bu vesile ile kadınla tanışır
Daha sonraki günlerde Paris ’de bir türk bulmak amacıyla yollara düştü,aramaya koyulduBabasına bir mektup yollamak zorundaydıAncak hangi vasıta ile göndereceğini bulamadıMutlaka göndermesi gerekiyordubazen göndermemek aklından geçiyorduAma ihtiyarlar merake tmiştirMutlaka göndermesi gerekiyorduHekim Hikmet Paris ’I geziyorduAğustos ayının son günlerinde Luxembon bahçesi,insanın az kalsın yüreğine dokunan mahzun bir hal almıştırHekim Hikmet en fazla Jardin Des Tuilleries ile Place de la Concorde ’u fazla beğenmişti *
Olayımızın kahramanı olan Hekim Hikmet İzmir ’e sürgün edilmiş bir memurdurDoktor Hikmet bezginlik ve dertlerden çökmüş orta yaşlı bir kişidirOkumaya düşkün bir insandırDoktor Hikmet Guraba Hastanesi ’nden çıkınca sevgilisiyle sözleştiği yere koşan bir aşık gibi kalbi çarparak “Abajali ’nin mağazasına gider ve hafta içinde gelmiş olan bütün kitap ve dergileri incelerbazen saatlerce mağazadan çıkmaz ve yanında bir iki kitap ve dergi alarak dışarı çıkar
Bir ara gazete ve mecmualarını okuduktan daha sonra dibinde azıcık bir şarap olan bir kadeh dikkatini çekerBardağın içinde bir karınca vardırŞarabın içinde dönüp dolaşır,bir yere gidemezVe ona bakarak işte bende bu karınca gibi hiçbiryere gidemiyorum der
sırası gelmişken limandaki büyük vapurlardan birinin bacası ona, uzun mesafelerin ve uzun diyarların bağrından kopan bir haykırma gibi seslendiİri vapur bacalarından meydana çıkan bu yanık haykırışın Doktor Hikmet üstünde Büyük bir etkisi olmuştu
Hekim Hikmet birçok kitap ve dergi okumuştuAyrıca buralarda çoğu memleketin tanımını okumuştu ve birçok veri edinmiştiAncak buralara hiç gitmmiştiVe bu vapur seside Hekim Hikmet ’î çağırıyorduHadi kalk gidelim diyordu
Ama, Hekim Hikmet koşmak isteyipte koşamayan,haykırmak isteyipte bağıramayan kabus içinde bıkkın bir kimse gibi bir türlü bu davete uyamazBu kalk borusuna bir türlü “hazırım diyemez
Hekim Hikmet dördüncü bira şişesini de son damlasına değin içtikten daha sonra bu imkanı vakitten daha kaslı bulduİşte vapur önünde hazır duruyor,işte,gizli hareketleri saklayan yandak ve karanlıklar denizin üzerine kanatlarını germege başlıyorDaha sonradan o rehavete kapılarak Doktor Hikmer vapura bindiVapura bindiğinde çevresinde birçok insan vardır
Doktor Hikmet ’in üstü böylece akıcı değildi ve millet Doktor Hikmet ’e bakıyorlardıErtesi gün “nigare vapuru Pire limanını varır varmaz Hekim Hikmet ’in birincil işi karaya çıkarak birşeyler edinmek oldu
Hekim Hikmet daha sonra vapurda biriyle tanıştı ve onunla dostluk kurduAncak muhakkak bir vakit sonradan bu arkadaşlık kurdugu kişide kendisinden kaçmaya çalışır
Doktor Hikmet ’in başında bu maceralar geçtikten daha sonra Paris denilen o,uçsuz,bucaksız ve akıl giz ermez tezgahta çıraklık etmeye başlarParis ’te girdiği bir lokantada bir kadının bulunduğu masaya oturmak isterVe bu vesile ile kadınla tanışır
Daha sonraki günlerde Paris ’de bir türk bulmak amacıyla yollara düştü,aramaya koyulduBabasına bir mektup yollamak zorundaydıAncak hangi vasıta ile göndereceğini bulamadıMutlaka göndermesi gerekiyordubazen göndermemek aklından geçiyorduAma ihtiyarlar merake tmiştirMutlaka göndermesi gerekiyorduHekim Hikmet Paris ’I geziyorduAğustos ayının son günlerinde Luxembon bahçesi,insanın az kalsın yüreğine dokunan mahzun bir hal almıştırHekim Hikmet en fazla Jardin Des Tuilleries ile Place de la Concorde ’u fazla beğenmişti *