Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Bir ulke nicin kendi imkanları ile ayakta durmalıdır?

Bir ulke nicin kendi imkanları ile ayakta durmalıdır?
0
147

ahmet0135

FD Üye
Katılım
Nis 13, 2018
Mesajlar
3,753
Etkileşim
89
Puan
48
F-D Coin
0
Bir ulke nicin kendi imkanları ile ayakta durmalıdır?

Kişinin kendi hayatını duzene sokmak ve başka insanlarla ilişkilerinin cercevesini belirlemek uzere ihtiyac duyduğu ahlaki ilkelere ulaşma cabası insanlık tarihiyle yaşıttır Cunku etik, neyin meşru ve doğru kabul edilebileceğine dair bir calışma sahasıdır ve bu yonuyle hukuka şekil veren etiktir, hukuk her şeyin otesinde siyasal olanın da yani iktidarın da belirleyicisidir Ve bundan oturu toplumda farklı insanların veya insan gruplarının yonetim uzerindeki iddialarının hepsi etik zemininde tartışılır, guc mucadelelerinin ve yonetimin adaletine ilişkin cekişmelerin hepsinin temeli etik uzerine yapılan akıl yurutmelerdir İşte bu yuzden etik problemler hakkında ciddi ve tutarlı bir yaklaşım ortaya koymayı denememiş bir filozof yoktur Elbette ahlakın ne olduğuna, doğru davranıştan ne anlamamız gerektiğine ilişkin yaklaşımlar filozoflar arasında ceşitlilik gosterir

Herhangi bir davranışa neden “adil deriz? Adil olanın soyut ve evrensel bir tanımı var mıdır, yoksa her somut olayda icimizden gelen duygulara gore mi hareket etmeliyiz, veya o an toplumsal konjonkturde ortalama insanın yadırgamayacağı her davranış doğru ve adil midir? Bunlar ve benzeri sorular ilk devirlerden beri insanların kafasını meşgul etmekte, bazı tarih donemlerinde bir uctaki, bazense diğer uctaki cevaplar ağır basmakta, buna dayanılarak binyıllardır yeni devletler kurulmakta, yıkılmakta, kanunlar yapılmakta, rejimler değişmektedir

Bir yandan kimi zaman tarihin sonu diye adlandırılan gunumuz toplumlarında etik tartışmalar da nitelik değiştirmeye başlamıştır Gecmişte erdemin ne olduğu, hangi davranışların erdemli olduğu başlı başına birer soru iken 19 yuzyıldan itibaren insanlığın girdiği farklı donemle bu soru da nitelik değiştirmiştir Cunku artık insanlar iletişim, ulaşım, eğitim ve araştırma imkanlarının gelişmesi sebebiyle hem gecmişi, hem de gunumuz dunyasındaki farklı toplumları ve farklı etik yaklaşımları daha onceki yuzyıllarda olduğundan cok daha ceşitli ve karşılaştırmalı olarak oğrenebilmektedirler Bunun bir sonucu kulturel zenginleşme ve ornek alma olabilmektedir, buna karşılık bir diğer sonuc da birbirinden farklı bu anlayışların her hangi birinin ozel veya diğerlerinden daha doğru olabileceği duşuncesinin gitgide kayboluşudur Herkesi kuşatan, herkesin kabullenebileceği kapsayıcı bir etik anlayışın olabileceğine inanc gitgide azalmakta, bu konudaki calışmalar etik teoriler tarihi şeklinde bir genel kultur literaturu olmaya doğru ilerlemektedir Etik problemlerle karşılaşıldığında da cozum, bir doğrular butununde değil anlık, konjonkturel karşılıklı talepler ve pazarlıklarda aranmaktadır Bir cok zaman bu şekilde bir cozum bulunabilse bile bu cozum uzun vadede konjonktur değiştiğinde fonksiyonunu kaybedebilmekte ve tam ters sonuclara yol acabilmektedir İşte boyle bir anda gerekli olan bu konularda evrensel anlamda doğruluğa sahip bir ilkeler butunu olup olmadığını araştırmaktırBir ulke yıkılmamak ve yerle bir olmamak icin kendi imkanları dahilinde ayakta durmak zorundadır
 
858,505Konular
982,722Mesajlar
33,057Kullanıcılar
yaramaz61Son üye
Üst Alt