Bir Yanlış Gorunce Ne yapılır
İyiliği emredip kotuluğu nehyetmenin şartı
Sizden biri bir kotuluk gorduğunde gucu yetiyorsa eliyle duzeltsin, yetmezse diliyle duzeltsin, onu da yapamazsa, hic olmazsa kalbiyle buğz etsin Fakat bu, imanın en zayıf mertebesidir (Muslim, Tirmizi, EbU DavUd)
Yukarıdaki hadisi şerif her muslumanın munkere yani yanlışa karşı tavrını net bir şekilde belirliyor Buna gore musluman kişi, her daim munkerin karşısında olmalıdır Bu tavrı başka pek cok hadisi şerifte de goruyoruz
Peki, munker ya da yanlış nedir?
Seyyid Şerif Curcani rha Tarifat adlı eserinde munkeri icinde Allahın rızasının olmadığı soz ve iş olarak tarif ediyor Munker kavramının zıddı marufdur Bu da Allahın rızasına uygun soz, iş ve durumdur Maruf ve munker gunluk hayatta her muslumanın muhatap olduğu iki temel unsurdur Bu yuzden emri bilmaruf ve nehyi anilmunker butun İslam alimlerince vacip bir gorev olarak kabul edilmiştir
Bu hadisi şerife gore, muslumanın munker karşısında alacağı tavır uc derecede sıralanmıştır İlki gucu yettiği takdirde eliyle duzeltmesidir Yani bilfiil mudahale etmesidir Sahihi Muslim acıklayıcılarından olan Muhammed b Halife elVeştani rha bunu şoyle acıklamıştır:
İyiliği emretmek, kotuluğu engellemek İslamın direkleridir, bu gorev vaciptir ve icma ile sabittir Buna Rafıziler haricinde muhalefet eden olmamıştır Bu yolda cabalayan kişi sadece Allah rızasına itibar etmeli ve ne yoneticiden korkmalı ne de arkadaşından cekinmelidir Gercek dost, dunyasını harap etse bile arkadaşının ahiretini bayındır kılan kişidir Duşman ise dunyasını mamur kılsa da arkadaşının ahiretini harap edendir Bu acıklamalardan anlaşılacağı gibi, munkeri engellemeden maksat, ozelde musluman kardeşini kurtarmak, genelde ise toplumun duzenini korumaktır Cunku kotuluğun yayılmasını engellemek İslamın temel prensiplerindendir İnsanlara yahut tabiata, maddi manevi zarar veren her turlu iş yasaklanmıştır
Bu yasak, dunya ve ahiret maslahatı icindir Bu maslahatın sağlanması icin de butun muslumanlar bizzat gorevli ve mukelleftir Fakat bu mukelleflik herkesin istediği gibi, keyfince uygulayacağı bir şey değildir Bunun bir sınırı, olcusu ve adabı vardır Bunların en başında kişinin keyfi olarak her şeye mudahele etmemesi gelir
İmam Muhammed Veştani rha bu noktada olcuyu şoyle belirlemiştir:
İyiliği emredip kotuluğu nehyetmenin şartı bilgi sahibi olmaktır Sonra ise namaz ve zina gibi hukmu sabit konular gelir Yani mudahale edilecek işin doğruluğu yanlışlığı net ve kesin olmalıdır
İkinci tavır olan gucu yetmediği takdirde diliyle duzeltmesi ifadesini Veştani rha şoyle acıklamıştır:
Mudahalede bulunmak icin kişinin işin doğru halini bilmesi gerekir Eğer elle değiştirmekten, duzeltmekten korkuyorsa sozle uyarmalı, nasihat etmelidir Cahil kimseye ve zulmunden korkulan zalime karşı mulayim bir şekilde uyarı yapılmalıdır Cunku bu daha etkili olur Bu yuzden uyaran kişinin salah ehli, yani kendi halinin duzgun olması tavsiye olunmuştur Cunku boyle bir kişinin uyarısı daha faydalı olur
Ucuncu tavır olan en azından kalpte buğzun var olması mumini teyakkuz halinde tutmak icindir Boylece mumin Allahın rızasının olmadığı şeylerden kendisini uzak tutmuş olur Nitekim bir başka hadisi şerif Allah icin sevmeyi ve Allah icin buğzetmeyi emreder Nitecide muminin her halukarda iyinin, doğrunun yanında olması, bu haldeki kişi ve işleri desteklemesi, daima doğruyu soylemesi lazımdır Aynı şekilde, Allahın yasak kıldığı şeyleri elinden geldiğince engellemesi bu noktada insanları uyarması, hicbirini yapamıyorsa en azından kendi nefsini uzak tutması imanı icin gereklidir
semerkand dergisi
İyiliği emredip kotuluğu nehyetmenin şartı
Sizden biri bir kotuluk gorduğunde gucu yetiyorsa eliyle duzeltsin, yetmezse diliyle duzeltsin, onu da yapamazsa, hic olmazsa kalbiyle buğz etsin Fakat bu, imanın en zayıf mertebesidir (Muslim, Tirmizi, EbU DavUd)
Yukarıdaki hadisi şerif her muslumanın munkere yani yanlışa karşı tavrını net bir şekilde belirliyor Buna gore musluman kişi, her daim munkerin karşısında olmalıdır Bu tavrı başka pek cok hadisi şerifte de goruyoruz
Peki, munker ya da yanlış nedir?
Seyyid Şerif Curcani rha Tarifat adlı eserinde munkeri icinde Allahın rızasının olmadığı soz ve iş olarak tarif ediyor Munker kavramının zıddı marufdur Bu da Allahın rızasına uygun soz, iş ve durumdur Maruf ve munker gunluk hayatta her muslumanın muhatap olduğu iki temel unsurdur Bu yuzden emri bilmaruf ve nehyi anilmunker butun İslam alimlerince vacip bir gorev olarak kabul edilmiştir
Bu hadisi şerife gore, muslumanın munker karşısında alacağı tavır uc derecede sıralanmıştır İlki gucu yettiği takdirde eliyle duzeltmesidir Yani bilfiil mudahale etmesidir Sahihi Muslim acıklayıcılarından olan Muhammed b Halife elVeştani rha bunu şoyle acıklamıştır:
İyiliği emretmek, kotuluğu engellemek İslamın direkleridir, bu gorev vaciptir ve icma ile sabittir Buna Rafıziler haricinde muhalefet eden olmamıştır Bu yolda cabalayan kişi sadece Allah rızasına itibar etmeli ve ne yoneticiden korkmalı ne de arkadaşından cekinmelidir Gercek dost, dunyasını harap etse bile arkadaşının ahiretini bayındır kılan kişidir Duşman ise dunyasını mamur kılsa da arkadaşının ahiretini harap edendir Bu acıklamalardan anlaşılacağı gibi, munkeri engellemeden maksat, ozelde musluman kardeşini kurtarmak, genelde ise toplumun duzenini korumaktır Cunku kotuluğun yayılmasını engellemek İslamın temel prensiplerindendir İnsanlara yahut tabiata, maddi manevi zarar veren her turlu iş yasaklanmıştır
Bu yasak, dunya ve ahiret maslahatı icindir Bu maslahatın sağlanması icin de butun muslumanlar bizzat gorevli ve mukelleftir Fakat bu mukelleflik herkesin istediği gibi, keyfince uygulayacağı bir şey değildir Bunun bir sınırı, olcusu ve adabı vardır Bunların en başında kişinin keyfi olarak her şeye mudahele etmemesi gelir
İmam Muhammed Veştani rha bu noktada olcuyu şoyle belirlemiştir:
İyiliği emredip kotuluğu nehyetmenin şartı bilgi sahibi olmaktır Sonra ise namaz ve zina gibi hukmu sabit konular gelir Yani mudahale edilecek işin doğruluğu yanlışlığı net ve kesin olmalıdır
İkinci tavır olan gucu yetmediği takdirde diliyle duzeltmesi ifadesini Veştani rha şoyle acıklamıştır:
Mudahalede bulunmak icin kişinin işin doğru halini bilmesi gerekir Eğer elle değiştirmekten, duzeltmekten korkuyorsa sozle uyarmalı, nasihat etmelidir Cahil kimseye ve zulmunden korkulan zalime karşı mulayim bir şekilde uyarı yapılmalıdır Cunku bu daha etkili olur Bu yuzden uyaran kişinin salah ehli, yani kendi halinin duzgun olması tavsiye olunmuştur Cunku boyle bir kişinin uyarısı daha faydalı olur
Ucuncu tavır olan en azından kalpte buğzun var olması mumini teyakkuz halinde tutmak icindir Boylece mumin Allahın rızasının olmadığı şeylerden kendisini uzak tutmuş olur Nitekim bir başka hadisi şerif Allah icin sevmeyi ve Allah icin buğzetmeyi emreder Nitecide muminin her halukarda iyinin, doğrunun yanında olması, bu haldeki kişi ve işleri desteklemesi, daima doğruyu soylemesi lazımdır Aynı şekilde, Allahın yasak kıldığı şeyleri elinden geldiğince engellemesi bu noktada insanları uyarması, hicbirini yapamıyorsa en azından kendi nefsini uzak tutması imanı icin gereklidir
semerkand dergisi