iltasyazilim
FD Üye
BİR YUDUM SEVGİ
Teşvikiye'de dolaşıyordum Yarım saat boş vaktim vardı Hava fazla güzeldi Kısacası pırıl pırıl şen bir gündü Yürüdüğüm kaldırımın karşısındaki kaldırımda yaşlı bir beyefendi dikkatimi çekti İleri yaşına karşın şık giyimli ve bakımlıydı Seksen yaşlarında olmalıydı Epeyce zorlama yürüyordu Şık bir baston ona yürürken destek oluyordu Birdenbire içimde önüne geçilmez bir özlem uyandı Kuvvet yürüdüğü için yardım etmek istedim Sanırım dede ve dedemi çok erken yaşlarda kaybetmiş almak ve onlarla dedetorun birlikteliğini, paylaşımını hiç yaşayamamış edinmek içimde ukde kalmış Anında karşı kaldırıma geçtim ve onu ürkütmeden koluna girdim
Böyle güzel bir havada sizin gibi yakışıklı bir beyefendiyle azıcık yürümeme müsade verir misiniz?
Fazla şaşırdı Durdu ve bana dikkatlice baktı Bunun üstüne, ona uğurlu gününde olduğunu, bir Pazar öğleden sonrasında benim gibi güzel bir hanımla kol kola dolaşmayı reddetmeyeceğini düşündüğümü söyledim
Gülümsedi ve bana;
Sen gerçek misin? Yoksa gökten mi indin? Umulan yaşım ilerledi dedi
Sonra o benim koluma girdi Birlikte fazla yavaş adımlarla yürümeye başladık öyle şeker, böylece hoşsohbet bir insandı fakat anlatamam 96 yaşında olduğunu söylemekle başladı sohbete O andan itibaren araya girmeye çalışsam da hiçbir şey söyleyemiyordum Sözde uzun zamandır konuşmuyordu Büyük bir keyifle anlatıyordu Atatürk'le başladı söze Onun ne dek özel, ne değin kıymetli bir insan olduğundan, İnönü ile silah arkadaşı olduğuna, İstiklâl madalyalarına kadar anlattı Ara ara durup bana gülümsüyordu Sonradan dedi ki;
Eskiden muhtemel müydü böyle bir kızla kol kola sokakta yürüyelim? Türk kızlarıyla katiyen Ancak yabancı kızlarla olurdu Ve başladı daha neşelendirici bir ses tonuyla anlatmaya Vaktiyle koskocoman işler başardığını, ünlü ve başarılı bir işadamı olduğunu fakat tüm bunlara kendini kaptırmadan çalışırken bununla beraber da hayatını yaşadığını anlattı “Yaşam keyiftir dedi Bu hayatin sadece kendimizin olduğunu, başkalarının hayatlarını yaşamanın ya da başkaları için yaşamanın yanlış olduğunu söyledi;
Ben dışa dönük bir insan oldum hayatım boyu Dans benim için çok önemliydi Eşim evinde yaşamayı severdi O böyle diye ben isteklerimden vazgeçmedim Onu da bana alıntı yapmak için zorlamadım Çünkü o da onun tercihiydi ve kendi hayatıydı Birlikte mutluyduk ama kendi hayatlarımızı yaşadık Ben defalarca dansa gittim arkadaşlarımla Fazla gezdim, çok eğlendim Laf aramızda çok yakışıklıydım Ben de kendisine hâlâ yakışıklı bir beyefendi olduğunu söyleyince elimi öptü Gözlerim doldu o anda Hemen sonradan bana Fransızca bir şarkı söylemeye başladı Nasıl capcanlı, nasıl kendi kendini mutlu edebilmiş bir insan diye düşünürken durdu ve;
Hayatta mutlu olacak her zaman birşeyler bulmuşumdur Zorlukların üstesinden dertlenerek yok, kabul ederek, onu geride bırakarak ve bu nedenle daha basit çözerek gelmişimdir 96 yaşındayım ama kalbim hâlâ çok genç, dedi
Bayıldım bu yürüyüşe, 3 dakikalık yolu 20 dakikada geldik lakin çoğu yaşam dersi aldım Koca bir hayatı yalnızca çalışarak ve savaşarak geçirmemiş, her anından mutlu olacak bir şeyler bulmuş Keyif almış Anlatacak ne çok hoş hikâyesi var Böyle yaşadığı için de genç kalmış Yaşıtları hayatta değil O hâlâ yalnız başına yürüyüşe çıkıyor Teşvikiye Karakolu'nun önüne geldik Muhitinde herkes bu beyefendiyi tanıyor ve hürmet ediyordu Nöbetçi polislere döndü ve övünerek beni gösterdi
Bakın ne buldum Bugün uğurlu günümdeyim
Evine dek götürdüm İstiklâl madalyalarını ve gençlik yıllarına ait birkaç fotoğrafı kullanmak için çok ısrar etti Vaktim kalmamıştı ama onu kıramadım Peki dediğimde gözlerindeki ışıltıyı görmeliydiniz Keyifle ve özenle açtı kutuları ve paylaştı yıllarını benimle Telefonlarımızı verdik birbirimize Beni manevi torunu kabul etmesini ve onun da benim manevi dedem olmasını istedim Beni kucakladı Ayrıldık
İki gün geçti ve beni telefonla aradı
Hayal mi gördüm, sen hakiki miydin diye kontrol etmeye aradım, dedi Benim onu fazla mutlu ettiğimi, beni çok sevdiğini ve özlediğini söyledi
Bir gün buluşup bir kahve içelimdedim
Bana yetmez, dansa gidelimdedi Kahkahalarımı ve onun kahkahalarını duymalıydınız İkiüç güne kadar kendisini arayacağımı söyledim Bu ikiüç günün hayatının en uzun zamanı olacağını söyledi
Bu son cümlesi kalbime yapıştı Bu Nedenle, Ögrendim ki; Paylaşmanın sevgi alışverişinin yaşı yokmuş Benden 62 yaş büyük biri ile de dost olunabilirmiş
Öğrendim ki, fazla fikir gücü bastonla yürüyen birine bile dans etme ricası verebilirmiş
Öğrendim ki, hedeflemek amaç yok, daha iyi, daha şen yaşam için bir araçmış
Öğrendim ama, bir insanı iyi sezdirmek fazla kolaymış
Öğrendim ki, birbirimize vereceğimiz küçücük bir sevgi, azıcık alaka bize kocaman bir şekilde geri dönüşüyormuş
ALINTI
*
Teşvikiye'de dolaşıyordum Yarım saat boş vaktim vardı Hava fazla güzeldi Kısacası pırıl pırıl şen bir gündü Yürüdüğüm kaldırımın karşısındaki kaldırımda yaşlı bir beyefendi dikkatimi çekti İleri yaşına karşın şık giyimli ve bakımlıydı Seksen yaşlarında olmalıydı Epeyce zorlama yürüyordu Şık bir baston ona yürürken destek oluyordu Birdenbire içimde önüne geçilmez bir özlem uyandı Kuvvet yürüdüğü için yardım etmek istedim Sanırım dede ve dedemi çok erken yaşlarda kaybetmiş almak ve onlarla dedetorun birlikteliğini, paylaşımını hiç yaşayamamış edinmek içimde ukde kalmış Anında karşı kaldırıma geçtim ve onu ürkütmeden koluna girdim
Böyle güzel bir havada sizin gibi yakışıklı bir beyefendiyle azıcık yürümeme müsade verir misiniz?
Fazla şaşırdı Durdu ve bana dikkatlice baktı Bunun üstüne, ona uğurlu gününde olduğunu, bir Pazar öğleden sonrasında benim gibi güzel bir hanımla kol kola dolaşmayı reddetmeyeceğini düşündüğümü söyledim
Gülümsedi ve bana;
Sen gerçek misin? Yoksa gökten mi indin? Umulan yaşım ilerledi dedi
Sonra o benim koluma girdi Birlikte fazla yavaş adımlarla yürümeye başladık öyle şeker, böylece hoşsohbet bir insandı fakat anlatamam 96 yaşında olduğunu söylemekle başladı sohbete O andan itibaren araya girmeye çalışsam da hiçbir şey söyleyemiyordum Sözde uzun zamandır konuşmuyordu Büyük bir keyifle anlatıyordu Atatürk'le başladı söze Onun ne dek özel, ne değin kıymetli bir insan olduğundan, İnönü ile silah arkadaşı olduğuna, İstiklâl madalyalarına kadar anlattı Ara ara durup bana gülümsüyordu Sonradan dedi ki;
Eskiden muhtemel müydü böyle bir kızla kol kola sokakta yürüyelim? Türk kızlarıyla katiyen Ancak yabancı kızlarla olurdu Ve başladı daha neşelendirici bir ses tonuyla anlatmaya Vaktiyle koskocoman işler başardığını, ünlü ve başarılı bir işadamı olduğunu fakat tüm bunlara kendini kaptırmadan çalışırken bununla beraber da hayatını yaşadığını anlattı “Yaşam keyiftir dedi Bu hayatin sadece kendimizin olduğunu, başkalarının hayatlarını yaşamanın ya da başkaları için yaşamanın yanlış olduğunu söyledi;
Ben dışa dönük bir insan oldum hayatım boyu Dans benim için çok önemliydi Eşim evinde yaşamayı severdi O böyle diye ben isteklerimden vazgeçmedim Onu da bana alıntı yapmak için zorlamadım Çünkü o da onun tercihiydi ve kendi hayatıydı Birlikte mutluyduk ama kendi hayatlarımızı yaşadık Ben defalarca dansa gittim arkadaşlarımla Fazla gezdim, çok eğlendim Laf aramızda çok yakışıklıydım Ben de kendisine hâlâ yakışıklı bir beyefendi olduğunu söyleyince elimi öptü Gözlerim doldu o anda Hemen sonradan bana Fransızca bir şarkı söylemeye başladı Nasıl capcanlı, nasıl kendi kendini mutlu edebilmiş bir insan diye düşünürken durdu ve;
Hayatta mutlu olacak her zaman birşeyler bulmuşumdur Zorlukların üstesinden dertlenerek yok, kabul ederek, onu geride bırakarak ve bu nedenle daha basit çözerek gelmişimdir 96 yaşındayım ama kalbim hâlâ çok genç, dedi
Bayıldım bu yürüyüşe, 3 dakikalık yolu 20 dakikada geldik lakin çoğu yaşam dersi aldım Koca bir hayatı yalnızca çalışarak ve savaşarak geçirmemiş, her anından mutlu olacak bir şeyler bulmuş Keyif almış Anlatacak ne çok hoş hikâyesi var Böyle yaşadığı için de genç kalmış Yaşıtları hayatta değil O hâlâ yalnız başına yürüyüşe çıkıyor Teşvikiye Karakolu'nun önüne geldik Muhitinde herkes bu beyefendiyi tanıyor ve hürmet ediyordu Nöbetçi polislere döndü ve övünerek beni gösterdi
Bakın ne buldum Bugün uğurlu günümdeyim
Evine dek götürdüm İstiklâl madalyalarını ve gençlik yıllarına ait birkaç fotoğrafı kullanmak için çok ısrar etti Vaktim kalmamıştı ama onu kıramadım Peki dediğimde gözlerindeki ışıltıyı görmeliydiniz Keyifle ve özenle açtı kutuları ve paylaştı yıllarını benimle Telefonlarımızı verdik birbirimize Beni manevi torunu kabul etmesini ve onun da benim manevi dedem olmasını istedim Beni kucakladı Ayrıldık
İki gün geçti ve beni telefonla aradı
Hayal mi gördüm, sen hakiki miydin diye kontrol etmeye aradım, dedi Benim onu fazla mutlu ettiğimi, beni çok sevdiğini ve özlediğini söyledi
Bir gün buluşup bir kahve içelimdedim
Bana yetmez, dansa gidelimdedi Kahkahalarımı ve onun kahkahalarını duymalıydınız İkiüç güne kadar kendisini arayacağımı söyledim Bu ikiüç günün hayatının en uzun zamanı olacağını söyledi
Bu son cümlesi kalbime yapıştı Bu Nedenle, Ögrendim ki; Paylaşmanın sevgi alışverişinin yaşı yokmuş Benden 62 yaş büyük biri ile de dost olunabilirmiş
Öğrendim ki, fazla fikir gücü bastonla yürüyen birine bile dans etme ricası verebilirmiş
Öğrendim ki, hedeflemek amaç yok, daha iyi, daha şen yaşam için bir araçmış
Öğrendim ama, bir insanı iyi sezdirmek fazla kolaymış
Öğrendim ki, birbirimize vereceğimiz küçücük bir sevgi, azıcık alaka bize kocaman bir şekilde geri dönüşüyormuş
ALINTI
*