iltasyazilim
FD Üye
BİR YUMAK İPLİK BIRAKABİLİYOR MUYUZ?
Taze bir dut yaprağı üzerinde yumurtasından meydana çıkan ufacık tırtıl dünyaya gözlerini açtıktan bir zaman daha sonra büyük bir iştahla dut yaprağı yemeye başlıyor…
Yedikçe büyüyor, dört beş kez gömlek değiştirip birbir buçuk ayda 7 ya da 8 santime ulaşıyor sonradan dut ağacında kendine askı olarak kullanacağı bir dal belirliyor… Kendini de o askıya bağlayıp üstteki dudağındaki delikten iplik halinde ipekli salgılayıp ipeğe sarılmaya ve kozasını örmeye başlıyor İpliğini çıkardığı sürece, başını 8 çizer gibi sürekli oynatıp, kozanın bir bölümünden diğer bölümüne geçerek örme işlemine devam ediyor Başı dönmeden ve dengesini hiç kaybetmeden, 3–4 gün süresince toplam takriben 130000 kez dönerek bu hareketi yapıyor… İpekle ördüğü kozasını tamamladığında kendisini de ördüğü kozaya hapsedip, görevini başarıyla bitirmenin hazzı ile uykuya dalıyor
Minicik bir tırtılla başlayan sürecin sonunda tırtılımız kayboluyor artık apaçık ipekten örülmüş bir koza ve içinde kelebek bulunmaktadır… Koza kendi haline bırakıldığında iki üç hafta içinde kelebek haline gelerek kozasını parçalayıp dışarı çıkmaktadır… İpekçilikle uğraşan ırk kelebeğin ipekli kozasını parçalamasını önlemek için koza oluşumundan anında sonra bu kozaları kaynayan suya atarak içindeki tırtılın ölmesini sağlarlar
Ipek böceğinin ufacık hayatı yoğun bir egzersiz ve bir şeyler üretme ile geçiyor
Dünyaya bir görevi olduğunu ve bir hedefi yerine getirmek için geldiğini biliyor
Kendisine bahşedilen görevi en iyi şekilde yorulmadan, şikâyet etmeden, İnsanların faydalanacağı bir eser bırakarak, Kaynar suya atılacağını kasten başarıyla yerine getiriyor…
…
İnsanlarında hedefleri olmalı, başıboş yaşamamalı…
Ne için yaratıldığını her iki cihan için de kendisine yüklenen ödev ve sorumluluklarının neler olduğunu masaya yatırmalı,
Sebep sonuç ilişkisini irdelemeli… Ve buna kadar hayatına çeki armoni vermeli…
Hayata gönderilmesinin sebebinin sadece yemek yemek, içmek ve uyuklamak olmadığını bilmeli…
Bir gün başını iki ellerine arasına alıp vicdan muhasebesi yaptığında mutlu olabilmeli…
Bir eser bırakmalı gücü yettiğince, tası tarağı toplayıp ölümü beklememeli…
Kafasını geriye çevirip geçmişine baktığında koca bir hiçle karşılaşmamalı…
İnsanlığa birkaç kuruşluk faydası olmalı, çalışmalı, emek vermeli, kaytarmamalı, bir şeyler üretmeli…
Öldüğünde bir kısım insanların dilinden düşürmediği bir bestesi, Vefat sonrası yaşam için heybesinde götüreceği birkaç birikimi olmalı…
…
Ipekli böceği gibi üretim ettiğin ipekli kozasının içinde kalacağını bilsen de,
Canlı canlı kaynar suya atılacağını bilsen de son nefese dek çalışmalı elinden geleni yapmalısın… Zaten kozanın içinde ölmeyip kozayı kırarak dışarı çıkıp kelebek olsan bile maksimum bir haftalık ömrün var…
Önemli olan geride bir yumak ipek bırakabiliyor musun?
MEHMET ORHAN DURDU *
Taze bir dut yaprağı üzerinde yumurtasından meydana çıkan ufacık tırtıl dünyaya gözlerini açtıktan bir zaman daha sonra büyük bir iştahla dut yaprağı yemeye başlıyor…
Yedikçe büyüyor, dört beş kez gömlek değiştirip birbir buçuk ayda 7 ya da 8 santime ulaşıyor sonradan dut ağacında kendine askı olarak kullanacağı bir dal belirliyor… Kendini de o askıya bağlayıp üstteki dudağındaki delikten iplik halinde ipekli salgılayıp ipeğe sarılmaya ve kozasını örmeye başlıyor İpliğini çıkardığı sürece, başını 8 çizer gibi sürekli oynatıp, kozanın bir bölümünden diğer bölümüne geçerek örme işlemine devam ediyor Başı dönmeden ve dengesini hiç kaybetmeden, 3–4 gün süresince toplam takriben 130000 kez dönerek bu hareketi yapıyor… İpekle ördüğü kozasını tamamladığında kendisini de ördüğü kozaya hapsedip, görevini başarıyla bitirmenin hazzı ile uykuya dalıyor
Minicik bir tırtılla başlayan sürecin sonunda tırtılımız kayboluyor artık apaçık ipekten örülmüş bir koza ve içinde kelebek bulunmaktadır… Koza kendi haline bırakıldığında iki üç hafta içinde kelebek haline gelerek kozasını parçalayıp dışarı çıkmaktadır… İpekçilikle uğraşan ırk kelebeğin ipekli kozasını parçalamasını önlemek için koza oluşumundan anında sonra bu kozaları kaynayan suya atarak içindeki tırtılın ölmesini sağlarlar
Ipek böceğinin ufacık hayatı yoğun bir egzersiz ve bir şeyler üretme ile geçiyor
Dünyaya bir görevi olduğunu ve bir hedefi yerine getirmek için geldiğini biliyor
Kendisine bahşedilen görevi en iyi şekilde yorulmadan, şikâyet etmeden, İnsanların faydalanacağı bir eser bırakarak, Kaynar suya atılacağını kasten başarıyla yerine getiriyor…
…
İnsanlarında hedefleri olmalı, başıboş yaşamamalı…
Ne için yaratıldığını her iki cihan için de kendisine yüklenen ödev ve sorumluluklarının neler olduğunu masaya yatırmalı,
Sebep sonuç ilişkisini irdelemeli… Ve buna kadar hayatına çeki armoni vermeli…
Hayata gönderilmesinin sebebinin sadece yemek yemek, içmek ve uyuklamak olmadığını bilmeli…
Bir gün başını iki ellerine arasına alıp vicdan muhasebesi yaptığında mutlu olabilmeli…
Bir eser bırakmalı gücü yettiğince, tası tarağı toplayıp ölümü beklememeli…
Kafasını geriye çevirip geçmişine baktığında koca bir hiçle karşılaşmamalı…
İnsanlığa birkaç kuruşluk faydası olmalı, çalışmalı, emek vermeli, kaytarmamalı, bir şeyler üretmeli…
Öldüğünde bir kısım insanların dilinden düşürmediği bir bestesi, Vefat sonrası yaşam için heybesinde götüreceği birkaç birikimi olmalı…
…
Ipekli böceği gibi üretim ettiğin ipekli kozasının içinde kalacağını bilsen de,
Canlı canlı kaynar suya atılacağını bilsen de son nefese dek çalışmalı elinden geleni yapmalısın… Zaten kozanın içinde ölmeyip kozayı kırarak dışarı çıkıp kelebek olsan bile maksimum bir haftalık ömrün var…
Önemli olan geride bir yumak ipek bırakabiliyor musun?
MEHMET ORHAN DURDU *
Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.