'Birkaç gündür yargıda işler iyice tuhaflaştı, FETÖ'cüler kritik noktalara getirildi'

Güngör, "Anlayacağınız, tarih tekerrür ediyor ancak kimse yargıdaki tehlikenin büyüklüğünü fark edemiyor" tabirlerini kullandı.

Sabah gazetesi muharriri Dilek Güngör, bugünkü yazısında yargı içerisinde çok sayıda FETÖ'cünün kritik vazifelere getirildiğini sav etti. 

"Tarih tekerrür ediyor fakat kimse yargıdaki tehlikenin büyüklüğünü fark edemiyor" diyen Güngör, "Şu anda yargıyı ele geçiren bu grupların içine sızan FETÖ'cüler eliyle 17-25'teki üzere yeni bir kumpas davası hazırlansa o vakit kim, ne diyebilecek?" tabirlerini kullandı.

Güngör'ün 'Yargıda tehlikenin farkında mısınız' başlıklı yazısının ilgili kısmı şu halde:

"Birkaç gündür yargıda işler yeterlice tuhaflaştı!



FETÖ'nün azılı elemanlarını bir mahkeme hür bırakıyor, oburu yine tutukluyor. Örgütün para kaynağı olarak bilinen holdinglerle ilgili akıl almaz kararlar çıkıyor. Ankesör soruşturmasına takılan hakim ve savcılarla ilgili Yargıtay'ın sesi çıkmıyor.

Bunlar kamuoyu önünde cereyan edenler… Bir de işin mutfağında olan biten var.

Hatırlarsanız, 17-25 Aralık'ta FETÖ'nün kumpas davalarıyla hükümeti devirme planı suya fikir yargıda önemli bir paklık harekâtı başlatıldı. HSYK'yı FETÖ'den temizlemek için muhafazakârlar, toplumsal demokratlar ve davacılar birlik olup 'Yargıda Birlik Platformu' kurdu.

15 Temmuz'daki hain darbeden sonra bir kısım FETÖ'cüler ihraç edildi. Bir mühlet sonra FETÖ'den boşalan koltuklara başka gruplar oturdu. O'cular, bu'cular unvanlı vazifelere getirildi. Yargıdaki atamaların yapıldığı il başsavcılıkları, komisyon başkanlıkları, daire başkanlıkları, mahkeme başkanlıklarının neredeyse yüzde 80'i bu kümelerin eline geçti. Hakim ve savcı adaylarının yetiştiği Türkiye Adalet Akademisi'ni de denetim altına aldılar. Sonra evvelce izlediğimiz sinema sahne aldı!

Hassas kaynaklarımdan aldığım bilgilere nazaran, FETÖ'nün kumpas davalarını karara bağlayan yargıçlar ile terör soruşturmalarını yürüten savcılar, herkesin 'cemaat' dediği devirde meslekten ihracı bile göze alıp örgüte karşı hata duyurusunda bulunanlar, 15 Temmuz hain darbe planında eline silah alıp adliyeleri müdafaaya gidenler ya sürgün yedi, ya da kızağa çekildi. Onların yerine telefonunda ByLock çıkanlar, geçersiz şahitler üzerinden KOM Başkanlığı'nın vilayetlere yolladığı ByLock listelerinden isimlerini sildirenler, darbeci akrabaları olanlar vb. getirildi.



Anlayacağınız, tarih tekerrür ediyor ancak kimse yargıdaki tehlikenin büyüklüğünü fark edemiyor.

Artık soruyorum: Yarın öbür gün şu anda yargıyı ele geçiren bu grupların içine sızan FETÖ'cüler eliyle 17-25'teki üzere yeni bir kumpas davası hazırlansa! O vakit kim, ne diyebilecek?

Herkes sormayacak mı?

Hani, "FETÖ'cüler yargı içinden ihraç edilmişti" diye… Hani Adalet Bakanı Abdulhamit Gül 'Yargıyı FETÖ'den temizledik' demişti diye… Hani, 'işler ehline veriliyordu' diye…"