iltasyazilim
FD Üye
1
2
3
Ey kardeş! Benden birkaç nasihat istedin Sen bir asker olduğun için, askerlik temsilâtiyle, sekiz hikâyecikler ile birkaç hakikati nefsimle beraber dinle Çünkü, ben nefsimi herkesten ziyâde nasihate muhtaç görüyorum Vaktiyle sekiz âyetten istifade ettiğim Sekiz Sözü, biraz uzunca, nefsime demiştim Şimdi, kısaca ve avâm lisânıyla nefsime diyeceğim Kim isterse beraber dinlesin
BİRİNCİ SÖZ
Bismillâh her hayrın başıdır Biz dahi başta ona başlarız Bil ey nefsim! Şu mübârek kelime İslâm nişanı olduğu gibi, bütün mevcudâtın lisânı haliyle virdi zebânıdır Bismillâh ne büyük tükenmez bir kuvvet, ne çok bitmez bir bereket olduğunu anlamak istersen, şu temsilî hikâyeciğe bak, dinle Şöyle ki:
Bedevî Arab çöllerinde seyahat eden adama gerektir ki, bir kabîle reisinin ismini alsın ve himâyesine girsin tâ şakîlerin şerrinden kurtulup, hâcâtını tedârik edebilsin Yoksa, tek başıyla, hadsiz düşman ve ihtiyacâtına karşı perişan olacaktır
1 Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla2 Ve sâdece Ondan yardım dileriz
3 Ezelden ebede her türlü hamd ve övgü, şükür ve minnet, âlemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur Efendimiz Muhammed'e (asm), onun bütün âl ve ashâbına salât ve selâm olsun
İşte böyle bir seyahat için iki adam sahrâya çıkıp gidiyorlar Onlardan birisi mütevâzi idi; diğeri mağrur Mütevâzii, bir reisin ismini aldı; mağrur almadı Alanı her yerde selâmetle gezdi Bir kâtıü'ttarîka rast gelse, der: Ben filân reisin ismiyle gezerimŞakî def' olur, ilişemez Bir çadıra girse, o nâm ile hürmet görür Öteki mağrur, bütün seyahatinde öyle belâlar çeker ki, tarif edilmez Dâimâ titrer, dâimâ dilencilik ederdi Hem zelîl, hem rezil oldu
İşte, ey mağrur nefsim, sen o seyyahsın Şu dünya ise bir çöldür Aczin ve fakrın hadsizdir Düşmanın, hâcâtın nihayetsizdir Mâdem öyledir, şu sahrânın Mâliki Ebedîsi ve Hâkimi Ezelîsinin ismini al Tâ bütün kâinatın dilenciliğinden ve her hâdisâtın karşısında titremeden kurtulasın
Evet, bu kelime öyle mübârek bir defînedir ki, senin nihayetsiz aczin ve fakrın, seni nihayetsiz kudrete, rahmete rabt edip, Kadîri Rahîmin dergâhında aczi, fakrı en makbul bir şefaatçi yapar Evet, bu kelime ile hareket eden, o adama benzer ki: Askere kaydolur Devlet nâmına hareket eder Hiçbir kimseden pervâsı kalmaz Kanun nâmına, devlet nâmına der Her işi yapar, her şeye karşı dayanır
Başta demiştik: Bütün mevcudât lisânı hal ile, BismillâhderÖyle mi?
Evet Nasıl ki, görsen; bir tek adam geldi, bütün şehir ahalisini cebren bir yere sevk etti ve cebren işlerde çalıştırdı Yakînen bilirsin, o adam kendi nâmiyle, kendi kuvvetiyle hareket etmiyor Belki o bir askerdir, devlet nâmına hareket eder, bir padişah kuvvetine istinad eder
Öyle de, her şey Cenâbı Hakkın nâmına hareket eder ki, zerrecikler gibi tohumlar, çekirdekler, başlarında koca ağaçları taşıyor, dağ gibi yükleri kaldırıyorlar Demek her bir ağaç Bismillâhder; hazînei rahmet meyvelerinden ellerini dolduruyor, bizlere tablacılık ediyor
Her bir bostan, Bismillâhder, matbahai kudretten bir kazan olur ki, çeşit çeşit pek çok muhtelif leziz taamlar, içinde beraber pişiriliyor
Her bir inek, deve, koyun, keçi gibi mübârek hayvanlar Bismillâhder, rahmet feyzinden bir süt çeşmesi olur Bizlere Rezzâk nâmına en latîf, en nazîf, âbı hayat gibi bir gıdâyı takdim ediyorlar
Her bir nebat ve ağaç ve otların ipek gibi yumuşak kök ve damarları Bismillâhder, sert olan taş ve toprağı deler, geçer Allah nâmına, Rahmân nâmınader; her şey ona musahhar olur
Evet, havada dalların intişârı ve meyve vermesi gibi, o sert taş ve topraktaki köklerin kemâli sühûletle intişâr etmesi ve yer altında yemiş vermesi; hem şiddeti hararete karşı aylarca nâzik, yeşil yaprakların yaş kalması, tabiiyyunun ağzına şiddetle tokat vuruyor Kör olası gözüne parmağını sokuyor Ve diyor ki: En güvendiğin salâbet ve hararet dahi emir tahtında hareket ediyorlar ki, o ipek gibi yumuşak damarlar, birer asâi Mûsâ (as) gibi, 1 emrine imtisâl ederek taşları şakk eder Ve o sigara kâğıdı gibi ince nâzenin yapraklar, birer âzâyı İbrâhim (as) gibi, ateş saçan hararete karşı, 2 âyetini okuyorlar
1 Asânı taşa vur!dedik (Bakara Sûresi: 60)
2 Ey ateş! Serin ve selâmetli ol (Enbiyâ Sûresi: 69)
Mâdem herşey mânen, Bismillâhder, Allah nâmına Allah'ın nimetlerini getirip bizlere veriyorlar Biz dahi, Bismillâhdemeliyiz Allah nâmına vermeliyiz Allah nâmına almalıyız Öyle ise, Allah nâmına vermeyen gàfil insanlardan almamalıyız
Suâl: Tablacı hükmünde olan insanlara bir fiyat veriyoruz Acaba, asıl mal sahibi olan Allah ne fiat istiyor?
Elcevap:Evet, o Mün'imi Hakikî, bizden o kıymettar nimetlere, mallara bedel istediği fiat ise, üç şeydir: Biri zikir, biri şükür, biri fikirdir
Başta BismillâhzikirdirAhirde ElhamdülillâhşükürdürOrtada, bu kıymettar hârikai san'at olan nimetler Ehad, Samed'in mu'cizei kudreti ve hediyei rahmeti olduğunu düşünmek ve derk etmek fikirdir
Bir padişahın kıymettar bir hediyesini sana getiren bir miskin adamın ayağını öpüp hediye sahibini tanımamak ne derece belâhet ise, öyle de, zâhirî mün'imleri medih ve muhabbet edip Mün'imi Hakikîyi unutmak, ondan bin derece daha belâhettir
Ey nefis! Böyle ebleh olmamak istersen; Allah nâmına ver, Allah nâmına al, Allah nâmına başla, Allah nâmına işle, vesselâm
Sözler | Birinci Söz |
2
3
Ey kardeş! Benden birkaç nasihat istedin Sen bir asker olduğun için, askerlik temsilâtiyle, sekiz hikâyecikler ile birkaç hakikati nefsimle beraber dinle Çünkü, ben nefsimi herkesten ziyâde nasihate muhtaç görüyorum Vaktiyle sekiz âyetten istifade ettiğim Sekiz Sözü, biraz uzunca, nefsime demiştim Şimdi, kısaca ve avâm lisânıyla nefsime diyeceğim Kim isterse beraber dinlesin
BİRİNCİ SÖZ
Bismillâh her hayrın başıdır Biz dahi başta ona başlarız Bil ey nefsim! Şu mübârek kelime İslâm nişanı olduğu gibi, bütün mevcudâtın lisânı haliyle virdi zebânıdır Bismillâh ne büyük tükenmez bir kuvvet, ne çok bitmez bir bereket olduğunu anlamak istersen, şu temsilî hikâyeciğe bak, dinle Şöyle ki:
Bedevî Arab çöllerinde seyahat eden adama gerektir ki, bir kabîle reisinin ismini alsın ve himâyesine girsin tâ şakîlerin şerrinden kurtulup, hâcâtını tedârik edebilsin Yoksa, tek başıyla, hadsiz düşman ve ihtiyacâtına karşı perişan olacaktır
1 Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla2 Ve sâdece Ondan yardım dileriz
3 Ezelden ebede her türlü hamd ve övgü, şükür ve minnet, âlemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur Efendimiz Muhammed'e (asm), onun bütün âl ve ashâbına salât ve selâm olsun
İşte böyle bir seyahat için iki adam sahrâya çıkıp gidiyorlar Onlardan birisi mütevâzi idi; diğeri mağrur Mütevâzii, bir reisin ismini aldı; mağrur almadı Alanı her yerde selâmetle gezdi Bir kâtıü'ttarîka rast gelse, der: Ben filân reisin ismiyle gezerimŞakî def' olur, ilişemez Bir çadıra girse, o nâm ile hürmet görür Öteki mağrur, bütün seyahatinde öyle belâlar çeker ki, tarif edilmez Dâimâ titrer, dâimâ dilencilik ederdi Hem zelîl, hem rezil oldu
İşte, ey mağrur nefsim, sen o seyyahsın Şu dünya ise bir çöldür Aczin ve fakrın hadsizdir Düşmanın, hâcâtın nihayetsizdir Mâdem öyledir, şu sahrânın Mâliki Ebedîsi ve Hâkimi Ezelîsinin ismini al Tâ bütün kâinatın dilenciliğinden ve her hâdisâtın karşısında titremeden kurtulasın
Evet, bu kelime öyle mübârek bir defînedir ki, senin nihayetsiz aczin ve fakrın, seni nihayetsiz kudrete, rahmete rabt edip, Kadîri Rahîmin dergâhında aczi, fakrı en makbul bir şefaatçi yapar Evet, bu kelime ile hareket eden, o adama benzer ki: Askere kaydolur Devlet nâmına hareket eder Hiçbir kimseden pervâsı kalmaz Kanun nâmına, devlet nâmına der Her işi yapar, her şeye karşı dayanır
Başta demiştik: Bütün mevcudât lisânı hal ile, BismillâhderÖyle mi?
Evet Nasıl ki, görsen; bir tek adam geldi, bütün şehir ahalisini cebren bir yere sevk etti ve cebren işlerde çalıştırdı Yakînen bilirsin, o adam kendi nâmiyle, kendi kuvvetiyle hareket etmiyor Belki o bir askerdir, devlet nâmına hareket eder, bir padişah kuvvetine istinad eder
Öyle de, her şey Cenâbı Hakkın nâmına hareket eder ki, zerrecikler gibi tohumlar, çekirdekler, başlarında koca ağaçları taşıyor, dağ gibi yükleri kaldırıyorlar Demek her bir ağaç Bismillâhder; hazînei rahmet meyvelerinden ellerini dolduruyor, bizlere tablacılık ediyor
Her bir bostan, Bismillâhder, matbahai kudretten bir kazan olur ki, çeşit çeşit pek çok muhtelif leziz taamlar, içinde beraber pişiriliyor
Her bir inek, deve, koyun, keçi gibi mübârek hayvanlar Bismillâhder, rahmet feyzinden bir süt çeşmesi olur Bizlere Rezzâk nâmına en latîf, en nazîf, âbı hayat gibi bir gıdâyı takdim ediyorlar
Her bir nebat ve ağaç ve otların ipek gibi yumuşak kök ve damarları Bismillâhder, sert olan taş ve toprağı deler, geçer Allah nâmına, Rahmân nâmınader; her şey ona musahhar olur
Evet, havada dalların intişârı ve meyve vermesi gibi, o sert taş ve topraktaki köklerin kemâli sühûletle intişâr etmesi ve yer altında yemiş vermesi; hem şiddeti hararete karşı aylarca nâzik, yeşil yaprakların yaş kalması, tabiiyyunun ağzına şiddetle tokat vuruyor Kör olası gözüne parmağını sokuyor Ve diyor ki: En güvendiğin salâbet ve hararet dahi emir tahtında hareket ediyorlar ki, o ipek gibi yumuşak damarlar, birer asâi Mûsâ (as) gibi, 1 emrine imtisâl ederek taşları şakk eder Ve o sigara kâğıdı gibi ince nâzenin yapraklar, birer âzâyı İbrâhim (as) gibi, ateş saçan hararete karşı, 2 âyetini okuyorlar
1 Asânı taşa vur!dedik (Bakara Sûresi: 60)
2 Ey ateş! Serin ve selâmetli ol (Enbiyâ Sûresi: 69)
Mâdem herşey mânen, Bismillâhder, Allah nâmına Allah'ın nimetlerini getirip bizlere veriyorlar Biz dahi, Bismillâhdemeliyiz Allah nâmına vermeliyiz Allah nâmına almalıyız Öyle ise, Allah nâmına vermeyen gàfil insanlardan almamalıyız
Suâl: Tablacı hükmünde olan insanlara bir fiyat veriyoruz Acaba, asıl mal sahibi olan Allah ne fiat istiyor?
Elcevap:Evet, o Mün'imi Hakikî, bizden o kıymettar nimetlere, mallara bedel istediği fiat ise, üç şeydir: Biri zikir, biri şükür, biri fikirdir
Başta BismillâhzikirdirAhirde ElhamdülillâhşükürdürOrtada, bu kıymettar hârikai san'at olan nimetler Ehad, Samed'in mu'cizei kudreti ve hediyei rahmeti olduğunu düşünmek ve derk etmek fikirdir
Bir padişahın kıymettar bir hediyesini sana getiren bir miskin adamın ayağını öpüp hediye sahibini tanımamak ne derece belâhet ise, öyle de, zâhirî mün'imleri medih ve muhabbet edip Mün'imi Hakikîyi unutmak, ondan bin derece daha belâhettir
Ey nefis! Böyle ebleh olmamak istersen; Allah nâmına ver, Allah nâmına al, Allah nâmına başla, Allah nâmına işle, vesselâm
Sözler | Birinci Söz |