Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.
Çağdaş tıbbın girişimsel operasyonlarda, acil durumlarda sağladığı muvaffakiyetlerin diabet, obezite, kanser, alerjiler, depresyon, Alzheimer üzere kronik meselelerde benzeri muvaffakiyete ulaşamaması bütünsel tıbba ilgiyi arttırmaktadır.
Bütünsel tıbbın gayesi öncelikle kişinin sıhhatini kaybetmeden evvel doktor tarafından hayat alışkanlıklarıyla ve beslenme tertibiyle bütüncül kıymetlendirilmesi hami hedefle bilinçlendirilmesidir. Vücudun ağır illetlere yakalanmadan evvel verdiği işaretler tespit edilip bitkisel yahut mineral özlü ilaçlarla ya da rezonans sistemleri üzere yan etkisiz pratiklerle kimseyi sıhhatine kavuşturmak mümkündür. İnsanın sırf vücudunda oluşan tek bir sorun üzere görülmesi zihinsel, ruhsal durumunun gözardı edilmesi semptomatik ve günü kurtaran yaklaşımlar olacaktır.
Gerçek düzgünleşme, yalnızca bulgunun geçmesi değil bütünüyle kişinin sıhhatine kavuşmasıdır.
WHO (Dünya Sıhhat Örgütü) nun tarifine nazaran sıhhat; kişinin fizikî, bedensel ve çevre olarak kendisiyle ve muhitiyle armoni ve bütün halinde olmasıdır. Bu sahifede okuyacağınız malumatlar bütünsel tıp yaklaşımında yalnızca rezonans- biyorezonans ve homeopati sistemlerini açıklamak üzere hazırlanmıştır.
REZONANS- BİYOREZONANS TERAPİLERİ NEDİR?
Kuantum fiziği kurallarının bulunmasından sonra her unsurun kendi yapısına münasebetli olarak bir titreşim frekansının olduğu artık bilinir haldedir. Hem etrafımızdaki unsurlar hem de vücudumuzun her organı her hücresi çalışırken bir güç üretir. Birebir formda mikroorganizmaların ve gayrı patojenlerin de frekansı vardır. Sağlıklı halde ve hastalıklı hallerde hücrelerin dokuların ve vücudun gücü ölçümlenmektedir. Bu akımların yahut tertiplerinin bozulması hastalık denen tabloya zeöim hazırlamaya başlar. Vücudun kendi gücüyle bunun üstesinden gelemeyip frekans düzensizliklerinin oturmasıyla organların çalışması gitgide bozulur.
Günlük hayatta maruz kaldığımız elektromanyetik sahaların ağırlaşması,stres, azıkların, soluduğumuz havanın, toprağın maruz kaldığı kirleticiler insan vücudunu kendi güzelleşme gücünden uzaklaştırır.
Rezonans terapilerinde frekansı bozulan sistemlere düzenleyici akımlar verilir ve bir çeşit detoks hali yaratılır. Ya da zayıflamış olan uygunlaştırıcı akıma yükleme yapılır ve hücrenin kendini onarım sürecine sokması desteklenir. Gerek rezonans terapileri gerekse homeopati stimulus ( Uyarı) verme nizamıyla vücuda tesir eder. Kimyasal unsur ya da elektriksel ikaz verilmez. Bu nedenle her yaşta ve endikasyonu tabip tarafından tespit edilen durumlarda öteki ilaçlarla yahut tedavilerle olumsuz manada etkileşmeden çalışır.
TARİHÇE:
1970 li yıllarda Alman tıp hekimi Morrel’in homeopatiyi tedavilerinde kullanırken elektrpmanyetik dalgalarla vücut üzerinde emsal etkiyi yapabilirliğini araştırması üzerinden doğmuş bir pratiktir. Sonraki yıllarda hastalıklı dokuların ve sağlıklı dokuların frekansları üzerinde yapılan çalışmalarla yalnızca hastalıklarda değil kronik yorgunluk sendronu, fibromyaljiler, nedeni bulunmayan cilt döküntüleri, alerjiler, kronik ve nedensiz başağrıları, uyku meseleleri ve yeme bozukluklarıyla bağımlılıklarda destekleyici olarak vücudu sağlıklı ritme döndüren çalışmalar yapılmıştır. Günümüzde Avrupa memleketleri başta olmak üzere Amerika’da ve Çin’de biyorezonans ve rezonans cihazlarının tasarrufu yaygınlaşmıştır. Farklı modeller ve markalarla yapılan rezonans pratiklerini tıp hekimleri ve tamamlayıcı tıp eksperleri Avrupa’da kullanmaktadır.
Rezonans Terapilerinin Endikasyonları?
Öncelikle tıbben gerekli tetkikler ve kompetan muayenesi yapılmış olması kuralıyla;
Kronik Yorgunluk Sendromu
Alerjiler
Obezite ve Kilo Alamama durumu üzere beslenme bozuklukları
Kronik Başağrıları
Sindirim Sistemi Dertleri
Fibromyalji
Uyku sıkıntıları
Hiperaktivite ve Öğrenme Meseleleri
Rezonans Terapilerini Kimler Alamaz?
Kalp pili olanlarda ve gebelerde uygulanmaz.
Rezonans terapileri temel olarak detoks hedefli olduğu için hastalık durumu olmasa da Diyetlerde, Sigara ve alkol bırakma tedavilerinde, spor performansını arttırma, imtihan periyotlarında vücudu ve zihni destekleme manasında kullanılır. Kimseye rezonans tatbikinde kimyasal molekül verilmez, noninvaziftir, yan etkisizdir.
Rezonans Tedavisi İçin Gerekenler;
Öncelikle hekim muayenesi yapılması ve gereğinde tetkik istenmesi gerekebilir. Tedavi öncelikle homeopatik yaklaşımı gerektiriyorsa remediler verilir. Kişinin beslenme ve ömür alışkanlıkları gözden geçirilip düzenlenir. Sonrasında münasebetli görülecek aralıkla ve belirlenen seansla terapi başlar. 2 gün öncesinden alkol alımı, kahve , çikolata, ağır ve yağlı beslenme durumuna ara verilir. Bol su tüketilir. Seanstan 24 saat evvel hafif beslenme, çay tüketiminin azaltılması ve hafif yürüyüşler önerilir. Seansa rahat kıyafetlerle gelinmesi tavsiye edilir. Seanstan sonra 2 gün sıradanda tüketilenden 1-1,5 litre çokça su tüketilmesi, kahve ve alkol, sigara içilmemesi istenir. Mümkünse kişinin istirahat etmesi uygun olur. Kimi durumlar birkaç gün hafif yorgunluk hissi ve uyumaya meyil olabilir. Bu türlü bir durum sözkonusu ise kişinin kuvveti kaybının çokça olduğu anlaşılır. Bu durum yan tesir değildir. Mümkünse ter atılımını arttırmak üzere sauna önerilir. Yüzme tavsiye edilir.
Bütünsel tıbbın gayesi öncelikle kişinin sıhhatini kaybetmeden evvel doktor tarafından hayat alışkanlıklarıyla ve beslenme tertibiyle bütüncül kıymetlendirilmesi hami hedefle bilinçlendirilmesidir. Vücudun ağır illetlere yakalanmadan evvel verdiği işaretler tespit edilip bitkisel yahut mineral özlü ilaçlarla ya da rezonans sistemleri üzere yan etkisiz pratiklerle kimseyi sıhhatine kavuşturmak mümkündür. İnsanın sırf vücudunda oluşan tek bir sorun üzere görülmesi zihinsel, ruhsal durumunun gözardı edilmesi semptomatik ve günü kurtaran yaklaşımlar olacaktır.
Gerçek düzgünleşme, yalnızca bulgunun geçmesi değil bütünüyle kişinin sıhhatine kavuşmasıdır.
WHO (Dünya Sıhhat Örgütü) nun tarifine nazaran sıhhat; kişinin fizikî, bedensel ve çevre olarak kendisiyle ve muhitiyle armoni ve bütün halinde olmasıdır. Bu sahifede okuyacağınız malumatlar bütünsel tıp yaklaşımında yalnızca rezonans- biyorezonans ve homeopati sistemlerini açıklamak üzere hazırlanmıştır.
REZONANS- BİYOREZONANS TERAPİLERİ NEDİR?
Kuantum fiziği kurallarının bulunmasından sonra her unsurun kendi yapısına münasebetli olarak bir titreşim frekansının olduğu artık bilinir haldedir. Hem etrafımızdaki unsurlar hem de vücudumuzun her organı her hücresi çalışırken bir güç üretir. Birebir formda mikroorganizmaların ve gayrı patojenlerin de frekansı vardır. Sağlıklı halde ve hastalıklı hallerde hücrelerin dokuların ve vücudun gücü ölçümlenmektedir. Bu akımların yahut tertiplerinin bozulması hastalık denen tabloya zeöim hazırlamaya başlar. Vücudun kendi gücüyle bunun üstesinden gelemeyip frekans düzensizliklerinin oturmasıyla organların çalışması gitgide bozulur.
Günlük hayatta maruz kaldığımız elektromanyetik sahaların ağırlaşması,stres, azıkların, soluduğumuz havanın, toprağın maruz kaldığı kirleticiler insan vücudunu kendi güzelleşme gücünden uzaklaştırır.
Rezonans terapilerinde frekansı bozulan sistemlere düzenleyici akımlar verilir ve bir çeşit detoks hali yaratılır. Ya da zayıflamış olan uygunlaştırıcı akıma yükleme yapılır ve hücrenin kendini onarım sürecine sokması desteklenir. Gerek rezonans terapileri gerekse homeopati stimulus ( Uyarı) verme nizamıyla vücuda tesir eder. Kimyasal unsur ya da elektriksel ikaz verilmez. Bu nedenle her yaşta ve endikasyonu tabip tarafından tespit edilen durumlarda öteki ilaçlarla yahut tedavilerle olumsuz manada etkileşmeden çalışır.
TARİHÇE:
1970 li yıllarda Alman tıp hekimi Morrel’in homeopatiyi tedavilerinde kullanırken elektrpmanyetik dalgalarla vücut üzerinde emsal etkiyi yapabilirliğini araştırması üzerinden doğmuş bir pratiktir. Sonraki yıllarda hastalıklı dokuların ve sağlıklı dokuların frekansları üzerinde yapılan çalışmalarla yalnızca hastalıklarda değil kronik yorgunluk sendronu, fibromyaljiler, nedeni bulunmayan cilt döküntüleri, alerjiler, kronik ve nedensiz başağrıları, uyku meseleleri ve yeme bozukluklarıyla bağımlılıklarda destekleyici olarak vücudu sağlıklı ritme döndüren çalışmalar yapılmıştır. Günümüzde Avrupa memleketleri başta olmak üzere Amerika’da ve Çin’de biyorezonans ve rezonans cihazlarının tasarrufu yaygınlaşmıştır. Farklı modeller ve markalarla yapılan rezonans pratiklerini tıp hekimleri ve tamamlayıcı tıp eksperleri Avrupa’da kullanmaktadır.
Rezonans Terapilerinin Endikasyonları?
Öncelikle tıbben gerekli tetkikler ve kompetan muayenesi yapılmış olması kuralıyla;
Kronik Yorgunluk Sendromu
Alerjiler
Obezite ve Kilo Alamama durumu üzere beslenme bozuklukları
Kronik Başağrıları
Sindirim Sistemi Dertleri
Fibromyalji
Uyku sıkıntıları
Hiperaktivite ve Öğrenme Meseleleri
Rezonans Terapilerini Kimler Alamaz?
Kalp pili olanlarda ve gebelerde uygulanmaz.
Rezonans terapileri temel olarak detoks hedefli olduğu için hastalık durumu olmasa da Diyetlerde, Sigara ve alkol bırakma tedavilerinde, spor performansını arttırma, imtihan periyotlarında vücudu ve zihni destekleme manasında kullanılır. Kimseye rezonans tatbikinde kimyasal molekül verilmez, noninvaziftir, yan etkisizdir.
Rezonans Tedavisi İçin Gerekenler;
Öncelikle hekim muayenesi yapılması ve gereğinde tetkik istenmesi gerekebilir. Tedavi öncelikle homeopatik yaklaşımı gerektiriyorsa remediler verilir. Kişinin beslenme ve ömür alışkanlıkları gözden geçirilip düzenlenir. Sonrasında münasebetli görülecek aralıkla ve belirlenen seansla terapi başlar. 2 gün öncesinden alkol alımı, kahve , çikolata, ağır ve yağlı beslenme durumuna ara verilir. Bol su tüketilir. Seanstan 24 saat evvel hafif beslenme, çay tüketiminin azaltılması ve hafif yürüyüşler önerilir. Seansa rahat kıyafetlerle gelinmesi tavsiye edilir. Seanstan sonra 2 gün sıradanda tüketilenden 1-1,5 litre çokça su tüketilmesi, kahve ve alkol, sigara içilmemesi istenir. Mümkünse kişinin istirahat etmesi uygun olur. Kimi durumlar birkaç gün hafif yorgunluk hissi ve uyumaya meyil olabilir. Bu türlü bir durum sözkonusu ise kişinin kuvveti kaybının çokça olduğu anlaşılır. Bu durum yan tesir değildir. Mümkünse ter atılımını arttırmak üzere sauna önerilir. Yüzme tavsiye edilir.
