Malum havalar karlı, çoğumuz kendimizi eve kapatmış durumdayız. Bu aylarda çoğumuzun üzerinde halsizlik, yataktan çıkmak istememe, gündüzleri uyku sersemliği, mutsuzluk, cinsel istekte düşüş, sosyalleşmekten kaçınma gibi belirtiler olabilir ve çoğumuz bunun sadece bizim başımıza geldiğini düşünüyor olabiliriz. Öncelikle şunu bilmelisiniz ki yalnız değilsiniz. Kasım ayından başlayıp neredeyse martın sonuna kadar devam eden bu mutsuzluk, halsizlik ve üşengeçlik durumunun adı mevsimsel duygu durum bozukluğudur. Bu bozukluk kadınlarda erkeklere oranla 4 kat daha fazla görülmektedir. İştahınızın açılması, battaniyenin altından çıkmak istememeniz, tekrarlayan başarısız diyet girişimlerinin muhtemel sebebi = kış depresyonu.
Bu kış depresyonunun sebebi nedir ve bununla nasıl başa çıkılır?
Öncelikle size serotonin hormonundan biraz bahsetmek istiyorum. Bu hormon mutluluk hormonu olarak da adlandırılır, beyinde salgılanır ve vücudumuzun çeşitli noktalarında üretilir. Serotoninin bir çok görevi vardır. Ruh halini, uykuyu, iştahı, cinselliği düzenlemeye yardımcı olur. Vücudumuzdaki serotonin seviyesindeki dengesizlikler ruh halimizi etkileyip depresyona sebep olabilir.
Şimdi size serotoninden neden bahsettiğimi açıklayayım. D vitamini serotonin artmasında önemli rol oynamaktadır. Bizim doğal yollarla en çok D vitamini almamızı sağlayan şey ise güneş ışınlarıdır. Kış aylarında güneşe daha az maruz kalmamız doğal yollarla serotonin almamızı engeller ve yukarıda da bahsettiğim üzere serotonin hormonunun azalması ruh halimizi etkileyip bizim depresyona girmemize sebep olabilir.
Peki ne yapmalıyız?
-
Olabildiğince güneş ışınlarına maruz kalmaya çalışmalıyız, perdelerimizi açıp içeriye güneş ışığı girmesini sağlamalıyız. -
Evimizi sık sık havalandırıp temiz hava almaya özen göstermeliyiz -
Sosyal çevremizden, günlük aktivitelerimizden uzak kalmamaya çalışmalıyız. -
Hava soğuk olsa bile kalın giyinip yürüyüşe çıkmak hem bedenimize hem de zihnimize dinçlik katacaktır, elimizden geldiğince spor yapmalıyız. -
Evimize ya da ofisimize renkli, canlı çiçekler koymalıyız. -
Eğer sürekli negatif içerikli haberler okuyorsak buna biraz ara verip günün belirli saatlerini pozitif şeyler izlemeye, okumaya ayırmalıyız. -
Süt, peynir, yoğurt, kırmızı et gibi triptofan açısından zengin besinler tüketmeliyiz. -
Masaj da serotonin seviyesini artış sağlamaktadır. Masaj yaptırabiliriz. -
Ve en önemlisi hayatımızda bize stres veren ne varsa onlardan uzaklaşmaya çalışmalıyız. Unutmamalıyız ki stres sadece ruh sağlığımızı değil bedensel sağlığımızı da çok etkilemektedir.